Şubat 08, 2016 22:20 Europe/Istanbul

Dizi halinde hazırladığımız programımız boyunca her bölümde İran’ın çeşitli yörelerini ve her yörenin bazı kentlerini ve ünlü bölgelerini ele aldıktan sonra her kentin tarihî, kültürel ve doğal cazibelerini tanıtmaya çalışacağız, böylece siz de İran diyarının tarihî ve kültürel çeşitliliği ile tanışmış olursunuz.

İran’da Fars, Kürt, Arap, Lor, Buluç ve Türkmen gibi çeşitli kavimlerin yaşaması bu topraklara özel bir kültürel çeşitlilik kazandırdığını şimdiden belirtmek isteriz.

Bu arada İran’da yaşayan çeşitli kavimlerle tanışmanın İran diyarının gelenek ve göreneklerini daha iyi tanımakta yardımcı olabileceğinden, her programın bir bölümünü de bu kavimlerden birinin gelenek ve göreneklerine ayırdık.

Geçen bölümlerde İran’ın güneyinde Fars eyaletine gittik ve eyaletin merkezi Şiraz kentinin doğal, kültürel ve tarihî eserleri ile tanıştık. Geçen bölümlerde ayrıca Fars yöresi çok eski zamanlarda aşiretlerin yaşadığı en büyük yörelerden biri olduğunu ve yöredeki şartların çeşitliliği, İran’ın en büyük aşiret topluluğunu oluşturduğunu anlattık. Buna göre de zamanla Fars yöresinde bir çok aşiret bir araya geldi.

Fars yöresinin aşiretleri tarih boyunca bu yörenin zengin kültürünün temelini attı, öyle ki aşiretlerin kültürü yaşam tarzlarına yansıyarak yaşamaya devam etti.

Öte yandan Fars yöresinin aşiretlerinin kültürel özellikleri, yerli ve yabancı turistleri yöreye çekmekte önemli rol ifa ediyor. Buna göre bugünkü sohbetimizi Fars yöresinde yaşayan aşiretlere ayırdık.

Fars eyaletinde Kaşkai, Hamse ve Memeseni olmak üzere üç büyük aşiret ve sekiz bağımsız kabile yaşıyor. Bölgenin göçebe aşiretleri yayla mevsiminde eyaletin Kuzey yörelerine yerleşiyor ve kışın güneydoğu, güneybatı ve bazen de merkezî yörelere göç ediyor. Bu bölgeler genellikle rakımı alçak, kışları ılıman ve yaz ayları çok sıcak olan bölgelerdir. Fars yöresinde yaşayan Kaşkailer gibi bazı aşiretlerin kışları geçirdiği bölge, Zagros sıradağlarının Güney etekleridir ve bazen de buralardan uzaklaşarak yörenin Buşehr eyaletinin sahillerine kadar uzanan bölgelere yayılır.

Fars eyaletinde yaşayan aşiretlerin toplam nüfusu 147 bin kişi olarak tahmin ediliyor, ki bu da İran’ın aşiret nüfusunun %12.5’unu ve Fars eyaletinin nüfusunun %3.5 kadarını oluşturuyor.

Kaşkai aşireti İran’ın en büyük aşiretlerinden biridir ve göçebe hayatı yaşar. Bu yüzden şimdi biraz da bu büyük aşiretten söz etmek istiyoruz.

Kaşkai aşireti her birine de ayrıca aşiret adı verilen altı büyük kabileden oluşuyor.

Kaşkai aşiretinin liderine İlhan adı verilir ki, Türkçede İl ve Han, yani ağa, sözcüklerinin birleşmesinden oluşur. İlbeyi de gerçekte aşiretin yönetimi ve düzeni ile ilgili bir sözcüktür. Her kabilenin da bir başı vardır ve aynı kabilenin arasından seçilir. Öte yandan her kabile de bir çok büyük ailelerden oluşur ve toplulukları, aralarında hakim olan akrabalık bağlarına göre oluşur.

Kaşkai halkı oldukça cesur, yiğit, sabırlı, konuksever ve emekçi bir aşirettir ve silah kullanmakta da üstün yetenekleri vardır.

Kaşkai aşiretinin tarihçesi hakkında oldukça eksik ve dağınık bilgiler bulunuyor ve kimse Türkçe konuşan bu büyük aşiretin ne zaman ve nereden ve hangi sebepten ötürü bu bölgeye göç ettiğini pek iyi bilmiyor. Her halükarda Kaşkai aşiretinden geriye kalan belge ve izlere göre kesin olan şu ki, Kaşkai aşireti hep birden ve aynı anda ve bütün bir aşiret olarak Fars yöresine yerleşmemiş. Bu aşiret yavaş yavaş ve Türkçe konuşan çeşitli kabilelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

Her halükarda Kaşkai aşiretinin İran’ın güneyine doğru yayılması bundan yaklaşık altı asır önce başlamış ve üç asır boyunca, Zendiye iktidarının sonuna kadar devam etmiştir. Kaşkai aşiretinin birleşmesi ve gerçekte bağımsız bir aşiret olarak kimlik kazanması ise Safevilerin sonlarına doğru gerçekleşir.

