Batı’da insan hakları ihlalleri - 6
Arabistan’ın Yemen’de işlediği cinayetlerin verileriyle ilgili olarak şimdiye dek yayımlanan raporlarda şehit sayısı 8 bin ve yaralı sayısı 16 bin olarak açıklanırken, uluslararası af örgütü 26 Şubat 2016 tarihinde yayımladığı en yeni raporunda Yemen’de şimdiye kadar 35 bin kişi katliam edildiğini açıkladı.
Uluslararası af örgütü, Suud rejimi şimdiye kadar Yemen’de bir çok yerleşim merkezini ve altyapı tesislerini hedef aldığını ispat eden güçlü kanıtları bulunduğunu, Arabistan bir yıldan daha az bir süre içerisinde Yemen halkından 35 sivili katlettiğini ve 2.5 milyon kişiyi de mülteci durumuna düşürdüğünü kaydetti.
Arabistan’ın Yemen’de işlediği cinayetlerle ilgili açıklanan raporda, hastanelerin ve hatta sınır tanımayan hekimlerin hastanelerinin bombardımanı, misket bombaları gibi yasak silah ve mühimmatların kullanılması, Yemen halkının kuşatma ile yaşam tehlikesiyle karşı karşıya bırakılması, insan yardımların Yemen’e girişinin engellenmesi, altyapı tesisleri oluşturan 14 havaalanı, 10 liman, 512 köprü, 125 santral ve elektrik jeneratörü, 164 su deposu ve sulama tesisleri, 970 kamu binası, 546 gıda maddeleri deposu, 353 çarşı ve ticari merkez, 409 gıda maddeleri konvoyu, 238 benzin istasyonu, 190 fabrika, 42 spor merkezi, 7 buğday deposu, 125 küçük ve büyük baş hayvan çiftliğinin bombardımanı ve yine konut ve sosyal hizmet veren mekanları oluşturan 325 bin 137 konut, 238 hizmet merkezi, 569 okul ve eğitim kurumu, 39 üniversite kampüsü, 16 medya kurumu, 615 cami, 59 tarihi eser ve 119 turistik merkezin tahrip edilmesi, Suud rejiminin Yemen’de kara karnesini oluşturan cinayetler dizisidir.
En çok Batılı devletlerin verdiği silahlarla işlenen Yemen’de geniş çaplı insan hakları yüzünden uluslararası af örgütü raporunda Suud rejimine her türlü silah satışının derhal durdurulmasını istedi.
Bu çerçevede uluslararası af örgütünde faaliyet yürüten insan hakları aktivistleri de 29 Şubat’ta Cenevre’de düzenlenen silah ticareti konvansiyonunun son tur müzakerelerine tüm devletlerin katılmasını istedi. İnsan hakları aktivistleri ayrıca Batılı devletlerden nifak ve iki yüzlülüğü bir kenara bırakmalarını ve Arabistan’a milyarlarca dolar değerindeki ölümcül silahların satışını durdurmalarını istedi, çünkü Arabistan bu silahlarla Yemen’de sivilleri hedef aldığını vurguladı.
Silah ticareti konvansiyonuna göre, ülkelerin silah ihracatı üyelerce ve anlaşmaya imza atan ülkelerin yönetimlerince rapor edilmesi gerekiyor, çünkü bu konvansiyonun esas amacı silah ticaretinde yeni uluslararası yasalar çıkararak insani acı ve elemleri hafifletmektir. Bu konvansiyon savaş suçu işleyen ve uluslararası yasaları ciddi bir şekilde ihlal eden ülkelere silah satışını engellemeyi amaçlıyor.
Silah ticareti konvansiyonuna göre, tüm silah anlaşmaları titiz kriterlere uyarak hazırlanması gerekiyor. Örneğin satılan silahların insan hakları ihlalleri veya savaş suçu işlemekte veya teröristlerle ticarette veya her türlü suç unsuru teşkil eden durumlarda kullanılmaması gerekiyor. Bu konvansiyona göre silah satan ülke sattığı silahların savaş suçlarında kullanılacağını tahmin edebiliyorsa veya bu ticaretin insan hakları ihlali veya terör veya uluslararası suçlara yol açacaksa, mevzu bahis silahları satmaması gerekiyor, çünkü bu tür durumlarda silah satışı ve ihracatı caiz sayılmıyor.
Uluslararası af örgütü yeni raporunda Fransa, Almanya, İtalya, Monte Negro, Hollanda, İspanya, İsviçre, İsveç, Türkiye, İngiltere ve ABD’den oluşan bir ittifak Arabistan’a silah sattığını belirtiyor, öyle ki sadece 2015 yılında bu ittifakın Arabistan’a toplam 25 milyar dolar silah sattığı anlaşılıyor. Bu silahlar İHA, bomba, torpido, roket ve füze gibi silahlardan oluşuyor. Bu silahlar hali hazırda Arabistan ve Arap ittifakı tarafından Yemen’e yönelik hava ve kara harekatında kullanılıyor ve bu ülkede ciddi bir şekilde savaş suçu işlenmesine ve insan hakları ihlallerine neden oluyor.
Uluslararası af örgütünün raporuna göre 1 Ocak’tan 30 Eylül 2015’e kadar İngiltere yönetimi Arabistan’a silah ve askeri teçhizat ihracatı için 152 izin belgesi çıkardı, ki bu silahların satışından elde edilen kârın 4.16 milyar dolar olduğu anlaşılıyor. Söz konusu izin belgelerinin sadece yedisinde yer alan bomba, torpido, roket ve füzelerin değeri 1 milyar doları aşıyor.
