Nisan 21, 2017 16:02 Europe/Istanbul

Geçen hafta Türkiye genelinde Anayasa referandumu ve ardından yaşanan gelişmeler, OHAL'in yeniden uzatılması ve Türkiye - AB arasındaki son gelişmeler bugünkü sohbetimizin ana başlıklarını oluşturuyor.

Türkiye'de 16 Nisan Pazar günü 18 Maddelik anayasa referandumu yapıldı. Referandumda ülke içinde 54 milyon 658 bin 536 seçmen katılma hakkına sahipti. Kullanılan oy 47 milyon 718 bin 915, geçersiz oy sayısı 802 bin 757, geçerli oy ise 46 milyon 916 bin 158 idi. Türkiye dışındaki toplam seçmen sayısı  2 milyon 972 bin 671 idi. Yurt dışında oy kullanan seçmen sayısı ise Bir milyon 408 bin 809 idi. Geçerli oy sayısı  Bir milyon 407 bin 471 idi. Bu referandumda toplam 49 milyon 127 bin 724 oy kullanıldı. 804 bin 95 oy geçersiz oldu. Geçerli oylar 48 milyon 323 bin 629'a ulaştı.

Türkiye'de "EVET" cephesini temsil eden Sağcı Türk milliyetçisi AKP-MHP ittifakı 24 milyon 747 bin 56 oy kazandı. "HAYIR" cephesini oluşturan CHP, HDP, Nurcu kesim, Milli Görüş Hareketini temsil eden Saadet Partisi, Ulusalcı Vatan Partisi ve diğer siyasi ve toplumsal halk kesimleri, özelikle Kürtler, Aleviler ve Şii Caferiler, MHP liderine rağmen 23 milyon 576 bin 573 kazandı. Referanduma katılmayan seçmen sayısı de 8 milyon 503 bin 483 idi.

Image Caption

Türkiye, “kıl payı” sonuçla, Başkanlık anayasasını oylarken, “hayır kampanyası”nın liderliğini üstlenen CHP’de sonuçlar son ana kadar “heyecanla” beklendi. 3 büyük metropol kentte “hayır”, 30 büyükşehirden 17’sinde “hayır” çıkmasına karşın, Türkiye genelinde kılpayı “evet” çıkması nedeniyle, sonuçlar “şaibeli” olarak nitelendirildi ve YSK’nin “mühürsüz” oyları da “kabul edeceğini” açıklaması sonuçların “hileyle evet çıkarıldığı” şeklinde yorumlandı. Nitekim, alkış, ıslık ve sloganlarla karşılanan üç büyük ildeki başarıyı gösteren veriler, YSK’nin sayım başladığında aldığı son dakika kararlarıyla moralleri düşürdü.CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, başa baş giden mücadeleden “burun farkı”yla “evet” çıkmasının ardından partisinin Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) olağanüstü topladı. CHP’nin kurduğu seçim takip merkezinde ise YSK’nin verilerinin anbean görülmesi gerekirken, 45 dakikalık bir kesinti yaşandı. Parti yetkilileri, CHP’nin sisteminde hiçbir sorun olmadığı halde, YSK’den veri gelmemesinin dikkat çekici olduğunu, kesintinin neden yaşandığının araştırılacağını söyledi.Öte yandan Türkiye Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, muhalefetin referandum ile ilgili itirazlarını reddederek, anayasa değişikliği referandumunun sağlığına vurgu yaptı. YSK Başkanı Sadi Güven Ankara'da gazetecilere yaptığı açıklamada, mühürsüz zarfların ve evet mührünün halkın iradesini yansıttığını ve geçerli sayılacağını söyledi.

Tercih mührü yerine evet mührü dağıtıldığı ve kullanıldığı bilgisi alınması üzerine evet mührünün seçmenin iradesini yansıttığı evet mührü ile mühürlenmiş oy pusulalarını da geçerli saymıştır. 

Cumhuriyet Halk Partisi ise yaptığı açıklamada, Türkiye yasalarında mühürsüz pusulaların geçersiz sayıldığını ve Yüksek Seçim Kurulu'nun bu kararının referandumun meşruiyetini zan altında bıraktığını belirtti.

Image Caption

Özellikle Ankara ve İstanbul'da halktan muhtelif kesimlerin geniş gösteri ve eylemler gerçekleştirerek Anaya yasa referandumda yaşanan şaibelerin giderilmesini isteyerek protesto eyleminde bulundular.

YSK'nin mühürsüz zarf ve pusulaları geçerli sayacağını açıklamasıyla tüm büyük kentlerde kaybeden Evet'in kıl payı öne geçmesi Türkiye halkından büyük tepki gördü.

