Ocak 05, 2017 16:04 Europe/Istanbul

Geçen hafta Türkmenistan yönetiminin İran ile imzaladığı doğalgaz anlaşmasına aykırı hareket ettiği ve İran’a ihraç ettiği doğalgazı aniden kestiği habere duyuldu. Peki neydi bu maceranın gerçek yüzü?

İran ve Türkmenistan arasında doğalgaz anlaşmazlığı derin maziye dayanıyor. Bu macera ilk kez 2007 yılının kış aylarında başladı. o yıl İran’ın 20 eyaletini beklenmedik aşırı soğuk bastı ve bu da doğalgaz basıncının düşmesine yol açtı. Aynı yılda Türkmenistan doğalgaz fiyatını 9 kat arttırdı ve 40 dolardan 360 dolara yükseltti. Aynı mesele 2008 yılında yine tekrarlandı, oysa dünya piyasalarında doğalgaz fiyatlarının düşmesi ile beraber Türkmenistan’ın İran’a ihraç ettiği doğalgazın fiyatı da düşmesi gerekiyordu, ama böyle olmadı.

İran ve Türkmenistan arasında doğalgaz ticari yaklaşık yirmi yıl önce başladı. o dönemde İran petrol bakanlığı İran’ın kuzeydoğusunda yer alan eyaletlerin doğalgaz ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkmenistan ile 30 yıllık bir anlaşma imzaladı. Ancak o tarihten beri anlaşma uygulanma sürecinde ciddi sıkıntılarla karşılaştı. Şimdi Türkmenistan ile imzalanan doğalgaz anlaşmasının üzerinden 19 yıl geçiyor. Bu süre içerisinde Türkmenistan doğalgaz fiyatlarının artışını bahane ederek özellikle kış mevsimleri başta olmak üzere bir çok kez İran’ı doğalgaz ihracatını kesmekle tehdit etti ve zaman zaman bu tehdidini de uyguladı.

Türkmenistan iki ülke arasında doğalgaz münakaşası başlamadan önce İran’a günde 42 milyon metreküp doğalgaz ihraç ediyordu, fakat son zamanlarda Türkmenistan’ın çıkardığı sorunlar yüzünden bu rakam günde 4 milyon metreküpe kadar geriledi.

Kuşkusuz doğalgaz anlaşmaları genellikle uzun vadeli anlaşmalardır ve her türlü anlaşmazlık durumunda iki tarafın kabul ettiği tarafsız bir hakeme başvurarak ihtilaf konularını çözmek de mümkündür. Fakat alıcı ülke doğalgaza olan ihtiyacı en zirvede olduğu sırada satıcının mantıksız ve illegal gerekçeleri bahane ederek doğalgaz ihracatını durdurması ve alıcı ülkeyi zor durumda bırakması yakışıksız bir davranıştan başka bir şey olamaz.

İran medyası bu konuda yaptığı yorumda Türkmenistan yönetimi kışa girerken yine doğalgaz ihracatını kesme tehdidini tekrarladığını, İran’ın Kuzey komşusu İran ile doğalgaz anlaşmazlığı ile ilgili davasını ilerletmek ve on yıl önce sattığı doğalgazın bedel farkını almak için uluslararası yargı kurumlarına baş vurmak yerine bir kez daha doğalgaz ihracatını keserek haksız isteğine kavuş istediğini yazdı.

İran ve Türkmenistan arasındaki doğalgaz anlaşmazlığında Aşkabat yönetimi İran’ın bir önceki hükümeti Türkmenistan’a olan borcunu ödemekten kaçındığını ileri sürerek şimdi 1.8 milyar dolar olduğunu iddia ettiği bu borcun tümünü  birden istediğini belirtiyor. Oysa İran’ın 11. hükümeti işbaşına geldiği günden beri Türkmenistan’dan ithal edilen doğalgazın bedeli kuruşu kuruşuna ödendiği anlaşılıyor.

