Ağustos 25, 2017 13:26 Europe/Istanbul

Geçen hafta İran’ın yeni hükümeti ülkenin iktisadi meseleleri öncelikli olduğunu vurgulayarak İslami Şura Meclisinden güvenoyu almayı başardı.

Milletvekilleri bir hafta süren tartışmaların ardından ve olumlu olumsuz tüm görüşleri masaya yatırdıktan sonra Cumhurbaşkanı Ruhani’nin önerdiği yeni kabinenin enerji Bakanı adayı dışında diğer tüm Bakan adaylarına güvenoyu verdi.

Cumhurbaşkanı Ruhani geçen Pazar günü meclis genel kurul oturumuna gelerek önerdiği 17 Bakanı destekleyen veya karşı çıkan tüm milletvekillerine teşekkürlerini sundu. Ruhani, hükümet ve meclis İran milletinin taleplerini karşılamakla büyük sorumlulukları bulunduğunu ifade etti.

Gerçekte hükümetin programları arasında en öncelikli konulardan biri iktisat meselesi ve halkın geçim ve refahıdır. Bu konu diğer konulara kıyasla daha büyük önem arzediyor.

Öte yandan İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei tarafından tebliğ edilen direniş ekonomisi genel politikalarının ardından bu konu 11. Hükümetin politikalarının başında yer aldı ve 12. Hükümet de bu konuya vurgu yaparak kuruldu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei son yıllarda ve özellikle cari yılın başında direniş ekonomisinin hedeflerine ulaşabilmek için izlenmesi gereken stratejileri tüm detayları ile beraber beyan etmiştir. Nitekim bu konunun önemini vurgulamak üzere Ayetullah Hamanei cari yılı da “Direniş ekonomisi, üretim ve iştigal” olarak adlandırdı. Buna göre bu yıl direniş ekonomisinin en önemli amacı üretim ve iştigali arttırma temeline dayanıyor.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu konuda şöyle diyor: ülkenin iktisadi meselelerini çözmek için tüm çabamız iç imkanlara dayanmalıdır. Gerçekte ancak bir milletin kendi gücüne dayanarak gerçekleşen ilerleme ve açılım değerlidir.  Bir millet kendi gücüne ve kendi yeteneklerine dayanırsa, artık başka bir ülkenin somurtmasından veya başka bir ülkenin yaptırımından etkilenmez. Biz bunu çözmeliyiz.

Kuşkusuz hükümetin bu yönde sorumluluğu çok ağırdır ve meclisin verdiği güvenoyu da hükümete mevcut hassas şartlarda ve baskılar ve yaptırımlar devam ettiği bir sırada direniş ekonomisini takviye etmesi yönünde güçlü bir dayanaktır. Mecliste tartışılan raporlar ise devlet adamlarında bazı zayıf yönlerin, güçlü yönlerinin yanında yer aldığını gösteriyor. Nitekim bu raporlar halkın ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin beklentileri ile yapılması gereken işlerin arasında hala uzun bir mesafe bulunduğunu ortaya koyuyor.

İran’ın petro kimya sektörünün ürettiği ürünlerin ihracatı son dört ayda 7 milyon 188 bin tona ve değeri de 3.49 milyar dolara ulaştı. Veriler petro kimya sektörünün ihracat hacmi geçen yılın aynı döneminde 6 milyon 847 bin ton ve değer olarak da 3.28 milyar düzeyinde gerçekleştiğini gösteriyor.

İran petro kimya ürünlerinin üretim kapasitesi Mart 2018’e kadar altı yeni projenin tamamlanmasından sonra 72 milyon tona ve değer olarak da 17 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Hali hazırda İran’ın petro kimya sektörünün üretim kapasitesi yılda 62 milyon tona ulaşmış bulunuyor.

Başta Fransa’nın Total firması olmak üzere hali hazırda bir çok yabancı firma İran petro kimya sektörüne ortaklık etmek istediği ve bu bağlamda bu sektörün üzerinde mali ve teknik değerlendirmelerde bulundukları belirtiliyor.

