Ocak 14, 2017 14:48 Europe/Istanbul

Bugün yine geçen bölümlerin devamında Doğu Azerbaycan eyaletine düzenlediğimiz seyahatimize devam etmek ve eyaletin merkezi, güzel Tebriz kentinin diğer bazı tarihî eserlerini tanımak istiyoruz.

Tebriz kenti, İran’ın diğer büyük tarihî kentleri gibi bir çok tarihî binaya ve yapıya ev sahipliği yapıyor, öyle ki bu binaların bazıları, İran mimari sanatı ve fayans işlemenin şaheserleri arasında yer alıyor. Gerçekte bu muhteşem eserler İran diyarında sanayi, sanat ve kültürün ne denli ilerlediğini gösteriyor. Fakat maalesef Tebriz’de bir çok tarihî binanın zaman sürecinde ve art arda yaşanan depremler, seller, ecnebi saldırıları ve yine eski devletlerin duyarsızlığı yüzünden yavaş yavaş yok olduğu ve hatta bazı eserlerden hiç bir iz geride kalmadığı anlaşılıyor.

Bugün Tebriz’de hâla ayakta kalan tarihî eserlerin önemli bir bölümü Moğol İlhaniler ve Safeviler dönemlerinden miras kalan eserlerden oluşuyor ve her biri başlı başına o dönemlerin başta fayans işleme sanatı olmak üzere mimari sanatından eşsiz örnekler sayılıyor.

Tebriz kentinin en değerli tarihî eserlerinden biri, kentin eski kapalı çarşısıdır. Bu çarşı eşsiz kemerleri ve kubbeleri ile İran mimari sanatının şaheserlerinden biri sayılıyor.

Tebriz kenti ta eski zamanlardan beri Doğu ile Batı arasındaki ticaret yolu üzerinde yer aldığı için, Asya ve Avrupa kıtaları arasında ticari ürünlerin alış verişi yapılan önemli merkezlerden biri olmuştur. Çünkü bu kent bir çok sanayi ve tarım ürünlerini üretiyor ve bu ürünler eski dönemlerde dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyordu.

Image Caption

 

Buna göre eski dönemde Tebriz’de çeşitli ticaretlerin yapılabilmesi için çarşıları ve alış veriş merkezleri olması gerekiyordu. Tebriz kapalı çarşısı da bu zarerutin çerçevesinde inşa edildi. Bu tarihî çarşı inşa edilmesinin üzerinden asırlar geçtiği halde hâla özel önem arz ediyor.

Tebriz çarşısı yaklaşık bir milyon metrekarelik alanı ile yüzölçümü bakımından İran’ın en büyük tarihî eseri sayılıyor. Tebriz’in merkezinde yer alan bu çarşı aynı zamanda dünyanın en büyük tuğla ile inşa edilen üstü kapalı eseridir.

Tebriz çarşısının ilk inşa edildiği tarih kesin olarak bilinmiyor, fakat bazı belgeler bu çarşının mazisinin Sasaniler ve Selçuklular dönemlerine dayandığını gösteriyor.

Tebriz çarşısı da bir kaç deprem sonucu defalarca yıkıldı, fakat önemi itibarıyla her defasında onarılarak yeniden inşa edildi. Şimdiki çarşı ise Zendiye döneminin sonlarında ve Gacarlar döneminin başlarında, yani yaklaşık üç asır önce inşa edildi.

Tebriz çarşısı inşa edildiği ilk günden beri, sürekli İran’ın en önemli ticaret merkezlerinden biriydi. Bu çarşının iktisadi ve ticari işlevinin yanında, çeşitli sosyal, siyasi ve dinî faaliyet alanlarında da inkar edilemez yeri bulunuyor.

Tebriz çarşısı 1975 yılında İran milli eserler listesinde kayda geçti ve yasalara göre de İran Kültürel Miras Kurumu tarafından koruma altına alındı. Bu çarşı ilk kez 2010 yılında dünyanın ilk eski ve tarihî çarşısı olarak UNESCO’nun kültürel miras listesinde kayda geçti.

Tebriz çarşısında 160 çeşit faaliyet zemini bulunuyor ve bu özellik çarşıyı çeşitli faaliyetler bakımından en mükemmel kompleks haline getirdiği anlaşılıyor. Çarşının çok sayıda han, kervansaray, cami, medrese, hamam, eski sporların yapıldığı salonlar ve çok sayıda sokakları, bu mekanı büyük bir ticari, iktisadi ve dinî kompleks haline getiren özellikleridir.

Image Caption

 

Tebriz çarşısı İran’ın diğer kentlerinde bulunan çarşılar gibi çeşitli çarşılardan ve sokaklardan oluşuyor, ki bu çarşılara ve sokaklara Emir çarşısı, kunduracılar sokağı, kumuycular sokağı, bakırcılar çarşısı ve benzeri çarşı ve sokakları örnek vermek mümkün.

Tebriz çarşısının tümünü bize ayrılan kısa sürede gezmek hemen hemen imkansızdır, fakat Emir çarşısı ve Muzafferiye çarşısı bu büyük çarşısın iki özel ve dünyaca ün yapan küçük çarşılarıdır ve bu yüzden seyahatimize bu iki güzel çarşıyı gezerek devam ediyoruz.

