Ekim 09, 2017 20:07 Europe/Istanbul

İran ve Türkiye ilişkileri, Tahran ve Maskat'ın ekonomik gelişmeleri geliştirmeye vurgu yapmaları, gelecek yıl bütçe siyasetlerinin belirlenmesi ve Bercam ile Amerika yaptırımları, bu haftaki bültenimizin konularını oluşturuyor.

İran İslam cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif bu hafta Maskat ve Doha'yı ziyaret etti. Bölgeye ziyaret gerçekleştiren Zarif iki ülke yetkilileri ile bölgesel gelişmeler, mevcut krizlerin durumu ve çeşitli ekonomi konularını ela aldı. Zarif muhabirlere yaptığı açıklamada İran ve Umman ilişkilerinin özel olduğuna değinerek, iki ülkenin siyasi, transit ve enerji alanları ayrıca bölgesel ve güvenlik konuları hakkında geniş çapta görüşmeler yapıldığını söyledi.

Bu arada İran'ın Umman büyükelçisi Muhammed Rıza Nuri Şahrudi, Ummanlılar tarafından Sovuk (Souq) limanını tamamen İran tarafından kullanılmaya ayıracaklarına işaretle, iki ülke arasında yakında uçuşların artacağını, öyle ki geçen hafta gerçekleşen Bandar Abbas-Maskat uçuşuna ilaveten İsfahan-Maskat uçuşlarının da iki ülke arasındaki uçuşlara ekleneceğini belirtti.

İran bölgede Umman ve Katar ile ekonomi ve ticaret, petrol ve doğal gaz, sağlık turizmi alanlarında olumlu ve yapıcı diyalog ve işbirliğine sahiptir.

 

İran ve Türkiye siyasi ilişkilere ilaveten ekonomi ilişkileri de geliştirmekte kararlı. Bu konuda ve trkiye cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran ziyareti eşiğinde kapsamlı görüşmeler gerçekleşti.

İran Ticareti Geliştirme Kurumu genel başkanı Mucteba Hosrotac ve Türkiye’nin Tahran büyükelçisi Rıza Hakan Tekin geçen hafta ikili ticari ilişkileri kolaylaştırma ve geliştirme yollarını ele alarak yakında Türkiye’de düzenlenecek İran fuarı konusunda  görüş teatisinde bulundu.

 

Hosrotac ve Tekin ayrıca bankacılık, gümrük, tercihli tarife ve taşımacılık konusunu da ele aldılar.

İran ve Türkiye arasında 2017 yılın ilk 5 ayındaki ticaret hacmi 4 milyar 500 milyon doları aştı.

Bu arada İran ticaret, maden ve sanayi bakanı Muhammed Rıza Nimetzade Ankara’da Türkiye ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi ile yaptığı son görüşmede, ikili ticaret hacmini 30 milyar dolara ulaştırmak gibi göz kamaştırıcı hedeflere ulaşmak için altyapı sorunlarını giderme konusunda fikir alışverişi yaptılar. Taşımacılık sorunları ve raylı sistem ve kara yolu alanında gereken altyapının olmayışı ise İran ve Türkiye arasındaki ticari ilişkileri geliştirmede mevcut engellerdir.

Türkiye ekonomi bakanı tercihli ticaret anlaşmanın imzalanması ile iki ülke arasında ticari ilişkileri geliştirmekte ektin adım atıldığını ve bu sürecin ise iki ülke arasında serbest ticaret anlaşmaya varmakla sonuçlanacağını söyledi.

Tahran ve Ankara yıllık 50 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmayı hedeflerken bu amaca varmak için tüm kapasitelerini kullanmaya çalışıyorlar.

Belirlenen yol haritasına göre bankacılık ilişkileri ve taşımacılıkta uygun ortamın sağlanması için şartları kolaylaştırmakta gereken adımların atılması gereklidir.

