Ekim 29, 2017 18:44 Europe/Istanbul

Bültenimizin başında ilkin her hafta olduğu gibi Güney Kafkasya bölgesindeki bazı önemli gelişmelerin başlıklarını gözden geçirmek istiyoruz.

İlk gelişmede, geçen hafta Gürcistan’da iktidar Gürcistan Rüyası partisi bu ülkede düzenlenen belediye konseyleri seçimlerini zaferle geride bıraktı. Gürcistan merkezi seçim komisyonu bir açıklama yaparak, iktidar Gürcistan Rüyası partisi 22 siyasi parti arasında %55.7 oy oranı ile 3 bin 644 seçim merkezinde en yüksek oy oranını elde ettiğini duyurdu..

Bu arada muhalefet konumunda olan üniter milli hareket partisi bu seçimlerde ancak %17.07 oy oranına ulaşabildi.

Güney Kafkasya bölgesinde ikinci gelişmede kendini cumhuriyet ilan eden Karabağ bölgesinin Cumhurbaşkanı Baku Saakiyan Belçika’nın başkenti Brüksel’de bu kentin Ermeni kilisesi başpiskoposu Aram Evel ile görüştü görüşmede iki taraf Karabağ bölgesinin ayrılıkçı güçleri ile Ermeni kilisesi arasındaki ilişkiler ve Karabağ bölgesinin kalkınması yönünde çeşitli projelerin hayata geçirilmesinin zaruretine vurgu yaptı.

Güney Kafkasya’da üçüncü gelişmede, geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti savunma bakanlığı bir bildiri yayımlayarak, münakaşa bölgesi Karabağ’da Ermeni askerlerin saldırısında Azeri bir askerin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bildiride, Ermeni taraf ateşkes anlaşmasını ihlal ederek iki ülkenin arasındaki ön cephede Azeri güçlerin üzerine ateş açtığı kaydedildi.

Orta Asya bölgesinde ilk gelişmede, geçen hafta Afganistan ve Tacikistan arasındaki ortak sınır bölgesinde konuşlanan terörist sayısı yedi bin olarak açıklandı. Toplu güvenlik anlaşması genel sekreteri Yuri Haçatorov konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Afganistan ve Tacikistan arasındaki ortak sınır bölgesinde konuşlanan terörist sayısını yedi bin olarak açıkladı. Açıklamada söz konusu teröristlerin Afganistan’da Taliban ve IŞİD terör örgütleri için savaştığı belirtildi.

Orta Asya bölgesinin ikinci gelişmesinde, geçen hafta Kırgızistan Cumhurbaşkanı Elmas Beyk Atambayev, Rusya lideri Vladimir Putin ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev’le ayrı ayrı telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Atambayev ile Putin arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde iki ülke ilişkileri ele alındı. Atambayev ile Mirziyayev’in telefon görüşmesinde de iki taraf cari işbirliğinin yanı sıra, iki ülke arasındaki ilişkileri ve karşılıklı teamülleri geliştirme ufku ele alındı ve karşılıklı ziyaretlerde varılan anlaşmaların uygulanmasına vurgu yapıldı.

Ve son olarak geçen hafta Kırgızistan milli meclisi Başkanı Çinibay Tursunbekov görevinden istifa etti. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Tursunbekov, Kırgızistan milli meclisi başkanlığını bir buçuk yıl sürdürdükten sonra şimdi toplumda istikrarı korumak ve seçimlerden sonra yaşanan gerginlikleri hafifletmek amacıyla görevinden istifa ettiğini belirtti.

Kırgızistan milli meclisi Başkanı Çinibay Tursunbekov bundan önce de görevini bırakacağını açıklamıştı. Bu arada Kırgızistan’ın iktidar Sosyal Demokrat partisi bundan önce Tursunbekov’un bu partiyi temsilen cumhurbaşkanlığı makamına aday olmasını reddettiği belirtilmelidir.

