Haziran 29, 2016 13:41 Europe/Istanbul

İslam inkılabı rehberi mübarek Ramazan ayında ülke yetkililerini kabulünde, düşmana karşı savaşta ülkenin kabiliyetleri ve yeteneklerinin güçlendirilmesini istedi

Ramazan ayında halk kitleleri ve ülke yetkililerinin İslam inkılabı rehberi ile görüşmeleri başka bir havada gerçekleşiyor. Bu ayda yapılan görüşmelerin kendine has manevi bir havası var ve Ayetullah Hamenei de ahlaki ve hekimane liderlii ile bu manevi havayı daha da arttırıyor.

İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei mübarek Ramazan ayında ülke yetkilileri ile yaptığı görüşmede onlardan Ramazan ayın kıymetini bilmelerini isteyrek, Ramazan ayının itiğfar ayı, tevbe ayı, tavsiye ayı, yüce allah2a odaklanma ayı, ibadet ayı, ağlama ayı ve maneviyata gönül bağlama ayı olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamenei tevbe etmesi gereken günahların iki çeşit olduğuna işaretle, bu günahların bir kısmının insanın kendine zarar verdiğini, diğerinin ise başkalarına ve hatta topluma zarar verdiğini belirterek, ikinci tur günahların daha önemli ve daha çok yetkililere has olduğunu söyledi.

 

İslam inkılabı rehberi daha sonra çok önemli bir soru sorarak, günahın insanı nasıl etkilediğini sordu. Ayetullah Hamenei Kur'an Kerim ayetlerine işaretle bu konuya açıklık getirip günahın ilk sonucunun, insanın hassas bir noktada ekskik kaldığını belirtti.

Günahın daha etkin ve önemli olan bir diğer etkisinin ise nifak olduğunu belirten Ayetullah Hamenei şöyle buyurdu: daha yüksek ve daha kötü kademe, işlediğimiz hatanın bizi nifaka düşürmesidir; yani yüreğimiz ve dilimiz arasında ihtilaf oluşmasıdır.

Tabi ki bu günahın en ağır ve tahrip edici etkisi ise Allah’ın hayet veren emirlerini tekzip etmektir, nitekim İslam inkılabı rehberi, bazen işlediğimiz günahın bizi hataya düşmemiz ve sapmamıza sebep olduğunu belirterek, Rum suersinin 10. Ayetine istinat ediyor. Mübarek ayette şöyle buyuruyor: Sonra fenalık yapanların akıbetleri, Allah’ın âyetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve onunla alay etmiş olmaları sebebiyle çok kötü oldu.

Ayetullah Hamenei günahın ilacının, her zaman kendini gözeterek tevbe etmek olduğuna işaretle, her kesten takvalı olmalarını istedi.

 

Ayetullah Hamenei ülke gündemine de işaretle, hali hazırda ülke kapasitelerini iyi bildiklerini belirtti ve şöyle buyurdu: Biz yaklaşık dünyanın %1 nüfusüna ve dünyanın da %1’lik alanına sahibiz, fakat yüce Allah’ın bize verdiği imkanlar %1’den çok daha fazladır... bana verilen son rapora göre yaklaşık %6-7’dir; yani biz dünyanın ortalamasının 6-7 katı kapsitemiz var; hem nüfuz, hem insan gücü ve hem doğal imkanlar...

İslam inkılabı rehberi ayrıca İran İslam cumhuriyetinin, kendine özel düşmanlıkları olan düşmanları olduğunu belirtti ve onların bu yoğun düşmanlığı konusunda şöyle buyurdu: Zira İslam cumhuriyeti, dünyada eşsiz bir modeldir;... (İran’da) İslam’a dayalı bir düzen kurulmuştur, istikbara karşı İslami temellere dayalı bir İslami nizam, istibdada karşı, zülme karşı, ayırımcılığa karşı, tefeciliğe karşı ve günümüz dünyasında güçlülerin işlerine karşı bir nizam. Böyle bir düşünce ve davranış temeller üzerine kkurulan bir nizam her gün gelişmekte, onu durdurmayı da asla başaramadılar, her gün daha da kök salarak daha fazla nüfuz sahbi oldu.

 

İslam inkılabı rehberi, İslam cumhuriyeti düşmanları hakkında şöyle buyurdu: Bizim düşmanımız olduğunu söyledik; düşman kimdir? Düşman, sömürge çetesi ve siyonist çetesidir; bu düşmandır. Sömürge çetesinin başında ABD rejimi var ve siyonist çetenin de sembolü işgal edilen Filistin’e sulta kurmuş sahte siyonist rejimdir; bu düşmandır, üstelik gizlemiyorlar da... saygı değer Dışişleri bakanımızın bundan birkaç gün önce mecliste Amerika'nın tutumunun değişmediği yolundaki açıklaması tamamen doğru ve yerinde bir açıklamadır, Bugün Amerikanın yapısı Reygan dönemindeki Amerika'nın yapısıyla aynıdır ve demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında hiçbir fark da yoktur. Bazıları, bizim Amerika ile anlaşabileceğimizi ve sorunları halledebileceğimizi zannediyorlar oysa bu yanlış bir düşünce ve bir vehimden ibarettir.

