Mayıs 06, 2017 07:11 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde seçimlerde yaşanan hatalar ve suçlarla ilgilenen gözetleme kurumlarını ve bu kurumların çalışma mekanizmalarından söz etmek istiyoruz sizlere.

İran’da seçimler, İslamî nizamın temel erkanlarından biridir ve nizamın şekillenmesinde önemli rol ifa etmektedir. Bu yüzden seçimlerin en sağlıklı ve kusursuz bir şekilde düzenlenmesi büyük önem arz eder.

Image Caption

Yargı erki Başkanı Ayetullah Amoli Laricani şöyle diyor:

Bu nizamın anayasasının olmazsa olmazlarından biri olan ve uyulması gereken konularından biri ahlak ilkesine uymaktır. Özellikle seçimlerde hiç bir aday rakip adayı tahrip etmeye hakkı yoktur. Nitekim bu konunun şer’i ve dini açıdan caiz olmadığı da ortadadır. Bir konu eleştirilirken, eleştiri yapıcı olmalıdır. Bundan önce işbaşında bulunanların yöntemlerini veya yapılan bir çalışmayı eleştirmek doğrudur, fakat  tahrip etmek, iftira atmak, zan altında bırakmak, bunlar asla kabul edilebilir değildir. Tüm adaylar ve taraftarları bu tür durumlardan şer’i ve ahlaki açıdan kaçınmaları gerekir.

Hukuki açıdan seçimleri gözetlemek, gözlemci kurumun seçimlerin sağlıklı ve doğru bir şekilde düzenlendiğinden emin olmak için izlediği prosedürdür.

Peki, İran’da seçimleri gözetleyen kurum hangisidir?

Bu bağlamda İran anayasasının 99. Maddesi şöyle diyor: Anayasayı kollama ve koruma konseyi bilgeler meclisi, cumhurbaşkanlığı, İslamî şura meclisi seçimlerini ve referandumları ve halkın oylarına baş vurmayı gözetlemekle yükümlüdür.

Bu maddeden hareketle seçimleri gözetleme görevi anayasayı kollama ve koruma konseyine ait olduğu ortadadır. Gerçi İslamî kent ve köy konseyleri seçimleri istisna sayılır ve anayasa bu seçimleri gözetleme görevini anayasayı kollama ve koruma konseyine vermemiştir.

Anayasanın 100. Maddesi İslamî konseylerin seçimleri hakkında şöyle diyor:... seçilenler ve seçmenlerin şartları ve yetki ve görev sınırları ve söz konusu konsey üyelerinin seçim yöntemi ve gözetimi ve kademeleri kanunlarca belirlenir. Bu maddede kanundan maksat, İslamî şura meclisini çıkardığı kanunlardır.

Anayasayı kollama ve koruma konseyi 12 üyeden oluşur ve doğal olarak cumhurbaşkanlığı seçimleri veya İslamî şura meclisi seçimleri gibi büyük seçimlerde tüm seçim bölgelerini gözetleyemez. Bu yüzden kanun bu kuruma seçimleri gözetlemek amacıyla bazı heyetleri belirleme yetkisi vermiştir. bu heyetler merkezi heyet, eyalet heyetleri ve seçim bölgeleri heyetleri olmak üzere üç çeşit heyetten oluşur.

Sağlıklı, ahlak ilkelerine uygun ve hatasız seçimler düzenlemek İslam Cumhuriyeti nizamının önde gelen yetkililerinin her zaman gözetlediği ve kaygı duyduğu bir konu olduğundan yargı erki de seçimleri düzenleyen yürütme ve gözetleme kurumlarına yardımcı olur ve böylece seçim atmosferini rasat ederek hem suç işlenmesini önler ve hem herhangi bir suç durumunda anında müdahale ederek bu siyasi rekabetlerde adaletsizliği engeller.

Siyaset meseleleri uzmanı Muhammed Hadi Raci şöyle diyor:

Haziran 1985 tarihinde İslamî şura meclisinde onaylanan ve daha sonraları da bazı düzenlemeleri söz konusu olan İran İslam Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı seçim kanununda yer alan fasılların biri seçim kampanyaları ile ilgilidir. Bu fasılda, ki kanunun altıncı faslıdır, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarının çeşitli boyutlarına açıklık getiriyor ve bir nevi seçim kampanyalarının nasıl olması gerektiğini ve adayların nasıl bu kampanyaları yürütebileceklerini ve devlet radyo televizyon kurumundan nasıl yararlanabileceklerini belirtiyor. Kanunun üzerinde durduğu konu şu ki evvela adaylara sunulabilecek devlet imkanları özellikle devlet radyo televizyonundan yararlanma konusunda eşitlik ilkesine uyulmalı, yani tüm adaylara eşit imkan sağlanmalıdır. Bu yüzden bizim seçim kanunumuzda başsavcı, içişleri Bakanı, merkezi seçim yürütme heyeti sekreteri ve devlet radyo televizyon kurumunu gözetleme konseyinin başkanlarından biri ve bu kurumun Başkanı olmak beş üyeden oluşan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarını inceleme komisyonu adında bir komisyon öngörülmüştür.

