Aralık 06, 2021 13:25 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 906 )

Zuhruf suresinin 70 ila 78. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Zuhruf suresinin 70 ila 73. ayetleri:

 

ادْخُلُوا الْجَنَّةَ أَنْتُمْ وَأَزْوَاجُکُمْ تُحْبَرُونَ (43:70)

یُطَافُ عَلَیْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَأَکْوَابٍ وَفِیهَا مَا تَشْتَهِیهِ الْأَنْفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْیُنُ وَأَنْتُمْ فِیهَا خَالِدُونَ (43:71)

وَتِلْکَ الْجَنَّةُ الَّتِی أُورِثْتُمُوهَا بِمَا کُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (43:72) 

لَکُمْ فِیهَا فَاکِهَةٌ کَثِیرَةٌ مِنْهَا تَأْکُلُونَ (43:73)

 

Yani:

Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!

 

Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedî kalacaksınız.

"İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur."

 

" Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz" denilir.

 

Geçen bölümün son ayetlerinde yüce Allah salih kullarını kıyamet gününde onlar için hiç bir korku söz konusu olmamakla müjdelediğini beyan ettik. Bu ayetler ise cenneti şöyle anlatmakta:

Fani dünyada imanını koruyan, eşinin zorlukları ve sıkıntılarına ortak olan insanlar kıyamet gününde de tüm hoşluklarda ve mutluluklarda eşleri ile birlikte olacak ve birbirinden ayrılmayacaktır. Bu eşler büyük mutluluk ve sevinç içinde yaşar ve mutlulukları yüzlerine yansır. Allah teala bu insanların imanını korumak üzere fani dünyada mahrum kaldıkları tüm lezzetleri ve güzellikleri telafi eder. Cennette güzel yüzlü hademeler en lezzetli yiyecekleri ve içecekleri en güzel kaplarda ve bardaklarda hazırlayarak mümin kulları ağırlar ve onlar ne arzu ederse, hemen tedarik görür. Üstelik cennet nimetlerine zeval yoktur ve sonsuzdur. Cennet halkı büyük huzur ve mutluluk içinde yaşar ve hiç bir kaygıları olmaz ve en iyi şekilde ağırlanır, üstelik lezzetler ve hoşluklar onları bıktırmaz.

Ayetler daha sonra da cennette iki nimete daha işaret ederek şöyle buyurmakta:

Cennette gönlün arzu ettiği ve gözün zevk aldığı her şey vardır.

Bu tabir hakikaten ilginç ve güzel bir tabirdir. Ayetler cennet halkı oradaki nimetlerin son bulmasından kaygı duymamaları ve bu açıdan gönülleri rahat olması için de onlara şöyle buyurmakta: Sizler burada ebedi kalacaksınız.

Ayetler şöyle devam etmekte:

Sizin cennette yararlandığınız bu nimetler, amellerinizin sonucudur. Ayetler böylece sizi kurtaran esas etken, salih amelleriniz olduğuna vurgu yapıyor. Bu ayetlerin sonunda ayrıca cennet meyvelerinden söz edilmiştir. Cennet ağaçları her zaman bol meyvelidir ve cennet halkı bu ağaçların çeşitli meyvelerinden yararlanır.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Mümin eşler, ahirette de birlikte yaşar.

2 – Fani dünyada Allah rızası ve hoşnutluğu için namahremlere ve ahlak dışı durumlara göz yuman insanlar ahiret aleminde cennette güzel yüzlü eşleri görmek ve onlarla sohbet etmekten zevk alır. Kuşkusuz bu lezzet dünyevi lezzetlerle kıyaslanamayacak kadar güzeldir.

3 – Dünyevi zevkler ve mutluluklar kısıtlı ve geçicidir. Tüm lezzetlere ve isteklere kalıcı bir şekilde kavuşmak ancak cennette mümkündür.

4 – Cennete girmenin bir bedeli vardır. İyi ve salih amelde bulunmaksızın cennete girmeyi beklemek, yersiz bir beklenti olur.

5 – Cennetin en güzel nimetlerinden biri ise bol ve çeşitli meyveleridir.

 

Zuhruf suresinin 74 ila 76 ayetleri:

 

إِنَّ الْمُجْرِمِینَ فِی عَذَابِ جَهَنَّمَ خَالِدُونَ (43:74)

لَا یُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فِیهِ مُبْلِسُونَ (43:75) 

وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلَکِنْ کَانُوا هُمُ الظَّالِمِینَ (43:76) 

 

Yani:

Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar.

 

Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.

 

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.

