Nur’a giden yol ( 916 )
el Casiye suresinin 9 ila 14. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
el Casiye suresinin 9 ila 11. ayetleri:
وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آَیَاتِنَا شَیْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا أُولَئِکَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهِینٌ (45:9)
مِنْ وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ وَلَا یُغْنِی عَنْهُمْ مَا کَسَبُوا شَیْئًا وَلَا مَا اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِیَاءَ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِیمٌ (45:10)
هَذَا هُدًى وَالَّذِینَ کَفَرُوا بِآَیَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِیمٌ (45:11)
Yani:
(O) âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!
Ötelerinde de cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.
İşte bu Kur'an bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere gelince, onlara en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.
Geçen bölümde ilahi ayetlerin duyan ve öğrenen ama inat ve kibirleri yüzünden benimsemek istemeyen ve inkar ve muhalefetleri üzerinde ısrarla duran zümreden söz etmiştik. Bu ayetler ise şöyle buyurmakta:
Onlar sadece ilahi ayetleri duydukları ve anladıkları halde benimsememekle kalmıyor, aynı zamanda ilahi ayetlerle alay ediyor ve peygamber ve müminleri aşağılamaya çalışıyor. Ancak Allah onları hem bu dünyada hem ahirette hor duruma düşürecek ve zillete sürükleyecektir. Kıyamet gününde Allah’ın yerine bu zümreye dayananların ne malı ne serveti onların hiç bir işine yaramaz. İşte orada ne kadar hol ve alçak olduklarını ve ilahi azap karşısında savunmasız ve yalnız olduklarını anlarlar.
Ayetler şöyle devam etmekte: Kur'an'ı Kerim hidayet vesilesidir; hakkı batıldan ayırır; insanların yaşam alanını aydınlatır ve hak yolunu izleyenleri varacakları yere kadar ulaştırır, fakat ilahi ayetleri inkar edenleri çok ağır ve acı azaplar beklemektedir.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İlahi azap ve ceza, kulların işlediği günahla orantılıdır. Buna göre alay etme ve aşağılamanın cezası, zillet ve horluktur.
2 – Kafirler bu dünyada güç, servet ve arkadaşlarına güvenir; ancak kıyamet gününde bunların hiç birinin bir faydası yoktur.
3 – İlahi hidayeti inkar edenler her türlü kötülüğe ve günaha bulaşır, ki bu da kıyamet gününde ilahi azapla cezalandırılmalarına yol açar.
el Casiye suresinin 12 ve 13. ayetleri:
اللَّهُ الَّذِی سَخَّرَ لَکُمُ الْبَحْرَ لِتَجْرِیَ الْفُلْکُ فِیهِ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ وَلَعَلَّکُمْ تَشْکُرُونَ (45:12)
وَسَخَّرَ لَکُمْ مَا فِی السَّمَاوَاتِ وَمَا فِی الْأَرْضِ جَمِیعًا مِنْهُ إِنَّ فِی ذَلِکَ لَآَیَاتٍ لِقَوْمٍ یَتَفَکَّرُونَ (45:13)
Yani:
Allah o (yüce) varlıktır ki, emri gereğince içinde gemilerin yüzmesi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için ve de şükredesiniz diye denizi size hazır hale getirmiştir.
O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lütfu olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.
Bu ayetler yine varlık aleminde tevhit ayetlerine işaret ederek şöyle buyurmakta:
Sizler ticaret için gemiye biner ve deniz üzerinden dünyanın dört bir yanına seyahat edersiniz; oysa size bu imkanı sunan ve hazırlayan güç, Allah tealanın suya yerleştirdiği ve gemilerin onca yükü ve yolcusu ile batmasını önleyen ve sağ salim varacağı yere varmasına sebebiyet veren özelliklerdir. Gerçekten kim suyu gemiler için yumuşak ve akıcı bir yol yapmış ve insanların üzerinde rahatça seyahat ederek her tarafa ulaşmalarına imkan sağlamıştır? Ya da kim denizlerde ve okyanuslarda rüzgar estirerek yelkenli gemilerin hareket etmesine vesile olmuştur?
İlginçtir ki insanoğlu özel araç, tren ve uçak gibi onca ileri teknoloji taşıtı yapmasına karşın halâ yükünü deniz yollarını kullanarak dünyanın dört bir yanına ulaştırır. Nitekim bu yollar asla bakıma ve onarıma ihtiyacı yoktur ve her daim insanların kullanımına hazırdır.
Aslında sadece denizler değil, yerde ve göklerde güneş, ay, rüzgar, yağmur, madenler, yer altı kaynaklar, ormanlar, çöller, dağlar gibi tüm doğal fenomenler Allah teala tarafından insanların hizmetine sunulmuştur. Bu nimetlerin tümü Allah’tandır ve insanlar için bu nimetlerden yararlanma zemini hazırdır. Kuşkusuz düşünce ehli olanlar için varlık alemi insanların hizmetinde olması, ilahi ayetlerin örnekleridir.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Allah teala varlık alemini insanların hizmetine sunmuş, fakat bazı insanlar hatta bunun için Allah’a şükretmek bile istemez.
2 – Geçim için çalışmak, İslam dininin tavsiyesidir ve dünyevi refah dindarlıkla çelişmez
3 – Varlık alemindeki çeşitli fenomenlerin üzerinde düşünmek bizi Allah tealaya ulaştırır ve marifet ve bilinç temelinde imanımızı oluşturur.
el Casiye suresinin 14. ayeti:
قُلْ لِلَّذِینَ آَمَنُوا یَغْفِرُوا لِلَّذِینَ لَا یَرْجُونَ أَیَّامَ اللَّهِ لِیَجْزِیَ قَوْمًا بِمَا کَانُوا یَکْسِبُونَ (45:14)
Yani:
İman edenlere söyle: Allah'ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır.
Kafirlerin ilahi ayetlere karşı böbürlenmeleri ve batıl ve yanlış inançları üzerinde ısrarla durmalarına karşı bu ayet müminlere şöyle buyurmakta:
Kıyamet gününü inkar edenlerle tartışmayın ve onları kendi haline bırakın, zira Allah onlara gereken cezayı verecektir.
Ancak cahillik yüzünden şirk ve küfre sapanlara gelince, onlara karşı sabırla davranmak ve haktan mesafelerinin daha da derinleşmemesine özen göstermek gerekir. nitekim bu hoşgörü ve iyi davranış onları gaflet uykusundan uyandırarak hak dinine yönelmelerine vesile olabilir. Fakat inat ve kibir yüzünden hakkı benimsemeyenlere karşı en uygun davranış, onları kendi haline bırakmak ve bir nevi itinasız davranmaktır.
Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Muhaliflere karşı nasıl davranacağımız, onların farklı şartlarına göre farklıdır. İnsan kah muhaliflere karşı direnmesi ve kah onları kendi haline bırakarak Allah’a havale etmesi gerekir.
2 – İlahi ceza, amellerimize göredir; hem de bizim yaşam siyerimiz olan ve sürekli üzerinde ısrar ettiğimiz ameller.