Ocak 26, 2018 18:41 Europe/Istanbul

Bültenimizin başında ilkin Güney Kafkasya bölgesinde yaşanan önemli haberlerin başlıklarına değinmek istiyoruz.

Birinci gelişmede, geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti petrol firması Başkan yardımcısı Hoşbaht Yusufzade yaptığı açıklamada, kasım 1997’den aralık 2017’ye kadar Bakü yönetimi Hazar denizinde Azeri, Çırağ ve Güneşli petrol sahalarından toplam 445 milyon ton ham petrol çıkararak dünya piyasalarına ihraç ettiğini belirtti. Yusufzade, aynı süre içerisinde de 140 milyar metreküp doğalgaz çıkardıklarını kaydetti.

Güney Kafkasya’da ikinci gelişmede, Tiflis’te bir mahkeme Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi gıyabi yargıladığı duruşmanın sonunda eski Cumhurbaşkanını üç yıl hapis cezasına çarptı.

Tiflis mahkemesinin kararına tepki gösteren Mihail Saakaşvili mahkeminin hakkında gıyabi olarak verdiği kararı illegal ve uluslararası yasalara aykırı niteledi.

Üçüncü gelişmede, geçen hafta Kazakistan yatırım ve kalkınma bakanlığı bir açıklama yaparak Hazar denizine kıyısı bulunan ülkelerin bu denizdeki limanlarda gemileri aynı sistem çerçevesinde kontrol etmeye karar verdiklerini belirtti. Hazar denizi limanlarında gemilerin aynı sistemle kontrol edilmesi bu gemilerin teknik güvenliğine katkı sağlayacağı ve bu denizde standart olmayan gemilerin kullanılması engelleneceği belirtildi.

Şimdi orta Asya bölgesine geçiyoruz. Orta Asya bölgesinin birinci gelişmesinde, geçen hafta dünya bankası, Tacikistan’da yoksulluk oranı düştüğünü açıkladı. Konu ile ilgili bir rapor yayımlayan dünya bankası, Tacikistan’da yoksulluk oranı %15.1’den %14’e gerilediğini belirtti.

Tacikistan’da yoksulluk sınırı 2015 yılında %31.3’ten 2016 yılında %30.3 seviyesine düştü.

Orta Asya bölgesinin ikinci gelişmesinde geçen hafta Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev bu ülkenin yeni savunma doktrinini imzaladı. Özbekistan’ın yeni savunma doktrini Taşkent yönetiminin askeri sahalarda milli güvenliği temin etmekle ilgili ilkelerini, tutumunu ve eğilimlerini belirliyor.

Orta Asya’nın üçüncü gelişmesinde Kazakistan’ın Samruk – Kazyna adı ile anılan devlet derneğinin  Avrupa’daki 5.3 milyar dolar değerinde hisse senetleri bloke edildiği açıklandı.

Samruk – Kazyna Kazakistan devletinin döviz fonu ve yatırım firmasıdır ve 2008 yılında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev tarafından Samruk ve Kazyna adlı iki yatırım fonunun birleştirilmesi ile kurulmuştur.

Şimdi bültenimizin ikinci bölümünde Güney Kafkasya ve orta Asya bölgelerinin iki önemli gelişmesinin detayını gözden geçirmek istiyoruz.

Geçen hafta Tiflis’te bir mahkeme Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi gıyabi yargıladığı duruşmanın sonunda eski Cumhurbaşkanını üç yıl hapis cezasına çarptı.

Tiflis kentinin mahkeme Başkanı Georgi Arvadze, eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi Tiflis’te bir bankada çalışan Sandro Girguliani’nin öldürülme vakasının dosyasıyla ilgili olarak suçlu buldu.

Sandro Girguliani, Tiflis’de bir banka memuruydu. Girguliani 2006 yılında ve Mihail Saakaşvili’nin cumhurbaşkanlığı döneminde öldürüldü. O günlerde Girguliani cinayeti Gürcistan’da büyük bir siyasi skandala dönüşmüştü.