İran İletişim ve Bilgi Teknolojisi-İBT bakanı Mahmut Vaizi Tahran’da Türkiye ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi ile görüşmede ikili ekonomi ticaret hacminin 30 milyar dolara ulaşacağını belirterek yapılan görüşmede 26. Ortak ekonomi komisyonunun Tahran’da düzenleneceğine karar verildiğini duyurdu.

Taşımacılık ve gümrük sorunlarının giderilmesi, ticaret hacminin 50 milyar dolara ulaştırılması ve İran’da Türkiye ticaret merkezinin işe başlaması ise iki taraf arasında yapılan görüşmelerin diğer eksenlerini oluşturuyor.

Türkiye, dış ticaret alanında İran için önemli ülkelerden sayılıyor ve her zaman ithalat ve ihracatta İran için ilk 5 sırada yer aldı.

İki ülkenin ECO çerçevesindeki ticari ilişkileri de önem taşıyor. İran, Türkiye, Pakistan, Afganistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Azerbaycan cum. ECO’un 10 üyesini oluşturuyor.

Gelecek yıl bütçe siyasetleri, hş 1397 bütçe genelgesi çerçevesinde açıklandı. Söz konusu genelge, birçok açıdan hş 1396 yılı bütçe genelgesine benziyor fakat bazı konular tekrar gözden geçirilmiştir. Bültenimizi bu konu ile sürdürüyoruz.

Hükümet söz konusu genelgede bütçe görevinin ülkenin ekonomi istikrarını koruma, yoksulluğu azaltma, milli üretimin gelişmekte olan sürecini sürdürme, kooperatif ve özel sektörün kapasitesini kullanarak sürdürülebilir istihdam oluşturma, kullanılmayan kapasiteleri aktifleştirme ayrıca maden ve maden sanayı, petrokimya ve petrole bağlı sanayi, taşımacılık ve enerji alanlarına odaklanma ve uluslararası alanda ekonomi diplomasiyi devreye sokmak  olduğunu belirtti.

İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyid Ali Hamenei bu bağlamdaki açıklamalarında, hükümetin makro ekonomi programlarının iç üretimi güçlendirme, dış anlaşmalarda teknoloji transferi, bilgi tabanlı sürecin başlanılması ve özellikle yolsuzluk ve kaçakçılıkla mücadeleye odaklanmak gerektiğini defalarca vurgularken, toplumda gençlerin işsizlik gibi sorunlarının öncelikli konular olması gerektiğini belirtti.

İran cumhurbaşkanı birinci yardımcısı İshak Cihangiri’nin belirttiğine göre gelecek yıl pütçe siyasetleri, ekonomi gelişme, iş sahası açma ve toplumdan yoksulluğu yok etme doğrultusunda alındı. bu bağlamda çeşitli stratejiler, direniş ekonomi siyasetleri çerçevesinde yetkililer tarafından belirlendi. Hali hazırda ekonomi ve ticari işbirliğinin artması için çeşitli fırsatlar mevcuttur.

Fakat bu konuda başarılı olmak ise ülke içindeki ekonomi kapasiteler ve sınırlar dışındaki ekonomi ilişkilerden gereken şekilde yararlanmaya bağlıdır.

İran İslam cumhuriyeti merkez bankası başkanı Veliyullah Seyf, İran ekonomisini finanse etmeye yönelik birçok talebin söz konusu olduğunu, bir çok ülkenin İran ekonomisinde faaliyet yapmak istediğini duyurdu. Bu bağlamda Avusturya’nın Uber Bank uluslararsı piyasalar başkanı Helmut Adelbourre geçen hafta bu ülkenin İran’da yatırım ve çallışma isteğinden haber verdi.

Bercam nükleer anlaşması ardından başlayan süreçte, Avusturya’nın Uber bank merkez binasında geçen Perşembe günü söz konusu banka ve İran’ın 14 bankası arsında bir milyar Euro değerinde anlaşma imzalandı. İran bankalarına kredi temin etme anlaşması, Tahran ile işbirliği kapılarının açılması açısından Avusturya için büyük önem taşıyor ve gelecekte de ticari ilişkileri iyileştirecektir.

