Eylül 05, 2016 17:33 Europe/Istanbul

Hac mevsiminde en çok facia, Mekke’nin beş kilometre doğusunda yer alan Mina’da yaşanmıştır. Mina hadiseleri bazen yangın ve bazen izdiham yüzünden yaşanmıştır.

Bu hadiselerde maalesef, Arabistan’da sakin ve huzurlu ve güvenli bir ortamda Hac farizesini yerine getirmek üzere gelen binlerce hacı bir daha vatanına dönememiştir.

Geçen bölümde beyan edildiği üzere Hac farizesi muhteşem ve toplu halde ve milyonlarca hacının katılımı ile düzenlenen bir farizedir ve bu yüzden çok yönlü bir plan yapılarak hacıların güvenliği temin edilmesi gerekir. Ama maalesef Suud rejimi şimdiye kadar Kabe’yi ziyarete gelen hacıların güvenliğini sağlamakta başarısız olmuş ve aciz olduğunu ortaya koymuştur. Son yıllarda Allah’ın evini ziyarete gelen insanlar bir çok acı olayla karşılaşmıştır ki bunların tümünü anlatmak mümkün değil ve bu yüzden sadece bir kaç önemli hadise ile yetinmek zorundayız.

Hac mevsiminde en ço facia, Mekke’nin beş kilometre doğusunda yer alan Mina’da yaşanmıştır. Her yıl tüm hacılar Zilhicce ayının onuncu günü yani kurban bayramı gününde sabah erkenden bu kutsal bölgeye gelir ve ayın 12. gününe dek burada üç kez şeytanı taşladıktan sonra Mekke’ye geri döner. Mina hadiseleri bazen yangın ve bazen izdiham yüzünden yaşanmıştır. Bu hadiselerde maalesef, Arabistan’da sakin ve huzurlu ve güvenli bir ortamda Hac farizesini yerine getirmek üzere gelen binlerce hacı bir daha vatanına dönememiştir.

10 Aralık 1975 tarihinde Mina’da bir tüpgazın patlaması sonucu büyük yangın çıktı. Bu olayda 200 hacı hayatını kaybetti, yüzlerce hacı da yaralandı. Bu yangından sağ kurtulan hacılar ise yangın ve hacıların izdihamı yüzünden ölenler veya yaralananların hakkında yürekleri burkan sahneleri anlatıyor.

Ancak bu acı faciada en çok dikkat çeken nokta ise Suud rejiminin yardım ekiplerinin ortalıkta bulunmaması ve hacıların birbirine yardım ederek kurtulmaya çalışmasıdır.

Fakat bu acı olay Suud yetkilileri bu tür benzer hadiseleri önlemek için bir çare düşünmeye yöneltmeye yetmedi. Mina çadırlarında yangın 1995 yılında yeniden tekrarlandı ve 100 hacı ya hayatını kaybetti, ya da yaralandı. Ancak iki yıl sonra daha büyük bir yangın çıktı. Bu olayda da 343 hacı hayatını kaybetti, 1500 kişi de yaralandı. Bu katliam gibi olaylar, Suud rejimi 1975 yılında çıkan ilk yangından sonra gerekli tedbirleri almak ve uygulaması için tam 22 yıl süresi olduğu halde yaşandı. Fakat anlaşılan Suud hanedanı için hacıların canı hiç bir kıymeti bulunmuyor ve bu hanedan paralarını daha çok göze gelen ve ayrıca propaganda amaçlı kullanılması mümkün olan başka alanlarda harcamayı tercih ediyor.

Evet, biraz önce de belirtildiği üzere Mina’da hacıların katliama uğrarcasına hayatını kaybetmesinin bir başka sebebi kalabalıkta yaşanan izdiham durumlarıdır ki bu da hacıların sayısının çok olmasına rağmen Suud rejiminin gerekli olan planlamayı yapmaması ve denetimini doğru biçimde uygulayamamasından kaynaklanır. Nitekim 1990 yılında Hac sırasında Mina’ya uzanan tünelde hacıların geçişi sırasında izdiham yaşandı ve öte yandan tünelin havalandırma sistemi de bozuldu. Böylece aşırı sıcaklar ve kalabalığın yarattığı baskı yüzünden 1426 hacı hayatını kaybetti ve bir çok hacı da yaralandı.

Yine 1998 yılında Mina’da yaşanan bir izdihamda 118 hacı hayatını kaybetti, 180’i de yaralandı.

Bu arada Mina’da en çok faciaların şeytan simgesini taşlama sırasında yaşandığı belirtilmelidir. Nitekim izdiham yüzünden ve Suud rejiminin bu tür durumlar için hiç bir planı veya tedbiri bulunmaması yüzünden 1994, 2001, 2004 ve 2006 yıllarında sırasıyla 270, 35, 251 ve 360 hacı hayatını kaybetti ve binlerce hacı da yaralandı. Yine 2006 yılında Mekke’de bir hotelin çökmesi sonucunda 76 hacı hayatını kaybetti.

Öte yandan Mekke kentinde bu son durumdan başka yaşanan tüm ölümlerin Suud rejiminin güvenlik güçleri yüzünden olduğu belirtilmelidir. 1979 yılında Hac merasiminin sonunda Suud hanedanının muhalifi olan bir grup, Mescid-i Haram’ın kontrolünü ele geçirmeye çalıştı. İki taraf arasında çıkan çatışmada ise 153 hacı hayatını kaybetti.

Yine 1987 yılında Mekke’de şimdiye kadar eşine rastlanmaya korkunç bir cinayet işlendi ve Suud rejiminin güvenlik güçleri Amerika ve korsan İsrail’den beraat etmek üzere yürüyüş yapan hacılara saldırdı. Bu olayda 402 hacı barbarca şehit edildi ve 650 kişi da yaralandı.

Bu cinayet Suud hanedanının karnesinde ve hacıların can güvenliğini temin etmekte beceriksizliğinin en önemli işareti ve kara bir leke olarak kayda geçti.

Aslında Suud hanedanının Hac farizesini yönetebilecek yetenek ve liyakattan yoksun olduğu geçen sene Hac sırasında daha da belirgin hale geldi ve İslam dünyası bu hanedanın hacıların can güvenliğini temin etmekten aciz olduğu sonucuna vardı.015