Fransa’nın Total firması özel olarak İran’ın Asaluye bölgesinde uygulanan petro kimya projelerinde iki milyar dolar civarında yatırım yapmak istiyor. Bundan önce Total firmasının kurduğu uluslararası konsersiyum geçen 3 Temmuz tarihinde Güney Pars sahasının 11. Ünitesini geliştirme projesi çerçevesinde Tahran ile 4.8 milyar dolar değerinde bir anlaşma imzaladı.

Bu konuda bir açıklama yapan Total firması Başkanı Patrick Puyane şöyle diyor: İran’ın Güney Pars sahasının 11. Ünitesini geliştirme projesine ortaklık, çok cazip bir ticari çerçevenin oluşmasına vesile olmuştur.

Öte yandan Total firmasının İran temsilcisi Eric Kene de bir süre önce yaptığı açıklamada, İran’da geniş petrol ve doğalgaz kaynakları ve eğitimli ve uzman insan gücünün varlığına işaret ederek şu değerlendirmede bulundu: İran petrol ve doğalgaz alanlarında geliştirilmeyi bekleyen çok ideal ve büyük kapasitelere sahiptir. İran bölgede ve dünyada en büyük petro kimya ürünlerini üreten ülkeye dönüşebilecek kapasiteye sahiptir.

Geçen Temmuz ayında ise İran’ın petrol, doğalgaz ve petro kimya alanlarında yabancı sermaye cezbi yönünde bir ön oturum başkent Tahran’da ve İngiliz firmaların katılımı ile düzenlendi. Oturuma İngiltere’den Londra’da yıllık uluslararası yatırım oturumlarını düzenleyen Exchange Frontier firması ve uluslararası Adam Smith danışmanlık firması ve ayrıca İranlı iktisadi girişimciler katıldı.

İran İslam Cumhuriyeti cari yılda Rusya’nın Luckoil petrol firması ve Danimarka’nın Maersk firması ve Endonezya’nın da Petraminay firması  gibi büyük petrol firmaları ile anlaşma yapmak üzere bu firmalarla müzakere yürütüyor.

İran son 18 ayda ise Avrupa ve Doğu Asya ülkeleri ile petro kimya sektöründe 10 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım sözleşmesi imzaladı. Söz konusu sözleşmelerin büyük bir bölümü Almanya, İngiltere, Fransa ve Çin’den bazı firmalarla gerçekleşti.

Geçen hafta 18 Ağustos Perşembe günü İran serbest ticaret bölgeleri koordinasyon şurası sekreteri Ekber Torkan’ın Erivan ziyareti ile birlikte iki ülke arasında serbest ticaret bölgelerini geliştirme yolunda önemli adım atılmış oldu.

İran serbest ticaret bölgeleri koordinasyon şurası sekreteri Ekber Torkan’ın Erivan ziyareti sırasında Ermenistan iktisadi kalkınma ve yatırım Bakanı Suren Karayan ile görüşmesinde iki ülkenin serbest ticaret bölgelerini geliştirme yönünde işbirliğini öngören bir protokol imzalandı. Protokol özellikle İran’ın Aras serbest ticaret bölgesi ve Ermenistan’ın Mughri serbest ticaret bölgelerinde işbirliğini kapsıyor. Bu protokolün imzalanması ile birlikte iki ülke arasında ticari ve iktisadi ilişkilerde yeni kapasitelerin oluşmasından başka Mughri serbest ticaret bölgesine doğalgaz ihracatı, İran’dan Ermenistan’a enerji ihracatı ve ortak fabrika inşa etmek ve ortak yatırım yapmak için de gereken zeminlerin hazırlandığı anlaşılıyor.

İran ve Ermenistan ikili ve çok yönlü ilişkilerini geliştirmekte kararlıdır. Bu yüzden söz konusu protokolün iki taraf arasında imzalanması büyük önem arz ediyor.

