Kasım 19, 2017 16:55 Europe/Istanbul

Erbain yürüyüşü dolayısıyla sizler için hazırladığımız programların sonuncusunda bu büyük yürüyüşün bireysel ve sosyal tesirlerini gözden geçirmek istiyoruz.

Son yıllarda Erbain etkinliği, İmam Hüseyin –s– hayranları ve dünyanın hür insanlarının büyük buluşma mekanına dönüştüğü gözleniyor. Her yıl dünyanın çeşitli milletlerine mensup olan insanları eşsiz bir deneyim çerçevesinde İmam Hüseyin’in –s– yolunu tecrübe ediyor ve Kerbela şehitlerinin kervanına katılarak başı dik ve onurlu yaşama alıştırması yapıyor.

İmam Hüseyin’in –s– Erbain’inde yüce Allah beşeriyetin önüne pratik bir şekilde bir sahneyi sergiledi, öyle ki bu sahneyi örnek alarak tüm kültürel, sosyal ve siyasi teamüllerin doğrultusunda en iyi yaşam tarzına ulaşmak mümkün.

Gerçekte Erbain yürüyüşü çok önemli sonuçları olan tüm katılımcılar için bir derstir.

Mezhep, günümüz sözde modern ve gerçekte perişan dünyasında kimlik ve mana kazanmanın tüm boyutlarında önemli bir kaynağıdır. Mezhebin modernite sürecinin devamı sonucu yok olup gittiğini sanan bazılarının aksine din ve mezhep dünyanın Hristiyanlar, Müslümanlar, Budistler ve Hindular gibi bir çok inanç grubuna kimlik ve mana kazandıran en önemli kaynak sayılır.

Günümüzde bir çok düşünüre ve bilgine göre dini tealim, kitleleri siyasi boyutta harekete geçirme gücüne sahiptir ve toplum bireylerinin vahdetinde de önemli bir etken sayılır. Bu konu, Erbain yürüyüşünde en bariz biçimde göze çarpmaktadır.

Erbain yürüyüşünde dünyanın en büyük beşeri buluşması aşık kadınlar ve erkeklerin katkıları ile birlikte, asil İslam’dan çok açık bir imaj sergilemekte ve dünya camiası İslam hakikati ve hakiki izleyenlerinden çok güzel bir tablo ile karşılaşmaktadır. Gerçekte insanlar bu muazzam hadiseyi ve manevi güzel cilvelerini ve insani boyutlarını gördükten sonra Kerbela kıyamının hakikatini öğrenmeye merak sarıyor, ki bu da İslam hakikatinin dünya genelinde parlaması için uygun bir zemin oluşturduğu gibi Amerikan İslam’ının kopyaları olan tekfirci akımlar gibi komploları da etkisiz hale getirecektir.

Erbain yürüyüşünde insanların dini iman ve inançları takviye olur. Nitekim bir çok insanın bu muhteşem yürüyüşe aile fertleri, eşi, evladı ile katılmaya çalışmasının sebebi de kendisi, ailesi ve evlatları arasında dini inançları güçlendirmektir. Gerçekte günümüzde bazı değersiz kimliklerin peşinden giden bazı gençler için Erbain yürüyüşü bu insanlara dini kimlik kazandırır ki bu da başlı başına büyük bir kazanım sayılır.

Bu konuda Hüccetülislam Penahian şöyle diyor: Siz Erbain yürüyüşünde küresel istikbarın heybetini kıran ve şiilere kimlik ve izzet hissini kazandıran büyük bir sosyal sermayeyi görebilirsiniz. Erbain şii ve dini kimliği idrak etmenin bir bölümüdür. İnsan hiç bir yerde Erbain ziyareti gibi şii olma ve dindar olma kimliğini hissetmez. Nitekim eğer siz Hac ziyaretine gitmezseniz, Müslüman oluşunuzun kimliğini tam olarak tecrübe ve hissedemezsiniz. Bu büyük buluşma yerine insanlar yas tutmak için geliyor, fakat yüzlerinde gam, keder, gurbet ve yalnızlıktan hiç bir iz yoktur. Bu insanlar nereden gelirse gelsin, içinde burası onların kimliklerinin ağırlık merkezi olduğu hissi hakimdir.

Erbain ziyaretinin terbiyevi açıdan bir boyutu da, İmam Hüseyin –s– ziyaretçileri bu günlerde yeni ve eşsiz bir yaşam tarzını tecrübe ediyor olmasıdır. Bu günlerde her şey ve tüm ilişkiler İmam Hüseyin –s– ekseninde şekillenir; tüm saikler Hüseyni’dir ve ziyaretçiler kendi imamlarının ekseninde fedakarlık, sevgi, mihribanlık, cömertlik ve kerem makamına nail olur. Bu yaşam tarzı, dünyanın başka hiç bir noktasında tekrarlanmaz. 

