İran’da ekonomik gelişmeler
Tahran geçen hafta çeşitli ülkelerden iktisadi heyetleri ağırladı.
Geçen hafta Yeni Zelanda sanayi Bakanı Natangay üst düzey bir heyet başkanlığında Tahran’a geldi. Bakan Natangay ve beraberindeki heyet Tahran’ın batısında yer alan Kerec kentinde Razi serum ve aşı araştırma merkezini ziyaret etti. Yeni Zelandalı Bakan ve beraberindeki heyetin bu ziyareti İran’ın Razi serum ve aşı araştırma merkezinin faaliyetleri ve ürünleri ile tanışmak ve gelecekte ticari ilişkilerin çerçevesinde bu alanda iki ülke arasında bazı anlaşmalar yapmak şeklinde açıklandı.
Geçen hafta İtalya’dan bir heyet de Tahran’da Yol ve kentleşme bakanlığı yetkilileri ile görüşmelerinde İtalya’nın İran’da demiryolu inşaat alanında işbirliğine hazır olduğunu açıkladı.
Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti ekonomi Bakanı ve beraberindeki heyet Batı Azerbaycan eyaletinin merkezi Urumiye’de iki ülkenin ortak iktisadi oturumuna katıldı. Oturumun kulisinde İran İBT Bakanı ve İran – Azerbaycan ortak ticaret odasının İranlı eşbaşkanı Mahmut Vaizi ve Azerbaycan Cumhuriyeti girişimciler konfederasyonu Başkanı ve ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev bir işbirliği belgesi imzaladı.
Geçen haftanın bir başka önemli gelişmesi, İran İslam cumhuriyetinin G 77 grubunun başkanlığına seçilmesiydi. Hali hazırda 134 üyesi bulunan G 77 grubu gelişmekte olan ülkelerin en büyük teşekkülü sayılıyor. G 77 ayrıca kalkınma konuları başta olmak üzere BM bünyesinde görüşülen konularda en önemli ve en etkili gruplarından biridir.
İran’ın bir başka önemli iktisadi gelişmesi, Endonezya ekonomi işleri koordinasyon Bakanı’nın Tahran ziyaretiydi. Endonezyalı Bakan geçen hafta üst düzey iktisadi bir heyet başkanlığında İran’a geldi.
Endonezya hızla gelişen ekonomisinde her geçen gün biraz daha artan enerji ihtiyacı meselesi ile karşı karşıyadır ve İran bu ülkenin ihtiyacı olan enerjiyi karşılayabilecek en güvenli ve en istikrarlı ülkedir. Hali hazırda Endonezya, Çin ve Japonya ve Güney Kore’den sonra Doğu Asya bölgesinin dördüncü ve dünyanın 15. Büyük ekonomisi sayılıyor. Endonezya aynı zamanda ASEAN ve G 20 ve D 8 gibi önemli bölgesel ve uluslararası teşekküllere de üyedir. Buna göre İran’ın yanı sıra, Endonezya da stratejik düzeyde yer alan bir devlettir.
Son yıllarda İran ve Endonezya arasındaki iktisadi ilişkiler enerji, elektrik üretimi, petrol ve doğalgaz ve petrokimya sanayii gibi alanların üzerinde odaklandı ve ikili anlaşmalar da en çok bu alanlarda imzalandı.
Gerçekte petrol ve doğalgaz ve petrokimya ve gıda maddeleri sanayii gibi iktisadi alanlarda ortak yatırım, İran ve Endonezya ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlayabilir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bundan bir kaç ay önce Tahran’ı ziyaret eden Endonezya Cumhurbaşkanı Juko Vidodo’yu kabulünde iki ülkenin geniş kapasitelerine işaret ederek ikili iktisadi, siyasi ve kültürel işbirliğinin gelişmesine vurgu yaptı. Ayetullah Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti büyük nüfusu olan Müslüman Endonezya devletinin kalkınmasını ve izzetini İslam ümmetinin onuru ve izzeti olarak algıladığını kaydetti. Endonezya’nın çeşitli alanlarda iyi ilerlemesine değinen İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti de çeşitli iktisadi sektörlerde, yeraltı kaynaklarda ve maden sektöründe büyük kapasiteleri bulunduğunu, İslam ülkeleri düşmanların isteklerinin aksine ihtilaflardan kaçınarak birbirini desteklemeleri ve takviye etmeleri gerektiğini ifade etti. Ayetullah Hamanei ayrıca İran ve Endonezya arasındaki ticari ilişkilerin düşük seviyede seyretmesini iki ülkenin kapasitelerine uygun olmadığını belirterek belli bir takvim çerçevesinde ikili ticaret hacmini 20 milyar dolar gibi yüksek rakamlara ulaştırmak gerektiğini vurguladı.