Geçen hafta yabancı bankaların İran bankalarını finanse etmek için milyar dolarlık anlaşmaların imzalanmasına şahit olduk. Üstelik yeni anlaşmaların da yapılacağı bekleniyor. Zira merkez bankası başkanı “birçok ülkenin İran ile finans anlaşmaları imzalamk için adeta sırada beklediklerini ve yüklü sermaye ve yatırımın yolda olduğunu” söyledi.

Hükümet açısından söz konusu anlaşmaların imzalanması iç yatırımı için mali destekleri kolaylaştırmaya ilaveten, yabancı finans kurumların hükümete güveni ve ülke ekonomisinin güven verici görüntüsünden haber veriyor, üstelik yabancı bankalarla bankacılık ve aracılık ilişkilerini de iyileştiriyor.

Fakat yine de ülkenin ekonomi yetkilileri “yolda olan yüklü sermaye” hacmine dikkat etmeleri ve yabancı yardımları kullanmakla muhtemel kötü sonuçlardan gafil olmamaları gerekir. Zira finans sağlama, geri ödenmesi gereken bir nevi kredidir. Bu yüzden sağlanan finansların yatırımda kullanılması ve böylece geri dönüşünün, temel para ve faizini muteber döviz hesabıyla karşılaması gerekir. Sağlanan finansların harcanmasında her türlü müsamahakarlık, ağır bedellerin ödenmesine sebep olabilir, nitekim dünyada bu konuda bir çok örnek yaşanmıştır.

Uzmanların belirttiğine göre mevcut gerginlikler ve Trump yönetimi ve müttefiklerinin İran’ı köşeye sıkıştırma ve inzivaya sürükleme çalışmalarına rağmen İran hükümetinin finans kaynakları sağlayabilmesi, büyük ve takdire şayan bir olaydır, fakat bu kaynakların doğru ve ölçülü olarak harcanması, ülkeyi büyük ağır dış borçlardan kurtarabilir.

Son bir yılda Amerikalı yetkililer İran’ın Bercam nükleer anlaşmanın metni ve ruhuna bağlı kalmadığını dayatmak için birçok geniş çalışma ve faaliyette bulundular. Bu bağlamda İran İslam cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif iki İngiliz gazetesine verdiği demeçte, Amerika başkanının ekim ayı raporda İran’ın Bercam’a balı olmadığını açıklayacağı tahmininde bulundu. Zarif, “Financial Times " ve " The Guardian” gazetelerine verdiği demeçte Bercam’ın feshedilmesi halinde İran’ın artık anlaşmada belirlenen kriterler ve kısıtlamalara bağlı kalmak için hiçbir mecburiyeti olmayacağını söyledi.

Trump’ın düşüncelerini açıklayan yetkililere göre, Trump bu tehdidi, İran’a karşı yaptırım uygulamak ve İran ekonomisine geçen 7-8 senede olduğu gibi baskı uygulamak için bir araç olarak kullanacak. Amerika bu hedefe ulaşmak için Avrupalı müttefiklerinin işbirliğine ihtiyacı vardır, fakat bu, büyük bir engel sayılıyor; zira söz konusu ülkeler, Amerika’nın tekrar yaptırım uygulaması halinde kendi ülkelerinin çıkarlarını koruyacaklardır.

AB’nin Amerika elçisi David Solivan 25 eylül tarihinde bir düşünce enstitüsünde düzenlenen oturumda yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmadan ayrılma senaryosunun gerçekleşmesi halinde, AB ülkelerinin kendi firmalarının çıkarlarını savunmak için her yola başvuracaklarını belirerek fakat hala Bercam’ın feshedilmesinin de şüpheli olduğunu söyledi. Bloomberg’in bildirdiğine göre bu olay, İran’ı münzevi etmekten ziyade, Amerika’nın inzivaya sürüklenmesine sebep olacaktır.