Şimdi bültenimizin ikinci bölümünde iki önemli gelişmelerin detaylarını gözden geçirmek istiyoruz.

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti savunma bakanlığı bir bildiri yayımlayarak, münakaşa bölgesi Karabağ’da Ermeni askerlerin saldırısında Azeri bir askerin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bildiride, Ermeni taraf ateşkes anlaşmasını ihlal ederek iki ülkenin arasındaki ön cephede Azeri güçlerin üzerine ateş açtığı kaydedildi.

Münakaşa konusu olan dağlık Karabağ bölgesinde tarafların arasında gerginlik ve çatışmalar, Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanları bu hafta içinde karabağ münakaşasında arabuluculuk yapmak üzere kurulan  Minsk grubu eşbaşkanları ile birlikte İsviçre’nin Cenevre kentinde bir oturum düzenledikleri bir sırada devam ediyor.

Bazı gözlemciler bölgesel ve küresel güçlerin arasındaki rekabetin Güney Kafkasya bölgesinde Azeri – Ermeni münakaşasının devam etmesinin baş etkeni olduğunu belirtiyor. Bazı gözlemciler de münakaşa tarafları çeşitli tarihi evrelere istinat etmesi Karabağ münakaşasının çözümsüzlüğüne sebebiyet verdiğini ifade ediyor.

Bölgesel ve küresel güçler ise karşılıklı suçlamaları ileri sürerek bu münakaşanın çözüme kavuşturulamamasından birbirini sorumlu göstermeye çalışıyor.

Bu bağlamda CIA uzmanı ve ABD Dışişleri Bakanı’nın eski sovyetler birliği işlerinden sorumlu danışmanı Paul Gobel Azerbaycan cumhuriyetinin Ahar internet sitesine yaptığı açıklamada, Moskova yönetimi Bakü’nün Rusya’ya kaşı samimiyetine inanmadığı müddetçe Karabağ münakaşasının çözüme kavuşmasına müsaade etmeyeceğini ve bu kriz uzun vadeli olarak devam edeceğini belirtti. Amerikalı uzman ve ABD’nin politikalarının hayata geçirilmesi yönünde çalışan bu ülkenin diplomasi kurumunun eski danışmanı Gobel ayrıca bu durumun vahim boyutları devam ettiği sürece münakaşa da devam edeceğini ve bu durumda büyük bir ihtimalle Karabağ münakaşası ancak askeri yoldan çözümlenebileceğini ileri sürdü.

Amerikalı ajan Paul Gobel’in bu açıklaması, Amerika yönetimi görecede dağlık Karabağ münakaşasının barışçıl çözümünü istemesine karşın CIA ajanlarının Güney Kafkasya bölgesinde bir savaşın ateşini yeniden alevlendirmek için tüm çabalarını sarf etmeye başladığını ortaya koyuyor.

Aslında Rusya lideri Vladimir Putin’in dağlık Karabağ münakaşasının sonlandırılması için gündeme getirdiği planın ardından beyaz saray liderlerinin Güney Kafkasya bölgesine yönelik diplomasilerinde Kremlin karşısında hezimete uğradıklarını kabul ettikleri gözleniyor. Bu arada bir çok Amerikalı diplomatın da beyaz saraya yaptıkları tavsiyede bu hezimeti telafi etmek için bölgede Azeri – Ermeni münakaşasını çatışmaları yeniden başlatarak Amerika’nın politikalarına yardımcı olmanın mümkün olduğunu belirttikleri ifade ediliyor. Söz konusu diplomatlar Amerika bu yoldan Güney Kafkasya bölgesinde hezimete uğrayan politikalarını ve konumunu onarabileceğini, aksi takdirde de bu stratejik bölgeden çekilerek bölgeyi Rusya’ya bırakması gerektiğini de söylüyor.