Bu çerçevede İran İBT Bakanı Mahmut Vaizi de Tahran’da Endonezya ekonomi işleri koordinasyon Bakanı Darmin Nasutiun ile görüşmesinde İran’ın Endonezya ile ilişkilerini geliştirmek için hiç bir engel görmediğini belirterek Tahran yönetimi Cakarta yönetimi ile gümrük anlaşması, tercihli ticaret anlaşması ve karşılıklı yatırım teşvik anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu belirtti.
Aslında dünyanın iki önemli bölgesinin iki önemli devleti olan İran ve Endonezya’nın iki büyük İslam ülkesi ve İİT üyesi olan iki devlet olarak ikili ilişkilerini geliştirmesi ve özellikle İran’ın zengin petrol ve doğalgaz kaynakları ve Endonezya’nın da dünyada petrol gemilerinin yarısının geçtiği Malak boğazının üzerinde yer alması itibarı ile büyük önem arz ettiği gibi, iki ülkenin önünde aydın bir ufuk sergiliyor.
EKO liderleri Çarşamba günü Pakistan’ın başkenti İslamabad’da bir araya geliyor. İran Cumhurbaşkanı Dr. Hasan Ruhani zirveye katılmak üzere Salı günü Tahran’dan ayrılarak İslamabad’a gitti. Dr. Ruhani’den önce Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Pazartesi günü İslamabad’a gitti ve EKO Dışişleri Bakanları zirvesinde EKO Dışişleri Bakanları konseyi dönem başkanlığını Pakistanlı mevkidaşı Şertaç Aziz’e devretti.
EKO iktisadi işbirliği örgütü 1985 yılında İran, Pakistan ve Türkiye tarafından kuruldu. BM kalkınma ve ticaret konferansının 23 Mart 1964 tarihinde düzenlenmesi ve 1960’lı yıllar da gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve gelişme on yılı olarak belirlenmesinin ardından bu tür işbirliği süreçleri daha da ivme kazandı. Bu çerçevede Temmuz 1964 tarihinde İran, Pakistan ve Türkiye arasında bölgesel bayındırlık işbirliği örgütü R.C.D. kuruldu, fakat bu örgüt pek fazla başarı sağlayamadı. Öte yandan İran’da İslam inkılabı zafere kavuşması ve İran’ın siyasi yapısında köklü bir değişim yaşanmasının ardından R.C.D. durgunluk sürecine girdi ve faaliyetleri askıya alındı, öyle ki bir süre sonra örgütün feshedilmesi gündeme geldi. Fakat bir kaç yıl sonra İran, Pakistan ve Türkiye arasında iktisadi işbirliği EKO adı altında yeni bir yapının çerçevesinde ve 1984 yılında şekillendi.
Eski sovyetler birliğinin dağılması ve orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde Müslüman cumhuriyetler yeni yeni bağımsızlığına kavuşmasının ardından bu ülkeler de EKO’ya katılmak istediklerini ilan etmeye başladı. Böylece İran, Pakistan ve Türkiye’den sonra Azerbaycan Cumhuriyeti, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan ve ayrıca Afganistan EKO’ya üye oldu.
EKO dünyanın en zengin bölgelerinden birinde yer alıyor ve başta enerji alanı olmak üzere çeşitli alanlarda uygun kapasiteleri, fırsatları ve işbirliği zemini bulunuyor. bölge ülkeleri EKO çerçevesinde ticaret, ulaştırma ve enerji gibi alanlarda işbirliği yapıyor.
