Aralık 09, 2017 19:09 Europe/Istanbul

Bültenimizde ilkin İran ve AB arasında yeni tur diyaloğun başlamasına bir göz atacağız ve ardından İran ve Afrika arasında en yeni iktisadi anlaşmaları ve daha sonra da petrol piyasasında yaşanan son gelişmeleri ve OPEC’in gelecek zirvesini ele almak istiyoruz.

Amerika yönetiminin Bercam nükleer anlaşmasına karşı sabotajları bu ülkenin popülist Başkanı Donald Trump’ın son açıklaması ile beraber yeni bir aşamaya girdi. Amerika Başkanı Trump İran karşıtı en son hasmane açıklamasında İran’ın petrol ihracatını hedef alarak İran’ın petrol ihracatının önüne geçilebileceğinden söz etti.

Beyaz saray bu bağlamda Başkan Trump imzasıyla bir bildiri yayımladı. Bildiride Trump enerji, hazine ve Dışişleri Bakanlarına başka ülkelerin petrol üretimi, İran’dan petrol satın alan müşterilerin bu ülkeden satın aldıkları petrol miktarını düşürecek kadar yüksek olduğunu belirtti

Oysa Amerika yönetimi Bercam nükleer anlaşmasının 21. Maddesine göre İran’ın ham petrol satışına kısıtlama getirmek veya İran’dan ham petrol ithal eden ülkeleri engellemek ve genelde İran’dan petrol, petro kimya ürünleri ve doğalgaz alımı, tahsili, satışı, nakliyatı veya pazarlamasına yaptırım uygulamaktan kaçınması gerekiyor.

Amerika Başkanı Trump’ın bu kararı, UAEK genel müdürü Yokio Amano ajans yönetim kuruluna sunduğu 9. Raporunda İran İslam Cumhuriyeti Bercam nükleer anlaşmasıyla ilgili yükümlülüklerini tamamen yerine getirdiğini ve nükleer programının barışçıl olduğunu ve barışçıl kaldığını ispat etmeyi sürdürdüğünü vurguladığı halde gündeme geliyor. Oysa Amerika yönetimi Bercam nükleer anlaşmasındaki yükümlülüklerine tamamen aykırı hareket ediyor ve özellikle bankacılık alanında kaldırması gereken yaptırımları kaldırmaktan kaçınıyor. Bu durum İran’ın Bercam nükleer anlaşmasında öngörülen bazı iktisadi menfaatlerini gölgelediği gibi Amerika devletinin uluslararası anlaşmalara ve yükümlülüklerine bağlı kalmadığını da ortaya koyuyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Zigmar Gabrial geçen ay İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile telefon görüşmesinde AB’nin Bercam nükleer anlaşmasına bağlı kalacağını vurguladı ve İran İslam Cumhuriyeti de bu anlaşmadaki yükümlülüklerine bağlı kaldığı için anlaşmada öngörülen iktisadi çıkarlarından da yararlanması gerektiğini vurguladı.

Ancak tüm bu sözlü ve diplomatik desteklere karşın CNN kanalı internet sitesinde Bercam nükleer anlaşması hakkında yayımladığı bir yorumunda şu ifadelere yer verdi:

Amerika Dışişleri Bakanı Rex Tilerson perde arkasında ABD kongresi ile teamülde bulunuyor ve Amerika’nın İran ile ilgili yasalarını sadece nükleer meselenin üzerinde odaklanmasından sıyrılmasını sağlamaya çalışıyor. Bu durum Amerika’ya 2015’te sağlanan Bercam nükleer anlaşması içinde kalmasına ve aynı zamanda İran’ın istikrarsızlaştırıcı diğer davranışları ile mücadele etmeye imkan tanıyor.

Gerçekte İran ve 5+1 grubu arasında 2015 yılında imzalanan Bercam nükleer anlaşması yürürlüğe girdiği Ocak 2016’dan beri Amerika yönetimi sürekli bu anlaşmaya karşı sabotaj yapıyor. Amerika yönetimi bu bağlamda İran’a dayatılan bankacılık alanındaki yaptırımları kaldırmaktan kaçınıyor.

Şimdi ise akılları kurcalayan soru, acaba Amerika’nın bu tür sinsi hareketlerine rağmen Bercam nükleer anlaşması devam edebilir mi, sorusudur.

Kuşkusuz Avrupa ülkeleri Bercam nükleer anlaşmasından çekilmekten hiç bir yarar elde edemeyecektir. Ancak yine de hem bu anlaşmanın içinde kalmak ve hem İran’a dayatılan yaptırımlarla bu ülkeyi baskı altında tutmak ve belki daha fazla taviz koparmak konusundan da pek uzak olmadıkları anlaşılıyor.

Veriler İran ve AB arasındaki ticaret hacmi 2016 yılının Ocak – Eylül ayları arasında yaklaşık 9.1 milyar avroya ulaştığını ve bu rakamın cari yılın aynı aylarında 14.7 milyar avroya yükseldiğini gösteriyor.

Buna göre AB’nin İran’a ihracatı 2017’nin ilk dokuz ayında %34 artış kaydederek 7.5 milyar avroya ulaştı.

Ancak bu sürecin aynı şekilde devam etmesi AB’nin çifte standart tutumu ile mümkün olmadığı açıkça ortadadır. İran İslam Cumhuriyeti AB ile iktisadi ilişkilerini birliğin Amerika’nın mantıksız politikalarına karşı tavır koymasına bağlıyor. Bu yüzden AB’nin bu konuda açıkça tavrını belirlemesi gerekiyor.

