Mayıs 06, 2023 09:14 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 970 )

Kamer suresinin 9 ila 22. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Kamer suresinin 9 ila 12. ayetleri:

 

کَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَکَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ (54:9)

فَدَعَا رَبَّهُ أَنِّی مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ (54:10)

فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ (54:11)

وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُیُونًا فَالْتَقَى الْمَاءُ عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ (54:12)

 

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.

 

Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.

 

Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.

 

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

 

 

Geçen bölümde inkar edenlerin kıyamet gününde ağır ve korkunç durumlarından söz edildi. Bu ayetler ise münkirlerin fani dünyada cezalarının küçük bir bölümüne işaret ederek şöyle buyurmakta:

Hz. Nuh da diğer peygamberler gibi insanları Allah tealaya davet etti ve onlara bazı mucizeleri gösterdi; ancak insanlar hakkı benimsemek istemiyordu ve bu yüzden Hz. Nuh’u deli ve cinlerin etkisi altında kalan ve aklını kaybeden biri olarak ilan ettiler. Onlar Hz. Nuh’u taşlayarak öldürmekle tehdit etiler. Kafirler sürekli Hz. Nuh’u eziyet ve taciz ederek daveti yolunda türlü engeller çıkardılar ve böylece Nuh’un risaletinden el çekmesini ve onları kendi haline bırakmasını istediler.

Hal böyle olunca Nuh Allah tealadan ona muhaliflere karşı koyabilmesi için yardım talep etti. Öte yandan Allah da muhaliflere hücceti tamamlamıştı ve hiç biri hak yoluna geri dönmediği için onlara azabını nazil etti ve korkunç bir sel akarak hepsini yok etti.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – İlahi peygamberleri deli saymak, tarih boyunca atılan iftiralardan biridir. Kötü ve günahkar muhalifler böylece peygamberlerin kişiliğini sorgulamaya çalışmıştır.

2 – Mümin insanlar görevlerini yerine getirmeli ve düşmana mağlup olduklarında da hüsrana ve umutsuzluğa kapılmamalıdır; zira ilahi güç, ttüm güçlerin üstündedir.

3 – İlahi rahmet ve bereket mazharı olan yağmur bazen azap ve ceza aracı olabilir.

 

Kamer suresinin 13 ila 17. ayetleri:

 

وَحَمَلْنَاهُ عَلَى ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ (54:13)

تَجْرِی بِأَعْیُنِنَا جَزَاءً لِمَنْ کَانَ کُفِرَ (54:14)

وَلَقَدْ تَرَکْنَاهَا آَیَةً فَهَلْ مِنْ مُدَّکِرٍ (54:15)

فَکَیْفَ کَانَ عَذَابِی وَنُذُرِ (54:16)

وَلَقَدْ یَسَّرْنَا الْقُرْآَنَ لِلذِّکْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّکِرٍ (54:17)

 

 

Yani:

Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.

 

İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

 

Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

 

Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?

 

Hz. Nuh’un kavmine azap nazil olmadan önce Allah teala peygamberini, hayvanları da içine alabilecek ve yok olmalarını önleyebilecek kadar büyük bir gemi inşa etmekle görevlendirdi. Bu emir, gelecekte korkunç bir fırtına kopacağı ve yeryüzünü kaplayacağının işaretiydi, yoksa buna gerek olmazdı. Daha sonra büyük fırtına koptuğunda Nuh’un gemisi ilahi emir üzerine hareket etti ve içindekileri kurtardı, fakat kafirlerin tümü suda boğularak helak oldu. Sonunda sular çekilince gemidekiler sağ salim karaya bastı, fakat ahşap parçaları ve çivilerden ibaret olan geminin kalıntıları ilahi irade üzerine geride kalarak ilahi gücün işareti oldu, böylece münkirlere de ilahi cezanın ağır olduğu ve peygamberlerin uyarılarını ciddiye almaları gerektiği yönünde uyarı yapıldı. Kuşkusuz bu öykünün Kur'an'ı Kerim’de anlatılması da insanların ibret almaları ve hakka karşı inat etmekten el çekmeleri içindir.

