Şubat 04, 2018 21:39 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

AB’nin Bercam nükleer anlaşması çerçevesinde iktisadi politikaları,

İran’ın yeni yıl bütçesinin mecliste görüşülmesine devam edilmesi,

İslami Şura Meclisi araştırma merkezinin raporunda istihdam durumunun kötü olmasına vurgu yapılması,

AB’nin İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde ABD Başkanı Trump’ın tehditlerinden sonra yeni yaptırım kararları aldığı spekülasyonları,

İran ve Umman arasında petrol anlaşmasının ele alınması,

Petrol fiyatları 70 dolar seviyesine çıkması,

Bütlenimizde ele almak istediğimiz önemli iktisadi gelişmeleri oluşturuyor.

İran’ın yeni yıl bütçesi ile ilgili meclisteki görüşmeler sonuna yaklaşıyor. Gerçi bütçe tasarısı bazı tartışmalarla beraber oldu. Asgari ücretin ne kadar olması gerektiği, devlet memurlarının maaşına yapılacak zam oranı, döviz fiyatları, enerji fiyatları ve hükümetin giderleri ile gelirleri arasındaki denge, mecliste en çok tartışılan konulardı.

İran bütçesinde döviz gelirlerinin en önemli iki kaynağı petrol satışı ve petrol dışı ihracattan elde edilen dövizdir. Buna karşın petrol satışı İran bütçesinde hala stratejik rol ifa ediyor.

Yeni yılın bütçe tasarısında ham petrol satışı için varil başına 55 dolar fiyat belirlenmiş bulunuyor. hali hazırda ise petrol fiyatları 70 dolar sınırına yaklaştı ve bu fiyatın yeni yılda da aynı seviyede kalacağı tahmin ediliyor.

Aslında petrol satışından elde edilen döviz ülke ekonomisi üzerinde olumlu etkisi olabilir, fakat bir çok durumda uzmanlar petrol satışından elde edilen dövizin sadece tüketim mallarının ithal edilmesine tahsis edildiğini ve sonuçta milli sermayenin heba olduğunu ve ülke döviz kaybına uğradığını belirtiyor.

Tahran yönetimi yeni yılın bütçesini ekonomik büyüme endeksini geliştirme, enflasyonu kontrol altına alma ve az gelirli mesleklerde çalışanların refah seviyesini yükseltme temellerine dayanarak hazırladı. Buna karşın bu hedeflerin gerçekleşmesi ekonominin geri kalmışlığı, işsizlik meselesi ve hükümetin vatandaşlara ödediği nakit sübvansiyon konusu ile iç içe olan geçimi sağlayacak gelirle düğümlendiği ve zor hedefler olduğu anlaşılıyor.

İslamî Şura Meclisi araştırma merkezi yeni yılın bütçe tasarısı hakkında geçen hafta yayımladığı raporunda bütçenin hedefleri ve rakamlarını gözeterek yeni yılda %3’lük ekonomik büyümeyi öngördü.

İslamî Şura Meclisi araştırma merkezi yeni yılın bütçe tasarısı hakkında yayımladığı raporunda ayrıca son yıllarda istihdam meselesinin kötü durumuna işaret ediyor. İran’da son işsizlik oranı cari yılın yaz aylarında %11.7 olarak açıklandı. Öte yandan bankacılık sisteminin durumu ve döviz piyasalarına hakim olan durum da bir türlü çözümlenemeyen iki sorun olarak ortada duruyor.

Son yıllarda döviz meselesinde yaşanan istikrarsızlık sürekli İran ekonomisini tehdit etmiştir. Gerçi dört yıldır döviz kurlarında dalgalanmaların hafiflediği gözleniyordu, fakat cari yılda ve özellikle sonlarına doğru döviz fiyatlarında önemli artış yaşanmaya başladı, öyle ki cari yılın üçüncü çeyreğinde döviz fiyatları %8’lik bir artışa şahit oldu. Döviz piyasası konusunda iki temel kaygı ise döviz fiyatlarının ani sıçramasını önlemek ve döviz fiyatlarını tek fiyat haline getirmektir.

İslamî Şura Meclisi araştırma merkezi yeni yılın bütçe tasarısı hakkında yayımladığı raporda öngörüleri, şimdiye kadar eşine ender rastlanan kuraklık ve petrol ve otomotiv sektörleri gibi sektörlerin fazla kapasitelerinden yararlanma imkanının son iki yılda olduğu gibi bulunmaması ve özellikle son yıllarda yatırımların düşük düzeyde gerçekleşmesi, yeni yılda cari yıla oranla daha düşük ekonomik büyüme endeksine ve yaklaşık %4 seviyesine işaret ediyor.

Geçen hafta AB’nin İran’a karşı yeni yaptırım uygulamak istediği yönündeki spekülasyonlar Avrupa medyasına yansırken, Amerikalı bazı yetkililerin bazı açıklamaları ile birlikte siyaset ve medya çevrelerinin dikkatini çekti.

Amerika Başkanı Donald Trump İran’a dayatılan yaptırımların askıya alınma süresini uzattıktan sonra Avrupalı ortaklarını Bercam nükleer anlaşmasında facia kusurlar tabir ettiği durumu düzeltmedikleri takdirde bu anlaşmadan çekileceği yönünde tehdit etmesinin ardından şimdi Avrupa’nın da İran’a karşı yeni yaptırımlar uygulamak istediği yönünde bazı spekülasyonlar ortalıkta dolaşmaya başladı.

