Ocak 13, 2017 13:14 Europe/Istanbul

Günümüzde hatta Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde en ciddi sorunlardan biri kadın hakları ihlalleri ve istihdam alanında kadınlarla erkeklerin arasında uygulanan ayrımcılıktır.

Kadınların istihdam meselesi uluslararası insan hakları belgelerinde ve kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı giderme konvansiyonunda ciddi bir şekilde üzerinde durulan bir meseledir. Bu konvansiyonun 11. Maddesine göre, konvansiyona üye ülkelerin istihdam konusunda kadınlara karşı uygulanan ayrımcılığı gidermek için gerekli tedbirleri almaları ve kadın erkek eşitliği temelinde kadınların bu alanda haklarına uymaları gerekiyor. Konvansiyonda yer alan yükümlülüklerin arasında kadınların eşit iş şartlarında erkeklerle eşit ücrete tabi tutulmaları, iş güvenliği, işyerinde cinsel taciz ve eziyetin önlenmesi ve istihdam alanında ayrımcılığa maruz kalmamaları gibi yükümlülükler göze çarpıyor.

kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı giderme konvansiyonunda temel strateji ve amaç, kadınlara karşı tüm alanlarda her türlü ayrımcılığı bertaraf etmektir. Kadınlara karşı ayrımcılığı men eden komisyonu yorumuna göre ayrımcılığın geniş anlamı vardır ve kadınlarla erkeklere karşı davranışta veya kanunlarda yapılan tüm ayrımcılıkları kapsar. Buna karşın günümüzde hatta Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde en ciddi sorunlardan biri kadın hakları ihlalleri ve istihdam alanında kadınlarla erkeklerin arasında uygulanan ayrımcılıktır.

Bazı raporlar İngiltere’de kadınlarla erkeklerin arasında aynı işe karşılık olarak ödenen maaşta eşitsizliğin hüküm sürdüğünü ortaya koyuyor. İngiltere’de mali etüt merkezi yöneticilerinden Robert Juisy şöyle diyor:

20 yıl geçmesine karşın İngiltere’de kadın ve erkek arasında cinsiyet ayrımı ile ilgili çatlak henüz bertaraf edilmiş sayılamaz. Gerçi maaşlarda cinsiyet ayrımcılığında İngiltere’de son yıllarda biraz gerileme olmuştur, ki bu da kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi ve erkeklerle aralarındaki eğitim mesafesini kapatması yüzündendir.

İngiliz mali etüt merkezinin raporuna göre maaşlarda cinsiyet ayrımcılığı çatlağı 1993 yılında %28 ve 2003 yılında %23 kadar olmuştur. Mali etüt merkezi aynı zamanda maaşların ödenmesinde yaşanan cinsiyet ayrımcılığın azalmasına karşın bu mesele yüksek eğitimli kadınlarla erkeklerin arasında son yirmi yılda pek fazla değişmediğini belirtiyor.

Joseph Rontery vakfının raporu da İngiltere’de maaşların üzerinde cinsiyet ayrımcılığı özellikle çalışan kadın çocuk sahibi olduktan sonra daha da artıyor. Söz konusu vakfın araştırmasına göre İngiltere’de bir kadın ilk çocuğu doğduktan sonra aldığı maaş erkeklere kıyasla %33 daha düşüktür. Yine İngiliz uzman yönetim müessesesinin araştırmalarının sonuçlarına göre erkeklerin yönetici kadroya yükselme ihtimali aynı seviyede bulunan kadın çalışanlara göre %40 daha yüksektir.

İngiltere’de maaşlarda uygulanan cinsiyet ayrımcılığı, bu ülkede eşit maaş kanunu 1970 yılında çıkarıldığı halde İngiliz kadınların acı çektiği durumdur. Bu yüzden işçi sendikaları ve kadın haklarını savunan örgütler İngiltere’de cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele ve kadın ve erkek arasında iş ortamlarında uygulanan açık ayrımcılığın giderilmesi için yeni kanunların çıkarılmasını talep ediyor.

