Ekim 31, 2017 19:38 Europe/Istanbul

Yüce İslam dini, sağlık ve temizliğe vurgu yaptığı gibi, israf etmek ve aşırı yemekten kaçınmaya da büyük özen göstermekte. Bu bölümde ise İslam dininin sağlık ve temizlikle ilgili tealimlerinden bir diğer bölümünü ele alacağız.

Yüce İslam dini sağlık ve temizliğe önemle vurgu yapmıştır, öyle ki temizliği, imanın göstergesi ve gerekli şartı olarak tanıtmakta. Aslında İslam'ın özelliklerinden biri, yaşamın çeşitli boyutlarında temizliğe uymaya teşvikidir; zira fiziki ve ruhi kirlerden uzak durmak, her insanın fıtri isteğidir. İslam temizlik kurallarını Müslümanların ibadet programlarına yerleştirerek, temizliğe uymak için gereken motivasyonu oluşturmaya çalışmıştır. Yüce İslam peygamberi hz. Muhammed –saa- şöyle buyuruyor: Elinizden geldiği kadar temizliğe riayet edin; zira Yüce Allah İslam dinini, temizliğin üzerine kurmuştur ve cennete ancak temiz olanlar girecektir.

Bu yüzden İslam'da temizlik ve hijyen kurallarına uymak da belirli bir düzene uygun belirlenmiştir; öyle ki Müslüman insan temizlik kurallarına uymayı şeri ve dini görevlerden bilir ve her halükarda ve sürekli olarak bu kurallara uyacaktır.

Sağlık ve temizlik kurallarını Müslümanların ibadet programlarına yerleştirmek, bu kurallara uymak için gereken motivasyonu oluşturur, başka bir ifade ile onların gerçekleşmesi için bir çeşit garanti sayılır. Nitekim Alak suresinin 14. ayetinde yer alan " O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?" cümlesi ise Müslümanların düşünce ve davranışlarına hakim olan dini hükümlerin garantörüdür; zira Müslümanları gizlice işlenecek olan günah ve ihanetten alıkoyuyor. Bu arada temizlik ve sağlık ilkelerine riayet etmek şer’i gerekliliklerle beraber olunca, bu kurallar Müslüman'ı gizli ve kamu alanlarında suç işlemekten sakındırır.4/

Bu yüzden kişisel sağlık ve temizlik kurallarına uymak, çöpleri yollara dökmek ve suları kirletmek, enfeksiyon ve kirlilik merkezleri oluşturarak bir çok hastalığın intikali ve yayılmasında etkili olan sinek ve böceklerin üremesi için ortam hazırlamak vb. hareketler insanın içindeki vicdan ve iman tarafından engellenir. Buna ilaveten, diğer Müslümanların sağlığını koruyan ve onların refahını sağlayan her işin Allah rızası için yapıldığını bilen her Müslüman, çevreyi temizleyen ve genel sağlık ve temizliği korumaya yardımcı olacak her hayır işi, can-i gönülden yapmaya hazırdır.

Allah’a yakınlık, İslam dininin sağlık ve temizlik nizamındaki en büyük hedefidir. Temizlik ve taharetten söz edildiğinde, niyet ve Allah’a yakınlık hareketler de gündeme geliyor. Salih amel ve iman, birbiri yanında değer kazanıyor. Görünürde iyi olan bir çok hareket ve amel, aslında riya ve Allah’a yakınlıktan başka niyet ve hedefle gerçekleşmiş olması nedeni ile değersizleşir; bu yüzden tüm çalışmalar ve ibadetler Allah’a yakınlık ve onun rızasını kazanmaktan başka bir hedefi olmaması gerekir. Tabi ki bu hedefli çalışmalar da insan evrimi ve gelişmesine sebep oluyor, tabi ki bu özellik, yapılan tüm çalışmaların itibarı ve değerini belirler.

İslam dini vahiy kaynağına dayanarak, Müslümanlara en iyi sağlık kurallarını sunmuştur. Örneğin Kur'an-ı Kerim Bakara suresinin 168. ayetinde “Ey insanlar! Yeryüzündeki helâl ve temiz şeylerden yiyin….” veya Abese suresinin 24. ayetinde de “İşte insan yemeğine baksın. “ değince tüm insanları yediklerine dikkat etmesini istiyor. Böylece insan yediklerini inceleyerek, acaba vücudunun ihtiyaçlarını karşılıyor mu diye düşünür. Acaba Allah’ın helal ve haramına, toplumun hukukuna uyulmuş mu? İnsan için hak mıdır yoksa haksızlık, iyi midir yoksa kotü?diye düşünmeli.

Diğer yandan yüce Allah’ın kullarının kullanması için yarattığı nimetlerden yararlanmak ise insanın sağlık ve refahında özel konuma sahiptir ve insan Allah’ın nimetleri için O’na şükür etmesi ve o nimetleri kullanmakla kazandığı gücü, Allah’a karşı isyan için kullanmamalı. Bu ise insanın yegane Allah’a karşı yapması gereken en az yükümlülüğü ve görevidir. Eğer bu nimet, yerinde ve insan ile başaklarının manevi ve fiziksel gelişmesi için kullanılırsa, aslında Allah’ın nimeti için gereken şükran, yerine getirilmiştir.

En iyisi kemale doğru yol alan insanın sağlık gibi değerli fakat bir o kadar da bilinmeyen bir nimetten yararlanması ve diğer nimetlerden de belirlenen ölçüde yararlanmasıdır, zira yüce Allah, verdiği nimetlerin etkisini müminlerde görmekten hoşnut olur.

Kur'an-ı Kerim insanı yemekte aşırıya kaçmaktan men ederek A’araf suresinin 31. ayetinde şöyle buyuruyor: …Yeyiniz ve içiniz. Ve israf etmeyiniz. Muhakkak ki O, müsrifleri sevmez.

Bu ayet en önemli sağlık kurallarından birine değiniyor. Bilim adamlarının bir çok araştırmasına göre de bir çok hastalığın kaynağı, fazla yemektir, zira aşırı yemek, kalp ve diğer organlara fazla yük yükleyerek bir çok fiziksel hastalığa sebebiyet veriyor. Bu yüzden bir çok hastalığın tedavisi İslam’ın bu tavsiyesine ciddi bir şekilde uymaktır, böylece insanın hem cismi ve hem ruhu, sağlığa kavuşarak arındırılır. Günümüzde obezite olarak adlandırılan şişmanlık bir hastalık olarak ele alınmış, bunun temel sebebi ise bilinçsizce yemek tüketimi olduğu vurgulanmıştır. Müslüman’a yakışan ise, her işinde olduğu gibi yemede de orta yolu tutmaktır.

Bu arada Resulullah’tan –saa- bir çok hadis-i şerifte ve diğer masum imamların –as- rivayetlerinde de sağlık, hastalık, bireysel sağlık, ruhsal ve toplumsal temizlik ve sağlık ile bir çok meyve ve sebzenin yararları gibi tıbbi konulara değinilmekte. Nitekim Resul ekrem –saa- bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: Mide tüm hastalıkların yuvasıdır ve perhiz etmek de her ilaç ve tedavinin başı.

Tıp bilimi de tüm kronik hastalığın aşırı veya sağlıksız yemek nedeni ile sindirim sisteminden başladığını ispatlamıştır.