Kasım 22, 2021 13:40 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 904 )

Zuhruf suresinin 57 ila 62. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Zuhruf suresinin 57 ve 58. ayetleri:

 

وَلَمَّا ضُرِبَ ابْنُ مَرْیَمَ مَثَلًا إِذَا قَوْمُکَ مِنْهُ یَصِدُّونَ (43:57)

وَقَالُوا أَآَلِهَتُنَا خَیْرٌ أَمْ هُوَ مَا ضَرَبُوهُ لَکَ إِلَّا جَدَلًا بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ (43:58)

 

Yani:

Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar.

 

Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.

 

Tarihi kaynaklarda belirtildiği üzere, Mekke müşrikleri putperestliğini haklı göstermek için Hristiyanların yaptıklarına istinat ederek İslam Peygamberi’ne -s- şöyle diyordu: Onlar da Meryem adında bir kadından doğan Mesih’e tapıyorlar. Eğer bizim yaptığımız yanlışsa, onların da yaptığı yanlaştır. Eğer senin söylediğin gibi biz ve putlarımız ateşte yanacaksak, o zaman Mesih de cehennem ateşinde yanmalıdır; zira o mabut olarak kabul edilmiştir.

Putlarla Hz. Mesih’in öz itibarı ile batıl olan bu yanlış karşılaştırma, İslam Peygamberi -s- ile mücadele eden ve tartışan müşriklerce gündeme getiriliyordu. Müşrikler yanlış amellerinden el çekmek yerine bu amellerini başkalarının yanlış amelleri ile mukayese ediyordu. Günümüzde de bir çokları yanlış amellerini haklı göstermek için bu yönteme başvuruyor.

Bilindiği üzere, insanlardan ancak kendilerini mabut sayanlar cehenneme girer. Bunların en somut örneği, insanları kendisine tapmaya davet eden Firavun’dur. Oysa Hz. İsa -s- asla mabut olmak istemedi ve bu konudan şiddetle kaçınıyordu.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Başkalarının yanlış inançları ile alay etmek yerine bu inançları istidlal ve mantıkla reddetmeliyiz.

2 – Hakikati öğrenmek için tartışmak, Kur'an'ı Kerim’in üzerine vurgu yaptığı bir konudur. Ancak yanlış amellerimizi haklı göstermeye çalışmak ve bunun için başkalarının hak sözüne karşı çıkmak yanlış ve uygunsuz bir ameldir.

 

Zuhruf suresinin 59 ve 60. ayetleri:

 

إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَیْهِ وَجَعَلْنَاهُ مَثَلًا لِبَنِی إِسْرَائِیلَ (43:59)

وَلَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَا مِنْکُمْ مَلَائِکَةً فِی الْأَرْضِ یَخْلُفُونَ (43:60)

 

Yani:

O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

 

Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.

Önceki ayetlerde Hz. Mesih’in Mekke müşrikleri tarafından putlarla mukayese edilmesinden söz ettik. Bu ayetler ise o hazreti savunarak şöyle buyurmakta:

O kendisini Allah’ın kulu bilirdi ve asla Hristiyanlarca tapılmak istemiyor ve bu durumla mücadele ediyordu. Hz. İsa, yüce Allah risalet ve nübüvvet nimeti ile onurlandırılan ve böylece İsrailoğullarının peygamberi olan ve onlara mükemmel bir örnek sunarak hidayete ermelerine vesile olmak isteyen bir insandı. Nitekim o hazretin mucizeleri de aslında yüce Allah’ın azameti ve kendisinin nübüvvet makamının birer işaretiydi. Hz. İsa yaşadığı sürece Allah tealaya kulluk ettiğini belirtiyor ve insanları da yegane Allah’a kulluk etmeye davet ediyordu. Ama maalesef Hristiyanlar Allah yerine ona taptılar ve onu kutsadılar.