Almanya’nın Der Speigel dergisi son sayısında Brüksel’de bazı diplomatik çevrelere dayandırdığı haberinde Almanya, Fransa ve Britanya İran İslam Cumhuriyeti nizamına karşı yeni yaptırımları uygulamak istediklerini yazdı. Dergi Almanya yönetimi Avrupalı ortaklarını İran’a karşı yeni yaptırımların uygulanması konusunda ikna ederek bir yandan İran’ın füze programını hedef almak ve böylece İran’ın izlediği politikalarına karşı duyarsız olmadıklarını ortaya koymak ve öte yandan da ABD Başkanı Trump’a Bercam’a yönelttiği eleştirileri ciddiye aldıkları mesajını göndermek istediğini belirtti.

Ancak gerçek şu ki AB 2015 yılında İran ve 5+1 grubu arasında imzalanan Bercam nükleer anlaşmasını korumak istiyor.

Der Speigel raporunun devamında Avrupalı tarafların Bercam nükleer anlaşmasının hesabını İran İslam Cumhuriyeti ile diğer anlaşmazlıklar ve münakaşalardan ayrı tutmak gerektiğine ve İran’a uygulayacakları yeni yaptırımların İran’ın füze programını hedef alması gerektiğine inandıklarını yazdı.

Bu yönde çıkan haberler, İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi’nin Almanya ziyaretine paralel olarak medyaya yansıdı. Ancak Irakçi konu ile ilgili medyada çıkan haberlere gösterdiği tepkide, İran yönetiminin Almanya ve İngiltere veya başka bir ülke ile füze meselesini müzakere ettiği iddiasını reddederek bu haberin doğru olmadığını belirtti.

İran ile başka ülkelerin arasında siyasi istişarelerin her zaman devam ettiğini belirten Irakçi, son bir yılda Avrupa ile yakın istişarelerde bulunduklarını belirtti. Irakçi şöyle dedi: biz Avrupa’ya Amerika ile İran arasında seçim yaparak İran’ı seçmesini söylemiyoruz, fakat Avrupalı yetkililer Bercam’dan çekildikleri takdirde uluslararası camiada itibar kaybına uğrayacaklarının bilincindedir.

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi, önümüzde aylarda daha yeni sorunlarla karşılaşacaklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz Avrupa konusunda şimdilik kesin bir değerlendirmede bulunmuyoruz. Bazı Avrupalı yetkililer eğer Trump’a Bercam nükleer anlaşması dışındaki bazı konularda bir takım imtiyazlar verilirse onu bu anlaşmanın içinde tutmanın mümkün olacağını düşünüyor, fakat bu tamamen yanlış bir politikadır ve mutlaka ters sonuç doğuracaktır ve biz bu konuyu açıkça Avrupalı yetkililere söyledik. Gerçi Avrupa içinde de bu konuda kesin ve belli bir değerlendirme bulunmuyor.

Her halükarda Bercam nükleer anlaşması ancak uluslararası camia bu anlaşmayı korumakta ciddi olduğu müddetçe İran için uygun bir anlaşmadır. Bir başka ifade ile bu anlaşmanın tarafları İran’ı gelen baskıların karşısında yalnız bırakarak sadece sözlü destekle yetinemez. Ancak Amerika’nın İran karşıtı politikalarının devam etmesi ve AB’nin bu konuya yönelik tutumunda dalgalanma yaşanması, İran’ın Bercam nükleer anlaşması ile ilgili her türlü muhtemel senaryoya karşı uygun politika üretmeye yönelttiği anlaşılıyor.

Geçen hafta petrol anlaşmasının uygulanmasını gözetleme özel komitesi Umman’ın başkenti Maskat’ta bir oturum düzenledi.

Maskat oturumu petrol piyasaları için iyi haberlerle sonuçlandı. Şimdi OPEC’e yakın kaynaklar, petrol üreten ülkelerin üretim tavanını düşük tutma kararını yıl sonuna kadar sürdüreceğini ve hatta bu süre petrol piyasalarını istikrarlı hale getirmeye yetmediği takdirde OPEC üyesi olan ve olmayan ülkelerin işbirliği ile bu kararın 2019 yılında da devam ettirileceğini belirtiyor.

Petrol anlaşmaları gözetleme özel komitesi Umman, Rusya ve üç OPEC üyesi ülkelerden oluşuyor ve her iki ayda bir petrol anlaşmalarının uygulanma sürecini gözden geçirmek için toplanıyor.

Rusya enerji Bakanı Aleksandır Noak da Moskova yönetimi petrol piyasalarına destek yönünde OPEC ile yakın işbirliğini sürdüreceğini açıkladı.

Maskat oturumunda alınan kararlar, petrol üreten ülkelerin üretim tavanını düşük tutma anlaşmasından erken çekileceği yönündeki spekülasyonlara da son noktayı koymuş oldu. OPEC üyesi olan ve olmayan ülkeler Kasım ayında 2018 yılının sonuna kadar günde 1.8 milyon ham petrol üretimini düşürme anlaşmasının uzatılması üzerinde mutabakat varmıştı. Arabistan petrol Bakanı Maskat’ta düzenlenen özel komitenin oturumunun sonunda  yaptığı açıklamada OPEC üyesi olan ve olmayan üretici ülkelerin üretim tavanını düşük tutma kararını yıl sonuna kadar sürdüreceğini ve hatta bu süre petrol piyasalarını istikrarlı hale getirmeye yetmediği takdirde bu kararı 2019 yılında da devam ettireceklerini belirtti.

Buna karşın bazı uzmanlar petrol fiyatlarının son haftalarda artışı Shil petrolü üretiminin artmasına sebebiyet vereceğini, fakat talep seviyesini düşürmeyeceğini belirtiyor.