Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri
Geçen hafta Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman Türkiye Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş’le bir araya gelerek iktisadi meselelerin yanı sıra güvenlik konusunu ve radikalizmle mücadele meselesini masaya yatırdı.
Rahman ve Türkeş görüşmede terör ve radikalizmle mücadele sürecinin devamı hakkında görüş alış verişinde bulunarak Duşanba ve Ankara arasında bu önemli mesele ve diğer uluslararası suç ve cinayet konuları üzerinde koordinasyon ve birlikte hareket etmenin önemini vurguladı.
Tacik lider Rahman geçen hafta ayrıca Afganistan Dışişleri Bakanı Salahaddin Rabbani ile de bir araya gelerek ikili ve çok yönlü işbirliğini görüştü. Görüşmede Rahman ve Rabbani iki ülke arasında çeşitli alanlarda 80’i aşkın işbirliği belgesi imzalandığını belirterek Duşanba ve Kabil arasında çeşitli siyasi, iktisadi, ticari, güvenlik ve savunma, enerji, ulaştırma ve iletişim, bilim ve maarif ve kültürel alanlarda ikili işbirliğini geliştirme zaruretine vurgu yaptı.
Rahman ve Rabbani ikili görüşmede iki ülkenin bölgesel bazda büyük projelerde ve özellikle demiryolu inşaatı ve enerji hatlarının geliştirilmesi gibi alanlarda aktif işbirliğine sıcak baktıklarının altını çizdi.
Geçen hafta Kırgızistan meclisinde hükümetin icraatına yönelik gündeme gelen sert itirazlar ve eleştiriler bu ülkede cumhurbaşkanlığı erken seçiminin yapılması yönündeki kanaatleri takviye etti.
Bu bağlamda Kırgız devlet adamları ve Kırgızistan toplumunda siyasi gerginlik yönündeki tahminlerin de güçlendiği belirtildi.
Öte yandan Kırgızistan’da cari gelişmeler ve gündeme gelen tahminlerin yanı sıra, Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kırgızistan’a düzenleyeceği ziyareti de bu ülkede cumhurbaşkanlığı erken seçimleri yönündeki tahminleri takviye ettiği gözleniyor. Ancak Kırgızistan Cumhurbaşkanı Elmas Beyk Atambayev, Putin’in Bişkek ziyareti cumhurbaşkanlığı seçimleri ile hiç bir ilgisi olmadığını açıkladı. Buna karşın Putin’in Bişkek ziyaretinin Kırgızistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerindeki tesiri gözardı edilemeyeceği ifade ediliyor. Gerçekte Kırgızistan’ın içinde bulunduğu ekonomik krize bakıldığında, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Elmas Beyk Atambayev’in bu ziyareti gözardı edemeyeceği anlaşılıyor, çünkü şimdiye kadar Rusya bir çok kez Bişkek’e yaptığı mali yardım ve açtığı çeşitli kredilerle Kırgızistan devlet adamlarının imdadına yetiştiği biliniyor. Bu yüzden Kırgız halkı da Putin’e güvenilir bir ortak gözüyle bakıyor ve Moskova resmi olmasa bile belli bir adayı desteklediğini ifade ettiği takdirde o adaya seçimleri kazanan aday gözüyle bakılıyor.
Bun karşın bazı Kırgız parlamenterler ülkelerinde erken seçime vurgu yapmanın yanı sıra hükümetin istifa etmesi gerektiğini gündeme getiriyor. Bir süre önce Kırgızistan’ın muhalefet partilerinden Atamkin partisi Başkanı Ömer Beyk Tagıbayev ülkenin iktisadi durumuna ve Kırgızistan giyim sanayiinin çöküş sebeplerine ve ülkede çok sayıda vatandaşın işsizliğine ve ekonomiye hakim olan durgunluk şartlarına ve Kırgız göçmen işçilerin sorunlarının çözümlenmemesine işaretle hükümetin istifa etmesi gerektiğini açıklamıştı.
Enego Progres partisi Başkanı da Bişkek yönetiminin Avrasya iktisadi birliğine üyeliği gibi hatalarına işaretle bu tür durumlardan Başbakan ve Bişkek yönetimini sorumlu tutmuştu.
Ancak tüm bu muhalefetlere ve aleni itirazlara rağmen Kırgızistan’da bazı siyaset çevreleri yasalarda reform yapma imkanı ve hükümetin faaliyetlerine devam etmesinden söz ediyor. Ancak bazı siyaset çevreleri ve Kırgız siyasi şahsiyetler hükümetin göreve devam etmesine olumlu bakmıyor ve hatta Kırgızistan’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmasını güdeme getiriyor.
