Nur’a giden yol ( 952 )
Kaf suresinin 31 ila 37. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
Kaf suresinin 31 ve 32. ayetleri:
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِینَ غَیْرَ بَعِیدٍ (50:31)
هَذَا مَا تُوعَدُونَ لِکُلِّ أَوَّابٍ حَفِیظٍ (50:32)
Yani:
Cennet de takvâ sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.
İşte size vâdedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yönelen,(O'nun buyruklarını) koruyan,
Geçen bölümde inat yüzünden iman etmeyen insanların sonu beyan edildi. Bu ayetler onlara kıyasla mümin kulların iyi sonuna işaret ederek şöyle buyurmakta:
Kıyamet gününde cennet takvalı ve pak insanlar için hazırlanmıştır ve ilahi sonsuz nimetlerden yararlanmak üzere onlara kolayca sunulur. Bu büyük mükafat onların ilahi emirlere itaatsizlik etmekten kaçınmalarını sağlayan bu emirlere uymaya dikkat etmelerinin sonucudur. Nitekim eğer bir zaman cahillik ve gaflet yüzünden hata işler veya doğru yoldan saparlarsa, hemen döner ve tevbe ederdi.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Mümin insan da kafirler gibi günahtan korunamaz, ancak kafirin aksine günah işleme üzerine ısrarla durmaz ve hata yaptığı takdirde pişman olur ve tevbe ederek telafi etmeye çalışır.
2 – İlahi vaatlere inanıyorsak, pak ve takvalı bir şekilde Allah’a döndüğümüzde yerimiz cennet olacağından da emin olmalıyız.
Kaf suresinin 33 ila 35. ayetleri:
مَنْ خَشِیَ الرَّحْمَنَ بِالْغَیْبِ وَجَاءَ بِقَلْبٍ مُنِیبٍ (50:33)
ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ذَلِکَ یَوْمُ الْخُلُودِ (50:34)
لَهُمْ مَا یَشَاءُونَ فِیهَا وَلَدَیْنَا مَزِیدٌ (50:35)
Yani:
Görmeden Rahmân'a saygı gösteren ve(Allah'a) dönük bir kalp getiren herkesin (mükâfatı budur).
Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür
Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.
Bu ayetler önceki ayetlerin devamında şöyle buyurmakta:
Allah’a gerçek imanın işareti, insanın halvette ve Allah’tan başka hiç kimsenin hazır ve nazır olmadığı bir yerde Allah’tan korkması ve günah işlememesi ve eğer günah işlerse de hemen tevbe edip geri dönmesidir. Böyle bir anlayış insanı cehenneme atılmaktan koruduğu gibi cennete girmesi ve orada ebediyen kalmasına vesile olur.
Bu dünyada ilahi rızayı kazanmak için gönüllerinin arz ettiği şeylere göz yuman insanlar için Allah cennette telafi ederek şöyle buyurur:
Şimdi siz ne arzu ederseniz sizin için hazırlanmıştır. Bundan başka nimetlerden bilmediklerinizi de talep edebilirsiniz; Allah lütuf ve keremi ile size verecektir.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Mümin insanların kalbi pişmanlık duyan ve tevbe eden kalplerdir, ki bu da onların kurtuluşuna vesile olur. Oysa kafirlerin ve münafıkların kalbi hastadır ve suçlarını ve günahlarını haklı göstermeye çalışır ve bu yüzden onlara kurtuluş yoktur.
2 – Başkalarının ve kamuoyunun önünde günahı terk etmek iman işareti olamaz, zira yasaların veya başkalarının eleştirileri veya rezil olma kaygısından kaynaklanabilir. Ancak kimse yokken Allah’tan korkar ve hürmetini korursak, bu gerçek imanın işaretidir.
3 – Cennet halkı cennete girerken özel protokolle karşılanır ve saygı görür.
4 – Cennette ilahi nimetlerin elde edilmesi konusunda hiç bir zahmet söz konusu değildir ve cennet halkına en iyi müjde, nimetlerin ebedi olduğudur.
5 – İnsan sınırsız talep eden bir mahluktur ve bu yüzden Allah teala cennet halkına istekleri ve beklentilerinin ötesinde onlara nimet sunar.
Kaf suresinin 36 ve 37. ayetleri:
وَکَمْ أَهْلَکْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ أَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشًا فَنَقَّبُوا فِی الْبِلَادِ هَلْ مِنْ مَحِیصٍ (50:36)
إِنَّ فِی ذَلِکَ لَذِکْرَى لِمَنْ کَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِیدٌ (50:37)
Yani:
Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı!
Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Bu ayetler, güç ve iradeleri ilahi iradenin gerçekleşeceğine engel olup ilahi güç pençesinden kurtulabileceklerini zanneden tüm zalimlere bir uyarıdır. Tarih boyunca nice güçlü ve ülkeleri fetheden ve yeryüzünde birçok toprağı ele geçiren ve ele geçirdikleri bölgelere musallat olan, fakat sonunda ilahi güce yenik düşerek helak olan hükümdarlar gelip geçmiştir.
Doğal olarak ancak tarihi okuyarak geçmiş kavimlerin amelleri, davranışları ve kaderleri öğrenen insanlar ibret alır ve böylece onların çöküş ve helak oluşunun sebeplerini öğrenir. Ya da en azından tarihi olayları doğru analiz edenlere kulak vererek ibret alanlar ve küfür ve zulümden el çekenler iflah olur.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Geçmiş medeniyetlerin yok oluş sebeplerini öğrenmek, bugün ve yarının kuşaklarının yoluna ışık tutmalıdır.
2 – ilahi sünnetlerden biri zalim ve gaddar ümmetleri ve zorbaları yok etmektir.
3 – Güç, zulüm ve fesadın zeminidir ve şartları başkalarına karşı isyan etmeye, asiliğe ve saldırmaya sebebiyet verir. Bu durumu ancak iman gücü engelleyebilir.
4 – Geçmişlerin tarihini sırf okumak yeterli değildir. zararlardan korunmak için tarihi gelişmeleri ve sebeplerini irdeleyerek tanımak şarttır.