İngiltere’de iş ortamında cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele ve eşit maaş ödemeyi öngören kanunan 2016 yılında nihai şekline kavuşması bekleniyor. detayları şimdilik açıklanmayan bu kanun onaylandığı takdirde iş ortamında cinsiyet ayrımcılığı yapan ve kadın çalışanları ile erkek çalışanlarına ödedikleri maaşta eşitlik ilkesine uymayan işverenler haklarında dava açıldığı takdirde yasal işleme tabi tutulacakları belirtiliyor.

Kadın haklarını savunan örgütlerin anlattığına göre hali hazırda İngiltere’de kadınlarla erkeklerin arasında maaş konusundaki ayrımcılık eşit iş şartlarında yaklaşık %19.1 kadardır. Bu örgütlere göre, İngiltere’de bazı işyerlerinde bu ayrımcılığın seviyesi hatta %40’lara kadar ulaşıyor.

İngiliz The Guardian gazetesi yayımladığı raporunda İngiltere’de kadınların çalıştıkları dönemde erkek mesai arkadaşlarına kıyasla tam 300 bin avro daha az maaş aldıklarını yazdı.

Gerçi kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı giderme konvansiyonunun temel ve nihai stratejisi kadınlara ve erkeklere karşı farklı davranmayı öngören her türlü kanun ve kuralla mücadele etmektir, fakat ne var ki bu konvansiyon şimdiye kadar kadınlar için hatta gelişmiş ülkelerde ideal şartları oluşturamamıştır. Kadınlar günümüzde iş ortamlarında her türlü tacize karşı karşıya kalıyor ki bu tacizlerin türü kadınların iş ortamı ve mesleki konumu ve ayrıca eğitim seviyesine göre değişiyor. Genel bir bakışta kadınların iş ortamında tacize uğraması, umumi mekanlarda şiddete maruz kalması gibi telakki ediliyor ve her türlü fiziksel, psikolojik, ruhi, cinsel ve mali şiddetten oluşuyor. Buna göre kadınların işyerinde maruz kaldıkları taciz çeşidi genellikle psikolojik ve cinsel taciz türündendir.

İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları bu ülkede yaşayan kadınların hemen hemen hepsi işyerinde cinsel tacize maruz kaldığını gösteriyor. İngiltere sendikaları kongresinin araştırmacılarının yayımladığı araştırma sonuçlarına göre İngiliz kadınlar işyerinde hemen hemen her gün cinsel tacize ve uygunsuz şakalara maruz kalıyor. Öte yandan bu araştırma ile ilgili yayımlanan son rapora göre bu kadınların %80 kadarı işyerindeki konumları tehlikeye gireceği korkusu ile işverenleri uğradıkları tacizden haberdar bile etmiyor.

İngiltere sendikaları kongresi yetkililerinden Alis Hood bu bağlamda şöyle diyor: Bu tür durumların sayısı hayret vericidir ve bir tehlike alarmı olarak telakki edilmesi gerekir. Maalesef cinsel taciz hala kadınların iş ortamında karşı karşıya kaldıkları sorunlardan biridir ve hala devam etmektedir. Bu olay bir email aracılığı ile veya bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden de yaşanabilir, ama yine de buna taciz denir ve bu tacize maruz kalan kadının aşağılanmasına sebep olur.

Bu kongrenin yaptığı araştırmaya göre İngiltere’de her beş çalışan kadından biri şefi tarafından cinsel tacezi ugramış ve kendi anlattıklarına göre ciddiye alınmama korkusu ile bu durumu rapor etmemiştir.

İngiltere sendikaları kongresi araştırmacılarının raporuna göre cinsel taciz sorunu yaşları 16 ila 24 arasında değişen kadınlar için daha kroniktir. Bu yaş grubunda yer alan kadınların yaklaşık üçte ikisi iş ortamında cinsel tacize uğradıklarını belirtiyor. İngiltere sendikaları kongresi genel sekreteri Fransis O. Gridey, bu sorun çalışan kadının psikolojisinin bozulmasına ve aşağılandığı duygusuna kapılmasına yol açtığını ve psikolojileri üzerinde yıkıcı tesir yaptığını belirtiyor.