Geçen hafta Türkmenistan’da tekrar Cumhurbaşkanı seçilen Kurban Kulu Berdi Muhammedov’un yemin töreni düzenlendi. Yemin törenine Aşkabat’ta bulunan büyükelçiler, yabancı misyon şefleri ve halk kesimlerinden bir çok kişi katıldı. Haber kaynakları yemin törenine Türkmenistan’ın devlet adamları, seçkin şahsiyetleri, akademisyenler, kültür ve sanat çevreleri ve diğer bazı kesimlerden toplam üç bin kişinin katıldığını duyurdu.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdi Muhammedov törende yaptığı konuşmada ülkesinde düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerini önemli ve tarihi bir gelişme niteledi ve yakın gelecekte Türkmenistan yeni bir gelişme ve büyüme dönemine gireceğini kaydetti.
Ancak Berdi Muhammedov’un bazı muhalifleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinin özellikle bu ülkede anayasa reformundan sonra düzenlenmesini, Aşkabat yönetiminin iktisadi alanlarda başarısızlıklarını örtbas etme gayreti şeklinde değerlendirdi.
İşte bu yüzden Berdi Muhammedov yemin töreninde bundan böyle Allah vergisi yeraltı kaynakları ve enerji sahalarını en iyi şekilde değerlendirme sözü verdi ve ülkenin milli programları kalkınma ve Türkmenistan’ı sanayileştirme ve modern bir ülke yapma yönünde hazırlanacağını, ayrıca vatandaşların refah seviyesini geliştireceklerini ve yine Türkmenistan’ın uluslararası arenalarda konumunu yükseltmek de hükümetin gündeminde yer alacağını belirtti.
Türkmen lider Berdi Muhammedov konuşmasının bir başka bölümünde ülkesinin dış politikasına işaret ederek Aşkabat yönetiminin dış politikasında başka ülkelerle dostluk, kardeşlik, eşit işbirliği, ihtilafları diyalogla çözümlemek, tarafsızlık ilkesi ve dünyanın tüm ülkeleri ile ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek en önemli öncelikleri olacağını vurguladı.
Bu gelişmeden bir iki gün sonra Türkmenistan’ın gelecek yedi yıl için dış politikasının genel çerçevesi Cumhurbaşkanı Berdi Muhammedov’la büyükelçilerin ve diplomatların katıldığı ilk özel oturumda onaylandı. Söz konusu özel oturumda Türkmen lider Berdi Muhammedov ülkesinin dış politikasına hakim olan temel ilkeleri ve eğilimleri tekrarladı ve özellikle komşu ülkeleri ile ikili, bölgesel ve çok yönlü ilişkilerin üzerinde odaklandı.
Ancak görünen o ki komşuların arasında Rusya, Türkmenistan’ın dış politikasında özel yeri bulunuyor. Nitekim Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdi Muhammedov’un Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi Aşkabat’ın dış politika önceliği olduğunu vurgulaması da bu iddiayı doğrular niteliktedir. Ancak bu konu, Berdi Muhammedov’un muhaliflerinin iktisadi durumla ilgili eleştirilerinden etkilendiği ve muhaliflerin Aşkabat’ın dış politikasını de eleştirdiği gözleniyor. Muhalifler Berdi Muhammedov’un bu tutumunu Türkmenistan’ın dış politikasında vurgulanan tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu belirtiyor.
Geçen hafta Duşanma – Taşkent arasında ilk uçak seferinin iptal edildiği haberi, bundan önce iki tarafın havayolları firmaları karşılıklı uçak seferlerine yeniden başlama üzerinde anlaştıkları haberi gibi hızla iki ülkenin medyasında manşetlere yerleşti.
Geçen hafta Tacikistan’ın Saman Air havayolları firması, uluslararası Taşkent havaalanından olumlu cevap alamadığı için ilk Duşanba – Taşkent seferini iptal etmek zorunda kaldığı bildirildi.
Şimdi Tacik ve Özbek tarafların karşılıklı uçak seferlerinin iptali için ileri sürdükleri gerekçeleri ne olursa olsun, iki komşu ülkenin uzun yıllar kötü giden ikili ilişkilerinin yeniden başlaması ve gelişmesinin zamana ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekiyor. Nitekim Duşanba ve Taşkent yönetimleri arasındaki ihtilafların bir bir çözümlenmesi de sadece iki ülkenin havayolları firmalarının faaliyetlerine yeniden başlamaları ile sınırlı olmadığını bellidir.
