Amerika'nın Bölgedeki Yeni Maceracı Girişimi

Amerika, Donald Trump başkanlığında Fars Körfezi ve güney kıyı ülkeleri özellikle de Suudi Arabistan'a odaklanarak Suudi Rejimi ile büyük silah sözleşmeleri imzalayıp bu ülkeyi sözde tehditler karşısında savunduğunu iddia ediyor. Washington'un bu alandaki en önemli bahanesi ise Amerika'nın İran karşısındaki çıkarlarının savunulmasıdır.

Bu doğrultuda Amerika Savunma Bakanlığı-Pentagon 26 Eylül Perşembe günü bir bildiri yayımlayarak Washington'un Suudi Arabistan'ın hava savunmasını güçlendirmek amacı ile 200 askeri personel, bir Patriot füze savunma sistemi ve dört Sentinel radar sistemini bu ülkeye göndereceğini açıkladı. 
Pentagon krizin patlak vermesi halinde en hızlı şekilde kullanabileceği teçhizatı Suudi Arabistan'a yerleştirmektedir. Bu doğrultuda Amerika savunma bakanlığı ayrıca iki Patriot hava savunma sistemi ve bir de anti-füze Thaad sistemini tam teyakkuzda tutarak gerektiğinde Arabistan'a intikal ettirilmesini planlamıştır. 
Washington ayrıca ortakları ve müttefiklerinin de yakın gelecekte Arabistan'ın savunma gücünü arttırmaya yardımcı olacakları konusunda umutlu olduğunu bildirdi. 
Pentagon sözcüsü Jonathan Hoffman ise Amerika'nın Suudi Arabistan'a askeri teçhizat ve sistemler göndermesi için bölgesel ortaklarına destek stratejisini neden göstererek, "Bu girişimler, bizim bölgesel ortaklarımıza karşı taahhütlerimize bağlı olduğumuzu ve de Batı Asya bölgesinde güvenlik ve barışa öncelik verdiğimizi gösteriyor." İddiasında bulundu.
Amerika, 2003 yılında askerlerini Arabistan'dan çekmesinin ardından ilk kez Arabistan'a asker gönderiyor.
Amerika geçen Cuma günü ise başkan Trump'ın Arabistan'ın hava savunmasının güçlendirilmesi amacı ile Fars Körfezi çevresine askeri güçlerin gönderilmesini onayladığını bildirdi. 
Pentagon'un Yemenli güçlerin  Suudilerin petrol ihracatını yarıya düşüren ülkenin Doğusundaki Bukayk ve Hurays bölgesinde Aramco Petrol tesislerine yönelik İHA'lı saldırılarının ardından, sözde Suudilerin hava savunma gücünü arttırması yönündeki girişimlerini başlattı. 
Petrol tesislerine yönelik saldırıların düzenlendiği sırada ise  bir Patriot hava savunma sisteminin bu tesisler etrafında konuşlanmasına rağmen bu sistemler işlevsizliklerini ispatlamış oldu. Bu mesele ise Suudi Arabistan içinde ve dışında ciddi eleştirilere neden oldu. 
Amerika, Suudi Arabistan'a daha fazla askeri teçhizat ve güçlerini, Arabistan'ın petrol tesislerinin hedef alınması ile Fars Körfezi'nde tansiyonun yükseldiği bir sırada gönderiyor.
Riyad ve Washington hiç kanıt sunmadan, doğrudan Tahran'ı Aramco tesislerine saldırılardan sorumlu tutmaktadırlar. Buna rağmen Tahran bu yöndeki tüm iddiaları reddediyor. Fakat  Amerikalılar yine de İran'ı hiçbir belge ve kanıt göstermeden suçlayarak temelsiz iddialarını ortaya atmaya devam ediyor. 
Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo dünyada İranofobiyi güçlendirme bağlamında, "Tüm ülkelerden aleni bir şekilde tek ses olup İran saldırılarını kınamalarını istiyoruz. Amerika ve ortakları piyasalardaki enerji ihtiyacını gidermek için iş birliği yapıp bu konuda güven oluşturarak İran'ı bu saldırgan tavrı hususunda cevap vermesini sağlayacak." Dedi.
Trump hükümetinin siyaseti her zaman Siyonist Rejimi desteklemeye dayalıdır. Bunun yanı sıra Amerikan silahlarının en büyük alıcısı olan Suudiler de Washington'un bölgedeki stratejik ve ekonomik ortağıdır. Bu yüzden Trump hükümeti Arabistan ile ilişki düzeyini düşürmek istemiyor. Buna ilaveten hem Siyonistlere hem Suudilere bir araç olarak yaklaşarak, defalarca özellikle de Suudileri sağmal inek şeklinde değerlendirerek ekonomik çıkarlar sağlamaya çalışmıştır. 
Suudi Arabistan Trump yönetimi için çok önemlidir öyle ki Amerika başkanı ilk dış ziyaretini Riyad'a gerçekleştirerek 110 milyar dolar değerinde silah anlaşmaları imzaladı. Trump Aramco tesislerine yapılan son saldırıların ardından da, Suudileri savunmak için daha fazla para talep etmiştir./