Siyaset meseleleri uzmanı Muhammed Hadi Raci şöyle devam ediyor:

Bu komisyona anayasayı kollama ve koruma konseyinden de bir temsilci katılabilir, gerçi bu üye sırf gözlemci olarak katılabilir ve anayasayı kollama ve koruma konseyinin gözetlemesini temsil edebilir ve bu komisyonun çalışmalarını gözetleyebilir. Bu komisyon adayların nasıl devlet imkanlarından seçim kampanyalarında eşit bir şekilde yararlanabileceklerinin çerçevesini belirler. Bu bir konu, bundan başka bir konu da seçim kampanyalarında kullanılamayacak imkanların konusunda hiç bir adayın bu imkanları kullanamayacağıdır veya devlet gazetelerinin herhangi bir adayı desteklemeye hakkı yoktur. yine devlet kurumları ve devletin bütçesi ile yönetilen kurumların da bu bütçelerden seçim kampanyalarından yararlanamaz ve yararlandığı takdirde suç sayılır. Kanunda devlette bir mevkii bulunanların da cumhurbaşkanlığı adayların lehine propaganda yapamayacakları ve yaptıkları takdirde suç sayılacağı belirtilmiştir. Bu suçlara yargı kurumu bakar. Çeşitli kurumlar yetki alanları dahilinde bu suçların boyutu ile ilgilenebilir. Anayasayı koruma ve kollama konseyi seçimlerle ilgili olarak ilgilenebilir, basınla ilgili suçlarda yine yargıda basının suçları ile ilgilenen merkeze ilgilenebilir. Bilindiği üzere cumhurbaşkanlığı adaylarının salahiyeti anayasayı kollama ve koruma konseyi tarafından onaylanır.

Image Caption

Yargı erkinin seçimleri gözetlemesi, anayasayı kollama ve koruma konseyinin gözetlemesi ile çelişmez, zira bu kurumların her biri kendine göre özel görevleri söz konusudur. Anayasayı kollama ve koruma konseyi seçimleri gözeten kurum olarak adayların salahiyetini onaylamak ve seçimlerin sağlıklı yapıldığını ilan etmekten sorumludur. Ancak yargı erke anayasanın 156. Maddesine göre suçu önlemekle görevlidir.

Cumhurbaşkanlığı seçim kanununda bazı durumlar suç sayılmıştır ve bu suçların takip edilmesi görevi yargı erkine verilmiştir. Bu suçlardan biri seçim kampanyalarında devletin malını ve imkanlarını kullanmaktır. Yine seçimlerin sırasında adaylar veya seçimlerle ilgili insanların uygulamalarında suç unsuru görülebilir ve söz konusu işlenen suç için belli bir ceza da belirlenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işlenen suçlar, suçları keşfetmek ve bildirmekle görevli olan istihbarat bakanlığı, İslam inkılabı muhafızlar ordusu, emniyet teşkilatı ve benzeri kurumların sunduğu raporlardan hareketle Tahran adliyesinde incelenir. Vatandaşlar da adliye yetkililerine yazılı olarak suç duyurusunda bulunabilir.

Öte yandan seçimlerin sırasında sandıklara atılan oyların doğruluğundan emin olmak üzere seçim gözlemcileri ve adayların temsilcileri sandıkları başında bulunarak titiz bir gözetim gerçekleştirir ve sonunda her seçim bölgesinde oyların doğruluğu anayasayı kollama ve koruma konseyinin gözetim heyetlerince onaylanması gerekir.

Seçimlerin sırasında oy satın almak veya satmak, birden fazla oy kullanmak, seçmenlere oy pusulasına herhangi bir adayın adını yazmasını tavsiye etmek ve oylama işlemini aksatmak, seçim suçları arasında yer alan durumlardır. Seçimlerin düzenlenme biçimi hakkında davacı olmak isteyenler oylamanın yapıldığı günden sonra en geç yedi gün içinde anayasayı kollama ve koruma konseyine başvurabilir.

Seçimlerin gözetilmesi, seçim suçlarının işlenmesini önlemek ve halkın oylarını korumak içindir. İran İslam cumhuriyetinde halkın oyları yetkililerin ve seçimleri düzenleyen kurumların elinde birer emanet sayılır bu yüzden anayasa seçimlerin doğru ve sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi ve halkın oylarının korunması için seçimlerin tüm aşamalarının gözetilmesini öngörmüştür.

Sözü İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin beyanatı ile noktalamak istiyoruz. Ayetullah Hamanei şöyle diyor:

Seçimlerin gereği, sağlıklı rekabettir, birbirine iftira atmadan ve birbirini kötülemeden bir rekabet... seçim atmosferi sağlıklı olmalıdır. Seçmenler eğer adaylarını tanıyorsa kendi teşhislerine göre hareket eder ve eğer tanımıyorsa salih adayı seçmek için dindar ve basiretli insanlardan yardım alır. Seçimleri düzenleyenler seçimleri doğru düzenlemek için dikkatli davranmalıdır. Tüm bunlar ülkemize iyi seçimleri armağan edebilecek şeylerdir. Bizim İslam inkılabından başından beri düzenlediğimiz otuz küsur seçimin hepsi sağlıklı düzenlendi, gerçi her seçimde itiraz edenler de oldu, bu itirazlar değerlendirildi ve muhtemelen hatalar da olmuştur, ancak seçimlerin sağlıklı olmadığı asla olmamıştır ve bundan böyle de öyle olmalıdır.