Amerika'nın yeni yaptırımları; İran'ı zayıflatmak için boş çaba
Trump yönetimi İran'ı kendisinin yasa dışı ve gayrı meşru istekleri karşısında teslim almak için İran'a azami baskı siyasetlerini uygulamaya devam edip Mayıs 2018 tarihinde Bercam Nükleer anlaşmasından tek taraflı çıktıktan sonra da İran aleyhinde bu yaptırımları şiddetlendirmiştir.
Bu sürecin sonuçsuz olmasına rağmen Washington hala yaptırımların artmasına vurgu yapıyor. Bu doğrultuda ABD 25 Haziran perşembe günü İran'ı yeni yaptırımlarla hedef aldı. Söz konusu yaptırımlar çelik ve diğer metal endüstrilerinde faaliyet gösteren sekiz şirkete yönelik uygulanıyor. Dünya Sircan Çelik Firması, İran Merkezi Demir Taş Firması ve Metil Çelik şirketi yaptırıma hedef olan İranlı şirketlerden sadece bir kaçıdır. Amerika Hazine bakanlığının bildirisinde, bu kurumun Hong Kong'daki Mobarake Iran Çelik Firması'nın bir yan kuruluşu da dahil olmak üzere İran'ın metal endüstrisinde faaliyet gösteren dört çelik, alüminyum ve demir şirketlerine karşı harekete geçtiğini açıkladı. Bu Amerikan kurumu ayrıca Mobarake Çelik Firmasının mülkiyeti veya yönetimi konusunda Alman merkezli bir bayiye ve BAE'indeki üç bayiye yaptırım uyguladı. Bu yaptırımlar, İran'ın demir, çelik ve alüminyum sektörlerine yaptırım gerektiren 13871 sayılı icra emri kapsamında yürürlüğe geçti. Mobareke Çelik Firması bundan önce de 2018 yılında Amerika'nın yaptırım listesinde yer almıştır. Batı Asya ve Kuzey Afrika'da en büyük çelik üreten firma olarak bilinen İsfahan Mobareke Çelik Firması ABD kaynaklarının raporuna göre İran'ın GSYİH'nın (gayrı safi yurt için hasılası) yüzde bir üretiminde payı vardır.
Washington, Tahran'ı dünya genelinde mali işlemlerini finanse etmek için yabancı metal üreticilerinin ve bayilerinin kârlarını kullanmakla suçladı. ABD hazine bakanı Steewen Menchuin yeni yaptırımlar hakkında şöyle dedi:" İran rejimi çelik üreticileri ve yabancı bayi temsilcilerinin kârlarını dünyadaki istikrarsızlaştırıcı davranışları finanse etmek için kullanır. ABD, bu sektörlerin gelirleri İran halkının refahına tahsis edilene kadar İran ekonomisinin kilit bölümlerini izole etmeye kararlıdır." Washington'un İran halkının refahı için iddia ettiği kaygıları öyle bir dönemde gündeme geliyor ki Amerika'nın benzersiz yaptırımları ve Trump yönetiminin yaptırım baskılarını artırma çabaları,yaşam koşullarını sadece İranlılar için zorlaştırdı. Trump yönetimi, yoksulluk ve isyan stratejisine dayanarak İran içinde huzursuzluk yaratmayı umuyor.
Washington'un iddiasına göre azami baskı siyaseti çerçevesinde tarih boyunca İran aleyhinde en şiddetli yaptırımların uygulanışı kendince Tahran'ı Pompeo'nun Mayıs 2018'de ortaya attığı 12 talebine teslim olmaya zorlayacak. Bu durumda İran halkının bu yaptırımlara karşı sergilediği örnek direnişi, Trump yönetimini hayal kırıklığına uğrattı ve İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu'nun terör örgütleri listesine dahil edilmesi, İslam inkılabı Muhafızlar Ordusunun Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani'nin suikastı ve İran'ın üst düzey yetkililerin yaptırımları gibi kışkırtıcı eylemlere başvurmaya yöneltti. Ayrıca zaman zaman, özellikle ekonomik gücün ve İran'ın ihracatının devam etmesine yardımcı olmak için çeşitli bahanelerle yeni şirketleri ve kişileri boykot ediyor.
ABD başkanı Donald Trump azami baskı siyaseti çerçevesinde ve Bercam Nükleer anlaşmasından çıktıktan sonra kendince tabir ettiği "iyi bir anlaşma"ya varmak için İran'ı müzakere masasında oturtacağına söz vermiştir. Trump yönetimi yetkilileri, maksimum baskı politikasının, özellikle İran ekonomisini paramparça ederek hedeflerine ulaşmada başarılı olduğunu defalarca iddia etti. Örneğin, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Perşembe günü İran'a karşı maksimum baskı kampanyasının başarılı olduğunu iddia etti. Pompeo bu hususta şu ifadeyi dile getirdi: " Kuşkusuz İran'a karşı maksimum baskı kampanyası başarılı olmuştur."
İran aleyhinde maksimum baskı kampanyasının yürürlüğe geçmesinden iki yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, Trump İran karşısında hedefine ulaşamadı ve ABD'deki çeşitli gruplar tarafından, özellikle Kasım 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arifesinde eleştirildi. Trump'ı eleştirenler onu İran'a karşı açık ve etkili bir stratejiden yoksun kalmak, bu ülke ile gerginliği arttırmak ve ABD'yi müttefiklerinden ayırmakla suçladı. Aynı zamanda, korona virüsünün yayılması sırasında İran'a karşı yaptırımların artması, Trump yönetiminin insani hususları önemsemediğini gösteriyor. Uluslararası ilişkiler hocası Cemal Zehran şöyle diyor: Korona virüs pandemisinin yayıldığı bir dönemde İran aleyhinde Amerika yaptırımlarının devam etmesi bu ülkenin insanlığa karşı işlediği suçunu ortaya koyuyor."