Tiflis mahkemesinde ele alınan bu dosyada yer alan belgelere göre Mihail Saakaşvili devlet af komisyonunun görüşünü gözetlemeksizin Sandro Girguliani’nin ölümüne sebebiyet verenleri affetmişti.

Hali hazırda Ukrayna’da yaşayan Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili Tiflis mahkemesinin kararına tepki göstererek, mahkeminin hakkında gıyabi olarak verdiği kararı illegal ve uluslararası yasalara aykırı niteledi.

Gürcistan’da Mihail Saakaşvili’nin yargılandığı mahkeme pek de önemli gözükmemesine karşın gözlemciler, Batı yandaşı bu politikacının Tiflis’te yargılanmasını çok önemli değerlendiriyor. Gerçekte bu mahkeme sadece Mihail Saakaşvili’ye yargılamıyor ve aynı zamanda Saakaşvili’nin Gürcistan’da iktidarı döneminde kurduğu düzeni sorgulamaya çalışıyor. Gerçekte Mihail Saakaşvili Amerika ve bir çok Avrupa ülkesi bölgeye dayatmak istedikleri kültürü simgeliyor.

Her halükarda şimdi Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı hakkında gündeme gelen suçlamaların ardından Saakaşvili’nin Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan uluslararası Lahey adalet divanına çağrılarak yargılanmasının gündeme gelebileceğinden söz ediliyor.

Uluslararası Lahey adalet divanının resmi raporunda ise şu ifadelere yer veriliyor: eldeki belgeler ve kanıtlar araştırıldıktan sonra, uluslararası adalet divanının Gambialı savcısı Fatou bin Sudeh, Güney Osetya münakaşası sırasında bu bölgede bazı cinayetler yaşandığı ve bu cinayetlerin ele alınması uluslararası adalet divanının yetki alanına girdiği sonucuna varmış bulunuyor.

Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin bu ülkede iktidarı sona erdikten sonra yürüttüğü faaliyetlerinin dosyasına bakıldığında, Tiflis yönetiminin üst düzey yetkililerinin Saakaşvili’ye yönelttikleri suçların dosyası her geçen gün biraz daha kabardığı anlaşılıyor. Gerçekte Gürcistan’ın Batı yandaşı politikacısına yönelik suçların sayısı iyice arttığı gözleniyor. Örneğin Tiflis yetkilileri Saakaşvili ve kabinesi iktidardan silindikten sonra darbe planından kamu malları üzerinde yolsuzluk suçlamalarına kadar çeşitli suçları Saakaşvili’ye yöneltmeye başladılar.

Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili de bir açıklama yapan ülkesinin eski Cumhurbaşkanı ve Ukrayna’nın Odesa kentinin şimdiki valisi Saakaşvili Gürcistan’da darbe planı kurma suçundan yargılanması gerektiğini belirtti. Gürci Başbakanın belirttiğine göre Mihail Saakaşvili planladığı darbeyi yapmak istedi ve bu yönde ellerinde belgeler ve kanıtlar bulunuyor.

Ancak Tiflis yönetiminin elindeki tüm bu belgelere rağmen Gürcistan’da Kasım 2013’te Georgi Margolaşvili Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Mihail Saakaşvili Gürcistan’dan ayrıldı.

Gürcistan başsavcılığı ayrıca Saakaşvili’yi beş milyon dolar yolsuzluğun da aralarında bulunduğu çeşitli suçlarla suçluyor.

Gürcistan istihbarat şefi yardımcısı Luan İzoria da bir bildiri yayımlayarak, Gürcistan anti casusluk idaresi bu ülkede hükümeti devirmek ve iktidarı ele geçirmek yönünde bir komplonun üzerinde araştırma başlattığını açıkladı. Bu araştırma sırasında İstanbul havaalanında Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile eski milli güvenlik danışmanı Giga Bukria arasında gerçekleşen bir telefon görüşmesinin içeriği yayımlandı. Bu görüşmede Saakaşvili ve Bukria, Gürcistan’ın şimdiki yönetimine karşı geniş çaplı protesto eylemlerini tetikleyebilecek planların üzerinde görüşüyor.

