Ocak 13, 2017 12:31 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei 19 Dey kıyamı dolaysıyla Kum halkından binlerce kişiyi kabul etti.

Ayetullah Hamanei Kum halkına hitaben yaptığı konuşmada, düşmanı tanıma ve düşman karşısında direniş zaruretini vurgu yaparken, ülkenin iktidarına vesile olan etkenleri beyan etti.

Hş. Takvimine göre 19 Dey 1356 tarihi, İran milletinin İslamî mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak anılıyor. O günlerde İmam Humeyni’nin –ks– halk arasında artan desteğinden panikleyen pehlevi kralı Muhammed Rıza, Dey ayının ortalarında Ettelaat gazetesinde İmam Humeyni’ye –ks– hakaret içerikli bir makale yayımlanması yönünde talimat verdi. Ancak bu makalenin yayımlanmasından sonra Kum halk büyük bir yürüyüş ve protesto eylemi düzenledi. Şah ordusu protestoya katılan halkın üzerine ateş açarak çok sayıda vatandaşı şehit etti veya yaraladı. Bu kanlı olayın ardından İran’ın diğer kentlerinde halk Kum şehitlerinin kırkıncı günü için anma etkinlikleri düzenledi, ancak bu etkinlikler de kana bulandı ve tekrar bu cinayetlerde şehit düşenler için kırkıncı günde İran’ın çeşitli kentlerinde anma etkinlikleri düzenlendi.

İran’da art arda düzenlenen şehitleri anma etkinlikleri İran milletini daha da bilinçlendirdi ve şah rejimi ile mücadele kararlılığını arttırdı. Öte yandan bu gelişmeler şah rejiminin halkın tepkisinden duyduğu panik ve dehşet duygusunu daha da gün ışığına çıkardı. Bu uyanış soruce bir yıl sonra İran milletinin zaferi ile sonuçlandı. Böylece 19 Dey günü İran milletinin mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak kayda geçti. Şimdi her yıl Kum halkı bu günün yıldönümünde İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’yi ziyaret ediyor ve o günü ve şehitlerini saygı ile anıyor. Bu yıl yine aynı günde Kum halkından binlerce kişi Ayetullah Hamanei’yi ziyaret etti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei 19 Dey hadisesinin yıldönümünde Kum halkına hitaben yaptığı konuşmada,  o günü büyük ve etkileyici bir hadise niteledi ve 19 Dey günü İran milletini bilinçlendirerek İslam inkılabı hareketinin yanında yer almasına vesile olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamanei 19 Dey hadisesinin bir özelliğini zamanında vuku bulması şeklinde ifade ederek şöyle konuştu:

Kum halkı o dönemde zamanında harekete geçti. Bir iş ne zaman zamanında yerine getirilirse etkili olur veya etkisi artar. Kum halkının marifeti bu noktayı hemen idrak etmeleriydi, hemen düşmanı tespit etmeleri ve hemen karşılık vermeleriydi. Eğer bu hareket gecikmeli olarak yapılsaydı belki bu şekilde etkili olamazdı.

Ayetullah Hamanei geç kalınan harekete, tevvabeynin İmam Hüseyin’in –s– şehadetinden sonra Yezid’e karşı kıyam etmelerini örnek verdi ve bu hareketin geç gerçekleştirildiğini ve bu yüzden uygun sonucu olmadığını kaydetti. Ayetullah Hamanei zamanında harekete geçmek için görevin ne olduğunu doğru okumak gerektiğini vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran’da İslam inkılabını geri kalmışlıktan ve bağımlılıktan kurtulmak için atılan büyük bir adım niteledi ve İslam Cumhuriyeti nizamı İslam’ın bereketi ile İran milletini bu iki büyük zilletten kurtardığını belirtti.

Ayetullah Hamanei, İran milletinin geri kalmışlığı ve bağımlılığından nemalanan zümrenin şimdi bu inkılaba karşı çıkarak düşmanlık güttüklerini kaydetti.