CHP ve HDP çok sayıda sandık için itirazda bulunurken 'Hayır' oylarının önde olduğu İstanbul'da ve Ankara'da protestolar gerçekleşti.

İstanbul'da Kadıköy, Beşiktaş, Beyoğlu protestoların adresi olurken Ankara'da 100. Yıl Mahallesi'nde eylem düzenlendi.

Kadıköy'de de halk tencere ve tavalarla YSK'nın skandal kararını protesto ederek seçim sonuçlarının iptalini ve sayımın yeniden yapılmasını istemişlerdir.Ayrıca Türkiye'de iki büyük muhalefet partisi sayılan CHP ve HDP, anayasa değişikliği referandum sonuçlarını sorgulayacaklarını duyurdu. Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokrat Partisi, anayasa değişikliği referandumu düzenlendiği sırada çatışma ve kavga yaşandığı için sonuçları protesto edeceklerini belirtti.

AB Türkiye anayasa değişikliği referandumu sonrası yaptığı ilk açıklamada anayasa değişikliğinin az bir farkla kabul edilmesinin dikkate alınarak ulusal mutabakatın sağlanması gerektiğini bildirdi.

Referandumun resmi olmayan sonuçları hakkında yorumda bulunan Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, "Uluslararası seçim gözlemcileri AGİT'in raporunu endişeyle bekliyoruz" dedi.

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, Twitter hesabından yaptığı açıklamada referandumun resmi olmayan sonuçları hakkında yorum yaparak, "Hem 'evet', hem de 'hayır' tarafları kazandıklarını iddia ediyor. Uluslararası seçim gözlemcileri AGİT'in raporunu endişeyle bekliyoruz" diye yazdı.

Piri, diğer bir tweet'inde de "Türkiye halkının neredeyse yarısı ‘HAYIR’ dedi. Adil bir seçim olsaydı neler yaşanacağını hayal edin" dedi.

Image Caption

Referandumdan 'Evet' sonucunun çıkmasının ardından Türkiye'nin AB üyeliği tartışmaya açıldı.Bültenimize bu gelişmeye dair haberlerle  devam ediyoruz.

Avrupalı siyasetçiler, idamın geri getirilmesi durumunda Türkiye'nin AB üyelik sürecinin durdurulmasını talep ediyor.

Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ülkelerinin 54 yıldır Türkiye'yi üyelik konusunda oyaladıklarını belirterek, bu durumun netliğe kavuşması için Türkiye'de referanduma gidilebileceğini söyledi.

Erdoğan,  Ankara'da  Türkiye cumhurbaşkanlığı sarayında taraftarlarına hitaben yaptığı konuşmada, İngiltere'nin AB'nden ayrılmasıyla ilgili yapılan referanduma işaretle, Türkiye'nin de AB üyelik konusunda  böyle bir referandum düzenleyebileceğini söyledi.

Avrupalı yetkililer son yıllarda Erdoğan'ın siyasetlerinden dolayı onu Türkiye'yi diktatörlüğe götürmekle suçlarken, bunun için Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduklarını defalarca dile getirmişlerdir.

Konuyla ilgili Fransa'da Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada Türkiye'de idam cezasının yeniden yürürlüğe konulmasına yönelik bir referandum düzenlenmesinin Avrupa değerlerinin kırılması anlamına geleceği belirtildi. Açıklamada Türkiye'deki referandum sonuçlarının Türk toplumunun bölündüğünü gösterdiği belirtilerek "Avrupa Konseyi ile ilişkiler çerçevesindeki değer ve sorumluluklar nedeniyle Türk hükümeti siyasi ve sosyal yaşamın bütün kesimleri ile özgür ve açık bir diyalog yürütmek zorundadır. İdam cezasıyla ilgili bir referandumun organize edilmesi elbette bu değer ve sorumluluklardan kopulduğunu gösterecektir" denildi.

Geçen hafta Türkiye'de Milli Güvenlik Kurumu (MGK) ardından toplanan Bakanlar Kurulu'nda alınan karar sonrası OHAL yeniden uzatıldı. 

Böylece OHAL'de 4. dönem başlamış oldu. 3. dönem OHAL süresi 19 Nisan'da sona erecek yeni dönem başlayacak. Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyesi dikkate alınarak OHAL 3 ay için daha uzatıldığını söyledi.

OHAL'ın üçüncü kez uzatılması, Türkiye'de geçen  pazar günü yapılan anayasanın değişikliğiyle ilgili referandumun düzenlenmesinin ardından gerçekleşti.

