Nur’a giden yol ( 911 )
ed Duhan suresinin 19 ila 27. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
ed Duhan suresinin 19 ila 21. ayetleri:
وَأَنْ لَا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ إِنِّی آَتِیکُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِینٍ (44:19)
وَإِنِّی عُذْتُ بِرَبِّی وَرَبِّکُمْ أَنْ تَرْجُمُونِ (44:20)
وَإِنْ لَمْ تُؤْمِنُوا لِی فَاعْتَزِلُونِ (44:21)
Yani:
Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.
Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım.
Eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın.
Geçen bölümde Hz. Musa yüce Allah tarafından Firavun sarayına gitmek ve Firavun’dan İsrailoğullarını azat etmesini istemekle görevlendirildiğini anlattık. Bu ayetler Hz. Musa’nın Firavun sarayında sözlerini şöyle sürdürdüğünü anlatıyor:
Ey Firavunlular, ben size açık ve kesin deliller getirdim ve hepinize bazı mucizeleri de gösterdim. O zaman Allah’ın emrine teslim olun; O’nun karşısında kibirlenmeyin, itaatsizlik etmeyin. Ey Firavunlular, beni ölümle tehdit ederek seçtiğim yoldan vazgeçeceğimi zannetmeyin. Ben Allah’ın elçisiyim ve sizim komplolarınızdan O’na sığınırım. Eğer Allah irade buyurursa, beni sizden gelen tehlikelere ve tehditlere karşı korur. Madem şimdi iman etmiyor ve Allah’ın emrine teslim olmuyorsunuz, beni kendi halime bırakın ve benim ve izleyenlerimin çabalarına mani olmayın.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Başka insanlara karşı kibirlenmek ve ululuk taslamak çirkin bir ameldir ve alemleri yaratan ve insanların maliki olan Allah teala karşısında daha da çirkindir.
2 – Peygamberlerin daveti mantıklı ve açık delillerle birlikte herkesin anlayabileceği kadar açık olmuştur. Muhaliflerin bu daveti benimsememesinin sebebi ise kibirli ve bencil olmalarından kaynaklanır, yoksa peygamberlerin tealimi gayet net ve açık ve anlaşılabilir şekildedir.
3 – Hakka davet uğrunda düşmanların baskı, işkence ve tehditleri bizi gevşetmemeli ve doğru yoldan vazgeçirmemelidir.
4 – Dini hedeflerin uğruna bazen müstekbirlerle çatışmak yerine onlardan uzak durmak ve şartların uygun hale gelmesini beklemek gerekir.
ed Duhan suresinin 22 ila 24. ayetleri:
فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَؤُلَاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ (44:22)
فَأَسْرِ بِعِبَادِی لَیْلًا إِنَّکُمْ مُتَّبَعُونَ (44:23)
وَاتْرُکِ الْبَحْرَ رَهْوًا إِنَّهُمْ جُنْدٌ مُغْرَقُونَ (44:24)
Yani:
Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
Allah, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar. Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu.
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Hz. Musa Firavun ve adamlarını irşat ve ikaz etmek üzere tüm yolları denediği halde sonuç alamayınca Allah tealadan istediği gibi bu fasık ve suçlu topluluğu cezalandırmasını istedi.
Yüce Allah bunun üzerine peygamberine, Firavun’un esaretinde bulunan İsrailoğullarını hazırlamasını ve onları gece karanlığında Mısır’dan Filistin’e doğru hareket ettirmesini emretti. Doğal olarak Firavun ve ordusu onları takip edecekti.
Ancak Allah teala Hz. Musa ve İsrailoğullarının geçmesi için yolu açacağını ve hepsini sağ salim Nil ırmağının azgın sularından geçireceğini vadetti ve asla kaygılanmamalarını buyurdu. Zira Firavun ve ordusu Nil ırmağına girer girmez ırmağın azgın dalgalarına kapılarak boğulacak ve Hz. Musa ve İsrailoğullarını ele geçiremeyecekti.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Peygamberlerin sözleri insanları etkilememesi ve çağrıları kabul edilmemesinin bir sebebi, bu insanların günah ve fesada bulaşmasıdır.
2 – Dua çaba harcamadan anlamsız ve faydasız olur. Hepimiz görevimizi yerine getirmeli ve aynı zamanda Allah tealadan bize yardımcı olmasını ve kapalı yolları açmasını niyaz etmeliyiz.
3 – Allah teala irade buyurursa Nil ırmağı Hz. Musa ve İsrailoğulları için güvenli bir güzergaha ve Firavun ve ordusu için ölüm ve yok olma alanına dönüşür.
ed Duhan suresinin 25 ila 27. ayetleri:
کَمْ تَرَکُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُیُونٍ (44:25)
وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ کَرِیمٍ (44:26)
وَنَعْمَةٍ کَانُوا فِیهَا فَاکِهِینَ (44:27)
Yani:
Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler, çeşmeler,
Ekinler, güzel konaklar,
Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
Firavun ve ordusunun Nil ırmağında boğulduğunu anlatan önceki ayetlerin devamında bu ayetler şöyle buyurmakta:
Tanrı olduğunu iddia eden ve Hz. Musa’nın hakka davetini kabul etmeyi reddeden Firavun bu dünyada nesi varsa hepsini kaybetti ve İsrailoğullarının eline geçti. İlginçtir ki kısa bir süre önce köle olan bir kavim şimdi Firavun ve adamlarının onca bahçesine, saraylarına ve malına mülküne sahip olmuştu. Aslında sadece bahçeler ve saraylar da değil, Firavun ve adamları kendileri için tedarik gördüğü her türlü refah malzemesi de İsrailoğullarının eline geçti; oysa Firavun ve adamları Nil ırmağında boğuldu ve cenazeleri su yüzünde öylece kalakaldı. Aslında tüm bunlar ilahi mucizenin bir parçasıydı; şöyle ki Hz. Musa asası ile Nil ırmağına vurunca ırmağın suyu ikiye bölündü ve ortasından İsrailoğullarının geçmesi için bir yol açıldı. İsrailoğulları sağ salim karşı kıyıya ulaştı, fakat Firavun ve ordusu bu yola girince azgın dalgalar harekete geçerek hepsini yuttu.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Allah’ın iradesi tüm iradelerin üstündedir. Allah tealanın iradesi sayesinde dişine kadar silahla donanmış atların üzerindeki Firavun ve ordusu, yaya olarak ilerleyen İsrailoğullarını kuşatarak yok edemedi.
2 – Maddi imkanlar güven yaratmaz, kurtarmaya gücü yetmez. Nitekim hiç bir saray veya kale ilahi öfkenin karşısında dayanamaz.
3 – Dünyevi her şey her an yok olabilir, nitekim niceleri bugüne kadar yok olup gitmiştir.
4 – Güç ve servet kurtuluş veya saadete vesile olamadığı gibi, insanın helak olmasına yol açabilir.