 

İslam inkılabı rehberi düşmanın planlarının İran İslam cumhuriyetinin gelişme kabiliyetini azaltma, durdurmak veya hatta yok etmek olduğuna değinerek, buna karşılık yetkililerin görevinin ise bu kabiliyetleri arttırmak olduğunu söyledi. fakat İran kabiliyetleri ve kapasiteleri nelerdir?

Ayetullah Hamenei İran halkının öncellikli imtiyaz ve kapasitesinin İslami iman olduğunu belirterek, şöyle dedi: “ Siz günümüz dünyasında bu iman barajını yıkmak için yapılan faaliyetlere bakın, özellikle de İslam cumhuriyeti nizamı ve halk arasında. Eğer siz sosyal sitelerini kullanıyorsanız ve eğer sanal ortamda iseniz benim neye değindiğimi çok iyi anlıyorsunuz. İslami imanımızını sarsmak için he ryolu kullanıyorlar.

İran İslam cumhuriyeti bilimsel açıdan iyi bir düzeyde bulunuuyor ve tıp, nano teknoloji, kök hücre ve barışçıl nükleer teknolojide gözalıcı ilerlemeler kaydetmiştir. Bu yüzden İslam inkılabı rehberi İran bilimsel gücünün, düşmanın darbe indirmek istediği alanlardan biri olduğuna işaretle düşmanın bu yolda suç yollarına başvurduğunu söyledi.

 

İran İslam cumhuriyetinin askeri gücü ve kabiliyetleri, düşmanın her türlü saldırı ve tecavüzünü engelleyecek seviyede. Fakat yine de Amerika ve diğer batılı hükümetler çeşitli yollardan İran’ın caydırıcı savunma gücünü kısıtlamaya çallışıyorlar. İslam inkılabı rehberi ülke etrafına adeta bir kale inşa edilmiş gibi ülke kurumlarının düşmanın saldırısına karşı savunma kabiliyete sahip olmaları gerektiğine değinerek fakat düşmanın buna karşı olduğunu, günümüzde füze ve benzeri konularla ilgili konuşmaların da bu bağlamda olduğunu söyledi.

Ulusal birlik ve vahdet, düşmanların her zaman yok etmek istediği İran İslam cumhuriyetinin diğer iktidar faktörüdür. İslam inkılabı rehberi bu bağlamda , siyasi görüş ayrılığının hiç önemli olmadığını, asıl sorunun halk içinde temel hareketin ilkelerinde ihtilafın yaşanması olduğunu belirtti ve siyasi ve sosyal sorumluların bu olayı engellemeleri gerektiğini, söyleyerek, “ ne iyi ki bu birlik, inkılabın başından beri vardır” dedi.

 

Ayetullah Hamenei tüm gençlerin, ülkenin muazzam kapasitesi olduğunu vurguladı ve şöyle dedi: Bugün bizim genç nüfusumuz bir olaydır, bir nimettir; zira genç, hareketin başlangıcı, motivasyon, hareket, canlılık ve yenilikçiliğin çağlayan pınarıdır, gençler çalışır, eğer bu (genç kuşak) yirmi yıl sonra yok olursa, gençlik ithal edilemez, ( bu yüzden) ülke zarar eder.

İslam inkılabı rehberi İran İslam cumhuriyetinin muazzam kabiliyetlerine değinmenin ardından yetkililerden bu kapasite ve kabiliyetleri arttırmalarını istedi ve Kur'an Kerim’in enfal suresinin 60 ayetin mealindeki “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan hazırlayın!” bölümüne işaretle , şöyle buyurdu: Güç, tüm bunları kapsıyor; güç sadece tüfek ve silah ve benzeri değildir; güç tüm maddi ve manevi, ekomomi ve askeri, ilmi ve ahlaki güçlerin tümüdür.

 

İslam inkılabı rehberi daha sonra İslam cumhuriyetinin seçkin yetkilileri ile görüşmesinde ekonomi konularına değindi ve Ekonomik durgunluk ve işsizlik gibi iki temel sorunun çözümü için gerekli planlama ve önceliğin belirlenmesi direniş ekonomisinin tahakkuku için hareketin hızlandırılmasını daha da arttıracağını ifade etti. Ayetullah Hamenei ekonomi sorunların çözümünde temel öncelikleri, bilgi temelli orta ve küçük ölçekli sanayi ve petrol ürnlerin ihracatına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “ Kuyudan çıkarttığımız şu petrolü dışarı gönderiyor, parasını alıyoruz, hiç bir katma değeri yok; her gün daha da azalıyor. Eğer bu petrol veya doğal gazı, katma değeri olan ürünlere dönüştürebilirsek, ülke için bu iyidir.”dedi.

 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei üç erk başkanları, yetkililer, devletin yürütme sorumluları, muhtelif kurumların üst düzey yöneticileri ve siyasi, sosyal ve kültürel seçkinleri kabulünde İran ve 5+1 grubu arasında sağlanan BERCAM anlaşmasında da değindi. Ayetullah Hamenei İran İslam cumhuriyetinin anlaşma çerçevesindeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğine işaretle, fakat Amerika’nın kendi görevlerini aksatmasını şiddetle eleştirip nükleer sanayinin ülke için stratajik bir sanayi olduğunun, bu sanayinin kalıcı olması, gelişmesi ve zarar görmemesi gerektiğinin altını çizdi ve bu sanayinin hatta ülkeye dokunulmazlık ve güven sağlanmasında da etkili olduğunun altını önemli çizdi./009