İmam Hüseyin -s- ayı Muharrem - 6
Allah Resulü -s- şöyle buyurmuştur: Hüseyin için ancak şehadetle elde edeceği bir makam vardır ve haklarında şefaatte bulunacak sevenleri olacaktır ve şefaat talebi kabul edilir ve yine Mehdi -s- de Hüseyin’in -s- evlatlarındandır. Ne mutlu kıyamet gününde kurtulanlardan olacak olan Hüseyin’i sevenlere.
Değerli dostlar, bu günlerde İmam Hüseyin -s- için düzenlenen yas merasimlerini idrak ediyoruz. Bu büyük ve seçkin İmam’ın yolu ve hedefi asırları, kuşakları ve sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına insan olmak ve hür yaşamak derslerini verdi.
Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cenah İmam Hüseyin -s- hakkında şöyle diyor:
Hiç bir şecaat örneği İmam Hüseyin’in -s- sergilediği şecaate benzeme bakımından bu alemde bulamazsınız. Bence tüm Müslümanlar kendisi Irak topraklarında feda eden bu şehidi örnek alarak onu izlemelidir.
Hindistan’ın büyük lideri Gandi de ben milletimi kurtarma dersini İmam Hüseyin -s- mektebinden öğrendim, demiştir.
Ve bugün beşeriyet halâ Aşura mektebinin derslerine susamaktadır. Bu mektepte fedakarlık, ihlas, Allah’ı eksen almak ve hak taleplik dersleri veriliyor ve Hüseyin bin Ali -s- özgürlük isteyenleri sudan doyuran bir çeşme misalidir.
İmam Hüseyin -s- dünyaya geldiği günden itibaren kendini sevgili dedesi Allah Resulü’nün -s- sevgi ve şefkat dolu kucağında buldu. Allah Resulü Hz. Muhammed -s- torunları Hz. Hasan -s- ve Hz. Hüseyin’e -s- çok özel bir şekilde inayette bulunuyor ve onlarla sevgisini paylaşıyordu; öyle ki bu durum sahabe ve hazretin yakın arkadaşları tarafından da fark ediliyordu.
Resulullah efendimiz -s- torunları Hasan ve Hüseyin’i omuzlarına alıyor ve bazı şiirler okuyarak sevgisini ifade ediyordu.
Bazen Allah Resulü -s- minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin’i görünce minberden iniyor ve herkesin gözü önünde onları kucaklayarak sevgisini gösteriyor ve böylece bu iki torununun konumunu herkese göstermeye çalışıyordu.
Allah Resulü -s- arkadaşlarının “Ya Resulullah, ailenizden kimleri daha çok seversiniz?” sorusuna verdiği cevapta Hasan ve Hüseyin, diye buyurmuştur.
Allah Resulü -s- çeşitli etkinliklerde ve merasimlerde insanları Ehl-i Beyt’in -s- ve özellikle İmam Hasan -s- ve İmam Hüseyin’in -s- konumu ile tanıştırıyordu. Güya hazret torunları hakkında sarf ettiği güzel cümleler ve has ve sevgi dolu davranışlarla insanları Hasan ve Hüseyin’e yönelik sevgisinden haberdar etmek ve böylece gelecekte Ehl-i Beyt’ine yönelik zulüm ve haksızları önlemek istiyordu.
Şimdi sohbetimizin devamında Resulullah efendimizin -s- torunu İmam Hüseyin -s- hakkında sarf ettiği bazı güzel cümleleri ve davranışlarından bazı örnekleri sizinle paylaşmak istiyoruz.
İslam Peygamberi’nin -s- İmam Hüseyin’in -s- konumunu ve şanını beyan etmek için kullandığı ünlü cümle şöyledir:
Hüseyin bendendir ve ben Hüseyin’denim. Allah Hüseyin’i sevenleri sever.
Bu rivayet çok güçlü belgelere dayanır ve Ehl-i Sünnet de kesin belgelere dayanarak kaynaklarında beyan etmiştir. Rivayete göre, günlerden bir gün Allah Resulü -s- davet edildiği bir ziyafetten ayrılır ve yolda giderken torunu Hz. Hüseyin’i çocuklarla oynarken görür. Allah Resulü -s- Hüseyin’e doğru gider ve mübarek ellerini açarak torunu Hüseyin’in kendisini hazretin sevgi dolu kucağına atmasını bekler. Ancak Hüseyin sağa sola kaçışır ve Allah Resulü -s- tebessümle onu izler, ta ki Hüseyin’i yakalar ve başını kaldırır ve torununun güzel yüzünü görünce öper. Allah Resulü -s- o sırada bu manzarayı seyredenlere şöyle buyurur: Hüseyin bendendir ve ben Hüseyin’denim. Allah Hüseyin’i sevenleri sever.
