Trump yönetiminin İran’a çelişkili mesajları
(last modified Thu, 30 May 2019 15:28:39 GMT )
Mayıs 30, 2019 18:28 Europe/Istanbul
  • Amerika-İran
    Amerika-İran

Amerika başkanı Donald Trump her zaman İran İslam Cumhuriyetine karşı hasmane tutumlarını, İran’a azami baskılar uygulamakla Washington’un isteklerine boyun eğdirmeye zorlamak için vurgulamıştır.

Buna rağmen söz konusu olumsuz tutum, Trump yönetiminin beklentilerin aksine Washington’un hedefindeki etkileri beraberinde getirmedi. Bu yüzden Amerika’nın İran ile müzakere için bazı belirtiler göze çarpıyor. Örneğin Trump İran ile müzakereye hazır olduğuna işaretle Amerika’nın İran’da çıkarlarını koruyan İsviçre aracılığı ile bir telefon numarası vererek İranlı yetkililerden kendisini aramalarını istedi. Trump hatta son Japonya ziyareti sırasında Japonya başbakanı Şinzo Abe’den arabulucu olmasını isteyerek, onun bu hedefle Tahran ziyaretini olumlu karşıladı.
Fakat tüm bu girişimler ve tutumlara rağmen Washington yine de İran’a karşı baskıları yoğunlaştırmak ve iranofobi akımını yaymaya vurgu yapıyor ve Arap ülkelerinden sözde İran tehditlerine karşı birlik olmalarını istiyor.
Böylece Trump yönetimi aynı anda hem baskı siyasetlerini, hem de müzakereye çağrı politikasını yürütmektedir. Bu bağlamda Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü  Morgan Ortagus, Tahran’ı müzakereyi kabul etmeye mecbur bırakıncaya kadar azami baskıların süreceğini iddia etti. 
Ortagus bir basın toplantısında “İran’a karşı azami baskıları, kapsamlı bir anlaşma için müzakereye zorlayıncaya kadar devam edeceklerini” iddia etti. 
Amerika Bercam anlaşmasından çekilince İran’a karşı kapsamlı ve yoğun baskılar ve yaptırımlara başladı; hedef ise Tahran’ı, kendisinin istediği tüm konuları içeren bir anlaşmaya zorlamaktır.
Amerika’nın bu tutumu, Washington’un sultacı hedeflerine karşı uluslararası bir güç olan Rusya’nın yoğun eleştirisine sebep oldu. Bu bağlamda Rusya dışişleri bakan yardımcısı Tahran ziyareti ve İranlı yetkililer ile görüşmelerin ardından Amerika’nın İran karşıtı siyasetlerini eleştirerek, Washington’ın Tahran’ı korkutmaya çalıştığını söyledi.
Riabkov, Amerika’nın İran siyaseti ile ilgili Rossiyskaya gazeta’ya    (Российская газета) verdiği demeçte, “Birleşik Devletler’in İran’a dair baskısı ve bu ülkeyi korkutmaya çalıştığına şahit oluyoruz… Aynı zamanda (Amerika tarafından) hiçbir olumlu çalışma programı da yoktur ve Birleşik Devletler hiçbir alternatif sunmuyor ve sadece görüşmeye hazır olduğunu ilan ediyor. Fakat bu gerçek bir diyaloğa temel oluşturamaz.” dedi.
Riabkov, İran saati ile bugün sabah saatlerinde yayınlanan söz konusu demecinde “eğer Amerika gerçekten İran ile teamül ve görüşmekten yana ise, İran’ın müzakerelere katılması durumunda bir şey sunması gerekiyor” dedi.
İslam inkılabı rehberi Ayetullah seyit Ali Hamenei de Amerika’nın sadakatsizliği, çelişkili ve düşmanca tutumu nedeni ile Washington ile her türlü görüşmeyi reddediyor. Nitekim Çarşamba akşamı İranlı üniversite hocaları ve eğitim görevlileri ile görüşmesinde de bu konuya bir kez daha değindi. Ayetullah Hamenei daha önce 14 mayıs tarihinde ülke yetkililerini kabulünde, İran halkının kesin seçeneğinin Amerika’ya karşı direniş olduğunu, bu karşılaşmada muhakkak Amerika’nın geri çekilmeye mecbur kalacağını” belirtti.
Amerika’nın İran İslam cumhuriyeti tarihindeki tutumu her zaman tehdit ve baskı üzerine kurulmuştur. Buna rağmen İran son 40 yılda sürekli Amerika’nın siyasetleri ve zorbalığına karşı direnmiş ve pratikte Washington kumpasları ve propagandalarını etkisizleştirmiştir. İran aynı zamanda Amerika yaptırımlarının üstesinden gelebileceğini ve Trump’ın hasmane siyasetleri ile mücadeleye kadir olduğunu da ispatlamıştır./