Yine Ocak – Haziran 2015 tarihleri arasında İspanya yönetimi Arabistan’a uçak, ateşleme kontrol sistemi, bomba, torpido, roket ve füze gibi silahlardan oluşan toplam 28.9 milyon dolar değerinde silah ihracatı için 8 izin belgesi çıkarmış. İtalya ise Ocak ila Kasım 2015 tarihleri arasında Arabistan’a 39.7 milyon dolar değerinde silah sattı.
Uluslararası af örgütü silah denetim sorumlusu Brian Wood şöyle diyor: Devletler ve BM’nin hazırladığı titiz raporlar ve diğer bazı kurumların hazırladığı muteber raporlar Britanya ve müttefiklerinin Arabistan’a silah satışı, Riyad’ın Yemen’de işlediği savaş suçunda ve korkunç boyutta insan hakları ihlallerinde kullanıldığını doğruluyor.
Buna karşın Avrupa parlamentosu AP 25 Şubat 2016’da geç kalan bir tepkide Suud rejimi ve başını çektiği ittifakın Yemen’de işlediği cinayetlere gösterdiği tepkide birlik üyelerinin Arabistan’a silah ihracatı yapmanı yasak ilan etti. AP’nin onayladığı kararnamede üye ülkelerinden Yemen’de Arabistan’ın işlediği cinayetler ve insan hakları ihlalleri araştırılmadan bu ülkeye silah satmamaları talep edildi. AP yeşiller kanadı dış ilişkiler sözcüsü Alen Smith yaptığı açıklamada, AP’nin Arabistan’a silah ambargosu kararı şimdiye kadar görülmemiş bir karar olduğunu ve Arabistan hava kuvvetlerinin Yemen’de işlediği artan cinayetlerine yönelik öfkeyi yansıttığını belirtti. Smith, Arabistan İngiltere ve Fransa’nın en büyük silah alıcılarından biri olduğunu ve bu silahları Yemen’de uluslararası yasaları ihlal ettiğini gösteren kesin kanıtlar bulunduğunu kaydetti. AB’de üretilen silahların Arabistan’a ihraç edildiğini gösteren güçlü delillerin bulunduğunu belirten Smith, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’den yaptırım kararının nasıl uygulandığını denetlemesini istedi.
Avrupa parlamentosunun bu kararı geç alınmış bir karar olmasından başka uygulanması için de hiç bir güvence bulunmuyor, nitekim bu karar alındıktan kısa bir süre sonra da İngiliz Başbakan David Cameron 26 Şubat’ta Arabistan’a artan silah satışını takdirle karşıladığını açıkladı ve BAE firması tarafından Arabistan için üretilen Tayfun savaş uçaklarının üretim seviyesi çok iyi bir seviyede olduğunu kaydetti. Cameron ayrıca önümüzdeki aylarda da ülkesi bütün dünyaya söz konusu savaş uçaklarının atışı üzerinde odaklanacağını, Arabistan’da yapılacak daha çok işleri olduğunu vurguladı.
İngiliz başbakanın bu açıklamasından hemen sonra uluslararası af örgütü hemen bu sözleri kınadı ve Londra yönetimi Arabistan gibi sorunlu bir rejime silah sağlayarak dünyada kötü bir karne geride bıraktığını belirtti.
Uluslararası af örgütünde İngilizlerin silahlarını denetleme programının sorumluluğunu yürüten Oliver Sprague, Cameron’un silah satışının ala seviyede olduğu ile ilgili açıklamasına işaretle, Cameron’un savaş uçakları satışını Ali nitelediği durum aslında Suud ordusuna geniş çaplı silah satışıyla ilgili olduğunu, oysa Arabistan’ın Yemen’de çok kara karnesi bulunduğunu belirtti. Sprague, Amerika ve İngiltere iktisadi sebeplerden ötürü silah satışını sürdürdüğünü, oysa Arabistan’ın Yemen saldırılarında binlerce sivil hayatını kaybettiğini ve bu cinayetin bu ikilinin Arabistan’a sattıkları silahlarla işlendiğini ortaya koyan güçlü deliller bulunduğunu vurguladı.
Uluslararası af örgütü raporunda Arabistan’ın Yemen’e dayattığı savaşta sivillerin katlanmaz şartlarına karşın Batılı devletlerin bu cinayetleri engellemek için etkili tedbirler almak ve savaş suçlularını adalete teslim etmek yerine silah ticaretini sürdürdüğünü ve hatta bazı durumlarda Arabistan’a silah satışını arttırdığını, Batılı devletlerin bu tutumu silah ticareti konvansiyonunda belirlenen altın yasaların açık ihlali olduğunu kaydetti.
Gerçi Batılı devletler insaniyet ve insani değerlerin ölümü karşısında duyarsız davranarak ölüm saçan silah ticaretini sürdürüyor, ancak bazı Yemenli aktivistlerin uluslararası ceza mahkemesinde Suud elebaşılarının savaş suçluları olarak yargılanmaları için bir kampanya başlattığı anlaşılıyor. Söz konusu aktivistler hazırladıkları iddianamede Suud rejiminin Yemen milletine karşı işlediği bazı cinayetlere işaretle savaş suçu ve soykırım gibi suçlarla ilgilenen uluslararası ceza mahkemesinden Suud elebaşılarını yargılamaya yönelik sorumluluklarını yerine getirmesini istedi.
Şimdi ise bu iddianame dünya genelinde yeterli sayıda imzalanarak desteklendiği takdirde uluslararası ceza mahkemesinin gerekli yetkiyi elde edebileceği ve hukukçularına Suud rejiminin Yemen milletine karşı cinayetleri hakkında var olan belgelerden hareketle onları yargılamalarına imkan sağlayacağı ifade ediliyor.015