Türkiye heyetinin Bağdat'taki başarısızlığı
Türkiye dışişleri bakanı "Hakan Fidan" ve beraberindeki heyetin Irak'a yaptığı ilk resmi ziyarette Ankara ile Bağdat, Kuzey Irak'tan petrol ihracatının yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varamadı.
Irak Petrol Bakanı Hayyan Abdul Gani ile Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alp Arslan Bayraktar, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye petrol ihracatının yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varamadı. Irak ve Türkiye petrol bakanları daha fazla görüşmenin gerekliliğini vurguladılar. Ankara ve Bağdat yetkilileri arasında Irak'ın Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının devam etmesi konusunda anlaşma sağlanamaması, Türkiye ve Irak'ın sorunlarının arttığı anlamına geliyor. Ankara ile Bağdat arasındaki anlaşmazlığın temel noktalarından biri Türkiye'nin Dicle Nehri üzerine baraj inşa etmesi meselesidir, Ankara hükümetinin bu eylemi sonucunda Irak kuraklıktan kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
Bu bağlamda "Kuraklık Irak'ın ekonomisini ve tarımını tehdit ediyor." diyen Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Türk mevkidaşı ile Bağdat'ta yaptığı görüşmede, "Bağdat hiçbir örgütün Irak içinden komşu ülkelere karşı eylem yapmasına izin vermiyor" dedi.
Irak Dışişleri Bakanı aynı zamanda Hakan Fidan ile düzenlediği basın toplantısında şunları vurguladı: "Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri gözden geçirmek için bir çalışma toplantısı yaptık. Bu toplantıda iki ülke arasındaki su kaynakları konusunu gözden geçirdik." Her iki ülkenin de iklim değişikliğinden etkilendiğine dikkat çeken Hüseyin, şunları ekledi: "Irak'ın adil su haklarına erişimi konusunda Türk bakanla görüştüm, Türk tarafı da bu konunun araştırılması için daimi bir ortak komite kurulması teklifinde bulundu."
Bilindiği üzere Irak'ın Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının yeniden başlatılması için Türkiye'nin Bağdat yetkililerinden Uluslararası Ticaret Odası yargı mahkemesinde Ankara'ya yönelik şikayetini geri çekmesini talep etmiştir. Buna ilaveten Ankara, Bağdat'ın petrolün varil başına 7 dolar ödemesi gerektiğini duyurdu.
Bu arada iki komşu ülkenin sorunları petrol ihracatıyla sınırlı değil. Irak'ın bir kısmının Türkiye tarafından askeri işgali ve suyun Türk dağlarındaki kaynağından Dicle Nehri'ne aktarılmasına getirilen kısıtlamalar iki komşu ülke arasındaki ilişkilerde önemli sorunlardır.
Ankara yönetimi Irak Kürdistan Bölgesi ile illegal bir anlaşma çerçevesinde , 2007 yılından bu yana, Bağdat'ın merkezi hükümetinden bağımsız olarak, petrol kaynaklarının satışı, ihracatı ve geliştirilmesi de dahil olmak üzere bu bölgenin petrol kaynaklarını yönetiyor. Irak Federal Mahkemesi'nin kararına göre Erbil'in, Kürdistan Bölgesi ve komşu bölgelerin tüm petrolünü Bağdat'taki merkezi hükümete devretmesi gerekiyor.
Irak hükümeti, bunun üzerine Paris'teki Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Tahkim Mahkemesi'ne şikayette bulundu. Mahkeme, 2014-2018 yılları arasında Bağdat merkezi hükümetinin izni olmadan Irak'ın Kürdistan bölgesinden petrol satışında işbirliği yapması nedeniyle Türkiye'yi Irak'a 1,5 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum etmişti. Bu kararın ardından Türkiye, Kuzey Irak'tan petrol akışını durdurdu.
İki komşu ülke arasındaki ilişkilerdeki temel sorunlardan biri, Irak'ın bir bölümünün yasadışı askeri işgali ve Dicle nehri üzerine "İlislo" barajının inşa edilmesi olduğu bir ortamda, Türkiye Irak petrolünün satışına ilişkin şartların açıklanması Ankara yetkililerinin ve Türk medyasının gündeminde yer aldı.
Hiç şüphe yok ki Ankara hükümetinin son birkaç yıldır uyguladığı baraj inşa politikaları her zaman komşu ülkelerin zararına olmuştur. Türk hükümetinin, başta Irak ve Suriye olmak üzere ülkelerle yaşadığı siyasi ve güvenlik sorunlarını, suyun kaynağından gönderilmesini engellemek gibi yöntemlerle koşullandırmaya çalıştığı görülüyor.
Binlerce yıldır Türkiye dağlarının kaynaklarından komşu ülkelere su akarken, şimdi Erdoğan hükümeti yetkilileri, binlerce yıllık nehirlerin yolunu değiştirmek ve kurutmakla bölge ülkelerini su sıkıntısına sokmak istiyor. Bu sürecin devam etmesinin bölge hükümetlerinin ve milletlerinin yani Türk hükümetinin sorunlarını daha da ağırlaştırabileceği açıktır. Bu arada Türk heyetinin Irak'taki taleplerini yerine getirememesi, komşu ülke liderlerinin Türk hükümetinin uygunsuz politikalarına karşı ilk tepkisi olarak değerlendirilmelidir./