Şam'a Karşı Uluslararası Kanallar Üzerinden Baskılar
Suriye yasal hükümetine karşı olanlar Beşar Esed iktidarını devirmekten umutlarını kesip bu kez de uluslararası toplum üzerinden baskı yapmaya yönelmiştir.
Suriye yasal hükümetine karşı olanlar bir sonraki aşamada ise Suriye coğrafyasını parçalama siyasetine yöneldiler ve hala da aynı doğrultuda hareket etmektedirler. Ancak bu siyasetin de Suriye ordusu ve ortaklarının sahada terörist gruplar ile mücadeledeki başarıları ile de yenilgiye uğrayacağı görülmektedir.
Bu yaklaşımların devam ettiği sırada Suriye yasal hükümetine karşı olanlar şimdi de diplomasi kanalı ile bu ülkeye karşı çabalarını devam ettirmektedir. Ancak Rusya'nın Astana süreci inisiyatifi ve bu çerçevede İran ve Türkiye'nin de bu sürece katılması ile Suriye yasal hükümetine karşı olanların siyasetleri de hezimete uğradı.
Buna rağmen Suriye hükümeti muhalifleir hala Şam aleyhindeki siyasi baskıları devam ettirmekte. Yaptırım aracını kullanmak ve uluslararası yasaları suistimal etmek Amerika elebaşılığında Batı'nın Suriye gibi ülkelere yönelik yürüttüğü başlıca siyasettir.
Bu doğrultuda da Amerika geçen aydan itibaren "Sezar" yaptırımlar yasasını hayata geçirerek Suriye aleyhinde birçok yaptırımı hayata geçirdi. Bu yasanın hedefi ise Suriye'ye ekonomik sorunların dayatılması ve bu ülke halkı ve hükümetinin geçinme sıkıntıları ile karşılaşmasını sağlamaktır.
Buna paralel olarak bir kez daha Suriye hükümetine karşı uluslararası toplum üzerinden baskı kozu oynanmak isteniyor. Geçen Perşembe günü ise Kimyasal Silahların Yayılmasının Önlenmesi Örgütünün Yürütme Konseyi'nin 94'üncü oturumunda Batı'nın Suriye'ye yönelik " Suriye hükümetinin kimyasal silahlara sahip olma ve kullanma " kararını onayladı.
Bu örgüt Suriye ordusunu Suriye'nin Hama eyaletindeki El Letamine kasabasında Mart 2017'de kimyasal silah kullandığını ileri sürdü. Halbuki Nusra Cephesi teröristleri ve Beyaz Miğferliler isimli unsurlar asıl Suriye sivillerine karşı kimyasal silah kullanmışlardı.
Kimyasal Silahların Yayılmasının Önlenmesi Örgütü'nün bu girişimi ise Batılı ülkelerin uluslararası toplumu ve kurum ve kuruluşlarını araçsal olarak kullanmasının açık bir örneğidir. Bu kez de Suriye Batılı ülkelerin bu çıkarcı yaklaşımının hedefi olarak seçilmiştir.
Suriye dışişleri bakanlığının da bildirdiğine göre Kimyasal Silahların Yayılmasının önlenmesi Örgütü kararını da Suriye aleyhinde bir siyasi oyun olarak niteleyerek bir yandan Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya desteğindeki Beyaz Baretlilerin kimyasal silahlar gerçekleştirdiğini ve bir diğer yandan da Suriye hükümetinin terör gruplarına karşı üstün olduğunu ve bunun da Batı çıkarlarına ters düştüğünü söyledi.
Bu hususta önemli olan bir başka nokta da Suriye ordusunun ne zaman terör örgütleri karşısında önemli zaferler elde ettiğinde ve terörist grupların yenilgilerinin gün yüzüne çıktığında terörist gruplar da sivillere karşı kimyasal silah kullanmış ve Batılı ülkeler de Şam hükümetini kimyasal silahlar kullanmakla suçlamıştır.
Bu yaklaşım şimdiye kadar bir kaç kez Suriye hükümetine karşı izlenmiştir. Halbuki Suriye hükümeti iç krizin başlamasından üç yıl sonra tüm kimyasal silahlarını dışarıya taşıttırdı.
Amerika liderliğindeki Batı ise bir yandan uluslararası kurum ve kuruluşları araçsal olarak kullanıyor diğer yandan da sivillerin savunucu olduğunu taslıyor. Öyle bir yaklaşım ki Amerika iç protesto gösterilerinde de yalan ve hile olduğu anlaşıldı. Bu çerçevede Amerika polisinin protestocuları sert bir şekilde bastırması herşeyi uluorta gözler önüne sermektedir.