İngiliz işçi partisi sözcüsü Angella Riner ise hükümetin yeteri kadar çalışan kadınlara destek vermediğine inanıyor. Cinsel taciz cinsel ayrımcılık sayıldığını belirten Riner, tacizde bulunan kişilerin bu amellerinden sorumlu tutulacaklarını bilmeleri gerektiğini, fakat hükümetin kadınları cinsel taciz ve şiddete karşı koruma yönünde güçlü mekanizması bulunmadığı için kadınlara karşı bu tür suçların oranının artmasına yol açtığını vurguluyor.

İngiltere’de dini inanç ve hicab gibi dini vecibelere uymak ise çalışan müslüman kadınlara karşı ayrımcılığa sebebiyet veriyor. İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre tesettürlü kadınlar, sırf işverenlerin tesettürsüz kadınları istihdam etmeyi tercih ettikleri için istihdam konusunda ayrımcılığa maruz kalıyor. Telegraph dergisi 11 Ağustos 2016 tarihi sayısında yayımladığı raporda İngiltere yasama yetkilileri tesettürlü müslüman kadınların genellikle istihdam edilmediği ve bu durum bir nevi kabul edilebilir ayrımcılığa dönüştüğü konusunda uyarıda bulunduğunu yazdı.

Öte yandan İngiliz Avam kamarasının yayımladığı rapor, İngiliz işverenlerin başörtülü kadınları zayıf ve itaatkar bildiklerini ortaya koydu. İngiliz Avam kamarası kadınlar ve eşitlik komisyonu yayımladığı araştırma raporunda bazı müslüman kadınların hatta uygun bir iş bulmak için İslamî tesettüründen vaz geçmek zorunda kaldığını belirtti. Raporda İngiliz işverenler illegal bir şekilde müslüman kadınlarla mülakatta onları adeta sorguladığı ve evli olup olmadıkları, evlat sayısı veya ileride evlat sahibi olmak isteyip istemediklerini sordukları ifade edildi. Raporda ayrıca İngiltere’de müslüman toplumun arasındaki yüksek işsizlik oranına bir çare bulunması gerektiği vurgulandı.

İngiltere’de en yeni veriler, bu ülkede işsiz müslümanların sayısı gayri müslim işsizlerin iki katı olduğunu gösteriyor. İngiliz Avam kamarası kadınlar ve eşitlik komisyonu Başkanı Maria Miller maalesef bu tür taktiklerin müslüman kadınlara karşı ayrımcılık uygulama yönünde kabul edilebilir telakki edildiğini açıkladı. Bayan Miller, İngiltere herkes aynı kanuna tabi olduğunu, müslüman kadınlar da diğer kadınlar gibi kılık kıyafetini seçmekte serbest olması ve sırf bu yüzden ayrımcılığa maruz kalmaması gerektiğini vurguladı.

İngiliz Avam kamarası kadınlar ve eşitlik komisyonu ayrıca bu tür engelleme stratejileri müslümanların arasında başkaları ile eşit olmadıkları duygusunu körüklediği uyarısında bulundu.

Şimdi Avustralya’ya bir göz atmak istiyoruz. Avustralya’da yayımlanan yeni bir rapor, bu ülkenin polis teşkilatında çalışan kadınların yarısı iş ortamında cinsel taciz ve eziyetle karşı karşıya kaldıklarını belirttiğini ortaya koyuyor. Raporda Avustralya polis teşkilatında cinsel taciz vakaları milli ortalamanın iki katı olduğu da belirtiliyor. Raporda erkeklerin %62’si ve kadınların %66’i, son beş yılda iş ortamında taciz edildiklerini ifade ettikleri kaydediliyor. Raporda ayrıca bazı polislerin, cinsel tacizi rapor ettikleri takdirde üstleri tarafından zarara uğrayacaklarını düşündüklerini beyan ettikleri vurgulanıyor. Bazı polislerin de cinsel taciz ve eziyetle ilgili şikayetlerle ilgilenme sürecinin çok uzun sürdüğünü belirttiği ifade ediliyor.