Gerçekte Mihail Saakaşvili’nin Batılı devletlerden öğrendiği şey, halkı medeni itaatsizliğe sürükleyerek sokaklara dökmek olduğu belirtilmelidir, nitekim Saakaşvili 2003 yılında da bu yöntemle Gürcistan’ın eski Cumhurbaşkanı Edvard Şuardnadze’yi iktidardan uzaklaştırmaya ve kendisi onun yerine geçmeyi başarmıştı.

Geçen hafta Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev bu ülkenin yeni savunma doktrinini imzaladı. Özbekistan’ın yeni savunma doktrini Taşkent yönetiminin askeri sahalarda milli güvenliği temin etmekle ilgili ilkelerini, tutumunu ve eğilimlerini belirliyor.

Belgede bölgesel ve küresel şartlar ve Özbekistan’ın mevcut ve muhtemel tehditlere ve sorunlara karşı koyma yetenekleri ve öncelikleri gözetilerek uygun tepkiler öngörülüyor.

Özbekistan’ın yeni savunma doktrini ayrıca silahlı kuvvetlerin ve savunma alanı ile ilgili diğer kurumların hedeflerini belirlerken, bu alandan askeri ve iktisadi desteklere ve özellikle askeri sanayileri geliştirmeye açıklık getiriyor.

Özbekistan’da yeni savunma doktrini belgesi, Cumhurbaşkanı Şevket Mir Ziyayev son  bir yılı aşkın sürede Özbekistan’ın iç ve dış politika arenalarında bir dizi reformları gerçekleştirerek ülkesini kalkınma ve ilerleme yönünde yönettiği bir sırada imzalanıyor. Gerçekte bu dönemi Özbekistan’ın eski lideri İslam Kerimov dönemi ile karşılaştıracak olursak, Mir Ziyayev’in Özbekistan’ı durgunluk ve duyarsızlık konumundan çıkardığı ve yeni siyasi ve iktisadi faaliyetlere doğru yönlendirdiği ve bölgesel ve küresel rekabetlere ortak ettiği söylenebilir.

Gerçi Özbekistan’ın yeni liderinin yaptığı reformların sonuçları önümüzdeki yıllarda daha belirgin hale gelecektir, fakat her halükarda Özbek halkı yeni liderlerinin iktisadi, siyasi, askeri ve dini reformlarına ortaktır ve bu yönde daha resmi bir tutum sergilemeleri gerekir. Örneğin Özbek halkı cari reformların Özbekistan’ın milli çıkarlarına hizmet edip etmediğini düşünmeleri gerekir. Özbekistan milli güvenlik hizmetleri emekli subayı Celal Hasanov şöyle diyor: yirmi yıl önce Özbekistan’a yönelik en temel tehdit Afganistan’da bulunan terör örgütleriydi, ancak mevcut şartlarda ve teknik ilerlemelere bakıldığında hali hazırda teröristlerin bir ülkenin sınırlarını aşıp hedeflerine ulaşmaları gerekmiyor ve bu örgütler internette sosyal paylaşım siteleri üzerinden de isteklerine ulaşabiliyor.

Geçen hafta orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, Gürcistan’da halkın ve hükümetin eski cumhurbşakanı Mihail Saakaşvili’ye yönelik husumet ve muhalefetleri hala devam ettiği söylenebilir.

Orta Asya bölgesinde ise bazı bölge ülkeleri sanal ortamda sosyal paylaşım sitelerinin kontrolsüz bir şekilde yayılmasından kaygı duydukları anlaşılıyor. Bu çerçevede Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan yönetimleri sosyal paylaşım sitelerinin faaliyetlerini arttırmalarından en çok kaygı duyan ve bu siteleri şimdiden önlenmeleri gereken tehlikeli birer düşman gibi gören devletlerdir.