Al-i Halife rejiminin Siyonist rejim ile normalleştirme anlaşması
(last modified Sat, 12 Sep 2020 13:34:50 GMT )
Eylül 12, 2020 16:34 Europe/Istanbul
  • Al-i Halife rejiminin Siyonist rejim ile normalleştirme anlaşması

BAE ve Siyonist rejim arasında ilişkileri normalleştirme anlaşmasından yaklaşık bir ay geçerken Amerika başkanı Donald Trump Bahreyn'in de korsan rejim İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye karar verdiğini duyurdu.

Trump 13 Ağustos tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri ve Siyonist rejimin, aralarındaki ilişkileri normalleştirme kararı aldıklarını duyurdu. Yapılan anlaşmanın ardından kısa bir süre içinde Bahreyn'in de ırkçı rejimle ilişkilerini normalleştireceği bekleniyordu.
Bu arada Manama ve Tel Aviv arasındaki ilişkilerin normalleştirme anlaşmasında bazı önemli konular dikkat çekiyor.
Her şeyden önce bu anlaşma Arap Birliği oturumundan sadece 2 gün sonra ilan edildi. Arap Birliği 9 Eylül gününde BAE ve korsan rejim anlaşmasını kınamazken üstelik dolaylı olarak destek bile verdi. Bahreyn ve ırkçı rejim anlaşmasının Arap Birliği oturumundan sadece 2 gün sonra ilan edilmesi, her şeyden ziyade Arap ülkelerindeki siyasette Arap kimliğinin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.
İkincisi, BAE ve korsan rejim anlaşmasında, BAE veliahdı, anlaşmanın batı yaka ilhakının iptaline karşılık yapıldığını iddia etmesine rağmen Manama ve Tel Aviv anlaşması ise hiçbir şeye karşılık yapılmasıdır. Bu ise Muhammed bin Zaid iddiasının da yalan olduğunu, siyonist rejimin Birleşik Arap Emirlikleri veya Bahreyn ile barış anlaşmasına karşı hiçbir imtiyaz vermediğini açıklıyor. Bu bağlamda korsan rejim başbakanı Benyamin Netanyahu ise BAE’ni kast ederek 3. Arap ülkesi ile barış anlaşma imzalamanın 26 yıl sürdüğünü fakat 4. Arap ülkesi ile anlaşmanın sağlanmasının sadece 29 gün sürdüğünü ifade etti.
3. konu ise Bahreyn ve korsan rejim anlaşmasının da Birleşik Arap Emirlikleri ve rejimin anlaşması gibi Amerika başkanı Donald Trump tarafından ilan edilmesidir. Bu da söz konusu Arap ülkelerin görünüşte bağımsız olduklarını, pratikte dış siyasetlerinde karar almakta asla bağımsız olmadıklarını gösteriyor.
Bahreyn Amerika'nın 5. Deniz filosunun üssüdür ve Washington Al-i Halife rejimini tehditler ve özelikle iç tehditlere karşı destekleme görevi vardır.
Bu bağlamda Filistin İslami Cihat Hareketi enformasyon merkezi sorumlusu Davud Şahab yaptığı açıklamada, “yapılan anlaşmanın Amerika’nın Bahreyn’in kayyımı olduğunu ve kralın da Amerika hükümetinin emirleri altında olduğunu” söyledi.
Bu ülkelerin Amerika’ya bağlılıkları herkes tarafından bilinmektedir, öyle ki hatta Mısır’ın tanınmış eski milli takımı oyuncusu Muhammed Ebutrika Bahreyn ve siyonist rejim anlaşmasına tepki olarak, “siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirmek, ihanettir, Filistin meselesi kahramanların meselesidir, zayıflar ve alçakların değil” dedi. 
Konu hakkındaki 4. Önemli mesele ise Bahreyn ve siyonist rejim anlaşmasının, Arap ülkelerin ilişkilerinde stratejik sonuçları olmasından ziyade, Donald Trump için seçim malzemesi olmasıdır.
Al-i Halife rejiminin bu kararı herşeyden ziyade Trump için bir seçim malzemesidir. Amerika başkanlık seçimlerine 2 aydan az bir süre kalmışken Trump yönetimi 4 yıllık çalışma bilançosunda dış siyasette belirli her hangi bir başarısı yoktur. Siyonist rejimin Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile ilişkileri normalleştirmesi, Trump’a dış siyasette başarı oluşturmak hedefi ile yapıldığı açıkça görülüyor.
5. konu ise BAE’ne rağmen Bahreyn’in güçlü bir ekonomisi yoktur ve bir çok ekonomi sorunu yaşıyor ve aynı zamanda Bahreyn’de Amerikan karşıtlarının güçlü konumları var öyle ki 14 Şubat 2011’den itibaren Bahreyn, halkın yoğun protestolarına tanık olmaktadır. 
Muhaliflere karşı Manama’yı Amerika desteklerken Ali Halife desteğin kesilmemesi için korsan rejim ile anlaşma yapmaya mecbur kaldığı görülüyor.
Tüm bu sebeplerden dolayı Ali Halife’nin siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirmekle büyük bir stratejik hata yaptığı, bu hatanın kendisinin devrilmesine ortam oluşturabileceği söylenebilir./