Kaşkai aşiretinin iktisadi ve sosyal yaşamının temeli, her yıl yaz mevsimine girerken yaylalara göç eden diğer aşiretler gibi besicilik işine dayanır. İki asırdan beri İran’ın en büyük aşireti haline gelen Kaşkai aşireti yaklaşık üç asırdır her yıl düzenli bir şekilde yaylaya göç eder. Her yıl yaz mevsimi yaklaştığında Kaşkai aşireti içinde yaşadığı kara çadırları toplar ve kadın erkek, genç yaşlı, tüm aşiret üyeleri yaya veya binek hayvanların üzerinde yaylaların yolunu tutar ve yine kış mevsimi yaklaşınca aynı yoldan geri dönerek güneydeki çayırlara yerleşir.

Bu arada bazı ailelerin göç güzergahı üzerindeki köylere yerleştiği ve tarım ve bahçe işi ile uğraşmaya başladığı da belirtilmelidir. Ancak her halükarda aşiretin büyük bir bölümü besicilikle uğraşır ve buna göre de Fars yöresinin kuzeyi ile güneyi arasında gelip gider.

Biraz önce Kaşkai aşiretinden söz ederken, bu aşiretin içinde yaşadığı kara çadırlardan söz ettik. Şimdi sizi İranlı aşiretlerin en çok kullandığı bu çadırlarla tanıştırmak istiyoruz.

İran’da aşiretlerin ikamet ettiği her alan, o yörenin iklim şartları, yağış miktarı ve yine bölgede bulunan inşaat malzemelerine bağladır. İranlı göçebe aşiretlerin yaz ve kış aylarını geçirdikleri bölgelerde kendilerine özgü ikametgahları vardır ve köylülerin evini andırır. Bu arada aşiretlerin arasında kara çadırların yaygın olduğu, çünkü bu insanların hareketli yaşam tarzıyla uyumlu olduğu belirtilmelidir.

Kara çadır keçi yününden yapılır ve siyah renktedir ve yağış sırasında içine yağmur suyu sızmaz. Yaz aylarında kara çadırı çevreleyen örtüler açılır, kış mevsiminde ise kapanır. Aşiret liderlerinin kara çadırları çok sayıda insanı barındıran büyük bir salon gibidir. Aşiretler göç sırasında kolayca toplanabilen ve kurulabilen hafif ve geçici çadırları beraberinde götürür. Çadırları toplama veya kurma işi erkeklerin uzmanlık alanıdır ve bu işi en kısa sürede yaparlar.

Kaşkai aşireti erkeklerinin giydiği kıyafetler oldukça güzeldir ve günümüzde bu aşiretin karakteristik özelliklerinden biri sayılır. Kaşkai kadınları da başörtüsü, uzun ve rengarenk etekleri ve üzerine uzun elbiseleri ile bilinir. Uzun elbisenin üzerine ise Arkalık adı verilen bir nevi jeket giyilir. Kaşkai kadınlarının elbiseleri çok süslüdür ve bu elbiseler genellikle açık ve canlı renklerden oluşan kumaşlardan yapılır.

Kaşkai erkekleri de geniş pantolonları, Lebbade adı verilen uzunca giysileri ve bellerinde uzun şal ve başlarında keçeden özel bir başlıkla bilinir. Şalın uzunluğu ise yaklaşık beş metre ve eni ise bir metre kadardır.

Kaşkai kadınları tüm işlerde erkeklere yardımcı olur. Kaşkai kadını çalışkanlık, iffet ve paklık ve sabır abidesidir. Kaşkai kadınları ev işleri ve çocukların bakımının yanında, besicilikte ve süt ürünlerini elde etmekte de çalışır. Kaşkai kadınları bu işlerden boş zaman buldukça halı, kilim, keçe, kepenek ve çeşitli el sanatları ürünleriyle uğraşır. Fars aşiretleri arasında halı dokuma sanatı kadınlara özgüdür. Bu kadınların yörede dokuduğu halılar İranlı aşiretlerin arasında eşsiz sayılır. Bu üstünlük kilim, keçe ve diğer el sanatları ürünleri için de geçerlidir.

Kaşkai aşiretinin el sanatları ürünlerinde renklerin çeşitliliği, bu ürünlerin dünyaca ün yapmasında etkili olmuştur. Nitekim Kaşkai kadınının yünü işlemek ve çeşitli renklerle boyamakta yeteneği de emsalsiz sayılır.