Kasım 11, 2016 12:23 Europe/Istanbul

İnsanlık toplumunun en ciddi sorunlarından ve milletlerin hakları ve uluslararası düzen, güvenlik ve istikrara karşı en büyük tehditlerden biri terörizmdir, tarih boyunca özellikle son 100 yılda terörizm, küresel barış ve güvenliğe karşı en önemli tehdit kaynağı olmuştur.

Terörizm bugün farklı şekillerde ortaya çıkmış bulunuyor, bazı sultacı güçler, terörizmle mücadelede bayrağını taşıdıklarını ileri sürmelerine rağmen bizzat terörizmin bir parçasını teşkil ediyor, bu yüzden terörizm bölgede aynen mantar gibi büyüyüp, yayılıyor.

İslam İnkılabı'nın zaferindan sonra terör örgütü Halkın Münafıkları, şiddet ve silahlı girişimleriyle İran halkını hedef almaya başladı.

Bu örgüt, 80'li yıllarda çok sayıda bombalı saldırılar ve suikastlar düzenleyerek, birçok İranlı yetkili ve sivili şehit etti.

17 binden fazla terörizm kurbanı, terörizm hamilerinin İran halkına karşı reva gördüğü acı ve zulümlerin hatırlatıcısıdır.

35 yıl önce Halkın Münafıkları örgütü, İran'ın Başbakanlık ofisine bombalı saldırı düzenleyerek, dönemin Cumhurbaşkanı Recai ve Başbakanı Bahüner'i şehit ettiler.

bu olay, Münafıklar'ın İran'daki ilk ve son saldırısı olmadı, ancak İran halkının terörizmle mücadelesinde bir dönüm noktası haline geldi ve İran takviminde 8 Şehriver, "Terörizmle Mücadele Günü" olarak adlandırıldı.

Son iki yılda Fransa'da yaşanan acı terör saldırıları, terörist grupların tedidinin küresel bir olgu olduğunu ve sadece birkaç ülke ile sınırlı olmadığını ortaya koydu.

Böylece uluslararası camia, küresel güvenliği tehdit eden terörizmin kökünü ancak ona karşı topyekun, kapsamlı ve ayrım gözetmeden mücadele vermesi halinde kazıyabilecek.

Başka bir deyişle, Nis, Bağdat ve Suriye veya Afrika'da yüzlerce can alan terör saldırıları ve İran'da Münafıklar'ca binlerce kişinin terör kurbanı olması, eşit şekilde dikkate alınması ve girişimde bulunması gereken konulardandır.

Aslında, bu cinayetleri işleyenler ve ideolojik, parasal ve askeri hamileri, bir puzzleın parçaları teşkil ediyor ki hepsine karşı mücadele verilmesi gerekiyor.

Terör örgütü IŞİD, Irak'ın Musul kentini işgal ettiğinde, terör örgütü Münafıklar sitesi, "Musul devrimciler tarafından fethedildi" diye yazdı.

Küresel tedit olan terörizm ancak bütün parçalarına karşı topyekun mücadele verilmesiyle çözümlenebilecek, bunun için ciddi, eşzamanlı ve bitişik girişimlerde bulunmak şarttır.

Sadece önleyiciler girişimler değil, Münafıklar'dan IŞİD'e kadar terörizme meşruiyet kazandıran, besleyen ve destekleyen hamileriyle de aynı zamanda mücadele edilmesi gerekiyor.

İran İslam Cumhuuriyeti, terörizmle mücadele için özel önem vermektedir, ancak defalarca, Batı'nın terörizmle mücadelede çifte hedefler peşinde olduğundan dolayı endişelerini dile getirmiştir.

Terörizmden duyulan endişe, anlaşılabilir ancak bu endişe,  yerinde ve yapıcı ve gerçek şekilde gündeme getirilmesi gerekiyor, ancak bu şekilde, dünyada şiddet ve radikalizmle mücadele verilebilir ve güvenlik sağlanabilir.

ABD'nin Münafıklar'a desteği ise, çifte standart çerçevesinde ele alınmalıdır.

ABD, Eylül 1980'de, terör örgütü Münafıklar üyelerinin Fransa'ya taşınması zeminini sağladı, 6 yıl sonra Fransa, bu örgütü, Paris'i terk etmeye zorladı ve bundan sonra Irak'ın başkenti Bağdat, Münafıklar'ın yeni yuvası oldu.

Ardından Bağdat'ın kuzeyinde Diyale vilayetindeki "Eşref" kampında yuvanlandılar.

Bu cinayetler ve Münafıklar'ın terör faaliyetlerinden duyulan endişeler yüzünden Irak hükümeti de, Münafılar'ı bu ülkeden sınırdışı etme kararı aldı.

Irak halkının peş peşe itirazları ve Irak hükümetinin ABD ile Münafıklar örgütünün intikalı için istişarelerinin ardından Münafıklar'ın Arnavutluk'a taşınması zemini sağlanmış oldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, BM, 3 binden fazla Münafıklar üyesini, Irak'tan taşımıştır.

Münafıklar örgütünün son grubunun Irak'tan Arnavutluk'a taşındığı haberinin açıklanmasının ardından ABD'li senatör John MCcin ve Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Add Roiss, bu habere tepki gösterdi.

John MCcin yaptığı açıklamada, ABD'den "Halkın Mücahitleri Örgütü" (Münafıkları) koruma taahhüdünü hatırlattı.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı da yaptığı açıklamada, Liberty Kampı'ndaki bütün kişilerin sonunda Arnavutluk ve diğer ülkelere taşınmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirdi.

