Velayet güneşinden
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei geçen Çarşamba günü İran’ın ünde gelen binlerce seçkin gencini ve bilimsel açıdan yetenekli öğrencileri kabulünde seçkin gençleri, yetkililere emanet edilen ilahi değerler niteledi.
Ayetullah Hamanei kendisi bizzat ülkenin bilimsel ve seçkin camiasını savunmaktan bir an bile geri adım atmayacağını belirterek, bu seçkin insanların ve yeni genç ve çalışkan bir kuşağın oluşmasının sayesinde İslamî İran büyük, ilerlemiş, güçlü, şerefli ve onurlu bir ülkeye dönüşeceğini ve yeni İslamî medeniyetin bayraktarı olacağını belirtti.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei görüşmenin başında ise Muharrem ayına ve yas günlerine işaretle şöyle konuştu: Muharrem, sadece Aşura’ya uzanan on gün değildir. Muharrem ayında tarihte asla unutulamayacak muazzam bir hadise yaşanmıştır. Bu hadise bitecek gibi değildir. Bu hadise, nurla karanlığın, hakla batılın, şerefle şerefsizliğin arasındaki mücadelenin görüntüsü ve hakikatidir ve asla batmayan güneş misali sürekli nur saçmaktadır.
Ayetullah Hamanei konuşmasının devamından seçkin gençlerle buluşmaktan duyduğu hoşnutluğu dile getirerek bu gençlerin İran milletine verilen ilahi nefis hediyeler olduğunu, bazı milletlerin bu sermayelerden mahrum olduğunu, yetkililerin bu ilahi nefis nimetlere karşı ağır sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei seçkin gençlerin ağır sorumluluğuna da işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
Birinci ve en büyük sorumluluğunuz Allah tealaya bu yetenek nimetini size verdiği için şükretmektir. Şükretmek demek, bu yeteneğin bir nimetin bilincinde olmak demektir. Bilin ki bu nimeti Allah size vermiştir. Bilin ki bu nimete karşı sorumlusunuz ve bu sorumluluk da, bu nimeti yerinde ve doğru yolda harcamaktan ibarettir.
Gacar döneminden Pehlevi dönemine kadar geçen yıllarda sürekli İran milletine aciz olduğu aşılanmaya çalışıldığını kaydeden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Batılılar başkalarından daha erken bilime ulaşmaları ve kendilerini yükseltmeleri yüzünden başka milletlere karşı aşağılayıcı bakmaya başladı. Batılılar derin kültür ve parlak bilimsel mazisi olan milletleri Batı’nın gölgesinde kalacakları şekilde aşağılayarak tanımlamaya başladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Asya bölgesinin uzak, orta ve yakın Doğu gibi adlarla adlandırılmasını Avrupalıların kendilerini üstün görme duygusunun bir yansıması olduğunu ve başka yurtları Avrupa’ya yakınlığı veya uzaklığına göre adlandırdıklarını, oysa Asya kıtası beşeri medeniyetlerin en büyük ve en eski beşiği olduğunu kaydetti. Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü: Batılı milletler yoksulluktan zenginliğe ulaşan ve sonra da kendini kaybeden insan gibi bilimsel zenginliğe ulaştı ve yükseldi, ama yükselir yükselmez de hatta bilimi onlardan borç aldıkları milletlere bile aşağılayıcı gözle baktılar. Bizim ülkemiz de bunlardan biriydi.
Gerçekten da tarihin belirtiği üzere bir zamanlar Avrupa ortaçağ karanlığında bocalarken ve bilim ve düşüncenin ne olduğunu anlamazken, İslam ülkeleri bilim alanında altın çağını yaşıyordu. Ancak Batı rönesanstan sonra müslüman bilginlerin tıp, matematik, astronomi, kimya, fizik ve diğer bilimlerin üzerinde yazdıkları eserleri çevirmeye başladı, fakat başta denizcilik olmak üzere bilimsel alanlarda üstünlük sağlamaya başlayınca bu durumdan başka ülkeleri sömürme yolunda yararlanmaya başladı ve böylece beşeriyet tarihinin sayfalarına yeni karanlık sayfalar ekledi.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasında Batılıların aşırı talepleri ve bencilliklerine işaret ederek şöyle devam etti:
Bir ülke ecnebi bir gücün sultası altına girdiğinde, tüm imkanları ister istemez o gücün tekeline girer.
İran Gacarlar döneminden Pehleviler dönemine kadar geçen yıllarda sürekli Batılı zorba devletlerin sultası altında oldu ve Batı bağımlısı bu yönetimler İran milletine çifta aşağılanmayı dayattı. İkinci dünya savaşı sırasında İngiltere ve Rusya İran yönetimi ile hiç bir koordinasyon yapmaksızın İran topraklarını işgal etti ve bu ülkeden mühimmat ve askeri güçlerinin sevkiyatında yararlandı. O yıllarda İran milleti telafisi mümkün olmayan zararlara uğradı, öyle ki tarihin de şahadet getirdiğine göre İran milletinin yaklaşık yüzde otuz kadarı açlık ve kıtlık ve imkanların yokluğu yüzünden hayatını kaybetti.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran milletinin o yıllarda yaşadığı bu durumu halka “biz yapamayız” genini aşılamanın sonucu olduğunu belirterek şöyle konuştu: İslam inkılabı büyük bir değişim yarattı, öyle ki özgüven ve kendine inanma özellikleri bağımlılıkla savaşa başladı, Allah da yardımcı oldu.
