Haziran 13, 2017 21:26 Europe/Istanbul

Kur'an'ı Kerim baharı mübarek Ramazan ayının ilk gününde Kur'an'ı Kerim ile üns ve ülfet nurani mahfili üç saat boyunca İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin katılımı ile düzenlendi.

İran’ın seçkin karilerinin de katıldığı bu etkinlikte kariler Kur'an'ı Kerim ayetlerini tilavet etti ve koro ve tevaşih grupları programlarını icra etti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu etkinlikte büyük İran bağında Kuranî çiçeklerin açmasından duyduğu hoşnutluğu dile getirerek şöyle buyurdu: Bu topraklara Kur'an'ı Kerim’in mübarek tohumları serpilmiştir. Bugün ülkenin genel atmosferi Kur'an'ı Kerim ile aşinadır ve çocuklar ve ergenler ve gençler ülkenin çeşitli bölgelerinde Kur'an'ı Kerim ile alışmıştır, oysa tağut döneminde ülkenin genel atmosfer özellikle çocuklar ve ergenler ve gençler için Kur'an'ı Kerim’e yabancıydı.

İran’ın Kuranî hareketinde hissedilir derecede yaşanan ilerlemeyi İslam inkılabı ve İslamî nizamın marifeti niteleyen Ayetullah Hamanei, bunca ilerlemeye karşın henüz yolun başında yer aldıklarını, Kuranî celseler Kur'an'ı Kerim ile ülfet ve halkın genel zihniyetinin Kuranî hale gelmesinin ön hazırlığı olması gerektiğini vurguladı.

Mübarek Ramazan ayı, Kur'an'ı Kerim’in nazil olduğu aydır. İslamî kültürde Ramazan ayına Kur'an'ı Kerim baharı denir, zira bu ayda yer alan Kadir gecesinde İslam Peygamberi’nin -s- kalbi Kur'an'ı Kerim’in tümünü Hz. Cebrail eminden öğrendi ve Kur'an'ı Kerim, levh-i mahfuz’dan beşeriyet aleminin en büyük peygamberinin geniş ve nurani kalbine yansıdı. Bu ayda mümin kullar oruç tutmak, ibadet ve dua etmekle kalplerini Kuranî meali idrak etmeye hazır hale getirir.

İmam Bakır -s- şöyle buyurur: Her şeyin bir baharı vardır ve Kur'an'ı Kerim’in baharı da Ramazan ayıdır.

İmam Ali -s- ise Kur'an'ı Kerim’in şanı hakkında şöyle buyurur: Kur'an'ı Kerim üzerinde düşünün, zira kalplerin baharıdır.

Buna göre mübarek Ramazan ayının bereketlerinin büyük bir bölümü Kur'an'ı Kerim ile ilgilidir. Bu mübarek ayda Kur'an'ı Kerim’in nurani emirlerini kalplerimizin tarlalarına ekmeli ve onlara bakmalı ve sonunda bu güzel ayda Kur'an'ı Kerim meyvelerini ruhumuzun gıdası olarak hasat etmeliyiz, ki bu da ancak Kur'an'ı Kerim ile hakiki üns ve ülfetle mümkün olur.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Kur'an'ı Kerim ile alışmayı Kuranî has noktaların üzerinde düşünmenin zemini olduğunu belirtti ve bu durumda yaşamımızla ilgili tüm temel soruların cevabını Kur'an'ı Kerim’den istinbat edebileceğimizi vurguladı.

Ayetullah Hamanei, günümüz dünyasında beşerin sapkınlığı ve bedbahtlığının en önemli sebebi, insanın dünya ile ilişkisi, dünya malına nasıl yaklaşması gerektiği, dostluklar ve düşmanlıklar, nasıl davranması gerektiği gibi temel konularla ilgili sorunlarına cevap bulamamasından kaynaklandığını belirtti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei günümüz dünyasında insanların savaş, güvensizlik, korku, panik, sapkınlık, aile ocağının çökmesi, fahiş sınıfsal ayrışmalar ve mağduriyetlerine işaretle konuşmasının şöyle sürdürdü:

Tüm bunlar, yaşamla ilgili sorunlara doğru cevap verilmemesi yüzündendir; yanlış anlaşılmalardandır. Ve bu yüzden dünyada eğri büğrü iktisadi ve siyasi nizamlar ortaya çıkmış ve beşeriyet bu afetlerin esiri olmuştur. Doğru yolu tanımayan, doğru yolu bilemeyen, Allah ile irtibatı olmayan bir toplum böyle olur. Bu tür beşeri toplumlar maalesef böyle bir karanlık ve sapkınlık içindedir. Oysa Kur'an'ı Kerim ile alışmak ve nurani ayetleri üzerinde düşünmek insanlara yaşamla ilgili soruların doğru cevabını verebilir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde de günümüzde İslamî toplumların sorunlarına işaret ederek tüm bu sorunların bu toplumların Kuranî öğretilere duyarsızlığı ve üzerinde düşünmemesinden kaynaklandığını belirtti.

Ayetullah Hamanei bazı İslamî toplumlarda bir avuç cahil ve alçak zümrenin hakimiyeti bu sorunlardan biri olduğunu belirterek bu zümrenin cahilliği ve değersiz davranışları onların imansızlığı ve Kuranî hakikatleri bilmemelerinden kaynaklandığını kaydetti.