Bu düşmanlığın yok edilmesi için düşmanı hüsrana uğratmak veya ıslah etmek gerektiğini belirten Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü: Süper güçleri ıslah etmek imkansızdır. Demek ki düşmanlıkları devam edecek. Bizin çıkaracağımız ders ise zamanında harekete geçmektir ki bunun için de düşmanı tanımak ve hangi yönde ilerlemeye çalıştığını bilmek gerekir. Yani o kadar basiretimizi arttırmalıyız ki düşman hangi hareketi yaparsa yapsın, amacının ne olduğunu anlamalıyız. Eğer bu hareket bize yönelikse, bize saldırıyorsa, çaresini bulmalıyız ve durup direnmeliyiz. Bu bizim görevimizdir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında bağımsız ve ilerleyen İran’ın baş düşmanları ABD, İngiltere, siyonistler ve bu zümreye bağlı sermaye çevreleri olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamanei şöyle konuştu: bunlara ilaveten bir başka düşman da vardır ve o da kendi içimizdedir. Bu iç düşman hedefsizlik, ümitsizlik, halsizlik, neşesizlik, tembelliktir. Bunlar bizim düşmanımızdır. Eğer dış düşmandan söz ediyorsak, bunun anlamı kendi içimizde hiç bir kusur olmadığı değildir. Hayır, yanlış politikalar, kötü politikalar, kötü davranışlar, gereksiz türlü ihtilaflar, tembellik etmek, hareket etmemek, dar görüşlü olmak, bunlar iç düşmanlarımızdır.

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Amerika’nın bir sonraki yönetimine yazdığı mektuba ve İran’a yönelik kısıtlamaların şiddetlendirilmesini tavsiye etmesine işaretle, dış düşmanın varlığı inkar edilemez bir gerçek olduğunu ve düşmanın tebessüm etmesi gerçek düşmanın tespit edilmesine engel olmaması gerektiğini vurguladı.

İhtiyar tilki İngiliz sömürüsü bir kez daha Fars Körfezi bölgesine geri dönmeye çalıştığını belirten Ayetullah Hamanei, İngiliz sömürüsü bölge ülkelerini kullanarak çıkarlarını karşılamaya çalıştığını ve kendisi gerçek tehdit olduğu halde İran’ı tehditmiş gibi göstermeye kalkıştığını ve bölge ülkeleri için karar vermeye ve bu ülkeleri parçalamaya çalıştığını ve İran için de aynı şeyi düşündüğünü, fakat İran kamuoyundan şiddetle korktuğu için bunu dile getiremediğini ifade etti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ülkenin güçlendirilmesi küresel istikbarın düşmanlıkları ile tek mücadele yolu olduğunu belirterek, ülkenin gücüne geliştirmek tüm yetkililerin, politikacıların, dini ilimler merkezleri, üniversiteler ve ülkede faaliyet yürüten siyasi ve kültürel aktivistlerin görevi olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında ülkenin iktidarına vesile olan bazı etkenleri beyan ederek, iman, dini marifet, bilimsel açıdan hızlı gelişme ve ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm getirme gibi durumların iktidarlı olmanın başlıca etkenleri olduğunu ifade etti.

İran’ın meşrute ve petrol sektörünü millileştirme ve özellikle İslam inkılabını zafere kavuşturma hareketlerinde iman gücünün rolünün altını çizen Ayetullah Hamanei, bundan 140 öncesinden bu yana İran’da gerçekleşen ve etkili olan her harekette iman unsuru en başta yer aldığını kaydetti.

Amerika ve İngiltere’nin ulemanın rolünü renksizleştirme ve halkla ulemanın arasını açma yönündeki düşmanca rolüne işaret eden Ayetullah Hamanei, İran’da hangi harekette halkın iman gücü ve ulemanın katılımı azaldıysa o hareket başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Dini saik ve iman saiki iktidar etkenidir ve korunması gerekir. Bugün düşman dört bir yandan halkın dini saiklerine düşmanlık gütmektedir. Çünkü iman gücünü ilkin gençlerde ve sonra da toplumun çeşitli kesimlerinde türlü yollardan yok etmek istiyordu. Bu, günümüzde düşman tarafından yürütülen çalışmadır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ülkenin iktidarına vesile olan ikinci etkeni dini marifet şeklinde beyan etti ve dini marifetin anlamı, dinin siyasetten ayrı olmadığından ibaret olduğunu, din bireysel ve sosyal yaşamın tüm alanlarında var olan bir gerçek olduğunu ve bu da aslında İslam Cumhuriyeti nizamının kurucusu İmam Humeyni’nin –ks– hayata geçirdiği siyasi İslam düşüncesinden ibaret olduğunu belirtti.