Irak’ın baas rejiminin İran’a dayattığı savaşı İranlı gençlerin özgüven duygusunu sınama alanı niteleyen İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu savaş tüm acılarına rağmen yetenekleri ortaya çıkardığını ve İranlı gençlerin elleri boş olmasına karşı dünyanın süper güçlerince desteklenen düşmana karşı zafer kazanabileceğini ispat ettiğini vurguladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında düşmanın İran milletinin özgüven duygusunu savaş meydanında kırmaya çalıştığını belirterek, şimdi de düşman bazı yerli işbirlikçileri ve kandırılmış piyonları ile aynı bağımlılık kültürünü bu kez daha güzel bir edebiyatla yeniden inşa etmeye çalıştığını kaydetti.
Ayetullah Hamanei Batı’nın küreselleşmeden amacı tüm milletleri, dünya ekonomisine, siyasetine ve güvenliğine musallat olan devletin kültürel sultası altına almaktan ibaret olduğunu vurguladı.
Ayetullah Hamanei başka ülkeler ve milletlerle ilişki kurmanın gerekli olduğunu, fakat süper güçlere her türlü bağımlılığa karşı olduklarını ifade etti.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei seçkin gençlere ilgi göstermenin kaçınılmaz bir vacip olduğunu, bu da büyük bir hedef yüzünden olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu büyük hedef İran’ı gelişmiş, güçlü, şerefli, insani meselelerde ve uluslararası alanlarda söyleyecek sözü olan bir devlet yapmaktır, izzet ve maneviyat ve iman sahibi ve yeni İslamî medeniyetin bayraktarı yapmaktır.
Dünyada tüm düşünürlerin beşerin şimdiki halinden şikayetçi olduğunu hatırlatarak bu çıkmazdan bir çıkış yolu bulmak gerektiğini, bunu da İslamî İran yapması gerektiğini kaydetti.
Güçlü bir İran’ın ufkunda maneviyat unsurunun altını çizen İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, günümüz dünyasının en büyük afeti, güç bulunduğu yerde imanın olmamasından ibaret olduğunu belirtti.
Amerika başkanlık seçimlerinde iki adayın münazaralarına işaret eden Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü: bu iki kişiden biri Başkan olacak ve dünyanın en çok nükleer silahi olan, dünyanın en büyük servetine sahip olan, dünyanın en güçlü medya organları avuncunda olan bir ülkenin başına geçecektir. Böyle bir ülkenin reisi şu gördüğünüz iki kişiden biri olacak ve sizler bunların ne olduklarını ve nasıl olduklarını görüyorsunuz. Tüm bunlar, maneviyatın yokluğu içindir, imanın yokluğu içindir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei güçlü ve maneviyatla dolu bir İran inşa etmek için cesur, eğitimli, dindar, yenilikçi, öncü, özgüven duygusuna sahip olan bir kuşağa ihtiyaç olduğunu, bu kuşak yaşamını ve varlığını bu hedefin hizmetine sunması ve ciddiyetle hareket etmesi gerektiğini ve tek bir kelimede inkılapçı bir insan olması gerektiğini belirtti. Ayetullah Hamanei seçkin gençlerin böyle bir kuşağı harekete geçiren dinamik olarlak niteledi.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında ülkenin bilimsel hareketine özen gösterme zaruretine işaretle bu hareketin bazı düşmanları bulunduğunu, düşmanlar bilimsel hareketi durdurmaya veya saptırmaya çalıştığını ifade etti.
Ayetullah Hamanei son yıllarda ülkenin bilimsel ilerlemesine işaretle bir kez daha bilimsel ilerleme hızının korunması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Eğer şu bilimsel hareket düşmanlıklara maruz kalırsa ve biz de bunun umursamazsak, sonucu ülkenin genç güçlerinde hüsran olur ki bu da ülkeye ağır darbe niteliğindedir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasında ayrıca ülkenin bilimsel sürecinin iyileşmesi ve seçkin gençlerin korunması için yetkililere bazı noktaları hatırlattı. Bu noktaların en önemli olanları, bilim temelli firmaların desteklenmesi ve ürünlerinin devlet erkanlarında kullanılması, üniversitelerde seçkinlik çekirdeklerinin oluşturulması, parlak yetenekleri yetiştirme milli kurumunun önemsenmesi, seçkinler milli vakfına ilgil gösterilmesi, büyük araştırma projelerinin hayata geçirilmesi, seçkinlerin arasında kültürel seviyelerin yükseltilmesi ve ülkenin zayıf yönleri ve ihtiyaçları ile tanışmalarının sağlanmasından ibaretti.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde de beşeriyetin karşısında yeni bir yolun açılma zaruretine işaretle şöyle dedi:
Bugün dünyanın şeytani güçleri ve kurumları insanların günde güne daha çok cahillik ve karanlık bataklığına batırıyor ve nerede bu şaytani hareketlere karşı çıkılıyorsa orası ile mücadele ediliyor. Buna karşın bir de neden bizim onlara iyimser bakmadığımızdan şikayetçi oluyorlar.
Ayetullah Hamanei Amerika’nın nükleer anlaşmada sözünü tutmamasına işaretle sözlerini şöyle sürdürdü: Ben defalarca yetkililere söylemişimdir, eğer siz nükleer meselede geri adım atarsanız Amerika ile meseleleriniz bununla son bulmaz, onlar bu kez füze gücümüzü, Filistin ve Lübnan’da direnişe desteğimizi, sözde insan hakları meselelerini ve sonunda da İran yönetiminde dinin müdahalesi gibi iddiaları gündeme getirecekleri kesindir. Çünkü onlar İran gibi önemli bir ülkede İslamî bir nizama tahammül edemiyorlar.
Ayetullah Hamanei ülkenin ve milletin eşsiz kapasitelerine de işaret ederek seçkin gençleri bilinçli olmaları ve ülkenin ve dünyanın meselelerini analiz etme yeteneğine sahip olmaları gerektiğini belirterek seçkin gençlere yüce Allah’tan başarılar dileğinde bulundu.015