Ayetullah Hamanei Kur'an'ı Kerim’in Fetih suresinin 29. Ayetinde müminlerin kafirlere karşı sert ve birbirine karşı mihriban oldukları belirtildiğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: Suud elebaşıları ve onlar gibi hükümdarlar kafirlerle ülfet içindedir ve onları sever ve onlar için kendi milletlerinin malından harcar ve yeraltı madenlerinin parasını ve milli servetlerini kendi halkının refahı için harcamak yerine kafirlere peşkeş çeker; kendi halkının düşmanlarına. Bu ahmaklar para vererek İslam düşmanlarının dostluğunu kazanabileceklerini zanneder, oysa ortada hiç bir dostluk yoktur. Nitekim Amerikalı yetkililerin bizzat söyledikleri gibi onlar bunları süt veren inek gibi sütünü sağar ve ne zaman sütleri kesilecek olursa, başlarını keser. Üstelik kafirlerle bu dostluk, Suud elebaşıları ve onlar gibi hükümdarlar Yemen ve Bahreyn’in Müslüman halkına bu denli insanlık dışı ve barbarca davrandıkları halde gündeme gelmektedir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında Isra suresinin “evet, batıl her zaman yok olmaya mahkumdur” vurgusuna istinat ederek Suud rejimi gibi yönetimlerin Kur'an'ı Kerim maarifine aykırı hareket ettikleri için batıl iktidarlar olduklarını ve zevali de kesin olduğunu ve bundan hiç kuşku duymamak gerektiğini, fakat bir kaç gün erken veya daha geç sonları gelebileceğini, bu da mümin toplumun nasıl hareket etmesine bağlı olduğunu, mümin toplum doğru hareket ettiği takdirde bu olay daha erken yaşanacağını, eğer doğru hareket etmezse bile bu olay dört beş gün daha geç yaşanacağını, ama mutlaka yaşanacağını ifade etti

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, Allah’ın kelamı olan Kur'an'ı Kerim’e göre gelecek müminlere ve Allah yolunda cihat edenlere ait olduğunu  belirtti. Ayetullah Hamanei İran milletinin İslam inkılabını zafere kavuşturma ve ecnebi düşmanlara karşı yaklaşık kırk yıldan beri direnmesine işaretle bunun ilahi vaatlerin doğruluğunu ispat ettiğini vurguladı. Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizler ülkemizde böyle bir iktidar işbaşında olan bir millettik ve bugün Amerikalı yöneticilerin o zavallılara, yani Suud hanedanına karşı sergiledikleri tutumunu o yıllarda İran devletine karşı sergiliyordu. Onlar Pehlevi rejimine açıkça İran Fars körfezinde bizim jandarmamızdır, diyordu. Ancak İran’da böyle bir rejim işbaşında bulunduğu halde İran milleti iman gücü, cihat ruhu, fedakarlığı ile bu rejimi onca küresel desteği arkasına almış olmasına rağmen devirdi ve onun yerine küresel istikbarın çekemediği bir nizamı, yani İslam Cumhuriyeti nizamını kurdu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde de Al-i İmran suresinin 139. Ayetinin bir bölümüne işaretle müminlerin dikkatini gevşememeye ve üzülmemeleri gerektiğine çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: iman yolunda güçlü olun, doğru yoldan ayrılmayın. Bendeniz İslamî temellerin beyan edilmesinde tüm İran milleti ve yetkililerin açık sözlü olmaları üzerinde ısrarcıyım.

Ayetullah Hamanei İslamî nizam için küresel ilişkiler gerekli olduğunu, fakat bu durum İslamî temelleri ve ilkeleri açıkça beyan etmekle çelişmediği vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının sonunda bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti nizamının düşmanlara karşı iman gücü ile zafer kazandığına işaretle şöyle buyurdu: Biz kendi gözlerimizle bir milleti elleri boş olduğu halde dayatılan bir savaşta zafer kazandığını gördük. Bu millet siyasi ve uluslararası meselelerde yeni olduğu halde düşmanların komplolarına galip geldi. Bu milleti maddi güçlü bir cephe karşısında kurulduğu ve arkadan hançerlediği halde dimdik ayaktadır. Kırk yıldır aleyhimizde komplo kuruyorlar, kırk yıldan beri de komploları sürekli etkisiz hale getiriliyor. Biz bunları görüyoruz. Bunlar bizim deneyimlerimizdir. Bu deneyimleri göz önünde bulundurmalı ve izzetli, güçlü ve başarılı ilerlemenin yolu Kur'an'ı Kerim ile irtibat olduğunu unutmamalıyız. Tüm bu hayırların anası, şu ilahi aziz kitaptır ki hamd olsun hepiniz onunla aşinasınız. İşin temeli şu Kur'an'ı Kerim’dir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ayrıca Kuranî maarif alanında faaliyet yürüten aktivistlere de bu tür celselerini ve Kur'an'ı Kerim talimini arttırmalarını ve Kuranî kavramları ve manaları yeniden diriltmelerini tavsiye etti. Ayetullah Hamanei karilere de tilavet sırasında ayetlerin kavramını gözeterek dinleyenlerin dikkatini bu manalara çekmelerini tavsiye ederek sözlerini şöyle noktaladı: Kur'an'ı Kerim tilavetinde her kelimenin içerdiği anlam yüksek sesle okumak, aheste okumak, sesi zirveye ulaştırmak ve alçaltmak ve eda biçimini değiştirmekle muhataplara ulaştırmak gerekir.