İran medyasında çıkan bir başka yoruma göre, hali hazırda İran Türkmen doğalgazının tek müşterisidir ve ayrıca coğrafi açıdan Türkmen doğalgızını SUAP sistemi ile Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelere ihracatında rol ifa edebilecak konumdadır. Bu nokta göz önünde bulundurulduğunda Aşkabat yönetiminin böyle bir karar alması için daha güçlü bir gerekçe aramak gerekir. Bu karar tükmenistan lideri Kurban Kulu Berdi Muhammedov daha geçen Cuma günü İran ile yeni doğalgaz anlaşması imzaladığı ve böylece İran’a doğalgaz ihracatının devam etmesi kararlaştırıldığı bir sırada uygulanıyor.

Öte yandan hali hazırda İran’ın Türkmen doğalgazına olan ihtiyacı en düşük seviyeye gelmiş ve Türkmenistan’dan doğalgaz ithalatına yönelik ihtiyaç da nerdeyse zaruretini yitirmiştir. Nitekim İran inşa etmekte olduğu doğalgaz boru hattını tamamladıktan sonra basınçta herhangi bir düşüş kaygısını taşımaksızın ülkenin Kuzey ve Kuzeydoğusunun ihtiyacı olan doğalgazı karşılayabilecektir.

Hali hazırda İran’ın doğalgaz üretimi günde 700 milyon metreküp seviyesini ulaşmıştır ve şimdi Güney pars sahasında geriye kalan son ünitelerin tamamlanması ile birlikte bu rakamın günde bir milyar metreküpe ulaşması bekleniyor.

Gerçekte İran Türkmen doğalgazının en büyük müşterisidir ve 20 yıldır bu ülkeden doğalgaz satın almaktadır. Öte yandan Türkmenistan’ın İran’a doğru uzanan doğalgaz boru hattı oldukça kısadır ve bu yüzden İran’a ihraç ettiği doğalgazı en düşük bedelle ihraç etmektedir. Oysa Türkmenistan’ın diğer müşterilerinin böyle bir meziyeti yoktur. Bugün Çin, Avrupa ve Pakistan Türkmenistan’ın yeni müşterileri sayılıyor, fakat bu müşterilere doğalgaz ulaştırmak için binlerce kilometre boru hattı gerekiyor, ki bunun için de yüklü bir bedel ödemek kaçınılmazdır. Bu yüzden Türkmenistan’dan beklenen şey, uluslararası ticari ilişkilerinde ve İran başta olmak üzere başka ülkelerle teamüllerinde bu tür konuları ve bileşenleri gözeterek karar vermesi ve karşılıklı anlayış çerçevesinde hareket etmesidir.

Geçen hafta İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti karma ekonomik komisyonunun 11. Oturumu Bakü’da çalışmalarına başladı. üç gün süre oturum Perşembe günü Nahçivan’da çalışmalarını noktaladı.

11. karma ekonomik komisyonu oturumuna paralel olarak Nahçivan – Meşhed seferini yapan ilk tren Perşembe günü İran İBT Bakanı Mahmut Vaizi ve Nahçivan yüksek meclisi Başkanı Vasıf Talibov’un katıldığı törenle yola çıktı ve Cuma günü akşam saatlerinde İran’ın Meşhed kenti vardı.

Nahçivan – Meşhed seferinin başlaması dolaysıyla düzenlenen törende bir konuşma yapan Nahçivan yüksek meclisi Başkanı Talibov, bu uygulama İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında seyahat eden yolculara kolaylık sağlamakla beraber iki ülkenin daha yakın işbirliğine de vesile olacağını vurguladı.

Törende İran İBT Bakanı Vaizçi de iki aya kadar Astara demiryolu hizmete gireceğini duyurdu.

Azerbaycan cumhuriyetinin Neft Çala bölgesinde inşa edilmekte olan otomobil fabrikasının yapım sürecinin hızlandırılması 11. karma ekonomik komisyonu oturumunun nihai belgesinde vurgulanan maddelerden biriydi.

Geçen hafta İran’ın döviz piyasalarında dolar fiyatı oldukça çalkantılı günler yaşadı. Şimdi ise döviz piyasalarında doların fiyatı kısmen sabitleştiği gözleniyor. Döviz piyasaları uzmanları ise merkez bankasının piyasaya dolar sürmesi ve talebin azalması yapay bir şekilde yükselen dolar fiyatını kırmayı başardığını belirtiyor. Nitekim doların fiyatı geçen gün 100 tümen kadar geriledi ve 4 bin tümenin altına düştü. Aynı şey avro için de geçerliydi.