Bu ayetlerin sonunda Kur'an'ı Kerim’in gayet kolaylaştırıldığı ifade ediliyor. Buna göre Kur'an'ı Kerim’in ifadeleri tilavetini kolaylaştırmış ve aynı zamanda güzel hale getirmiştir. Ayetlerin muhtevası da kolayca anlaşılan öyküler ve masallardan ibarettir. Kur'an'ı Kerim kolay olduğu gibi güçlü ve sağlam bir kitaptır, nitekim kolay olmasına rağmen ayetleri, şimdiye kadar hiç bir insan bu ayetlerin benzerini getirememiştir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Eğer Allah teala irade buyurursa, ahşap parçaları insanı korkunç sellerin ortasında bile korur, nitekim Hz. Musa’yı Nil’in azgın dalgaları arasında korudu.

2 – Peygamberlerin varlık nimetine nankörlük edenler dünya ahiret ilahi azapla cezalandırılır.

3 – Firavun’un leşi sudan çıkarılıp geriye kaldığı gibi Nuh gemisinin kalıntıları da gelecek kuşaklara ibret olsun diye geride kaldı.

4 – Kur'an'ı Kerim kolay bir kitaptır, ama buna karşın hiç kimse bu kitabın benzerini getiremez, tüm alem el ele verse bile bunu yapamaz.

 

Kamer suresinin 18 ila 22. ayetleri:

 

کَذَّبَتْ عَادٌ فَکَیْفَ کَانَ عَذَابِی وَنُذُرِ (54:18)

إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَیْهِمْ رِیحًا صَرْصَرًا فِی یَوْمِ نَحْسٍ مُسْتَمِرٍّ (54:19)

تَنْزِعُ النَّاسَ کَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُنْقَعِرٍ (54:20)

فَکَیْفَ کَانَ عَذَابِی وَنُذُرِ (54:21)

وَلَقَدْ یَسَّرْنَا الْقُرْآَنَ لِلذِّکْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّکِرٍ (54:22)

 

 

Yani:

Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).

 

Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 

O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.

 

Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

 

Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?

 

 

Nuh kaviminin öyküsünden sonra bu ayetler Ad kavminin başına gelenleri anlatıyor. Hz. Hud Ad kavmini çok nasihat etti ve çirkin amellerinden el çekmelerini istedi, ancak kavmi onunla sürekli alay ederek güçlü ve iri yapılı olmaları ile övündü. Gerçekte Hud halkı bir gün korkunç bir fırtına ve kasırganın kopacağını ve onları ve kentlerini yerle bir edeceğini ve iri yapılarını yerden sökülen hurma ağacının gövdesi gibi söküp savuracağını aklının ucundan bile geçirmiyordu. Ancak bu korkunç fırtına bir hafta sürdü ve Ad kavminden geriye hiç bir şey bırakmadı.

Allah teala burada bir kez daha neden geçmiş kavimlerin kaderinden ibret alınmadığını tekrar ediyor; üstelik Kur'an'ı Kerim’de onların kaderinden ibret almalarını kolaylaştırdığını buyuruyor.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Allah teala peygamberleri göndermek ve insanları uyarmakla hücceti tamamlamıştır. Bu yüzden inatçı insanlar çirkin amellerinin cezasını beklemelidir.

2 – Rüzgar da su gibi ilahi iradenin emrindedir. Rüzgar bazen ilahi bereketin simgesi ve bazen günahkarları cezalandırma aracıdır. Yüce Allah’ın iradesi ile rüzgar hem olumlu ve hem yıkıcı etkileri olabilir.

3 – Kur'an'ı Kerim tarih kitabı değildir, fakat insanları hidayete erdirmek üzere geçmiş kavimlerin ve bazı insanların kaderini anlatarak başkalarının ibret almasını ve hakkı tekzip etmekten vazgeçmelerini sağlamaya çalışmıştır.