Batı’da insan hakları ihlalleri - 27
Yemen savaşının göze çarpan en acımasız boyutu, masum çocukların ve kadınların ve sivillerin Suud rejimi tarafından katliam edilmesidir.
Ancak insan hakları havarilerinin nifak yüzünü daha da gün ışığına çıkaran ve gerçek mahiyetini ortaya koyan ise, bu zümrenin, yani Batılı devletlerin bu barbarca katliamlara kayıtsız şartsız destek vermesidir.
İngiliz The Guardian gazetesi son günlerde yayımladığı raporda Arabistan rejimini kasıtlı bir şekilde Yemenli sivilleri hedef alarak katliam uygulamakla suçladı. Raporda BM gibi kurumlardan ve gazetenin çok güvendiği sahadaki kaynaklardan toplanan verilere dayanarak, Suud ordusuna bağlı savaş uçaklarının düzenlediği hava akınlarının üçte birinden fazlası Yemen’de sivil yerleşim merkezlerini hedef aldığı belirtildi.
Guardian gazetesi söz konusu raporda Suud savaş uçaklarının 2015 yılında Yemen toprakları üzerinde 9 bin sorti uçuşunu irdeleyerek ve yine bazı belge ve kanıtları yayımlayarak bu akınlarda aralarında çarşıların, sitelerin, camilerin, okulların, üniversitelerin, spor tesisleri ve hastanelerin bulunduğu 3600 hedef vurulduğunu belirtti.
Arabistan rejiminin masum Yemen halkına yönelik amansız saldırılarının ardından BM genel sekreterliğinin son aylarını sürdüren ve bir süre önce de Arabistan’ın adını bebek katili rejimlerin listesinden çıkaran Ban Ki Moon bu kez Suud savaş uçaklarının Yemen’in Hadide liman kentine düzenlediği hava akınını ve bu kentte savunmasız masum çocukları ve kadınları katliam etmesini kınadı. Konu ile ilgili bir bildiri yayımlayan genel sekreter Moon bir kez daha Yemen savaşında tüm taraflara uluslararası insan hakları yasalarına karşı yükümlülüklerine saygı duymalarını istediğini belirtti. Genel sekreter Ban Ki Moon bildiride ayrıca Yemen’de vatandaşların ve sivil altyapılarının acilen korunmasını talep etti.
Medyada çıkan haberlere göre Arabistan’ın Yemen’de Hadide liman kentine düzenlediği son hava akınında en az 25 kişi öldü, 70 kişi de yaralandı.
Evet, biraz önce de sohbetimizin başında belirtildiği üzere Yemen savaşının göze çarpan en acımasız boyutu, masum çocukların ve kadınların ve sivillerin Suud rejimi tarafından katliam edilmesidir. Ancak insan hakları havarilerinin nifak yüzünü daha da gün ışığına çıkaran ve gerçek mahiyetini ortaya koyan şe ise, bu zümrenin, yani Batılı devletlerin bu barbarca katliamlara kayıtsız şartsız destek vermesidir. Bu devletlerin arasında ise İngiltere devletinin katil Suud rejimine açıkça ve şerefsizce destek vermesi ve mazlum Yemen halkının katliam edilmesine ortak olmasının hatta İngiliz insan hakları aktivistlerini bile öfkelendirmesidir. Bu destekler, İngiliz yönetimi AB’nın Yemen’de sivillerin katliamları uluslararası bağımsız bir komisyon tarafından araştırılmasını istemesini engelleyecek noktaya kadar ilerledi.
İngiliz The Guardian gazetesinin raporuna göre bu araştırmanın önerisi Hollanda tarafından BM’nin Cenevre’deki insan hakları konseyine sunulmak üzere hazırlandı ve amacı Arabistan’ın Yemen’de işlediği savaş suçlarını ortaya çıkarmaktı. Öneriye göre ilgili uzmanlardan oluşan bir heyetin Yemen’e giderek bu ülkede sivillerin durumunu ve Arabistan’ın Yemen’de insan hakları ihlallerini araştırarak bir rapor hazırlaması gerekiyordu. Ancak İngiliz yönetimi bu araştırmanın yapılmasını engelledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Buris Johnson böyle bir araştırmayı gerekli bulmadıklarını açıkladı. Johnson Yemen’de yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi kaynakları el altında bulunduğunu ve bu yüzden bu araştırmanın yapılmasına gerek olmadığını ileri sürdü. Londra yönetiminin bu tutumu insan hakları örgütlerinin sert eleştirilerine yol açmakla beraber Yemen’de sivillere yönelik cinayetlerin devam etmesinden duyulan kaygıları da arttırdı.