 

Kıyamet gününde cennet halkının durumu beyan edildikten sonra bu ayetler suçluların ve günahkar kulların kaderine işaret ediyor ve böylece insanlara bu iki kesimin kıyamet gününde durumunu karşılaştırarak bu dünyada doğru yolu seçme şansı tanıyor. Ayetler ilkin şöyle buyurmakta:

İyiler cennette ebedi kalacakları gibi, kötüler de cehennemde ebedi kalacaktır.

Gerçi diğer bazı ayetlerde ve rivayetlerde tüm kötülerin ve günahkar insanların cehennemde ebedi kalmayacağı belirtilmiştir. Cehennemde ancak bu dünyada bin yıl daha yaşayacak olsalar bile yine hakla inattan ve zulmetmekten el çekmeyecek insanlar ebedi kalır. Doğal olarak bu tür inatçı ve şer insanlar azaptan kurtulmayı veya onlara verilen cezanın hafifletilmesi ve ilahi rahmetten yararlanmayı hak etmiyor ve cehennemden kurtulmaları için hiç bir çıkış yolu bulunmuyor ve bu yüzden derin üzüntü ve hüsrana uğruyorlar.

Ayetlerin devamında bu tür insanlara Allah teala zulmetmediğini ve dünyevi kısıtlı ömürlerinde uhrevi sınırsız cezayı hakettiklerini beyan etmek üzere, bu zümrenin bu kaderi kendi elleriyle hazırladıkları ve bu ebedi azabın sebebi onların kendi zalimane amelleri olduğu vurgulanıyor. Günümüzde de hukuki açıdan işlenen suçla verilen ceza arasında bir uyum söz konusudur ve işlenen suçun süresi ile pek ilgisi yoktur. Nitekim bazı suçlara, velev ki çok kısa sürede işlenmiş olsun, verilen ceza süresi çok uzundur ve kah müebbet hapis cezasına kadar varır.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kur'an'ı Kerim’in terbiye anlayışında uyarı ve müjde yan yanadır ve böylece insanların yersiz kibre veya umutsuzluğa kapılmaları engellenir.

2 – İyi ve salih amel insanın cennete girmesine vesile olduğu gibi, kötü amel de cehenneme girmeye sebebiyet verir.

3 – Allah teala hiç kimseye zulmetmez, ancak zalimleri cezalandırır.

 

Zuhruf suresinin 77 ve 78. ayetleri:

 

وَنَادَوْا یَا مَالِکُ لِیَقْضِ عَلَیْنَا رَبُّکَ قَالَ إِنَّکُمْ مَاکِثُونَ (43:77) 

لَقَدْ جِئْنَاکُمْ بِالْحَقِّ وَلَکِنَّ أَکْثَرَکُمْ لِلْحَقِّ کَارِهُونَ (43:78)

 

Yani:

Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.

 

Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.

 

Cehenneme düşen suçluların ve zalimlerin durumu oldukça ağır ve katlanılmazdır, öyle ki tek kurtuluşu ölmekte bulur ve cehennemin bekçisinden Allah’tan onlar için ölüm talep etmesini ve böylece bu zor durumdan kurtulmayı ister. Ancak onlara bu istek yerine getirilmeyeceğini ve onlar cehennemde ebedi kalacakları söylenir. Eğer insan fani dünyada intihar ederek hayatına son verebiliyorsa, kıyamet gününde ve ahiret aleminde böyle bir amel mümkün değildir; üstelik cehennemin yakıcı ateşi ve azabı dahi bu mekana düşenlerin ölümüne sebep olamaz.

Ayetlerin devamında kötülerin ve günahkarların cehenneme düşmelerinin sebebi bu zümrenin hakkı inkar etmeleri ve hakka karşı çıkmaları şeklinde ifade edilerek şöyle buyurur:

Bunlar fani dünyada hak sözden hoşlanmadılar ve heva ve hevesleri ve nefsani isteklerinin peşinden gittiler. Bunlar hak sözü kabul etmedikleri gibi hatta dinlemek ve üzerinde düşünmek bile istemediler ve sonunda hakla savaşları yüzünden ebedi azapla cezalandırıldılar.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Fani dünyada amellerimize dikkat edelim ki ahirette ölümü arzu etmeyelim, üstelik arzu etsek bile asla kabul edilmeyeceğini de unutmayalım.

2 – İlahi azap ve ceza hüccet tamamlandıktan sonra söz konusudur. O zaman kim hakkı anlayıp onunla mücadeleye kalkışırsa cehennemlik olur.

3 – Hakkı kabul etmek ve hakka karşı teslim olmak, dünya ahiret saadete vesile olur; nitekim hakka karşı çıkmak dünya ahiret şekavet ve mutsuzluğa sürükler.