Mayıs 03, 2023 14:39 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 959 )

Zariyat suresinin 54 ila 60. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Zariyat suresinin 54 ve 55. ayetleri:

 

 فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُومٍ (51:54)

وَذَکِّرْ فَإِنَّ الذِّکْرَى تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِینَ (51:55)

 

 

Yani:

Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

 

Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.

 

 

Geçen bölümde tarih boyuncu nübüvvet hareketine karşı çıkanların ilahi peygamberleri büyücü olmak veya cinlerle irtibatta bulunmakla suçlayarak böylece onların mucizelerini ve olağanüstü işlerini değersiz göstermeye ve yaradan Allah ile irtibatını inkar etmeye çalıştığını anlattık.

Bu ayetler ise İslam Peygamberi’ne -s- hitaben şöyle buyurmakta:

Sen insanları hidayete erdirme görevini en iyi şekilde yerine getirdin ve serzeniş edilemezsin. O zaman bu zümreye yüz çevir ve onları kendi haline bırak, zira onları hidayete erdirme umudu yoktur; çünkü onlar hakikati tanımak ve benimsemek istemiyorlar.

Kuşkusuz tüm insanları uyarmak ve ikaz etmek ilahi peygamberlerin temel görevlerindendir ve hakkı tanımak ve iman etmek isteyenler Allah’ın peygamberinin aydınlatıcı nasihatlerinden ve tavsiyelerinden yararlanarak hidayet yolunu bulurlar.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Peygamberlerin görevi, ilahi mesajı tüm insanlara bildirmektir; ancak sonuç onların elinde değildir. peygamberler iman etmeyenlerden sorumlu tutulamaz.

2 – Tüm insanların iman etmesini beklememeli ve emeğimizi hakkı benimseme umudu olan insanlar için harcamalıyız.

3 – Nasihatlere uymak, müminlerin özelliğidir ve bu özelliği olmayan insan, imanının doğruluğundan kuşku duymalıdır.

 

Zariyat suresinin 56 ila 58. ayetleri:

 

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِیَعْبُدُونِ (51:56)

مَا أُرِیدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِیدُ أَنْ یُطْعِمُونِ (51:57)

إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِینُ (51:58)

 

 

Yani:

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

 

Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.

 

Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.

 

Önceki ayetler mümin insanlar için faydalı olan ikaz ve hatırlatmalarla ilgiliydi. Bu ayetler ise şöyle buyurmakta:

İnsanların özellikle özel ilgi duymaları gereken en önemli konulardan biri yaratılışın gayesidir, zira bundan gafil olmak doğru yoldan sapmasına neden olur.

Kuşkusuz insanların yaratılışı güdümlüdür ve Allah teala insana ihtiyacı olduğu için onu yaratmamıştır. İnsanların yaratılış gayesi kemale ermesidir. Bu ayetler insanlara kemale erme yolunu göstermiş ve Allah’a kulluk etmek, insani erdeme ulaşma yolu olduğunu buyurmuştur.

Bu arada ibadetin iki boyutu vardır. Bunlardan biri has anlamı olarak namaz, oruç, Hac vesaire ibadetlerdir ve diğeri genel ve kapsamlı anlamıdır ki insan yaşamının tüm boyutlarını kapsar; şöyle ki insan tüm kararlarında ve hayatı boyunca yapacağı seçimlerde Allah rızası çerçevesinde adım atmalı ve O’nun rızası olmayan işlerden kaçınmalıdır. Doğal olarak insan hayatının her anında Allah tealayı gözetlediği takdirde hayvani eğilimleri ve dünyevi alçak ve değersiz isteklerinin ötesine geçer ve gerçekte alemleri yaratan Allah olan mutlak kemale daha da yaklaşır. Bu yaklaşma insanın erişebileceği kemalin en yüksek mertebesidir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Cinler ve insanlar yaratılış gayesi ve bu gayeye ulaşmakta, yani Allah’a kulluk etmekte ortaktır.

2 – Kuşkusuz Allah kulların ibadetine muhtaç değildir. burada esas biz insanlar kulluk ederek gelişir ve manevi erdemlere ulaşırız.

3 – Rızk elde etmek insanların görevidir; ama aynı zamandı başta rızk olmak üzere her şeyin Allah tealanın elinde olduğunu unutmamalıyız.

 

Zariyat suresinin 59 ve 60. ayetleri:

 

 فَإِنَّ لِلَّذِینَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا یَسْتَعْجِلُونِ (51:59)

فَوَیْلٌ لِلَّذِینَ کَفَرُوا مِنْ یَوْمِهِمُ الَّذِی یُوعَدُونَ (51:60)

 

Yani:

Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!

 

Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!   

 

Zariyat suresinin son ayetleri olan bu ayetler surenin içeriği hakkında bir değerlendirme yaparak şöyle buyurmakta:

Kaderleri bu surede özetle gözden geçirilen kavimler ilahi elçilere karşı inkar ve muhalefet etmeye başladılar. Bunlar ilahi gazapla cezalandırıldılar ve ahirette de onları çetin azap beklemektedir.

İlahi peygamberlerin muhalifleri sürekli kıyamet günü ne zaman olduğunu soruyordu ve peygamberler bu günün ne zaman geleceğini bilmediğinden muhalifler kıyametin kopacağı ilkesini sorguluyordu. Dolayısıyla Kur'an'ı Kerim şöyle buyurmakta:

Hiç acele etmeyin ve ilahi vaadin şaşmaz olduğundan emin olun, zira o gün gelecek ve sizler için çok ağır ve çetin olacak ve geri dönüş yolunuz da olmayacak.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Eğer insan yaratılışın gayesi olan Allah’a kulluk etmekten gafil olur ve yaratıldığı hedefin doğrultusunda hareket etmezse büyük zulüm işlemiş olur.

2 – Allah’ın şefkati ve öfkesi ilim ve hikmetine göredir ve bizim aceleci davranmamız bu durumları etkileyemez.

3 – İnsanın kaderi amellerine bağlıdır. Dolayısıyla küfür ve zulüm, dünyada ve ahirette ilahi cezadan başka getirisi yoktur.