Kasım 17, 2017 18:46 Europe/Istanbul

Hufington Post gazetesinin internet sitesi, büyük Erbain yürüyüşü hakkında Aralık 2014’te ilginç bir yorum yayımladı.

Gazetenin internet sitesi dünyanın en büyük yürüyüşü gerçekleşmekte olduğunu belirterek, acaba bu yürüyüş hakkında şimdiye kadar hiç bir şey duydunuz mu? Sorusunu sorduktan sonra şöyle yazıyor:

Eğer Londra gibi bir kentte sadece bir kaç yüz protestocu sokaklara dökülüp slogan atarsa veya Hong Kong’da bir yürüyüş düzenlenirse veya Rusya’da halk Putin karşıtı bir eylem yaparsa, bu ülkede yüksek düzeyde demokrasi var deriz ve bu olayları hızla medyaya yansıtırız. Oysa Irak’ta onca dehşet ve gürültünün ortasında 20 milyonluk bir etkinlik hatta haber bültenlerinde alt yazı olarak bile geçmiyor. Üstelik bu büyük hadise şaşırtıcı rakamlar, siyasi önem, inkılapçı mesaj, tarihi geçmiş ve asalet gibi tüm hayati özelliklere sahip olan bir hadisedir, fakat ne var ki bu büyük hadise medya tarafından resmi olmayan bir şekilde boykota uğruyor. Oysa bu öykü anlatıldığında kamuoyunda şok etkisi yaratıyor.

Bu hadiseden ilham alan sayısız insanın arasında Avustralyalı bir genç var. Ben onu yıllar önce tanıdım. Bu genç İslam dinini seçti. Onun için bu öykü 2003 yılında başladı. Bir gün akşam üstü televizyonda haberleri seyrederken, bir görüntü ilgisini çekti. Bu görüntüde milyonlarca insan Kerbela adında dini bir kente doğru yürüyordu. Bu insanlar sloganlarında birinin ismini haykırıyordu. Genç Avustralyalı bu adı hiç duymamıştı: Hüseyin. 60 saniyelik bu haberde gösterilen şeyler onu derinden sarstı,zira gördükleri şey düşündükleri şeylere asla benzemiyordu. Genç Avustralyalı düşündü: nasıl olur bir insan 1396 yıl önce öldürülsün, ama bu denli diri olsun ve bugün böyle bir manzaraya sebebiyet versin ve milyonlarca insan sanki bu olay onları ilgilendiriyormuş gibi üzgün olsun? Nasıl olur da bu kadar insan bir araya geldiğinde birbiriyle sorun yaşamıyor ve kavga etmiyor?

Avustralyalı genç şöyle anlatıyor: Ben Kerbela’ya geldim, zira bu kentte bu kadar etkileyici olan şeyin ne olduğunu öğrenmek istedim. Bu insanların ortak bir ilgisi olduğundan başka bir sebep olamazdı. Öte yandan eğer siz bir insan sizin hatırınız için özgürlük ve adalet ve kerametli bir yaşam inşa etmek üzere mücadele ettiğini öğrenirseniz, mutlaka onu takdirle karşılarsınız, zira o insan sizin inancınız uğruna mücadele etmiştir.

Avustralyalı genç şöyle devam ediyor: Kerbela’da gördüklerim bana, hatta en büyük kameralar bile bu büyük ve barışçıl etkinliği görüntülemekten aciz olduğunu ispat etti. Kadınlardan, erkeklerden ve çocuklardan ve en çok da karalara bürünmüş kadınlardan oluşan bir sel ufuklara kadar uzanıyor. Kalabalık, onlarca kilometrelik yolu tıkayacak kadar fazladır. Ancak bir enerji ve bir bağ tüm ziyaretçileri adeta birbirine kenetlemiştir  ve hepsini Hüseyin adında güçlü bir noktaya doğru çekmektedir. Eğer gerçekten yaşayan ve nefes alan bir din ile tanışmak istiyorsanız, Kerbela’ya gidin.