Şam'a Karşı Uluslararası Kanallar Üzerinden Baskılar
(last modified Wed, 15 Jul 2020 05:19:34 GMT )
Temmuz 15, 2020 08:19 Europe/Istanbul
  •  Şam'a Karşı Uluslararası Kanallar Üzerinden Baskılar

Suriye yasal hükümetine karşı olanlar Beşar Esed iktidarını devirmekten umutlarını kesip bu kez de uluslararası toplum üzerinden baskı yapmaya yönelmiştir.

Suriye yasal hükümetine karşı olanlar bir sonraki aşamada ise  Suriye coğrafyasını parçalama  siyasetine  yöneldiler ve hala da aynı doğrultuda hareket etmektedirler. Ancak bu siyasetin de  Suriye ordusu ve ortaklarının  sahada terörist gruplar ile mücadeledeki başarıları ile de yenilgiye uğrayacağı görülmektedir. 

Bu yaklaşımların devam ettiği sırada  Suriye yasal hükümetine karşı olanlar  şimdi de  diplomasi kanalı ile   bu ülkeye karşı çabalarını devam ettirmektedir.  Ancak Rusya'nın Astana süreci inisiyatifi ve bu çerçevede İran ve Türkiye'nin de bu sürece katılması ile  Suriye yasal hükümetine karşı olanların siyasetleri de hezimete uğradı. 

Buna rağmen Suriye hükümeti muhalifleir hala  Şam aleyhindeki siyasi baskıları devam ettirmekte.  Yaptırım aracını kullanmak ve uluslararası yasaları suistimal etmek   Amerika elebaşılığında Batı'nın Suriye gibi ülkelere yönelik  yürüttüğü başlıca siyasettir. 

Bu doğrultuda  da Amerika geçen aydan itibaren  "Sezar" yaptırımlar yasasını  hayata geçirerek  Suriye aleyhinde  birçok yaptırımı hayata geçirdi.  Bu yasanın hedefi ise Suriye'ye ekonomik sorunların dayatılması ve  bu ülke halkı ve hükümetinin geçinme sıkıntıları ile karşılaşmasını sağlamaktır. 

Buna paralel olarak   bir kez daha Suriye hükümetine karşı uluslararası toplum üzerinden baskı kozu oynanmak isteniyor.  Geçen Perşembe günü ise    Kimyasal Silahların Yayılmasının Önlenmesi Örgütünün Yürütme Konseyi'nin 94'üncü oturumunda  Batı'nın Suriye'ye yönelik  " Suriye hükümetinin kimyasal silahlara sahip olma ve kullanma " kararını onayladı. 

Bu örgüt  Suriye ordusunu Suriye'nin Hama eyaletindeki El Letamine kasabasında Mart 2017'de kimyasal silah kullandığını ileri sürdü.  Halbuki Nusra Cephesi teröristleri ve Beyaz Miğferliler  isimli unsurlar   asıl Suriye sivillerine karşı kimyasal silah kullanmışlardı. 

Kimyasal Silahların Yayılmasının Önlenmesi Örgütü'nün bu girişimi ise Batılı ülkelerin uluslararası toplumu ve kurum ve kuruluşlarını araçsal olarak kullanmasının açık bir örneğidir. Bu kez de Suriye Batılı ülkelerin bu çıkarcı yaklaşımının hedefi olarak seçilmiştir. 

Suriye dışişleri bakanlığının  da bildirdiğine göre  Kimyasal Silahların Yayılmasının önlenmesi Örgütü kararını da Suriye aleyhinde bir siyasi oyun olarak niteleyerek  bir yandan  Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya desteğindeki Beyaz Baretlilerin kimyasal silahlar gerçekleştirdiğini ve bir diğer yandan da Suriye hükümetinin terör gruplarına karşı üstün olduğunu ve bunun da Batı çıkarlarına ters düştüğünü söyledi. 

Bu hususta önemli olan bir başka nokta da  Suriye ordusunun ne zaman terör örgütleri karşısında  önemli zaferler elde ettiğinde ve terörist grupların  yenilgilerinin gün yüzüne çıktığında  terörist gruplar da sivillere karşı kimyasal silah kullanmış ve Batılı ülkeler de   Şam hükümetini  kimyasal silahlar kullanmakla suçlamıştır. 

Bu yaklaşım şimdiye kadar bir kaç kez Suriye hükümetine karşı  izlenmiştir. Halbuki Suriye  hükümeti iç krizin başlamasından üç yıl sonra tüm kimyasal silahlarını dışarıya taşıttırdı.  

Amerika liderliğindeki Batı ise bir yandan uluslararası kurum ve kuruluşları araçsal olarak kullanıyor diğer yandan da  sivillerin savunucu olduğunu taslıyor. Öyle bir yaklaşım ki  Amerika iç protesto gösterilerinde de yalan ve hile olduğu anlaşıldı. Bu çerçevede Amerika polisinin protestocuları sert bir şekilde bastırması herşeyi uluorta gözler önüne sermektedir.