Ocak 15, 2022 13:45 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 913 )

ed Duhan suresinin 37 ila 50. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

ed Duhan suresinin 37. ayeti:

 

أَهُمْ خَیْرٌ أَمْ قَوْمُ تُبَّعٍ وَالَّذِینَ مِنْ قَبْلِهِمْ أَهْلَکْنَاهُمْ إِنَّهُمْ کَانُوا مُجْرِمِینَ (44:37)

 

Yani:

37. Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler.

 

Bu ayet, inat ve inkar yüzünden İslam Peygamberi’ne -s- muhalefet eden Mekkeli müşriklere hitaben şöyle buyurmakta:

Siz mi daha güçlüsünüz, yoksa Arap yarımadasının güneyinde, Yemen’de yaşayan kavim de daha güçlüydü? Onların imarlı ve bereketli toprakları vardı ve yüksek güç ve yetenekten yararlanıyordu; ancak zulüm, fesat ve isyana bulaştıkları için helak oldular. O zaman siz de komşularınızın kaderini paylaşmaktan korkun.

Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kur'an'ı Kerim’in insanları irşad ve ikaz etmek üzere başvurduğu yöntemlerden biri, gelecek kuşaklara ibret olsun diye, geçmiş kavimlerin tarihini ve kaderini anlatmaktır.

2 – Bazı amellerin cezası bu dünyada verilir. Toplumda zulüm ve fesat, bu tür amellere birer örnektir.

 

ed Duhan suresinin 38 ve 39. ayetleri:

 

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَیْنَهُمَا لَاعِبِینَ (44:38)

مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَکِنَّ أَکْثَرَهُمْ لَا یَعْلَمُونَ (44:39)

 

Yani:

Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.

 

Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

 

Önceki ayetlerde Maad hakkında olduğundan, bu ayetler kıyamet gününün nedenlerine işaretle şöyle buyurmakta:

Yoksa gökleri, yeri ve bunca azameti olan alemi beyhude ve amaçsız mı yarattığımızı zannediyorsunuz ki ölümle son bulsun ve yok olup gitsin? Eğer böyle olsaydı, bu durum çeşitli parçalarla binalar yapan ve sonunda bir darbe ile yıkan ve oynamaktan ve eğlenmekten başka amacı olmayan çocuk oyuncaklarına benzerdi.

Kafirler ve Maad ilkesini inkar edenler ölümü insan yaşamının sonu biliyor. Bir başka ifade ile, kafirlere göre insanların yaratılması onca yetenek, güç ve kapasitelerine rağmen sadece fani dünyada bir kaç sabahlık içindir ve ölümle her şey son bulur. Kuşkusuz bu anlayışa göre yaratılış beyhude ve boş bir iştir. Ancak Maad ilkesini inkar edenlerin aksine, Kur'an'ı Kerim’e göre ölüm, daha muazzam ve ebedi ve bu dünya, karşısında çok küçük ve değersiz olan bir dünyaya geçiş köprüsü ve güzergahıdır. Aslında yüce Allah’ın bu muazzam alemi hedefsiz ve bir kaç günlüğüne yaratmış olmasını düşünmek kesinlikle ilahi hikmet ve tedbirle bağdaşmayan bir düşüncedir.

Bu ayetlerde yer ve göklerin yaratılışının hak olduğuna işaret edilmiştir. Bu muazzam alemin hak oluşu, makul bir hedefi olmasını gerektirir ve bu da başka bir alemin varlığı olmaksızın anlamsız olur.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Eğer insanın kaderi ölümle son bulacaksa, insanlar için yaratılan bu alem tüm azametine rağmen beyhude ve içi boş olur.

2 – Madem varlık alemi güdümlüdür, biz insanlar yaratılış hedefini doğru tanımalı ve bu hedefle uyumlu hareket etmeliyiz.

3 – Maad ilkesini inkar etmenin sebeplerinden biri, yaratılış hedefini bilmemekten kaynaklanır, nitekim birçok insan bunu bilmemektedir.

 

ed Duhan suresinin 40 ila 42. ayetleri:

 

إِنَّ یَوْمَ الْفَصْلِ مِیقَاتُهُمْ أَجْمَعِینَ (44:40)

یَوْمَ لَا یُغْنِی مَوْلًى عَنْ مَوْلًى شَیْئًا وَلَا هُمْ یُنْصَرُونَ (44:41)

إِلَّا مَنْ رَحِمَ اللَّهُ إِنَّهُ هُوَ الْعَزِیزُ الرَّحِیمُ (44:42)

 

Yani:

Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür.

 

O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez.

 

Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir.

