Nur’a giden yol ( 915 )
el Casiye suresinin 1 ila 8. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
el Casiye suresinin 1 ila 3. ayetleri:
حم (45:1)
تَنْزِیلُ الْکِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِیزِ الْحَکِیمِ (45:2)
إِنَّ فِی السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآَیَاتٍ لِلْمُؤْمِنِینَ (45:3)
Yani:
Hâ. Mîm.
Kitap, azîz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır.
Casiye suresi Mekke’de nazil olmuştur ve diğer Mekki sureler gibi ayetleri tevhit delillerine işaret edilirken, sapkınlar uyarılıyor ve insanların kıyamet gününde kaderi anlatılıyor.
Casiye suresinin ilk ayeti H ve M harflerinden oluşan kesik harflerdir. Kesik harfler Kur'an'ı Kerim’in bu harflerden oluşan ilahi mucize olduğunu beyan eden harflerdir. Gerçi bu harfler insanların da bildiği harflerdir; ancak hiç kimse Kur'an'ı Kerim’in bir tek ayeti veya suresine benzer ayet veya sure getirememektedir.
Kur'an'ı Kerim’in nazil oluşu yüce Allah’ın iki sıfatından kaynaklandığı ifade ediliyor. Bunlar izzet ve hikmet sıfatlarıdır. Bu sıfatlara göre Allah teala müminlerden de her zaman izzetlerinin korumalarını ve hiç bir koşul altında zilleti kabul etmemelerini istiyor. yüce Allah ayrıca kullarından akıl ve hikmetlerine göre işlerini tedbir etmelerini ve beyhude işlerden kaçınmalarını istiyor.
Ayetler daha sonra yüce Allah’ın varlık aleminde azametine işaret ediyor ve Kur'an'ı Kerim’i yeri ve gökleri yaratan Allah teala nazil ettiğini ve kitapta yer alan ayetler ve ahkam ve kanunlar insan ve alemlerin yaratılış düzeni ile uyumlu olduğunu buyuruyor. Dolayısıyla müminler sadece Kur'an'ı Kerim ayetlerine bakmakla yetinmiyor ve aynı zamanda dikkatle yere ve göklere bakarak Allah tealadın varlık aleminde ayetlerini görmeye ve iman güçlerini takviye etmeye çalışıyor.
Göklerin ve yaratılış düzeninin harikulade yapısı ve uyumu ve içindeki acayip mahlukların her biri Allah tealanın ayetlerinden sayılır. Yerin uzayda her türlü hareketi düzenli ve hesaplıdır. Yerküremiz kendi ekseni ve güneşin etrafında döner. Yerküremiz aynı zamanda güneş sistemi ile birlikte Samanyolu galaksisi içinde sonsuzluğa doğru ilerlemektedir. Buna karşın tüm bu hareketler, insanlar ve tüm canlılar üzerinde rahatça yaşayabilecekleri kadar sakin gibidir ve hiç kimse bu hızlı hareketleri hissetmez bile.
Yerde milyarlarca insana yetecek kadar madenler ve temel ihtiyaçları karşılayacak her türlü imkan vardır. Dağlar ve denizler de ilahi ayetlerdir. Gerçekte yer ve gökler insanları büyüleyecek kadar güzelliklerle doludur. Kuşkusuz mümin insanlar bu güzelliklerin yanından kolay kolay geçmez ve yüce Allah’ın yarattığı bu güzelliklerin üzerinde dikkatle düşünür.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İnsanların saadetli bir yaşam sürdürmeleri için nazil olan ilahi kanun kitabı Kur'an'ı Kerim ilahi sonsuz ilim ve hikmete dayanarak hazırlanmıştır.
2 – Teşri ve Tekvin nizamları aynı mebdeden kaynaklanır ve birbiriyle uyumlu ve eşgüdümlüdür.
3 – Hem ilahi kitabın ayetleri ve hem de doğa kitabının sayfaları iman ehli olanlar için birer ayet ve işarettir.
el Casiye suresinin 4 ila 6. ayetleri:
وَفِی خَلْقِکُمْ وَمَا یَبُثُّ مِنْ دَابَّةٍ آَیَاتٌ لِقَوْمٍ یُوقِنُونَ (45:4)
وَاخْتِلَافِ اللَّیْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ رِزْقٍ فَأَحْیَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْرِیفِ الرِّیَاحِ آَیَاتٌ لِقَوْمٍ یَعْقِلُونَ (45:5)
تِلْکَ آَیَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَیْکَ بِالْحَقِّ فَبِأَیِّ حَدِیثٍ بَعْدَ اللَّهِ وَآَیَاتِهِ یُؤْمِنُونَ (45:6)
Yani:
Sizin yaratılışınızda ve (Allah'ın) yeryüzünde yaydığı canlılarda, kesin olarak inanan bir toplum için ibret verici işaretler vardır.
Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve ölümünden sonra yeri onunla diriltmesinde, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, aklını kullanan toplum için dersler vardır.
İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın âyetleridir. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?
Varlık aleminde ilahi ayetlere işaret ettikten sonra bu ayetler ilkin insanları neden kendi yaratılışları üzerinde düşünmedikleri ve Allah’ın beşeri yaratma işinde sergilediği azameti anlamak istemedikleri için sorguluyor; neden yeryüzünde onlarla birlikte yaşayan türlü hayvanların yaratılışını düşünmediklerini sorguluyor. Oysa bu konuların üzerinde düşünmek Allah tealaya iman ve yakinin vesilesidir. Nitekim eğer insan rüzgar, yağmur, güneşin doğuşu ve batışı gibi doğal fenomenleri düşünecek olursa, varlık alemini yaratan Allah tüm işleri onların yeryüzünde yaşamlarını sürdürebilmeleri için her türlü şartları ve imkanları tedarik gördüğünü anlayacaktır.
Eğer bazıları bunca sayısız ayet ve işaretin üzerinde düşünmüyorsa veya peygambere nazil olanları önemsemiyor ve iman etmiyorsa, bu onların sorunu ve bileceği iştir; yoksa Allah tealanın ayetleri ve varlık alemi kitabı ve hem Kur'an'ı Kerim’de var olan açık ve net ayetlerdir ve biraz düşünmek insanı iman ve yakine kavuşturur.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İlahi vahiy bizi varlık alemi üzerinde düşünmeye davet eder; böylece bizim Allah’a olan imanımız biliş ve marifet temelinde şekillenir ve bu yoldan yakin ederiz.
2 – Bulut, rüzgar, kar ve yağmur gibi doğal fenomenleri tesadüfi hadiseler saymamalıyız. Eğer bu doğal hadiseler düzenli ve hesaplı bir şekilde vuku bulmazsa, insanlar ve yeryüzünde yaşanan tüm hayvanlar ve canlılar açlık ve kıtlıktan yok olur.
3 – Allah teala semavi kitabını nazil ederek insanlara hücceti tamamlamıştır. Dolayısıyla iman etmeyenlerin hiç bir özür ve mazereti olamaz.
el Casiye suresinin 7 ve 8. ayetleri:
وَیْلٌ لِکُلِّ أَفَّاکٍ أَثِیمٍ (45:7)
یَسْمَعُ آَیَاتِ اللَّهِ تُتْلَى عَلَیْهِ ثُمَّ یُصِرُّ مُسْتَکْبِرًا کَأَنْ لَمْ یَسْمَعْهَا فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِیمٍ (45:8)
Yani:
Vay haline, her yalancı ve günahkâr kişinin!
O, Allah'ın kendisine okunan âyetlerini işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onları duymamış gibi (küfründe) direnir. İşte onu acı bir azap ile müjdele!
Önceki ayetlerde Allah tealanın varlık aleminde bazı ayetlerine ve ayrıca Kur'an'ı Kerim’in Allah tarafından nazil olduğuna işaret edildi. Bu ayetler ise şöyle buyurmakta:
Allah’a ve peygamberine ve semavi kitabına iman etmeyenler, heva ve hevesleri yüzünden günah ve kötü amelleri işler ve kalpleri hakkı kabul etmeye hazır değildir. Dolayısıyla onlara her ne kadar İlahi ayetler okunursa okunsun, duymak ve üzerinde düşünmek istemezler. Bu, uyku numarası yapan ve her ne kadar seslenirsek seslenelim uyanmayan birin durumuna benzer. Doğal olarak böyle biri hak karşısında kibirli davrandığı ve her türlü suç ve günahı işlediği gibi cezayı hak etmiştir ve dünya ahiret kötü amellerinin sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İlahi sözü insanlara ulaştırmak gerekir; hatta günah ve fesat bataklığına batanlara bile hüccet tamamlanmalıdır.
2 – Kibirli olmak çirkin bir şeydir; ancak yaratanın karşısında kibirlenmek daha da çirkindir ve bu kibrin üzerinde ısrar etmek çok daha çirkin ve ayıptır.