İmam Hüseyin -s- ayı Muharrem - 3
(last modified Thu, 12 Aug 2021 10:48:56 GMT )
Ağustos 12, 2021 13:48 Europe/Istanbul

Bugün Muharrem ayının üçüncü günü. Bugün Müslümanlar ve İmam Hüseyin -s- aşıkları geçen iki günde olduğu gibi yine o hazretin yasını tutuyor. İmam Hüseyin -s- İslam Peygamberi’nin -s- sünnetini ihya etmek ve kötülüklerle mücadele için kıyam eden aşk kervanının başıydı. İmam ve vefakar arkadaşları bu uğurda canını feda ederek maneviyatı korudu ve insani yüce değerleri savundu.

“Ey insanlar, bu Hüseyin bin Ali’dir. Onu iyice tanıyın. Canım elinde olan Allah’a and olsun o ve onu sevenler ve onu sevenleri sevenlerin mekanı cennettir.”

Bu sözler, Allah Resulü’nün -s- şehitlerin efendisi İmam Hüseyin -s- hakkına sarf ettiği seçkin ifadelerin bir bölümüdür.

İmam Hüseyin’in -s- pratik siyerinden o hazretin ilahi değerleri ve nebevi sünneti koruduğu ve İslam’ın yüce hedeflerinin gerçekleşmesi için elinden gelen çabayı sarf ettiği anlaşılır. Nitekim İslam’ı yeniden yaşatmak ve unutulan İslami değerleri ihya etmek, İmam Hüseyin’in -s- bereketli ömrü boyunca yerine getirdiği en önemli icraatından sayılır. Bu yüzden Müslüman düşünürlerin arasında şu cümle oldukça yaygın olarak özel bir üne kavuşmuştur:

İslam’ı Hz. Muhammed -s- beşeriyete sundu; Hüseyin bin Ali -s- tüm benliği ile onu korudu ve ihya etti.

İslam Peygamberi’nin -s- vefatından sonraki yıllarda İslam yasaları oldukça tahrif edilmiş ve üzerini cehalet ve zulüm tozu örtmüştü. Ancak İmam Hüseyin -s- ve vefakar arkadaşlarının şehadeti, İslami hakiki sünnetleri üzerinden bu tozu sildi ve ilahi maarifin parlak nuru bir kez daha gaflet içinde olan kalpleri aydınlattı. Nitekim o hazret için yazılan ziyaretnamede şöyle okumaktayız:

Ya Eba Abdullah, senin namazı ihya ettiğine, zekatı eda ettiğine ve emri maruf ve nehyi münker ettiğine şahadet getiriyorum.

Ehl-i Beyt -s- fertlerinin vahiye dayalı kültüründe emri maruf ve nehyi münker ameli diğer ilahi değerlere kıyasla daha yüksek konumdadır. Nitekim İmam Ali -s- emri maruf ve nehyi münkerin değeri Allah yolunda cihat etmekten daha değerli olduğunu belirterek şöyle buyurur:

Tüm iyi ve salih ameller ve Allah yolunda cihat etmek, emri maruf ve nehyi münker karşısında geniş bir denize karşı bir damla gibidir.

Kuşkusuz doğru ve semavi bir dinin ilkelerini korumak için bidat yapanlarla mücadele etmek gerekir. hiç bir hür Müslüman kendi inancını koruma doğrultusunda olumsuz sünnetleri ortaya atanlarla uzlaşmaz. İmam Hüseyin -s- de İslami değerleri her ne pahasına olursa olsun korumak gerektiğine inanırdı. İmam Hüseyin’in -s- kişiliği direniş ve hür olmanın simgesiydi. İmam Kerbela meydanına bu anlayışla ayak bastı ve beşeriyete hür olma dersi verdi ve hiç bir koşul altında zulme boyun eğmeyeceğini ortaya koydu.

İmam Hüseyin -s- Emevi despot ve zalim hükümdarlarla asla uzlaşamazdı. İmam zalim, bencil ve nefsine düşkün bu zümreye karşı amansız bir mücadele başlattı ve canını ve tüm varlığını bu uğurda feda etti. İmam Hüseyin -s- sürekli sevgili babası İmam Ali’nin -s- şu sözüne istinat ediyordu:

En zalim insanlar, toplumda zulüm sünnetleri yaygınlaştıran ve adalete dayalı sünnetleri yok edenlerdir.

