Mayıs 06, 2017 06:47 Europe/Istanbul

Anayasayı kollama ve koruma konseyi sahip olduğu önemli mevki itibarı ile yasamayı gözetlemek, seçimleri gözetlemek ve anayasayı yorumlamak gibi üç önemli ve hayati alanda görev yaparak nizamın Cumhuriyeti ve islamiyeti ve milli çıkarların güvence altına alınmasında önemli yeri bulunuyor.

Image Caption

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor:

Bugün ülkemizde yetkililer çeşitli düzeylerde halk tarafından seçilmiştir. Bu seçim ya doğrudan ya da dolaylıdır. Ülkemizde atanma yolu veya miras yolu veya para pulun zoru ile mevki sahibi olmak yoktur. İran’da seçimler, ister cumhurbaşkanılğı seçimleri, ister İslamî şura meclisi seçimler, ister bilgeler meclisi seçimleri, ister kent köy konseyleri seçimleri olsun, hepsi İran milletinin, İslam’ın ve rahmetli İmam Humeyni’nin –ks– onur kaynaklarından sayılır.

Peki Anayasayı kollama ve koruma konseyinin rolü nedir?

Anayasayı kollama ve koruma konseyinin önemli rolü seçimleri gözetlemektir ve ayrıca anayasayı yorumlayan resmi kurumdur. İran İslam Cumhuriyeti anayasasına göre Anayasayı kollama ve koruma konseyinin öngörülmüş olmasının esas sebebi, İslam ahkamı ve anayasayı korumak ve kollamaktır. Bu yüzden bu konseyden koruyucu konsey şeklinde söz edilmektedir.

İran İslam Cumhuriyeti anayasasının 91. Maddesi şöyle diyor: İslamî şura meclisinin kararlarının İslam ahkamı ve anayasa ile aykırılık arz etmediğini gözetleyerek İslam ahkamı ve anayasayı korumak  amacıyla Anayasayı kollama ve koruma konseyi adında bir konsey kurulur.

Genelde İran İslam Cumhuriyeti anayasası Anayasayı kollama ve koruma konseyi için bazı görevler belirlemiştir. Yasamayı gözetlemek, seçimleri gözetlemek ve anayasayı yorumlamak gibi üç önemli ve hayati görev Anayasayı kollama ve koruma konseyine verilen görevlerdir ve bu görevlerin yerine getirilmesi nizamın islamiyetini ve cumhuriyetini güvence altına alır.

Image Caption

İmam Humeyni’nin –ks– İslam inkılabı zaferinden sonra düzenlenmesini istediği referandumda İran milleti İslam Cumhuriyeti nizamına evet dedi ve bu yüzden İran’ın siyasi nizamında Cumhuriyet ve islamiyet ilkeleri büyük öne arz eder ve bu ilkeleri korumak da Anayasayı kollama ve koruma konseyinin görevidir.

Anayasayı kollama ve koruma konseyinin yasaları gözetlemesi, nizamın islamiyetini ve cumhuriyetini korumaya yöneliktir. Gerçekte yasaları ve verilen kararları gözetlemenin felsefesi şeriat ve anayasayı koruma meselelerine dayanır.  İlk mesele konusunda, siyasi nizamların bir açıdan ikiye ayrıldığı söylenebilir. Bazı nizamlarda meşruiyet sırf halkın oylarından kaynaklanır. Bu tür nizamlarda yasama halkın isteklerine dayanır ve başka hiç bir şey yasamada temel alınmaz. Diğer bazı nizamlar ise inanç temeline dayanır ki bu tür toplumlarda insanlar herhangi bir inancı benimseyerek gerçekte her şeylerini bu inancı temel alarak inşa etmek istediklerini beyan eder. Bu arada İran İslam Cumhuriyeti inanca dayalı bir nizamdır ve İran milleti de İslam inkılabından sonra Mart 1979 tarihinde düzenlenen referandumda İslam Cumhuriyeti adı ile anılan nizama evet oyu vermiştir.

İslam cumhuriyetinin anlamı, İran milletinin ülkelerine İslam yasalarının hakim olmasını istediklerdir. Yine bu tabirin anlamı, hükümetin şekli Cumhuriyet ve mahiyeti islamiyet olduğudur. Dolaysıyla bu hükümette çıkarılan ve uygulanan yasalar ve yargı, İslam ilkelerine uygun olmalıdır. Bu yüzden İran anayasasında İslam Cumhuriyeti nizamında tüm yasaların ve kuralların İslam şeriatine göre olması gerektiği vurgulanmıştır. Dolaysıyla İran İslam cumhuriyetinde yasama işi de İslam ilkelerine göre yerine getirilmelidir. Bu şartlarda İran İslam cumhuriyetinde İslam şeriatine aykırı bir yasa çıkarılmadığından emin olmak için yetkili bir mercinin bu işi gözetlemesi gerekir. Yani bir merci, yasamanın çıkardığı kararları gözetleyerek şeriate aykırı olan yasaların çıkarılmasına mani olmalıdır.