İslam Peygamberi –s– döneminde o hazretin arkadaşları arasında kardeşlik bağı öylesine güçlüydü ki ne zaman yiyecek bir şeyleri yoksa, hatta bir tek hurmayı yemekten sakınır ve başkası o hurmayı yemesini beklerdi. Erbain yürüyüşünde yardımlaşma ruhunun İmam Hüseyin’in –s– aşıkları arasında hakim olması insanda muhteşem bir şevk ve coşku yaratır. Erbain yürüyüşüne katılan bir arkadaş şöyle anlatıyor: bir süre yürüdükten sonra yorgun bitkin bir yerde oturdum ve dinlenmek istedim. O sıra adamın biri geldi ve tam karşımda durdu. Ben adamı rahatsız etmemek için biraz öteye çekildim, ama adam tekrar geldi ve karşımda durdu. Şaşkınlık içinde bu yaptığının sebebini sordum, adamın verdiği cevap beni hem utandırdı, hem şaşırttı. Adam şöyle dedi: seni rahatsız etmesin diye güneşin önünde duruyordum.

İranlı psikolog Dr. Seyyid Muhsin Asgeri Nikah şöyle diyor: Erbain yürüyüşüne katılan insanlar fedakarlık, konukseverlik, ziyaretçilere ve ehli beyt –s– aşıklarına hizmet etmek gibi durumları yakından tecrübe eder. Bu insanların bu tür müspet davranışları yakından hissetmeleri bu özellikleri onlarda köklü hale getirir. Bu yürüyüşün bir başka psikolojik getirisi başka insanları anlamak ve onlara yardımcı olmaktır. Gerçekte bazı zorluklara katlanmayı göze alarak Erbain yürüyüşüne katılan insanlar başkaları ile daha fazla teamül yollarının, belli bir ülküye ulaşmak üzere alıştırmasını yapar ve bu mahareti öğrenmek çok değerlidir.

Erbain yürüyüşünün bir başka güzel cilvesi bu hareketin düzenin ta kendisi olmasıdır. Yani bu hareket sırasında hiç bir norm kırılmaz, hiç bir yasa çiğnenmez, gruplar düzenli bir şekilde belli bir hedefe doğru ilerler. Yürüyüş boyunca insanlar birbirine karşı mihriban davranır. Düzeni bozan hiç bir uygunsuz ses veya kahkaha duyulmaz, bu yürüyüşte iffet ve paklık eşsiz ve emsalsizdir.

Sosyal açıdan bakıldığında da dayanışma, birliktelik, yardımlaşma, tanışma, Erbain yürüyüşünün getirileri sayılır. Bu hareket sırasında ahlaki faziletlerin boy göstermesi ve yine yüzlerce insani yüce özellik, küresel boyutta sosyal bir hareketin çok ötesinde bir hareketin şekillendiğini ve beşeriyeti somut bir ütopyaya doğru davet ettiğini ortaya koyar. Özellikle bu yürüyüşün düzenlendiği mekanın atmosferine barış ve güven hakimdir ve Hüseyni ülke çerçevesinde korunarak takviye edilir. Gerçekte Lebbeyk Ya Hüseyin, küfür, cahillik, nifak, şirk ve istikbar akımlarının tam karşı noktasıdır.

Aslında Erbain yürüyüşü Batılı insani ilimlerin tezlerini kökünden sorgulayan bir fenomendir ve maddiyat denizine düşen ve mana aleminden uzaklaşan beşeriyeti ilahi fıtrata yeniden dönüşe davet etmektedir. Kuşkusuz bu muazzam beşeri hareket insanların üzerine maddi zarar veya çıkar hesabı yapabilecekleri akılcılığa dayalı bir hareket değildir. Yine bu hareket, amaçsız ve sırf duygulara dayalı bir hareket veya sınıfların çelişkisinden kaynaklanan bir hareket değildir. Bu hareket, Allahtaleplik ve haktalepliğin fıtri nidasına karşılık vermeye ve insani akılcılığın zirvesinde yer alan ve şevk ve coşku ve duyguların en üst seviyesine dayalı evrensel bir harekettir.

Son yıllarda Erbain yürüyüşüne katılımlar, bu hadisenin önemli bir kapasiteyi ortaya koyduğunu ve sekülerizmin yıllarca propagandasını yaptığı düşüncenin aksine dini ilahiyatta kalma kararlılığını sergilediğini ve beşeriyete barış ve adalete dayalı farklı bir dünyayı tecrübe etme imkanını sunduğu ve enbiyanın yüce öğretilerine katılma fırsatını sunduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim bu mekanda insanların karşısında maneviyat semaları açılıyor ve sekülerizm tarihi çöplüğe gömülüyor ve yüce Allah insan yaşamının içinde varlığını sergiliyor. Ve bu, bugünlerde halkın gerçekleştirdiği Erbain hareketinde göze çarpan şeydir.