Ayetler daha sonra müşriklere hitaben şöyle buyurmakta:

Eğer Allah ve peygamberi sizleri doğru yola davet ediyorsa bu, yüce Allah’ın sizin iman ve ibadetine ihtiyacı olduğu için değildir. Zira eğer Allah irade buyurursa sizin yerinize yeryüzünde melekleri yerleştirebilir. Bu melekler her daim Hak teala emirlerine uyar ve ancak O’na kulluk eder.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Allah’a kulluk etmek, insanı kemale erdirir ve yüceltir. Peygamberler ise kulluğun en yüksek mertebesine nail olan kullardır.

2 – Gerçi Yahudiler tarih boyunca Hz. İsa’ya muhalefet ettiler. Ancak o hazret İsrailoğulları kavmindendi ve Yahudilerce reddedilmesi sırf bu kavmin inat ve inkarı yüzündendi.

3 – Allah teala insanlar bilinçli ve kendi iradeleri ile iman etmelerini istemiştir, yoksa yeryüzünde insanların yerine hiç bir iradeleri olmayan ve sürekli kendisine ibadet eden melekleri yerleştirirdi.

 

Zuhruf suresinin 61 ve 62. ayetleri:

 

وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِ هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِیمٌ (43:61)

وَلَا یَصُدَّنَّکُمُ الشَّیْطَانُ إِنَّهُ لَکُمْ عَدُوٌّ مُبِینٌ (43:62)

 

Yani:

Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.

 

Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

 

Bu ayetler önceki ayetlerin devamında Hz. İsa’nın bir başka özelliğine işaretle şöyle buyurmakta:

Hz. İsa’nın varlığı kıyamet günü işaretlerinden biridir. Zira onun eşsiz bir anadan doğması, Allah tealanın insanları kıyamet gününde yeniden yaratacak gücünün işaretidir. Yine Hz. İsa’nın bir mucizesi, fani dünyada ölüleri yeniden diriltmekti. Bundan başka İslami muteber rivayetlere ve Hristiyanların inancına göre Hz. İsa ahir zamanda gökten nazil olacaktır, ki bu da dünyanın sonu ve kıyametin vuku bulmasının yaklaştığını işaretidir.

Ayetler kıyamet günü kesin olduğuna vurgu yaparak şöyle buyurmakta:

Bu konudan asla kuşku duymayın, zira kıyametten gafil olmak türlü günahlara ve sapkınlıklara yol açar ve bunun sonu da cehenneme düşmektir. Bunun yerine ilahi doğru yolu izleyin. Bu yol peygamberler tarafından açıklanmış ve insanı, yolundaki birçok tehlikeden koruyacak ve dünya ahiret saadete kavuşmasına vesile olacaktır.

Bu arada Allah yolu karşısında şeytan yolu bulunduğu belirtilmelidir. Şeytan sizi Allah yolundan ve ahiret aleminde kaderinizden saptırmaya ve dünya ahiret azap çekmenize sebebiyet verecektir. Şeytanın bu çabasının kökleri insanlara karşı derin kin ve düşmanlığıdır; zira şeytan sizin babanız Hz. Adem’e secde etmedi ve bu yüzden ilahi kattan kovuldu. Şeytan bunun üzerine kıyamet gününe dek insanları saptırma yemini etti. O zaman neden bu yeminli düşmana karşı sessiz kalıyor ve ona vesveseleri ile sizi hak yolundan saptırmasına müsaade ediyorsunuz?

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Evliyaların varlığı ve söz ve amelleri, Maad ve kıyamet gününü hatırlatır.

2 – İnsan doğru yolda hareket edebilmek için izleyecek modele ve örneğe ihtiyacı vardır ve bu yüzden doğru yolu Allah’ın pak kulları, yani peygamberlerden öğrenmelidir; aksi takdirde şeytan vesveselerinden etkilenerek doğru yolu kaybeder.

3 – Şeytan her daim insan için pusuya yatar ve her ne şekilde olursa olsun onun kalbine ve ruhuna nüfuz ederek doğru yoldan saptırmaya çalışır.