İkinci mesele olan İran anayasası da büyük önem arz eden bir meseledir ve gerçekte anayasa her siyasi nizamın yapısı sayılır ve en üstün yasa olarak tüm uygulamalarda ve tüm ilişkilerde temel alınır. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti nizamının tüm erkanları da anayasaya dayalı oluşan erkanlardır ve ilkeleri de devletin ve milletin hak ve görevlerini belirlemektedir.

Image Caption

Anayasayı kollama ve koruma konseyi sözcüsü Dr. Abbas Ali Kedhüdai şöyle diyor: Anayasayı kollama ve koruma konseyinde bizim konumuz zaman değildir, yani ülkenin yönetimini ne zaman herhangi birine vermek bizim meselemiz değil, esas mesele, ülke yönetiminin geleceğini ona verip vermemeyi tespit etmektir, yani bunun beş yıl önce veya yirmi veya otuz yıl önce yönetici olduğu önem arz etmez. Önemli olan yönetiminin niteliğidir, zaman değil.

Böylece İslam Cumhuriyeti nizamı yasalara dayanan bir nizamdır ve devletin tüm erkanları yasalara uymak ve yasaları korumakla yükümlüdür. Anayasanın 71. Maddesine göre genel yasama görev ve yetkisi üzerinde olan İslamî şura meclisi anayasaya aykırı kanun çıkaramaz ve hiç bir yasama kurumu veya karar mekanizması da anayasaya aykırı bir karar alamaz. Bunun için yetkili bir merci çıkarılan yasaları ve alınan kararları uygulanmadan önce anayasaya aykırı olup olmadığını incelemesi ve aykırı ile iptal etmesi gerekir.

Dolaysıyla yasamayı gözetlemek ve bu görevin zarureti, yasama erki ve diğer ilgili kurumların muhtemel hatalarını  önlemek ve anayasaya ve İslam şeriatine uygun yasa çıkardıklarını gözetlemekten kaynaklanır. Anayasayı kollama ve koruma konseyi yetkili merci olarak yasamayı tam olarak gözetler ve böylece milli çıkarları ve nizamın islamiyetini ve cumhuriyetini halkın istekleri doğrultusunda güvence altına alır. Anayasayı kollama ve koruma konseyinin anayasayı yorumlaması ve seçimleri gözetlemesi de benzer amaçların doğrultusundadır.

Anayasal hukuk kaynaklarında yasaların anayasa aracılığı ile kontrol edilmesi gündeme gelmiş ve bu bağlamda iki yöntem zikredilmiştir. Bir yöntem yargı kontrolü ve diğer yöntem yargıya dayalı olmayan kontrol yöntemidir. İran İslam cumhuriyetinde ise ikinci yöntem uygulanır, yani yasamayı gözetleme görevini Anayasayı kollama ve koruma konseyi adında yargıdan bağımsız bir kurum yürütür.

Siyaset meseleleri uzmanı ve öğretim üyesi Dr. Seyyid Murtaza Kazımi Dinan şöyle diyor:

İran anayasasının 99. Maddesine göre seçimleri gözetleme görevi Anayasayı kollama ve koruma konseyine verilmiştir ve bu yetki seçimlerin tüm aşamalarını ve adayların salahiyetinin onayı veya reddi gibi geniş bir alanı kapsar ve bu yüzden bu gözetim görevi yasal gözetim olarak ve yasaların eksiksiz uygulanması yönünde seçim sürecinde ve seçmenlerin oylarını korumak amacıyla uygulanır. Bu bağlamda her halükarda adayların ve özellikle cumhurbaşkanlığı adayları gibi ülkenin en hassas ve kader belirleyici alanına girmek isteyenlerin tüm şartlara sahip olup olmadığını ve salahiyetleri bir kurum tarafından araştırılması gerekir ki bizim ülkemizde bu önemli görevi Anayasayı kollama ve koruma konseyi yürütmektedir. Adayların kayıt işlemi tamamlandıktan sonra yasal mercilerden elde edilen bilgiler ve adayların sundukları belgeler Anayasayı kollama ve koruma konseyi tarafından titizlikle incelenir.

İran İslam cumhuriyetinde gözetleme görevini yürüten Anayasayı kollama ve koruma konseyi iki farklı yapıdan oluşur, zira bu kurumun görevi bir yandan yasama erkinin çıkarları yasaları anayasa ile karşılaştırmak ve öbür yandan İslam şeriatine aykırı olup olmadığına bakmaktır. Bu yüzden bu kurumda fakihler ve hukukçulardan oluşan iki kesimin üye olması gerekir. Gerçekte bir yasanın şeriat ilkesine uyup uymadığı hakkında görüş beyan etmek ancak şeriat ahkamını iyi tanıyan ve kararı kesin olan birinin görevidir ve bu da bir fakihten başkası olamaz. Yine çıkarılan yasaların anayasaya aykırı olup olmadığı hakkında karar vermek de anayasayı iyi bilen birinin işidir ki o da bir hukukçudan başkası olamaz.

Buna göre Anayasayı kollama ve koruma konseyi 12 fakih ve hukukçudan oluşur ve bu fakihler ve hukukçular ülke genelinde tüm yasama işlerini gözetlemenin yanı sıra seçimleri de gözetler, ayrıca anayasayı yorumlayarak nizamın islamiyetini ve cumhuriyetini ve milli çıkarlarını tüm şartlarda güvence altına alır.