Siyasi İslam her daim Amerika ve İngiltere’nin hedef tahtasında yer aldığını belirten Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü:

İslam Peygamberi –s– Medine’ye hicret ettikten sonra ilk icraatı hükümeti kurmaktı. Bir dinin hükümetten ayrı olmasının anlamı, o dinin oturup daima nasihat etmesi ve güç sahipleri de istedikleri dine aykırı her türlü ameli yerine getirmeleri ve ne zaman arzu ederlerse ulemaya bir tekme atmalarıdır. Siyasi olmayan din bu demektir. Din düşmanı devlet ve hükümet sahibi olan dinden korkar, gücü olan, ordusu olan, ekonomisi olan, mali sistemi olan, çeşitli idari kurumları olan dinden korkar.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei iktidar ve güce vesile olan bir başka etkenin de hızlı bilimsel gelişme şeklinde ifade etti ve bilimsel ilerlemenin asla durdurulmaması ve hatta yavaşlatılmaması gerektiğini belirtti.

Yetenekli gençleri umutsuzluğa sürüklemek ve onları yurt dışına göç etmeye teşvik etmek, düşmanların İran’ın bilimsel ilerlemesini önlemek için uyguladığı sinsi planlardan biri olduğunu belirten Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü: üniversitelerimizde ve dışında bazı satılmış unsurların tüm düşmanlıkları ve umutsuzluk tohumu serpmelerine rağmen bizim gençlerimiz, mümin gençlerimiz direnmektedir. Düşmanlar bizim milletimizi tanıyamamıştır, ama bizim onların komplolarını tanımamız gerekir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ülkenin iktidarı için ayrıca iktisadi kalkınma ve halkın iktisadi sorunlarının çözümlenmesi de şart olduğunu belirterek, İran milletine dayatılan zalimane ve haksız yaptırımların amaçlarından biri halkı türlü iktisadi ve geçim sorunları ile uğraştırmak ve böylece nizamdan kopmalarına zemin hazırlamak olduğunu kaydetti.

Yaptırımlarla mücadelenin tek yolu ülke ekonomisini güçlendirmek olduğunu belirten Ayetullah Hamanei bu hedefe de ancak direniş ekonomisi ile ulaşılabileceklerini belirtti.

Ülke ekonomisinin petrole olan bağımlılıktan kurtarmanın da şart olduğunu belirten Ayetullah Hamanei milli izzetin korunması ülkenin iktidarına vesile olan bir başka etken olduğunu ifade etti. Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: uluslararası müzakerelerde milli izzeti korumak ve zorbalığa boyun eğmemek ülkenin iktidarına vesile olan ve halk arasında da izzet duygusunu geliştiren bir başka etkendir.

Ayetullah Hamanei düşmanı ve amaçlarını ve planlarını tanımak ve bunun yanında iktidara vesile olan etkenleri bilmek bu etkenleri güçlendirmeye hizmet ederek düşmana karşı zafere sebebiyet vereceğini, bu da basiretin ta kendisi olduğunu vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında ülkenin iktidarına vesile olan yargı erki, İslam inkılabı muhafızlar ordusu, anayasayı koruma ve kollama konseyi, İslamî şura meclisi ve yürütme erki gibi kurumların takviye edilmesi ve korunması gerektiğini belirterek bu kurumların hiç birinin zayıflatılması caiz olmadığını belirtti.

Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle noktaladı:

Eğer güçlü bir güvenlik kurumumuz olursa, eğer halkçı güçlü bir askeri teşkilatımız olursa, eğer Besic adında muazzam bir halk hareketimiz olurlsa, eğer zamanı bilen ve arenada olan ulemamız olursa, eğer tam muktedir yargı erkimiz olursa, eğer cesur ve titiz plan yapan hükümetimiz olursa, eğer tüm bunlara sahip olursak, İran milletinin hareketi, ülkenin hareketi, başarılı bir hareket olacaktır. Bunları temin etmeliyiz, bunların peşinde olmalıyız. Hangisine sahipsek, Allah’a şükretmeli ve onu korumalıyız. Hangisine sahip değilsek de temin etmeliyiz.