Bilindiği gibi Türkiye'de OHAL kararı geçen yıl 15 temmuz'da başarısız darbe girişiminin ardından alınmıştı. Böylece  başta hükümet yetkilileri olmak üzere  güvenlik güçlerinin yetkilileri artmış oldu.

O tarihten itibaren Türkiye'de  ordu, polis, yargı ve diğer kurumlarda ve özel sektör ile medyada muhaliflere  yönelik  çok kapsamlı tutuklama operasyonları başladı. 

Image Caption

Geçtiğimiz hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayına ait 'İşgücü İstatistikleri'ni açıkladı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 695 bin kişi artarak 3 milyon 985 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,9 puanlık artış ile yüzde 13 seviyesinde gerçekleşti.Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,2 puanlık artış ile yüzde 15,2 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,3 puanlık artış ile yüzde 24,5 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2 puanlık artış ile yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.

Geçen hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, Amerika'da Gülen'le irtibatlı 17 kişi hakkında inceleme başlattı. 

İstanbul Barosu'na kayıtlı bir grup avukat, "FETÖ ile irtibatlı oldukları ve yardım ettikleri” öne sürülen aralarında ABD'li savcı Preet Bharara, CIA'in eski Başkan Yardımcısı Graham Fuller, Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Henri Barkey'in de bulunduğu 17 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine savcılığın söz konusu kişiler hakkında soruşturma başlattığı bildirildi.Soruşturmanın, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçları kapsamında başlatıldığı açıklandı.Bilindiği gibi Türkiye hükümeti geçen yıl 15 temmuzdaki darbe girişiminden Amerika'da yaşayan Fethullah gülen ve grubunu sorumlu tutarken bu grubu terör listesine almış bulunuyor.  

Gülen ise darbeyle ilgili kendilerine yöneltilen suçlamaları reddediyor. 

Almanya ile Türkiye arasındaki sıkıntılar sürerken geçen hafta Alman Dışişleri Bakanlığı, yılın başından bu yana 100 kadar Alman vatandaşının Türkiye havalimanlarından ülkeye giriş yapmalarına izin verilmediğini bildirdi.

DWelle Türkçe’ye göre, Alman Dışişleri Bakanlığı’nca bir soru önergesine verilen yanıtta Türkiye’ye alınmayan Almanlar için genellikle “kamu güvenliğine tehlike oluşturdukları” gerekçesiyle giriş yasağı getirildiği belirtildi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada Türkiye'ye girişlerine izin verilmeyen yaklaşık 100 kişiden kaçının Alman-Türk olmak üzere çifte vatandaş olduğu bilgisi yer almazken haberde şöyle denildi:

“Almanya'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, giriş yasağı getirilen Almanlar için federal hükümetinin aldığı önlemler konusunda yöneltilen soruya, ‘Federal hükümet, bu konuda harekete geçerek Türk hükümetinden giriş yasağı getirilenlere dair mümkün olduğunca şeffaf olunmasını ve alınan kararların yeniden değerlendirilmesi imkanını talep etti’ yanıtını verdi."

Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkesinin Türk makamlarına ülkelerinde propaganda izni vermemeleri ardından Türkiye ile bu ülkeler arasındaki ilişkiler gerilmişti.

Almanya hükümeti son dönemde ise 60 özel ve tüzel kişi hakkında casusluk soruşturması başlatmıştı.

Image Caption

Geçen hafta Türkiye'nin İsviçre büyükelçisi, elçiliğinin göçmen Türkleri gözetlediğini ve çalışanlarını İsviçre savcılarının soruşturması altına sokarak casusluk şüphesine düşürdüğü yönündeki iddiaları reddetti. 

Soruşturma, İsviçre'yi Ankara ve bazı Avrupa ülkeleri arasında bir anlaşmazlık içine çekti.

SRF Rundschau kanalına röportaj veren Büyükelçi İlhan Saygılı "Büyükelçiliğimiz dahilinde böyle bir etkinliğin yapılmadığı kesin." dedi.

Bunun yanı sıra Saygılı, Bern'deki vekilinin görevden alındığını ancak kendisi ve ailesinin İsviçre'ye sığınma talebinde bulunduğu yönünde basında çıkan haberlerin teyit edilmediğini söyledi. 

İsviçre Dışişleri Bakanı geçen ay Türk mevkidaşıyla verdiği demeçte, İsviçre'nin referandum öncesinde gurbetçi Türklerin yasadışı olarak Ankara'ya casusluk yapıldığı iddialarını ''titizlikle soruşturduklarını'' söylemişti.