Amerika’nın İran’a karşı bir başka büyük yenilgisi
Amerika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2231 sayılı kararı uyarınca bu yıl sona erecek olan İran’a silah yaptırımın kalkmasını engellemek için 2019 yılından beri yoğun çalışmalarda bulunuyor. Buna rağmen Washington’un İran’a karşı siyasi ve psikolojik savaşı ve Güvenlik Konseyi üyelerine baskıları ve yoğun diplomatik görüşmeleri, bir kez daha Washington’un fiyasko yenilgisi ile sonuçlandı.
Amerika’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne İran silah yaptırımının sona ermesine karşı sunduğu karar taslağı 11 çekimser, 2 evet ve 2 hayır oyu ile onaylanmadı. Taslağa Amerika ile birlikte sadece Dominik cumhuriyeti evet oy verirken Çin ve Rusya hayır oyu kullandılar. Bu konu Amerika dışişleri bakanı Pompeo’nun öfkesine sebep oldu. Pompeo, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin sorumlusudur. Konsey bugün bu temel görevine yenilgiye uğradı. Güvenik Konseyi makul olarak İran’a karşı silah yaptırımını 13 yıllığına uzatma kararını reddetti… Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliğin savunulmasına yönelik kesin girişimdeki kusur, anlaşılmazdır” dedi.
Pompeo’nun Güvenlik Konseyi’nin Washington’un illegal talebine hayır oyu vermesi Amerika’nın küresel alanda ve hatta Avrupalı müttefikleri yanındaki inzivasını gözler önüne sererken aynı zamanda Amerika’nın Güvenlik konseyi dahil uluslararası kurumlara karşı başına buyruk ve ben merkezli yaklaşımını gösteriyor. Washington açısından küresel kurumlar Amerika’nın hedefleri ve istekleri doğrultusunda adım attıkları zaman doğru çalışıyorlar aksi halde Washington yetkilileri şikayetlerde bulunarak söz konusu kurumları kendi görevlerini yerine getirmemekle suçluyorlar. Aslında Trump yönetiminin en önemli özelliklerinden biri de Amerika ve müttefiklerinin çıkarlarına karşı çalışan kurum ve kuruluşları suçlamaktır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Amerika taslağına hayır oyunun bir diğer sonucu, dünya toplumu ve hatta Washington müttefiklerinin bile Trump’ın İran’a silah yaptırımını uzatma gereksinimi iddialarını kabul etmemesi ve Beyaz Saray’ın isteklerine boyun eğmenin Bercam nükleer anlaşmanın sonu olduğuna karar kılmasıdır. 4+1 üyesi ve ikisinin Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı olan Avrupa troykası İran’a silah yaptırımın kalkması ile sözde sonuçlarından endişeli olduklarını açıklamalarına rağmen Bercam nükleer anlaşma ve maddelerinin, bu cümleden silah yaptırımının kalkmasının gerçekleşmesine vurgu yapıyorlar.
Fransa, İngiltere ve Almanya aynı zamanda kendi bildirilerinde Amerika taslağının Güvenlik Konseyi üyelerinin desteğini kazanmaktan yoksun olduğunu belirttiler. Fransa temsilciliği heyetinin bildirisinde şöyle yazılıyor: Fransa Amerika’nın önerdiği karara çekimser kaldı zira bu karar, yaptırımların sona ermesinden kaynaklı sorunlara uygun cevaptan yoksundur; ayrıca karar Konsey üyelerinin güvenini kazanamadığı ve fikir birliğe ulaşmak için gerekli maddelerden yoksun olduğu için muhtemelen bölgede güvenlik ve istikrarın ilerletme kabiliyetinden yoksun olacaktır.
Diğer yandan daha önceden de tahmin edildiği üzere Amerika’nın hegemonyası ve tek yanlılığına karşı olan Rusya ve Çin de uluslararası güçler olarak Washington karar taslağına hayır oyu verdiler. Bu da küresel düzende, Amerika’nın illegal ve mantıksız davranışlarına karşı güçlü bir akımın şekillenmekte olduğunu gösteriyor.
Şimdi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde kendi isteklerini gerçekleştirmekte çaresiz kalan Amerika diğer senaryolar peşindedir. Pompeo İran’a silah yaptırımının sona ermemesinden emin olana kadar tüm diplomatik araçları kullanacaklarını söyledi.
Bu senaryo Washington’un tetik mekanizması yani BM’in İran’a karşı yaptırımların otomatik olarak başlamasına yönelik tedididir. Buna rağmen Amerika’dan başka Güvenlik Konseyi’nde ister Washington müttefiki olsun veya olmasın hiçbir üye, Amerika’nın tetik mekanizmasını kullanma hakkına sahip olmadığını düşünüyor zira Amerika 8 Mayıs 2018’de Bercam nükleer anlaşmadan resmen ayrıldı.
İran’ın BM temsilcisi Mecit Tahti Revançi yayınladığı bildiride Amerika’nın tetik mekanizmasını kullanması durumunda İran’ın da karşılığının ağır olacağını, sonuçlarından da karşı tarafın sorumlu olacağı uyarısında bulundu./