İran EKO bölgesinin en büyük petrol ve doğalgaz üreticisidir ve Türkiye EKO’nun Avrupa kıtasına açılan kapısı sayılır ve bu durum EKO’nun bölgesel ve uluslararası teamüllerde en önemli meziyetlerinden biri sayılır.
Aslında bu yapılanmanın genel konumuna bakıldığında üye ülkelerin arasında çok iyi işbirliği zeminleri bulunduğu anlaşılıyor. Ancak ne var ki EKO bunca meziyetine karşın şimdiye kadar bölgesel bazda güçlü bir kuruma dönüşemedi. EKO bölgesel iktisadi bir kurum olarak kalkınma yönünde ihtiyaç duyulan tüm gerekli altyapılara ve önemli bileşenlere sahiptir. Bu bileşenlerden biri 8 milyon kilometrekarelik bir coğrafyadır ki Asya kıtasının %20’sini ve dünyanın %6 kadarını oluşturmaktadır.
Kuşkusuz EKO bölgesel bir örgüt olarak şimdiye kadar bazı kazanımları olmuştur, fakat bu kazanımların EKO’nun kapasitelerine bakıldığında yeterli olmadığı anlaşılıyor.
Nüfus bileşeni ve tüketici piyasası bakımından da EKO 400 milyon nüfusu ile dünyanın en uygun potansiyel piyasalarından biri sayılır. Fakat her şeyden daha da önemlisi EKO üyeleri arasında ortak yatırım zemininin uygun olmasıdır. Gerçi bu bileşen hali hazırda EKO’yu oluşturan zincirin en zayıf halkalarından biri sayılır. Gerçekte bu hedefe ulaşmanın yolunda bazı engeller vardır ki en önemlisi EKO bölgesi ve çevresinde süregelen siyasi gerginlikler ve ayrıca bazı üye ülkelerin karşı karşıya bulunduğu iç meselelerdir. Örneğin bu bağlamda EKO’nun iki önemli ülkesi olan Pakistan ile Afganistan arasında uzun yıllardır devam eden gerginliği örnek vermek mümkün.
Türkiye de EKO kurucularından biridir, fakat Türkiye de uygun iktisadi kapasitelerine karşın iç arenada bazı gerginliklerle uğraşmanın yanı sıra dış politika alanında da sorun yaşamaktadır.
Her halükarda EKO’nun karnesine bakıldığında, bu örgüttü siyasi etkenlerin her zaman iktisadi boyutunu etkilediği gözleniyor. Ama yine de EKO’nun önemli iktisadi potansiyelleri bulunduğu unutulmamalıdır. EKO bölgesi karayolları, demiryolları ve deniz taşımacılığı gibi bakımlardan oldukça büyük kapasiteleri bulunuyor, ancak bu kapasitelerden yararlanmak için üye ülkelerin arasında dayanışmayı geliştirmek gerekiyor
Bu çerçevede İran, Kazakistan ve Türkmenistan cumhurbaşkanları 2014 yılında üç ülkenin demiryollarını birleştiren projenin açılışını yaparak önemli bir adım attılar.
Şimdi ise EKO’nun üçüncü on yılına girdiği bir sırada bu kurumun bölgesel rolünü geliştirmek için toplu güvenlik ve bölgesel istikrarın şart olduğu anlaşılıyor. Bu etkenlerin yanında bölgesel işbirliğini geliştirmek, çevreyi korumak ve EKO bölgesinde tarihi ve kültürel alanların üzerinde çalışarak bu alanları takviye etmek de üye ülkelerin çıkarlarına hizmet edecek durumlardır. EKO üyesi ülkelerin arasında coğrafi mesafelerin kısa oluşu bu ülkelerin arasındaki ticareti geliştirme bakımından büyük bir avantaj sayılır. Gerçi EKO üyesi olan ülkeler bölgede ticari işbirliği ve iktisadi dayanışma zemini hazırlamak için büyük emek harcamıştır, fakat bu hedefin tam olarak gerçekleşmesi için daha uzun bir yolun katedilmesi gerektiği anlaşılıyor.