Roiss Arnavutluk hükümetine de, Münafıklar Örgütü üyelerini kabul ettiği için teşekkür etti.

Bu açıklamalar, ABD'lilerin Münafıklar'ın cinayetlerini desteklediğini gösteriyor ve başarısızlıkları ve yenilgilerine rağmen ahla bu gruba kendi hedeflerine varmak için güveniyorlar. 

Münafıklar'ın Arnavutluk'a tamamen taşınmasının ardından örgütün elebaşlarının da kendi unsurlarıyla birleştiği tahmin ediliyor. Münafıklar'ın son sıralarda, Tirana'daki merkezin yanında başka bir merkez kurmaya yönelik girişimleri de bu tahmini doğruluyor.

Uzmanlar ise, Münafıklar örgütü ve mensuplarının bir Avrupalı ülkeye girmesinin bu ülkelerde pek uzak olmayan bir gelecekte, ciddi terör eylemleri için zemin sağlayabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Buyüzden, Münafıklar'a destek sonuçları, Avrupalılar için tekfirci gruplara verdiği destekten kaynaklanan aynı olaylara sebebiyet verebilir.

Bu taşınma işleminin sorumlusu olan BM insan hakları izleme grupları, Arnavutluk'ta Münafıklar üyelerinin asla BM'nin kurallarına uymadığını ve istedikleri gibi hareket ettiklerini söylüyor.

Münafıklar örgütü liderleri, ABD ve diğer ülkelerle uzun soluklu görüşmeleri boyunca, İran komşularından birinin kendilerinin o ülkede konuşlanması için onayını almaya ve böylece İran üzerinde sözde nüfuzunu korumaya çalıştılar, ancak hiçbir ülke bu teörist grubun talebini kabul etmedi.

İran komşularının terör örgütü Halkın Münafıkları'n talebini reddetmesi doğal bir durumdur zira, bu teröristlerin kabulü, onların çevresini güvensizleştirecek ve İran ile ilişkileri üzerinde etkili olacak, bu yüzden hiçbir bağımsız ülke Münafıklar'ın kendi topraklarına yerleştirilmesinden kaynaklanan olumsuz sonuçlara katlanmak istemiyor.

Böylece, Batılılar desteği ve Münafıklar liderlerinin çabasıyla sonunda Arnavutluk bu lekeyi kabul ederek, teröristleri kendi topraklarına konuşlandırdı.

Terör örgütü Münafıklar mensuplarına mültecilik verilmesi, iki yıl önce ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ile Arnavutluk Başkanı arasında gerçekleşen görüşmede gündeme getirilmişti.

Münafıklar elebaşları göre, onların bir mekanda toplanması, örgütün dağılmasını engelleyebilir.

Avrupalı ülkeler ve ABD de, zımni olarak, bu örgütün yapısının korunması için Münafıklar örgütünün bütün mensuplarını aynı ülkeye yerleştirmeye çalıştı.

Daha öncelerinde de, Münafıklar'ın bir araç kullanılması için benzer girişimler o ülkeler tarafından yapılmıştır.

Terör örgütü Halkın Münafıkları, elebaşlarıyla birlikte aynı yaklaşımla Irak'a gittiler. Ancak artık Avruaplı ülkeler veya ABD'ye gidemediler.

Yoğun çabanın ardından bazı Münafıklar, Avrupa'ya taşınabildi, ancak Irak'ta kalan grup, ne ABD'ye gitme izni alabildi, ne de Avrupa'ya gidebildi ve şu an Arnavutluk'a yerleşmiş bulunuyor ki bu taşınma da belli mesaj içeriyor.

Arnavutluk, Avrupalı ülkelerin en zayıf halkasıdır, ekonomik durumu çok kötü olan bu ülke, ABD'nin para yardımı karşılığında, Münafıklar'ı kendi topraklarına konuşlandırmayı kabul etmiştir.

Arnavutluk, çok geri kalmış bir ülke olarak, AB üyesi değil ve bu birliğin kurallarına uymakla kendi zorunlu görmüyor, bu yüzden Münafıklar'ın bu ülkeye konuşlanması ve insanlık ve anti demokratik eylemleri, görünüşte Avrupalılar için bir sorumluluk getirmez.

Bazı uzmanlar ve analistler, Batı tarafından Münafıklar için belli misyon tanımlanmış olduğuna inanıyor. Onlar, Münafıklar'dan fazla operasyon istemiyor, ayrıca, bu örgüt mensupları operasyon yapabilecek yaşta değiller. Batı daha çok, Münafıklar'ı istihbarat işleri için istiyor.

ABD hala, terörizmle mücadele yerine, kamuoyunu kandırmak suretiyle terörizme desteğinin üstünü kapatıyor.

Kuşkusuz, fakir ve zayıf bir ülke olan Arnavutluk, ABD'nin yardım sözü için teröristleri kendi topraklarına almıştır.

ABD basını ilk kez Arnavutluk'un bunun için 20 milyon dolar para aldığını ifşa ettiler.

Burada kesin olan bir şey varsa o da, Halkın Münafıkları örgütünün şiddet ve terör eylemi üzerine yoğunlaşmasıdır.

Bu konu kesinlikle, Arnavutluk kamuoyunun gözünden uzak olmayacaktır.