Nisan 25, 2022 13:36 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 933 )

Muhammed suresinin 25 ila 28. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Muhammed suresinin 25. ayeti:

 

إِنَّ الَّذِینَ ارْتَدُّوا عَلَى أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَیَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّیْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَى لَهُمْ (47:25)

 

Yani:

Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.

 

Geçen bölümde münafıkların gevşek imanından ve kendilerini Kur'an'ı Kerim ayetleri üzerinde tedbir etmekten mahrum eden ve bu semavi kitabın tabiri ile adeta kalplerine kilit vuran zümreden söz ettik. Bu ayet ise şöyle buyurmakta:

Kur'an'ı Kerim ve peygamberin hidayetini bir kenara bırakanlar şeytanı izlemeye başlar. Doğal olarak şeytan önce çirkin amelleri onlara güzel gösterir ve ardından bu çirkin amelleri yapmaya davet eder. Bu durum insanı yaptığı çirkin amellere alıştırır. Böyle bir insan geleceği için de bu temelde plan yapar ve her geçen gün hak yolundan daha da uzaklaşır ve sonuçta doğru yola geri dönmesi için zorlaşır.

Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kendilerini aydın ve ilerici tanıtan münafıkların aksine, Kur'an'ı Kerim’e göre bu insanlar gerici ve irticai insanlardır ve aydın hidayet yolundan zifiri karanlık yoluna sapmıştır.

2 – Şeytan vesveselerine uymak, insanın imanına zarar veren ve sonucu hak yolundan uzaklaşma ve kötü son olmaya sebebiyet veren etkenlerdendir.

3 – Hakikati bilmek ve öğrenmek yeterli değil; aynı zamanda şeytan vesveseleri ile ciddiyetle mücadele etmeliyiz.

4 – Kötülükleri güzel gibi göstermek şeytanın kullandığı yöntemdir.

 

Muhammed suresinin 26. ayeti:

 

ذَلِکَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِینَ کَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِیعُکُمْ فِی بَعْضِ الْأَمْرِ وَاللَّهُ یَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ (47:26)

 

Yani:

Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.

 

Bu ayet münafıkların kafirlerle irtibatına işaret ederek şöyle buyurmakta:

Medine münafıkları kentin Yahudileri ile irtibat kuruyor; onlarla işbirliği anlaşması yapıyordu ve bazı konularda çıkarları ortaktı ve birlikte Müslümanlara karşı komplo kuruyordu. Gerçi münafıklar bu irtibatı peygamberden ve Müslümanlardan gizli tutmaya çalışıyordu. Ancak Kur'an'ı Kerim şöyle buyurmakta:

Allah onların bu ihanetini ifşa ederek komplolarını gün yüzüne çıkarıyor ve böylece insanlar onları tanımış oluyor.

Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Müslümanlar her daim dikkatli olmalı ve İslami toplumda bile bazıları düşmanlar ve kafirlerle irtibatta olduklarını ve onlarla işbirliği yaptıklarını bilmelidir. Bu zümre İslami toplumun çıkarlarını kendileri ve düşmanların çıkarları uğruna feda etmekten çekinmez.

2 – Münafıkların düşmanla ilişkileri aleni değil, gizlidir. Dolayısıyla toplum yetkilileri uyanık olmalı ve bu ilişkileri uygun yöntemlerle gün yüzüne çıkarmalıdır.

3 – Herkes Allah teala onun gizli işleri ve sırlarını bildiğine inanmalıdır. Bu durumda artık başkalarına karşı kumpas kurmaz.

 

Muhammed suresinin 27 ve 28. ayetleri:

 

فَکَیْفَ إِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلَائِکَةُ یَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ (47:27)

ذَلِکَ بِأَنَّهُمُ اتَّبَعُوا مَا أَسْخَطَ اللَّهَ وَکَرِهُوا رِضْوَانَهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ (47:28)

 

Yani:

Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!

 

Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.

 

Önceki ayetlerin devamında bu ayetler münafıkların fani dünyada sonlarına işaretle şöyle buyurmakta:

Onlar çok zor bir şekilde can verir; zira onların canını almakla görevli melekler ilkin onlara bazı acıları tattırır ve ardından canlarını alır. Bu tür can vermek onların kendi amellerinin sonucudur. Zira onlar Allah tealayı hoşnut eden işleri yapmadılar ve bilakis Allah tealanın hoşnutsuzluğuna yol açan amelleri yaptılar.

Doğal olarak hepimiz hayatımız boyunca bazen bir yol ayrımı ile karşı karşıya gelir ve iki yoldan birini seçmek zorunda kalırız. Ancak birçok insan genellikle onların isteklerine ve çıkarlarına daha uygun olan yolu seçer. Oysa Kur'an'ı Kerim kültürüne göre mümin insan bu tür durumlarda kendi isteklerini ve çıkarlarını düşünmez ve onun için esas kriter yaptığı seçimde ilahi rızanın olup olmadığıdır; yani Allah rızasını kazanacak şekilde seçim yapar; hatta kişisel istek ve çıkarlarına aykırı olsa bile. Mümin insan Allah’ı hoşnut etmeyen işleri yapmaz.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Ölüm insanın sonu değil, dünyevi hayatının sonudur ve melekler her insanın yaratıldığı gün ona verilen ruhu tam olarak geri alır.

2 – Münafıkların ve iki yüzlü insanların ölümü azap ve horlanma ile beraberdir.

3 – Gerçi insan yolunu seçmekte hürdür, fakat seçiminin sonuçlarını da kabul etmek zorundadır. Kuşkusuz ilahi rızayı kazanan ameller insan için iyi ve olumlu sonuçları olur, fakat ilahi rızaya aykırı olan amellerin sonuçları da bir o kadar ağır ve acı olacağı kesindir.

4 – İnsanın amelleri görece güzel ve halk tarafından benimsense bile, içinde ilahi rıza olmazsa, o ameller heba olmuş olur.