Bir gün Hz. Hüseyin -s- Resulullah efendimizin -s- kucağındaydı ve dedesi ile oynuyordu. Allah Resulü -s- de torunu ile oynuyor ve onu güldürüyordu. O sırada Ayşe sordu: Ya Resulullah, neden onu bu kadar çok seviyorsun? Allah Resulü -s- şöyle buyurdu: Onu nasıl sevmeyebilirim ki; o benim gönlümün meyvesi ve gözümün nurudur; ancak ümmetim onu şehit edecektir. Ama kim şehadetten sonra onu ziyaret edecek olursa Rabbim benim bir Hac sevabım kadar ona sevap yazacaktır.
Bir gün İmam Hüseyin -s- kapıdan girdiğinde Allah Resulü -s- herkesin duyacağı yüksek sesle şöyle buyurdu: Hoş geldin ey göklerin ve yerin ziyneti. O sırada orada bulunanlardan Ebi bin Kaab hayretle arz etti: Ya Resulullah, acaba sizden başka biri de yerin ve göklerin ziyneti olabilir mi ki? Resulullah efendimiz şöyle buyurdu:
Ey Ebi bin Kaab, beni haklı olarak peygamber seçen Rabbime and olsun ki Hüseyin bin Ali göklerde yeryüzünden daha çok tanınmaktadır. Onun adı ilahi Arş’ta şöyle yazılmıştır: Hüseyin hidayet meş’alesi ve kurtuluş gemisidir.
Şia ve Sünni alimler bir kaç yerde Cabir bin Abdullah Ensari’den şöyle anlattığını rivayet etmiştir:
Ben defalarca Allah Resulü’nden -s- Hüseyin bin Ali -s- hakkında şöyle buyurduğunu duydum: Kim cennet ehli gençlerin efendisini görmek ve onu tanımak istiyorsa, Hüseyin bin Ali’ye baksın.
Şeyh Sıdduk’un eserinde de Allah Resulü’nden -s- Hz. Hüseyin’in -s- azameti hakkında çok güzel bir cümle nakledilmiştir. Allah Resulü -s- şöyle buyurur:
Ey insanlar bu, Hüseyin bin Ali’dir. Onu tanıyın. Canım elinde olan Rabbime and olsun, o ve sevenleri ve sevenlerinin sevenleri, hepsi cennetliktir. Yani İmam Hüseyin -s- kıyamet gününde sevenleri ve hak dinini izleyenler için şefaat eder ve birçok insan o hazretin şefaati ile cennete girer.
İmam Hüseyin -s- henüz yedi yaşındayken Allah Resulü -s- fani dünyadan ayrılarak hakka yürüdü. Ancak İmam’ın hayatında ve özellikle Allah Resulü -s- hayatta olduğu dönemde o hazretin dilinden duyulan konu, birçok yerde Resulullah efendimizin -s- İmam Hüseyin’in -s- şehit olacağını haber vermesiydi.
İslam Peygamberi -s- şehadet, İmam Hüseyin’i -s- ebediyete dek koruyacağını biliyordu ve bu yüzden en çok torunu Hüseyin’i ve izleyeceği yolu ve şehadetini anlattı.
Bu bağlamda İmam Bakır’dan -s- bir rivayette şöyle buyurduğu nakledilir:
Resulullah’ın adeti, Hüseyin yanına geldiğinde onu kucağına alıp Ali’ye şöyle buyururdu: Hüseyin’i koru; ardından torununun bedenini yer yer öper ve ağlardı. Hüseyin -s- sorardı: dedeciğim, neden ağlıyorsun? Allah Resulü -s- şöyle buyururdu: canım evladım sana saplanacak kılıçların yerini öpüyor ve bu yüzden ağlıyorum.
Yine muteber bir rivayete göre, günlerden bir gün Allah Resulü -s- Ümmi Selma’nın evindeydi. O sıralarda küçük bir çocuk olan Hz. Hüseyin -s- Allah Resulü’nün -s- yanına geldi. Ümmi Selma hemen onların yanına geldi ve Hüseyin’in Resulullah’ın -s- göğüsünde oturduğunu ve hazret ağlayarak elinde bir şeyi tuttuğunu fark etti. Allah Resulü -s- şöyle buyurdu: Ey Ümmi Selma, Cebrail bana bu evladım katledileceğini haber verdi ve bana onun toprağından bir parça getirdi. Bu, oranın toprağıdır; ne zaman kana dönüşürse, bil ki Hüseyin’im öldürülmüştür.
Ümmi Selma şöyle arz eder: Ya Resulullah, Allah’tan bu musibeti bertaraf etmesini iste. Allah Resulü -s- şöyle buyurur: Allah bana vahiy etti, Hüseyin için ancak şehadetle nail olacağı bir makam vardır ve haklarında şefaatte bulunacak sevenleri olacaktır ve şefaat talebi kabul edilir ve yine Mehdi -s- de Hüseyin’in -s- evlatlarındandır. Ne mutlu kıyamet gününde kurtulanlardan olacak olan Hüseyin’i sevenlere.