İngiltere yönetiminin Yemen’de işlenen savaş suçları hakkında araştırma yapılmasını engellemesinin ardından insan hakları gözetleme örgütü ve diğer bazı insan haklarını savunan örgütler BM insan hakları konseyine bir mektup yazarak Yemen’de insan hakları ihlallerinin araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması ve gerekli bilgi ve belgelerin toplanması için uluslararası bir araştırma yapılmasını istedi. Mektupta, Yemen’de işlenen cinayetlerin sorumluları adalete teslim edilerek yargılanmaları vurgulandı.
Uluslararası af örgütü yetkililerinden Poly Troskat ise şöyle diyor: Yemen’de işlenen savaş suçlarını araştırmanın engellenmesi Yemen milletine ihanettir, çünkü onlar bu savaşta büyük acılara katlanmak zorunda kaldı. Londra’nın sergilediği tutum ürperticidir. İngiliz yönetimi adalet ve hesap vermekten tavır koymalı, silah firmalarını teşvik etmeden yana değil..
Silah ticareti ile mücadele adlı STK’dan Andrew Smith de Yemen’i son 18 ayda asıl İngiltere yapımı silahların yok ettiğini açıkladı.
İngiltere Dışişleri Bakanı geçenlerde parlamentoda yaptığı açıklamada Arabistan’a silah satışı devam edebileceğini, çünkü Arabistan’ın Yemen’de insan haklarını ihlal ettiğini ispat edebilecek hiç bir kesin delil bulunmadığını iddia etti.
Arabistan’ın Yemen topraklarına karşı saldırısının üzerinden bir buçuk yıl geçtiği bir sırada yaklaşık on bin Yemenli vatandaş ve özellikle binlerce kadın ve çocuk bu savaşta hayatını kaybetti. Suud rejimi şimdiye kadar bir çok kez okulları, hastaneleri, yerleşim merkezlerini, karayollarını, çarşıları ve Yemenli mülteci kamplarını bombardıman etti. Bundan önce de uluslararası af örgütü Suud rejimi ve kurduğu ittifaka katılan ülkelerin Yemen’e karşı Amerika, İngiltere ve Brezilya yapımı yasak misket bombalarını kullandığını ifşa etti.
Silah ticareti ile mücadele örgütünün resmi verilerine göre Arabistan İngiltere’nin en büyük silah müşterisidir ve 2010 yılından beri şimdiye kadar İngiltere’den 6.7 milyar pound değerinde silah teslim almıştır.
Veriler İngiltere’nin Yemen savaşı başladığı günden beri şimdiye kadar Arabistan’da 4.3 milyar dolar değerinde silah satışını onayladığını gösteriyor. İngiltere yönetimi Nisan 2015 ila Mart 2016 tarihleri arasında da Arabistan’la 2.2 milyar dolar değerinde İHA ve helikopter ve hava kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu teçhizatın satışını öngörün bir anlaşma imzaladı.
İngiltere’de yayımlanan Daily Telegraph gazetesi ise Suud rejimi Yemen savaşında İngiliz yapımı savaş uçaklarını kullandığını, bu uçakların sayısı İngiltere’nin acil askeri görevler için hazır beklettiği savaş uçaklarının sayısından bile fazla olduğunu yazdı. Gazete, her gün 100 savaş uçağı Yemen bombardımanlarına katıldığını, bunlardan 50 kadarı İngiliz yapımı savaş uçakları olduğunu belirtti.
İngiltere’nin Arabistan’a silah sattığı haberi medyaya yansıdıktan sonra insan hakları örgütleri bu satışlara karşı olduklarını ilan etmeye başladı. Bundan sonra İngiliz parlamenterler de bu konudan duydukları kaygıları dile getirmeye başladı ve Londra yönetimini sorgulamaya başladı ve daha sonra da Arabistan’a silah satışının durdurulması için İngiltere parlamentosunda iki komisyon kuruldu. Ancak Londra yönetimi buna rağmen Arabistan’a silah satışını durdurmayacağını, çünkü İngiltere’ye göre Arabistan uluslararası yasaları ihlal etmediğini iddia etti.
Gerçekte İngiltere sırf kendi iktisadi çıkarları uğruna ve Arabistan’ın Yemen’de işlediği savaş suçlarının her geçen gün daha artmasından dolayı yükselen kaygılara karşın Riyad’a silah satışını durdurmaya sıcak bakmıyor. Fakat bundan daha da büyük bir rezillik, Suud rejiminin Yemen savaşı komuta merkezinde İngiliz askeri uzmanların ve danışmanların bulunmasıdır. Buna karşın İngiltere savunma Bakanı bu konu hakkında kendisine yöneltilen sorulara cevap vermekten kaçındı.
Burada asıl soru şu ki İngiliz askeri danışmanlar Suud komuta merkezinde tam olarak ne yapıyorlar? İngiltere savunma bakanlığı sözcüsü, İngiliz askeri danışmanların operasyonlarda ve saldırılarda hedeflerin tespit edilmesinde hiç bir rol ifa etmediklerini ve ancak uluslararası yasaların çerçevesinde Suud rejimine gerekli tavsiyelerde bulunduklarını iddia etti.