Semavi liderlerin başarılı olmalarına vesile olan en önemli özellikleri, hedefleri doğrultusunda güçlü iman, demir irade, kesin tavır ve salabetidir. Kuşkusuz bu özellikler ve derin marifetle Allah yolunda adım atanlar, demirden iradesi olan ve yüce hedeflerine ulaşmak için karşılaştıkları engellerden asla korkmayan insanlardır. İmam Hüseyin -s- de Aşura kıyamının lideri olarak böyle bir iradeye ve salabete sahipti.

İmam Hüseyin -s- kendisine daha pasif ve maslahat icabı yolları öneren ve Muaviye’nin gözünün önünden uzak durmaya teşvik eden kardeşi Muhammed Henefiye’ye verdiği cevapta Emevi zalim ve despot hükümdarlarla mücadelede sarsılmaz iradesi ve güçlü saiklerine işaret ederek şöyle buyurdu:

Kardeşim, eğer bir gün yeryüzünde sığınacak hiç bir güvenli yer olmazsa bile yine de Yezid bin Muaviye’ye biat etmem.

İmam Hüseyin’ın -s- insanları yücelten kültüründe batıla karşı teslim olmak ve zilletli bir yaşam sürdürmeye asla yer yoktur. İmam’ın salabetini ve güçlü iradesini Aşura kıyamının sebeplerini ve kendisinin amacını açıkladığı tarihi konuşmasında görmek mümkün.

İmam Hüseyin -s- bu konuşmasında dünyanın tüm hür insanlarına hak yolunda direniş kültürünü şöyle öğretti:

Ey insanlar, bilin ki napak oğlu napak (Ubeydullah bin Ziyad) beni iki seçenekten birini seçmeye zorlamıştır: ölüm ya da zillet. Ancak bizim zilleti kabul etmemiz imkansızdır. Allah teala ve peygamberi ve pak ve cesur müminler ve alemin izzetli insanları bize alçaklara itaat etmeyi şerefli ölüme tercih etmemizi asla yakıştırmaz.

İmam Hüseyin -s- ilahi sünnet ve dinin koruyucusuydu ve Aşura hamasetini de öz Muhammedi İslam’ın ülkülerini ve bu semavi dinin ilkelerini korumak için yarattı. İmam kader belirleyici kıyamı ile hürriyet ve cesaret abidesi oldu ve böylece İslami topluma da yeni bir hayat kazandırdı.

İmam Hüseyin -s- kanı ile Şia mektebine izzet ve onur kazandırdı ve hayatının son anına kadar İslam dini ve insanları hidayete erdirmek üzere savaştı. İmam Hüseyin -s- Kerbela meydanında fedakarlığın ihtişamını ve İslami asil değerleri korumayı ortaya koydu. İmam bu meydanda kendisi ve en sevdiği insanların canını Şia mektebini ve öz Muhammedi İslam’ı ihya etme uğruna fea etti ve İslam ümmetini ıslah etmek ve hidayete erdirmek üzere halâ tarihte yaşayan muazzam bir kıyamı gerçekleştirdi.

İmam Hüseyin -s- kıyamı akıllı ve insaflı insanları zulme karşı bilinçlenmelerine ve artık susmamalarına vesile oldu. Aşura kıyamı, Kerbela olayına bir nevi ortak olan birçok kişiyi daha sonra kıyam ederek İmam Hüseyin -s- ve arkadaşlarının akan kanının hesabını sormaya yöneltti. Aşura kıyamı daha sonra zalim hükümdarlara karşı kıyam eden Muhtar gibi şahsiyetlerin harekete geçmelerine örnek oldu.

Günümüzde de dünyanın birçok bölgesinde Aşura kıyamından ilham alınarak bir sürü inkılap ve kıyam gerçekleşiyor. Bilinçli bir millet hiç bir zaman İslam düşmanlarının hilelerine alet olmuyor ve düşmanlara geçit vermiyor.

İmam Hüseyin -s- İslam’ın hakkaniyetini savunmak için Yezid bin Muaviye’nin zulmüne karşı kıyam etti ve böylece adalet hükümetini uygulamak ve İslam’ın hakiki değerlerini korumak üzere Müslümanların vahdet mesajını herkese duyurdu. Nitekim şimdi Aşura kıyamı üzerinden asırlar geçmesine karşın dünya genelinde Şia Müslümanlar bu büyük kıyamı saygı ile anıyor.

İmam Hüseyin -s- Aşura günü zulüm ordusu ile karşılaştı ve 72 vefakar arkadaşı ile birlikte şehit düşerek insanlığa fedakarlık ve şecaat dersi verdi ve sonuçta İslami değerleri koruma abidesi oldu.