Orta Asya bölgesinin siyaset meseleleri uzmanları Taşkent’le Duşanba ilişkilerinin normalleşmesi noktasına uzun bir mesafe bulunduğunu belirtiyor, nitekim iki ülkenin Tacikistan’da Ragun hidroelektrik santrali inşaatı ve ortak sınırlarda yaşanan sorunların çözümü da uzak görünüyor. Ancak aynı uzmanlar iki ülke arasındaki ihtilafların çözümlenemeyecek türden olmadığını da belirtiyor ve iki ülkenin işbirliğini yeniden başlatma yönünde çaba sarf ettiklerini kaydediyor. Özellikle şimdi Özbekistan’ın yeni Cumhurbaşkanı da defalarca komşuları ve bölge ülkeleri ile yakın ilişki kurmak istediğinden söz etmiş bulunuyor, ki bu da Taşkent ve Duşanba ilişkilerinde gerçekten ilerleme kaydedildiğini gösteriyor. Bu yüzden uzmanlar bazı teknik sorunların ve bürokrasi engellerinin iki ülke liderlerinin eski ihtilafları çözmeye yönelik iradelerini etkilememesi gerektiğini vurguluyor.
Geçen hafta Ermenistan savunma Bakanı Vigen Sarkisiyan, Türkiye’nin bölgeye yönelik politikalarını eleştirdiği açıklamasında Ankara yönetimi Güney Kafkasya bölgesinde aşırı yıkıcı eğilimine devam ettiği takdirde bölgesel siyasi süreçlerde kendini daha da inzivaya itmiş olmaktan başka hiç bir kazanımı olmayacağını belirtti.
Ermenistan savunma Bakanı Sarkisiyan, Ankara yönetimi Güney Kafkasya bölgesinde aşırı yıkıcı bir politika izlediğini belirterek, Türkiye’nin bu tür politikaları bu ülkenin bölgesel süreçlerden dışlanmasına ve inzivaya itilmesine sebebiyet vereceğini kaydetti.
Bakan Sarkisiyan ayrıca Ankara yönetiminin bu tür yıkıcı politikaları hatta Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine mani olacağını vurguladı. Sarkisiyan Türkiye’yi 2009 ve 2010 Zürih protokollerinden geri adım atmakla suçladı. Bu protokoller iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirmek ve sınırları açmak amacıyla iki taraf arasında imzalanmıştı. Bakan Sarkisiyan, Türkiye’nin Karabağ çatışmalarına yönelik bağnaz tutumu bu ülkeyi bölgesel süreçlerde inzivaya ittiğini kaydetti.
Geçen hafta dağlık Karabağ bölgesinde 20 Şubat’da düzenlenen anayasa referandumu bölge düzeyinde çeşitli tepkilere yol açtı. Bu çerçevede İran’ın Bakü büyükelçiliği bir açıklama yaparak, Tahran yönetimi Karabağ’ı bağımsız bir devlet olarak tanımadığını ve bu yüzden düzenlenen referandumu ve bölgede barış ve güvenliği tehdit edecek her türlü girişimi reddettiğini ve bu sorunun bir an önce çözüme kavuşmasını ve bölgede güvenlik ve istikrarın hakim olmasını umut ettiğini belirtti.
İran İslam Cumhuriyeti Karabağ sorununun uluslararası yasaların ve Azerbaycan cumhuriyetinin toprak bütünlüğünün çerçevesinde çözümlenmesini istiyor.
Geçen hafta Rusya Dışişleri Bakanlığı da bir bildiri yayımlayarak Karabağ bölgesinde düzenlenen anayasa referandumunu illegal niteledi ve Moskova yönetimi Karabağ’ı bağımsız bir ülke ve devlet olarak tanımadığını ve Karabağ sorunu AGİT’e bağlı Minsk grubu eşbaşkanlarının çabaları ve siyasi çerçevelerde halledilmesi gerektiğini vurguladı.
Karabağ’da düzenlenen anayasa referandumuna tepki sadece Tahran ve Moskova ile sınırlı kalmadı. Amerika’nın Azerbaycan’daki eski büyükelçisi de Karabağ bölgesinde referandum düzenlemekte Ermenistan’ın bu bölgede devam eden krizin çözümüne yönelik istek göze çarpmadığını ve bu durum münakaşanın çözümünü daha da zorlaştırdığını kaydetti.
Bundan önce Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı da dağlık Karabağ bölgesinde referandum düzenlenmesini illegal ilan etmiş ve uluslararası camiadan Karabağ münakaşasının çözümü için yapıcı girişimlerde bulunmasını istemişti.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bir bildiri yayımlayarak Ankara yönetimi Karabağ’da referandum düzenlenmesini BM güvenlik konseyi kararnameleri ve AGİT ilkelerinin ihlali nitelediğini belirtti.