Petrol ihraç eden ülkelerin kurumu OPEC üyeleri 30 Kasım 2016’da düzenledikleri oturumda günlük üretim tavanını 32.5 milyon varil seviyesinde tutma konusunda anlaşmaya vardı. Şimdi sorulan soru şu ki acaba soğuklar bastırmaya başladığı ve petrol alımı için taleplerin yükseldiği şu sıralarda bu anlaşma devam edebilecek mi?

Görünen o ki OPEC’in çoğu üyesi üretim tavanını aynı seviyede tutma süresinin uzatılmasını istiyor. Ancak bu konuda nihai karar OPEC’in bir sonraki oturumunda alınması gerekiyor.

İran petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene bu konuda yaptığı açıklamada, OPEC’ın çoğu üyesi üretim tavanının sabit tutulmasını önerdiğini kaydetti.

Gerçekte 2016 yılında alınan bu karar OPEC’in 2008 yılından beri aldığı en önemli karardı. Arabistan Kasım 2014’te OPEC’i petrol piyasasında üretimini orantısız bir şekilde arttırma noktasına sürükledi ve bu durum arz talep dengesini bozarak petrol fiyatlarının şiddetli düşüşle karşılaşmasına yol açtı. Daha sonra Arabistan yaklaşık 2 yıl boyunca ham petrol üretimini düşürme konusunda müzakereye yanaşmadı, fakat sonunda OPEC ile anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı ve ham petrol üretimini günde 10.7 milyon varilden 10.2 milyon varile düşürmeyi kabul etti. Ancak bu anlaşmanın devam edebilmesi OPEC’in tüm üyeleri ve hatta OPEC üyesi olmayan üretici ülkelerin işbirliği yapmasına bağlıdır.

Aslında OPEC’in aldığı bu kararı iki etken ayakta tutabilir. Birinci etken, OPEC’in hala üretim ve arz alanlarında temkinli hareket etmesi gerektiği gerçeğini kabul etmektir. İkinci etken ise, dünya petrol piyasalarının OPEC’in kararına olumlu tepki vermesidir. Eğer dünya piyasaları OPEC’in üretim tavanını koruma kararına destek verirse, üreticilerin arasında piyasada istikrar konusunda daha büyük bir güven duygusu oluşur.

Hali hazırda ise OPEC’ın üretim tavanı her 12 ülke tarafından mantıklı olarak kabul edilmektedir, gerçi bu da nisbi bir durumdur ve büyük oranda Arabistan’ın mantıksız tutumlarından etkilenmektedir.

Geçen hafta İran ve Afrika iktisadi ilişkilerin geliştirilmesi doğrultusunda bazı adımlar attılar. Bu çerçevede 6. İran Gana karma ekonomik komisyonu oturumu geçen Salı günü Gana’nın başkenti Accra’da düzenlendi. İran tarım cihadı Bakanı Mahmut Hücceti bu oturuma katılmak üzere özel sektörün temsilcilerinden oluşan bir heyet başkanlığında Gana’ya gitti. Oturumda iki taraf çeşitli iktisadi alanlarda ikili işbirliğinin gelişmesini ele aldı. Oturumun sonunda ise İran ve Gana arasında üç işbirliği belgesi imzalandı.

İran ve Gana arasında jeodezi alanında teknik ve mühendislik hizmetleri ihracatı, eğitim ve spor alanında işbirliği, Gana’da 6 bin hektar tarım arazisinin Gana’da üretilmeyen tarım ürünlerini üretmek üzere İran’a verilmesi, 6. Karma ekonomik komisyonu oturumunun sonunda iki taraf arasında imzalanan belgelerin önemli maddeleriydi.

Oturumda ayrıca İran’ın özel sektörü Gana’nın başkenti Accra’ya içme suyu  temin etme projesi, çimento fabrikası inşaatı ve traktör üretim hattının açılmasında bu ülke ile işbirliği yapması kararlaştırıldı.

Bankacılık müzakerelerinin nihai şekline kavuşması ve bankacılık alanında ortak  çalışmaların yürütülmesi, oturumda ele alınan diğer bazı konulardı.

İran ve Gana arasında düzenlenen ortak iktisadi oturumdan önce İran ihracatı kalkındırma bankası Başkanı Ali Salihabadi, Gana Eximbank yönetim kurulu üyesi ve bu ülkenin ihracatı geliştirme kurumu Başkanı ile Tahran’da görüşmüştü. Salihabadi görüşmenin ardından İran ve Gana bankaları arasında ilişkilerin başlayacağını açıkladı.

İran ve Gana iktisadi işbirliği bağlamında geniş programlar üzerinde duruyor. Örneğin yakında Afrika ortak pazarı kurulması öngörülüyor. Bundan üç yıl önce Tahran’da düzenlenen 5. Karma ekonomik komisyonu oturumunda da iki ülke arasında 10 işbirliği belgesi imzalanmıştı. Şimdi yeni işbirliği belgelerinin imzalanması ile beraber iki ülkenin iktisadi ilişkilerinde gelişme yaşanması bekleniyor.

Gaza iki ülkenin ticari sektörleri arasında stratejik ortaklık ve ortak yatırım istiyor. Gana sanayi ve ticaret Bakanı John Kuratin ülkesi 200 sanayi sitesi inşa etmek istediğini belirterek bu büyük projede İran ile işbirliği yapmaya hazır olduklarını, İran Gana’da en az 100 sanayi sitesi inşa edebileceğini belirtti. Bakan Kuratin, İran Gana’da yatırım yaparsa hiç bir gümrük bedeli ödemeksizin Afrika’nın büyük piyasasını ele geçirebileceğini vurguladı.