Döviz piyasaları uzmanları ise merkez bankasının piyasaya dolar sürmeye devam ettiği takdirde doların fiyatı önümüzdeki günlerde daha da düşeceğini belirtiyor.

Şimdi döviz piyasalarında yaşanan bu dalgalanma ile ilgili raporumuzu dinleyelim.

Son haftalarda İran’ın döviz piyasaları mevsimsel olarak yükselen talebin etkisi altında kaldı ve doların fiyat zirve yaptı. Ancak döviz piyasasındaki bu hareketlilik meclisin iktisadi komisyonunu da harekete geçirdi ve bu gelişmenin sebebini araştırmak üzere ekonomi ve maliye Bakanı ve merkez bankası Başkanı ile düzenlenen oturumda bu konu ele alındı.

Merkez bankası Başkanı Veliullah Seyf oturumun sonunda muhabirimize verdiği özel demeçte dövizlerin gerçek fiyatları şimdiki fiyatlardan daha az olduğunu ve bu fiyatların daha da düşeceğini, nitekim ekonomik bileşenler ve göstergeler de bu trendi gösterdiğini belirtti.

Başkan Seyf merkez bankası ve serbest piyasada döviz fiyatlarının eşit hale getirilmesi konusunda da, bunun için bazı önşartların gerçekleşmesi gerektiğini, bu şartlardan biri uluslararası bankacılık ilişkileri önündeki engellerin kaldırılmasından ibaret olduğunu, böylece karşılıklı ödemelerin kolayca gerçekleşmesi mümkün olacağını, İran bu yönde hareket ettiğini ve ileride merkez bankası ile serbest piyasadaki fiyatların eşit olduğunu ilan edeceklerini vurguladı.

Gerçekte döviz fiyatlarında yaşanan değişikliklerin ekonomik endekslerin üzerindeki etkileri ekonomi alanında en önemli ve en karmaşık konulardan biridir. Maliye ve ekonomi Bakanı Ali Tayyipnia’ya göre merkez bankası ile serbest piyasada döviz fiyatları ancak enflasyonun kökleri kurutulduğu zaman mümkün olur. Bakan Tayyibnia ayrıca bunun için nakit alanında büyümenin de önlenmesi gerektiğini ve özellikle bütçedeki dengesiz yapıdan kaynaklanan bu süreçte nakitin artmasına kaynaklık eden ve döviz fiyatları üzerinde politika üretmeye mani olan kaynakları yok etmek gerektiğini vurguluyor. Bakan Tayyibnia İran’ın genel ekonomisinde en önemli sorun ekonomik durgunluk ve yavaş büyüme hızı olduğunu ve tüm bu durumların köklerini genel ekonomide yaşanan çalkantılarda aramak gerektiğini ifade ediyor.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Dr. Hasan Ruhani de bir TV programında son aylarda avro, pound ve yuan gibi önemli dövizlerin karşısında doların değer kazanmaya başladığını belirterek son aylarda dolar pound karşısında %15 değer artaşına şahit olduğunu ve yıl başından beri başka dövizlere karşı da ortalama %5 ila %6 değer kazandığını ve doğal olarak İran’da da değeri yükseldiğini belirtti.

Gerçi dolar her yıl aynı mevsimde kısmen değeri artıyor ve bu yıl İran’ın ekonomik canlılığı ve ithalatının artması da bu süreçte etkili olduğu anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Ruhani bu konuya işaretle tüm çabaları bu yıl ve gelecek yıl enflasyon oranını tek haneli olarak korumak olduğunu ve İran milletine de gelecek yılda da aynı ekonomik büyüme endeksini yakalama sözü vermek istediğini vurguladı.

Ruhani ayrıca İran’ın cari yılın ilk yarısında petrol dışı ihracatı da geçen yılın aynı dönemine oranla geliştiğini ve bu yılın ilk 9 ayında 31 milyar dolara ulaştığını ki bu da geçen yıla nazaran %10 artış kaydettiğini ve bu yüzden ülkenin ekonomik şartları hakkında çok iyimser olduğunu ifade etti.