Geçen Temmuz ayında Erivan’da düzenlenen ve Ermenistan Başbakan yardımcısı Vaçe Gabrialyan ve İran sanayi, maden ve ticaret bakanlığı müsteşarı Muctaba Hüsrevtac’ın katıldığı İran, Avrasya, Ermenistan iktisadi oturumunda Tahran ve ve Avrasya iktisadi birliği AİB arasında tercihli ticaret anlaşması ele alındı. İki taraf arasında tercihli ticaret tarifelerini görüşmek üzere düzenlenen müzakerelerin altıncısı sayılan bu oturumda Ermenistan Başbakanı yardımcısı Gabrialyan AEB’nin İran ile tercihli ticaret tarifeleri anlaşmasının geçerlilik süresi üç yıl olduğunu ve karşılıklı yeteneklerin tanıtımında etkili sayıldığını belirterek , iki taraf arasında şekillenen işbirliği hiç bir kaygıyı gerektirmediği gibi, gelecekte ikili ilişkilerin daha da gelişmesine zemin hazırladığını ifade etti. Başbakan yardımcısı Gabrialyan ayrıca İran İslam Cumhuriyeti ve AEB’nin iktisadi işbirliği alanlarında kapasitelerine ve potansiyellerine de işaret ederek iki tarafın ikili ticari ilişkilerini geliştirmek üzere sarf ettiği çabaları takdirle karşıladıklarını vurguladı. Gabrialyan, müzakerelerin bu turundan sonra iki taraf arasında tercihli ticaret tarifleri anlaşmasının imzalanması için gereken zeminin hazırlanmasını umduklarını ifade etti.

Şimdi ise İran ve AEB arasında tercihli tarifeleri kapsayan anlaşmanın nihaileşmesi ve ticari alış verişin zemini hazırlanması ile birlikte iki taraf arasında ticari ilişkilerin hacminin yakın gelecekte önemli olarak artması bekleniyor. Gerçekte iki ülkenin temel hedefi, ikili ve bölgesel kapasitelerden daha ideal bir şekilde yararlanmak ve ortak yatırımlar için yeni fırsatlar oluşturmaktır.

Ermenistan AEB’nin İran ile kara sınırı bulunan tek üye ülkesidir. Ermenistan Rusya, Kazakistan, beyaz Rusya ve Kırgızistan’la beraber AB üyesidir. Üye ülkeler serbest ticaret bölgeleri oluşturmak için geniş planları hazırladıkları anlaşılıyor. AEB ayrıca İran ile geniş kapsamlı ticari ve iktisadi işbirliği programı hazırlamış bulunuyor. Birliğin toplam nüfusu ise 180 milyon olarak ifade ediliyor.

Bu tür işbirliğinin gelişmesi, İran İslam Cumhuriyeti 2015 yılında uluslararası enerji bildirgesi belgelerini imzalayarak resmen uluslararası enerji bildirgesi konferansının üyesi olduğu bir sırada gerçekleşiyor. Hali hazırda ise orta Asya bölgesinin doğalgazının Avrupa piyasalarına ihracatı için bir çok proje gündemde bulunuyor. Bu ürünün en iyi ve en güvenli ve en ekonomik güzergahı ise İran İslam Cumhuriyeti topraklarından geçiyor. Orta Asya bölgesinden başka, Fars körfezinde de büyük doğalgaz kaynaklarının dünya piyasalarına ihracatı için en uygun güzergah İran’dır.

İran İslam Cumhuriyeti ayrıca başta Ermenistan olmak üzere bölgede yedi ülke ile elektrik enerjisi alış verişine uygun tecrübesi ve kapasitesi bulunuyor. Ermenistan da bakır madenleri bakımından büyük kapasitelere sahiptir. Bu çerçevede İran Ermenistan’ın bakır madeninden yararlanarak bu ülke ile ortaklaşa bakır ürünleri üretmeyi planlanıyor. Bu fırsatlar ise İran ve Ermenistan daha iyi biçimde işbirliği yapmalarına imkan sağlıyor.