Geçen hafta Afganistan ve Tacikistan arasındaki ortak sınır bölgesinde konuşlanan terörist sayısı yedi bin olarak açıklandı. Toplu güvenlik anlaşması genel sekreteri Yuri Haçatorov konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Afganistan ve Tacikistan arasındaki ortak sınır bölgesinde konuşlanan terörist sayısını yedi bin olarak açıkladı. Açıklamada söz konusu teröristlerin Afganistan’da Taliban ve IŞİD terör örgütleri için savaştığı belirtildi.

Geçenlerde Moskova mütfüsü de bazı Tacik vatandaşların başta IŞİD olmak üzere bazı tekfirci terör örgütleri ile işbirliği yaptığını açıkladı ve bu yönde bazı değerlendirmelerde bulundu.

Rusya’da bazı Tacik vatandaşların tekfirci terör örgütleri ile işbirliği yaptığı meselesinin gündeme getirilmesi Rusya’da çalışan Tacik göçmen işçilerin başını derde sokabileceği ifade ediliyor. Nitekim Moskova müftüsünün açıklaması Tacikistan’ın Rusya büyükelçisi İmameddin Settarov’un tepkisi ile karşılaştı. Büyükelçi İmameddin Settarov Moskova’da yaptığı açıklamada, Rusya’da çalışan Tacik göçmen işçilerin arasında radikalizmin tırmandığı yorumu, mesnetsiz bir yorum olduğunu belirtti. Moskova müftüsünü eleştiren büyükelçi Settarov, bazı Tacik göçmen işçilerin radikal örgütlere katıldığı yönünde bazı gerçeklerin söz konusu olduğunu, fakat bunu Rusya’da yaşayan bütün Tacik göçmen nüfus için söylemenin asla doğru olmadığını vurguladı.

Ancak buna karşın Tacikistan’ın Moskova büyükelçisi Settarov aynı zamanda bir itirafta bulunarak bazı sosyal adaletsizliklerin bazı Tacik vatandaşların terör örgütleri veya radikal örgütlere katılmalarına yol açmış olabileceğini belirtti.

Aslında orta Asya cumhuriyetleri liderleri ve ayrıca toplu güvenlik anlaşması kurumuna üye ülkelerin yetkilileri terör örgütleri ve hamilerinin bölgedeki sinsi hareketliliklerinden derin kaygı duyuyor. Örneğin toplu güvenlik anlaşması kurumu genel sekreteri geçenlerde bir açıklama yaparak teröristlerin Tacikistan sınırlarına yakın bölgelerde bulunması tüm orta Asya cumhuriyetlerine yönelik ciddi bir tehdit olduğunu belirtti.

Bu şartlarda orta Asya cumhuriyetleri liderleri kendi vatandaşlarının radikal örgütlere veya tekfirci terör örgütlere katılma ihtimalini yok etmek yerine sırf kendi çıkarlarının peşinde oldukları ifade ediliyor.

Bu çerçevede Kırgızistan’ın siyaset meseleleri uzmanlarından Talat Tasmagambetov, orta Asya cumhuriyetleri liderleri kişisel çıkarlarının milletlerinin çıkarlarına tercih ettiklerini belirtti.

Bu gerçekler, bazı uyumsuzlukların orta Asya cumhuriyetleri liderlerinin terörist ve radikal örgütlerle mücadele yönünde siyasi iradelerini sergilemelerine mani olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan gelişmeler, Amerika devleti Güney Kafkasya bölgesinde kriz yaratarak Rusya’dan geri kalmamaya ve Rusya ile girdiği oyunda kaybeden taraf olmamaya çalıştığını gösteriyor. Bu arada orta Asya bölgesinde de terör ve radikalizmle mücadele edebilmek için bölge liderlerinin kendi milletlerinin çıkarlarını kişisel çıkarlarına tercih etmeleri ve bölgede terörle mücadelede birlikte hareket etmeleri gerektiği söylenebilir.