Emir çarşısı ve kervansarayı ve hanı, Tebriz’in en güzel ve en önemli çarşılarından biridir. Bu çarşı hali hazırda halı, altın, mücevher ve tekstil ürünlerinin en önemli merkezlerinden biri sayılır. Bu çarşıyı Mirza Muhammed Han Emir Nizam Zengene kameri 1255 ve miladi 1839 yılında inşa ettirdi.

Tebriz çarşısının en ünlü çarşısı ise Muzafferiye çarşısı ve hanıdır. Gacarlar döneminde Muzaffereddin Mirza’nın veliahtlik döneminde ve kameri 1305 ve miladi 1887 yılında bu güzel hanın inşaatı tamamlandı. Çarşı Tebriz’in ünlü bezirganlarından Hac Şeyh Muhammed Cafer Kazvini’nin destekleriyle inşa edildi.

Hali hazırda Muzafferiye hanı Azerbaycan yöresinin en önemli halı ticareti merkezi ve bu eyaletin ve hatta İran’ın en önemli halı ihracat merkezidir.

Muzafferiye hanı iki katta inşa edilmiş ve her katta 26 halı dükkanı bulunmaktadır.

Genel bir değerlendirmede, Tebriz çarşısı İran mimarisinin en ilginç şaheserlerinden biri olduğu söylenebilir. Çarşı mukarnes kubbeleri ve kemerleri ile eşsiz sayılır. Bu yüzden dünyanın bir çok ünlü tarihçisi ve coğrafya bilgini ve seyyahı Tebriz çarşısı ve bu büyük kentin ürünleri hakkında yazılar yazmıştır.

Tebriz çarşısını çeşitli asırlarda gezen ünlü seyyahlara ise kameri 4. yüzyılda Mukaddesi, kameri 7. yüzyılda Yakut Hemevi ve Venedikli Markopolo ve yine kameri 8. yüzyılda İbni Batute ve Hamdullah Mostufi’yi örnek vermek mümkün. Bu seyyahların her biri kendine göre bu güzel çarşıyı ve içinde bol ürünleri ve yöre halkının gelirinin büyük bir bölümü ticaretten elde edildiği hakkında yazılar yazmıştır.

Image Caption

 

Miladi 17. yüzyılın ikinci yarısında iki kez İran’a seyahat düzenleyen ve her defasında 6 yıl İran’da ikamet eden Fransız seyyah Jan Sharden, Tebriz kenti ve çarşısı hakkında şöyle yazıyor:

Tebriz yetenekli ve büyük bir kenttir ve yüzölçümü bakımından İran’ın ikinci büyük kenti sayılır. Tebriz’de yüksek binalar ve köşkler görmedim, ancak Asya’nın en iyi ve en muhteşem çarşısını bu kentte buldum. Dükkanlar ve hücreler birbirinden ayrıdır ve yüksekliği 5 fit kadar olan üstü kapalı daracık sokakların arasında inşa edilmiştir ve bunların tümü çarşı alanını oluşturur ve fevkelade güzel ve görmeye değerdir. Bu çarşı kentin kalbidir. Evler çarşının dışında inşa edilmiştir. Çarşıyı çok güzel kemerler kaplar. Çarşıda biriken ticaret malları ve kalabalık görmeye değerdir ve çarşının ihtişamını yansıtır.

Faslı ünlü seyyah İbni Batute de Tebriz çarşısından içi ürün dolu, imarlı ve dünyanın en iyi çarşılarından biri şeklinde söz ederek şöyle yazıyor:

Tebriz kentine girince, Gazan adı verilen büyük bir çarşıya vardım ve bu çarşı, dünyanın tüm kentlerinde gördüğün en iyi çarşılardan biriydi. Esnafın ve zanaatkarların her biri bu çarşıda özel mekanı vardır.

Gacarlar döneminde Tebriz kenti veliaht prensin ikamet ettiği sancak ve ülkenin ikinci başkenti seçildiğinde, kentin ticari faaliyetleri de bir hayli gelişti. O dönemde Tebriz çarşısına yeni hanlar ve sokaklar ve çarşılar eklendi ve ülkenin dört bir yanından bezirganlar çeşitli ürünleri ile Tebriz’e akın etmeye başladı. Bu tarihten sonra Tebriz çarşısı yerli ve yabancı seyyahların da ilgi odağına yerleşti.

Ünlü bayan seyyah Dorothy Hunt Smith “Şark anıları” adlı eserinde, 1961 yılında Tebriz ziyaretine işaret ederek şöyle anlatıyor:

Çarşının içinde bir çok tali sokak geniş alanları ile birbiriyle düzgün bir şekilde kesişiyor. Her dükkanın yaklaşık on fit boyu vardı ve tabanından merdivenle ulaşılacak yüksekliğe kadar çeşitli mallarla doluydu. Çarşının çatısı düzgün tuğlalarla yapılan kemerlerle kaplıydı ve belli aralıklarla camla kaplı büyük gözenekler vardı, öyle ki hatta bulutlu günlerde çarşının karanlık alanını aydınlatabiliyordu. Her tarafta göz gördüğü yere kadar dükkan vardı.