Ağustos 31, 2022 13:42 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 947 )

Hucurat suresinin 13 ila 18. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Hucurat suresinin 13. ayeti:

 

یَا أَیُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاکُمْ مِنْ ذَکَرٍ وَأُنْثَى وَجَعَلْنَاکُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَکْرَمَکُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاکُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِیمٌ خَبِیرٌ (49:13)

 

Yani:

Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.

 

Yeryüzünde yaşayan tüm insanların şekil, renk, dil ve diğer özellikleri bakımından aynı olduğunu düşünün. Peki acaba bu durumda insanların kimliğini tespit etmek mümkün veya kolay olabilir miydi?

Yüce Allah’ın hikmet ve gücünü gösteren nimetlerinden biri, insanları çeşitli açılardan farklı yaratması ve farklı dilleri ve şiveleri konuşan çeşitli kavimleri ve ırkları meydana getirmesidir.

Bundan başka her ırkta de insanların her biri eşsiz özelliklere sahiptir; hatta ikizler bile her açıdan birbirine benzemediği bilinmekte; nitekim ebeveynleri ve yakınları onları kolayca ayırt edebilmektedir.

Kur'an'ı Kerim bu ayette insanların ırk ve cismi özellikler bakımından birbirinden farklı yaratıldığına işaretle şöyle buyurmakta:

Bu farklılığın sırrı, insanların birbirini rahatça tanıyabilmeleri ve sosyal ilişkilerde ve teamüllerinde sıkıntı yaşamamalarında yatmaktadır.

Gerçi bazı kavimler ve ırklar bu farklılıkları kendilerinin üstünlük işareti gibi sayıyor. Ayet ise bu iddiayı reddederek şöyle buyurmakta:

Hepiniz aynı babanın ve aynı annenin evlatlarısınız ve kökünüz Adem ve Havva’ya uzanır. O zaman üstünlük taslamanın bir alemi yoktur. Allah teala katında ise ancak insani ve ilahi açılardan kemale eren ve yücelmeyi başaran kullar özel yeri ve saygınlığı vardır.

Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Hiç kimse başkasından ırk veya renk bakımından üstün değildir. Tüm insanlar aynı anne ve babanın soyundandır.

2 – Kadın veya erkek olmak, şekilde, renkte veya ırkta göze çarpan farklılıklar, hepsi üstünlük taslamak için değil, ilahi hikmet gereği birbirimizi tanımak içindir.

3 – Kur'an'ı Kerim her türlü ırka veya etnik yapıya dayalı ayrımcılığı reddediyor ve insanların üstünlük kriterini paklık ve takva olarak tanımlıyor.

 

Hucurat suresinin 14 ve 15. ayetleri:

 

قَالَتِ الْأَعْرَابُ آَمَنَّا قُلْ لَمْ تُؤْمِنُوا وَلَکِنْ قُولُوا أَسْلَمْنَا وَلَمَّا یَدْخُلِ الْإِیمَانُ فِی قُلُوبِکُمْ وَإِنْ تُطِیعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ لَا یَلِتْکُمْ مِنْ أَعْمَالِکُمْ شَیْئًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِیمٌ (49:14)

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِینَ آَمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ لَمْ یَرْتَابُوا وَجَاهَدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ فِی سَبِیلِ اللَّهِ أُولَئِکَ هُمُ الصَّادِقُونَ (49:15)

 

Yani:

Bedevîler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

 

Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.

 

Bu ayetler iman iddiasında bulunan ve “Biz Allah’a ve peygamberine iman getirdik” diyerek bunu başkalarına üstünlük taslama malzemesi yapanlara şöyle tepki gösteriyor:

Bunlar dilde Müslüman olduklarını ve iman getirdiklerini söylüyor; ancak amelde Allah’a ve peygamberine karşı teslim olmadılar; oysa iman ve amel birbirine bağlıdır ve biri olmadan ötekinin hiç bir değeri olmaz.

Ayetler daha sonra da insanlara iman duygusunun nüfuz ettiğine dair iki işaretten söz ederek şöyle devam ediyor:

Gerçek mümin Allah yolunun hakkaniyeti hakkında zerre kadar kuşku duymaz, ayrıca din yolunda canını ve malını feda etmekte bir an bile tereddüde kapılmaz.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Dindarlık iddiasında bulunan, ancak amelleri Allah teala ve peygamberinin tealimine uymayanlar bu dünyada Müslüman olma imtiyazından yararlanabilirler, ancak ahirette yararlanamazlar.

2 – İmanın yeri dil değil, kalptir ve imana ulaşmanın yolu, sözle değil, pratik itaat sayılır. Bir başka tabirle amel kalbi inancın onayıdır.

3 – Kur'an'ı Kerim ve Allah’ın kelamından başka İslam Peygamberi’nin -s- sözü ve fermanı da dinin bir parçası olup itaat edilmelidir.

4 – Allah dinini savunma ve cihat meydanı, gerçek müminlerin sahne müminlerin ayırt edildiği meydandır.

 

Hucurat suresinin 16 ila 18. ayetleri:

 

قُلْ أَتُعَلِّمُونَ اللَّهَ بِدِینِکُمْ وَاللَّهُ یَعْلَمُ مَا فِی السَّمَاوَاتِ وَمَا فِی الْأَرْضِ وَاللَّهُ بِکُلِّ شَیْءٍ عَلِیمٌ (49:16)

یَمُنُّونَ عَلَیْکَ أَنْ أَسْلَمُوا قُلْ لَا تَمُنُّوا عَلَیَّ إِسْلَامَکُمْ بَلِ اللَّهُ یَمُنُّ عَلَیْکُمْ أَنْ هَدَاکُمْ لِلْإِیمَانِ إِنْ کُنْتُمْ صَادِقِینَ (49:17)

إِنَّ اللَّهَ یَعْلَمُ غَیْبَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ بَصِیرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ (49:18)

 

Yani:

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

 

Onlar İslâm'a girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur.

 

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görendir.

 

İslam Peygamberi -s- döneminde bazıları o hazreti minnet altına sokmak için şöyle diyordu: Biz sana iman getirdik ve sana yardım ettik.

Kur'an'ı Kerim bu zümreye hitaben şöyle buyurmakta:

Bu ne söz böyle?! Asıl siz Allah ve peygamberine minnet borcunuz vardır; zira Allah ve peygamberi sizi cehalet kararlığından kurtararak iman nuru ile aydınlanan yola getirdi. Bundan başka eğer bu iddianızda samimi iseniz, buna beyan edip peygamberi millet altına almanıza hacet yoktur; zira göklerde ve yerde olup biten her şeyi bilen Allah sizin içinizden de haberdardır ve sizin ne kadar O’nun dinine bağlı olduğunu da bilmektedir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – İman ve amelimiz için Allah’ı ve peygamberine millet altına almayalım, zira onlar bizim iman ve amelimize ihtiyacı yoktur. Asıl biz onlara bizi cehalet karanlığından kurtararak hak yoluna hidayete erdirdikleri için minnet borcumuz vardır.

2 – İslami toplumda iman iddiasında bulunanlara aldanmamaya özen göstermeliyiz, zira bazıları bu iddialarında samimi değildir.

3 – Yerde ve göklerde bilinmeyen birçok sır vardır ve bunları ancak Allah teala bilmektedir.