 

 

Varlık alemi güdümlü olduğunu beyan eden ve kıyamet gününün en önemli delilini ifade eden önceki ayetlerin devamında bu ayetler kıyamet gününün bazı özelliklerine işaret ederek şöyle buyurmakta:

O gün, ayrılma ve hesap günüdür; o günde insan amellerinden başka her şeyden kopar. O günde dostların birbirine yardımcı olduğu fani dünyadan farklı olarak ailevi ve sosyal ilişkiler ve bağlar kopar. O günde ne dostlar birbirine yardımcı olabilir, ne de akrabalar. O günde tüm planlar bozulur ve tüm yollar çıkmaza girer. Doğal olarak o günde ilahi lütuf ve rahmetten başka hiç bir şey insanı kurtaramaz. O gün yüce Allah salih kullarına merhamet eden ve keremi ile mükafatlandırır.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kıyamet günü, insanların ayrıldığı gündür. Bu günde tüm insanların, eş dost ve akrabaların arasında ayrılma yaşanır. O zaman hiç kimsenin kıyamet gününde bize yardımcı olacağına gönül bağlamamak gerekir.

2 – İnsanların kıyamet gününde yeniden dirileceği kesindir. O günde tüm insanlar bir araya gelir, ama aynı zamanda herkes yalnız ve tek başınadır.

3 – İnsanların kıyamet gününde tek muhatabı Allah’tır. Yüce Allah kıyamet gününde kafirlere güç ve izzet konumundan ve müminlere lütuf ve rahmet noktasından davranır.

 

ed Duhan suresinin 43 ila 50. ayetleri:

 

إِنَّ شَجَرَةَ الزَّقُّومِ (44:43)

طَعَامُ الْأَثِیمِ (44:44)

کَالْمُهْلِ یَغْلِی فِی الْبُطُونِ (44:45)

کَغَلْیِ الْحَمِیمِ (44:46)

خُذُوهُ فَاعْتِلُوهُ إِلَى سَوَاءِ الْجَحِیمِ (44:47)

ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِیمِ (44:48)

ذُقْ إِنَّکَ أَنْتَ الْعَزِیزُ الْکَرِیمُ (44:49)

إِنَّ هَذَا مَا کُنْتُمْ بِهِ تَمْتَرُونَ (44:50)

 

Yani:

Şüphesiz zakkum ağacı,

 

Günahkârların yemeğidir.

 

O, karınlarda maden eriyiği kaynar.

 

Sıcak suyun kaynaması gibi .

 

(Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin!

 

Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!

 

(Ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!

 

İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.

 

Kıyamet gününün bazı özelliklerine işaret eden önceki ayetlerin devamında bu ayetler cehennemde suçlulara verilecek korkunç cezaları anlatıyor; öyle ki bu cezaları hayal etmek bile insanı ürkütmeye yetiyor. Normalde cehennem ateşi dünyevi ateş gibi her şeyi yakıp kül ettiği düşünülebilir; oysa bu ayetlere göre cehennem ehli olanlar ateşin ortasında su ve yiyecekleri vardır, fakat bu su ve yiyecekler acı ve azaplara yol açan besinlerdir. Burada içilen su, yakıcı ve yiyecekler acı ve kaynar vaziyettedir ve acı vermekten başka bir işe yaramaz ve cehennem halkının bundan kaçışı yoktur. Burada alevler onlara sarar ve yakmaya başlar.

Cehennemde cismi azapların yanı sıra ruhi azaplar da söz konusudur. Burada günahkar ve asi insanlara şöyle denir: Hadi tadına bak. Sen kendini herkesten daha güçlü ve daha büyük zannedersin. Sen mazlumları zincire vurmuş ve onlara zulmetmiştin; kendini yenilmez ve fevkalade güçlü zannediyordun.

Kuşkusuz her suçlunun cezası işlediği suçla orantılıdır. Kıyamet gününde, dünyada istedikleri suçu ve cinayeti işleyen ve hiç kimse onlara dokunamayacağını zannedenler daha ağır bir şekilde cezalandırılır. Onlar gerçekte yaptıklarının cezasını bulur. Onlara: Bu hakkında sürekli kuşku duyduğunuz şeydir, denir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kıyamet gününde her günah insanın içini ve dışını saran ateş gibi ortaya çıkar. O zaman bu dünyada yaşadığımız sürece günahlardan sakınmalı ve Allah’tan af dileyerek cehennem ateşinden korunmalıyız.

2 – Kıyamet gününde cezalar hem cismi ve hem ruhidir. Cehenneme düşenler hem yanar hem aşağılanır.