Fransa, Almanya ve Çin Liderlerinin BERCAM Nükleer Anlaşmasına Vurgusu
(last modified Thu, 08 Jul 2021 05:08:17 GMT )
Temmuz 08, 2021 08:08 Europe/Istanbul
  • Fransa, Almanya ve Çin Liderlerinin BERCAM Nükleer Anlaşmasına Vurgusu

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya şansölyesi Angela Merkel ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jin Ping, yaptıkları telefon görüşmesinde Viyana'da bulunan taraflardan BERCAM nükleer anlaşmasının canlandırılması amacı ile açılan pencereden ve ortaya çıkan fırsattan en iyi şekilde yararlanmalarını istediler. Sözkonusu liderler, ayrıca derhal sonuca varılmak üzere müzakerelerin devam ettirilmesini ve ilerletilmesini istediler.

 4+1 üyesi olan  üç ülkenin liderlerinin  nükleer anlaşmanın korunması doğrultusunda  ortaya çıkan fırsatı yararlanma vurgusu  aslında bu anlaşmanın bölgesel ve küresel güvenlik ve barış alanındaki konumundan kaynaklıdır. 

Özellikle de Avrupalılar  BERCAM nükleer anlaşmasının korunmasında daha fazla ısrarcılar.  Avrupa Birliği ve  Avrupa Troykası  4+1'in Batı kanadı olarak  defalarca  bu anlaşmanın küresel ve bölgesel barış ve güvenliğin korunmasındaki rolüne vurgu yaparak  bu anlaşmanın bekasını istemiş ve  bu alanda ellerinde geldikleri her şeyi yapacaklarını iddia etmişlerdi. 

Çin ise  4+1 grubunun  Doğu kanadı üyesi olarak Rusya ile beraber  iki önemli küresel güç olarak Amerika ile ciddi farklılıklar yaşamaktadırlar.  Böylece bu ülkelerin de Avrupa'ya benzer tutum içerisinde oldukları söylenebilir. 

Çin cumhurbaşkanı Xi Jin Ping'in belirttiğine göre: " BERCAM anlaşması  çok taraflılığın ürünüdür. Batı Asya'da  nükleer silahların gelişmesinin önlenmesi ve barış ve istikrarın korunması için büyük öneme sahiptir.Bu yüzden etkin bir şekilde hayata geçirilmelidir. "

 4+1 grubunun Doğu ve Batı üyelerinin  bu anlaşmayı desteklemelerine rağmen  Amerika'nın bu alandaki performansı ve tutumu, tamamen sorgulanabilir niteliktedir.  Biden hükümeti  Viyana'da süren müzakereler yolu ile   Amerika'nın nükleer anlaşmaya geri dönem yolunun açılması koşulları hazırlamak istediğini iddia ediyor. 

Halbuki Amerika eski başkanı Donald Trump  Mayıs 2018'de  bu ülkenin resmi olarak BERCAM anlaşmasından çekildiğini söyledi.  Trump defalarca  BERCAM'ı sert bir dille eleştirerek   bu anlaşmayı Amerika'nın en kötü anlaşması adlandırıp bu anlaşmadan çıkma tehdidinde de bulunmuştu. Sonunda ise bu tehditlerini de gerçekleştirdi. 

Şimdi de Biden hükümeti BERCAM nükleer anlaşmasına geri dönme iddiasında bulunsa da pratikte  bu anlaşmayı yok edecek bir yaklaşım içerisine girmiştir. 

 Washington Viyana müzakereler  sürecinde zaman ve içerik açısından  aşırı taleplerde bulunmaktadır.

 

Öte yandan,   Biden hükümeti   İran'ın bölgesel siyasetleri ve  füze kabiliyetlerini de bu müzakerelere  dahil etmek istiyor. 

Buna ilaveten Biden hükümeti   İran'a karşı tüm yaptırımları topyekun kaldırmaktan yana olmadığını da bildirmiştir. Bu hükümet BERCAM nükleer anlaşmasına  dönmek için iptal edilmesi gereken  yaptırımların kaldırılacağını ve geri kalan yaptırımların devam edeceğini göstermeye çalışıyor. 

 Amerika meselesi siyasi uzmanı Joseph Cirincione şöyle diyor: "  Biden, yolunu değiştirmedi müddetçe,  BERCAM nükleer anlaşması gibi hayati bir anlaşmayı kaybetme riski bulunmaktadır. "

  Bu durum  ise  4+1 üyelerinden biri olarak  Rusya'nın tepkisine de yol açmıştır. 

Rusya'nın Viyana'daki uluslararası kurum ve kuruluşlardaki temsilcisi Mihail Ulyanov ise Pazartesi günü  paylaştığı Tweet'inde  bölgesel güvenlik ve İran'ın füze kabiliyeti gibi konuların  Viyana'daki müzakerelerde konuşulmasının gündeme getirilmesine değinerek şöyle yazdı: "  Bu durum bir taşla bir kaç kuşu vurmak mahiyetinde olup gerçek dışı ve yapıcı olmayan bir durumdur.  Müzakerelerde belirlenen hedef, sadece temel BERCAM anlaşmasının canlandırılmasıdır. "

 Bu üst düzey Rus makamın bu sözleri,  Amerika'nın  fırsattan yararlanıp İran'ı baskı altında bırakmak ve büyük avantajlar ve tavizler almak girişimleri ile ilgilidir.  Halbuki Tahran   açık bir şekilde   sadece BERCAM anlaşmasını mevcut hali ile ele alacağını ve maddelerine getirilecek her türlü değişikliği kabul etmeyeceğini  vurgulamıştır.  Buna ilaveten İran her daim nükleer meseleler dışında örneğin füze kabiliyeti veya bölgesel siyasetleri hususunda müzakere yapmayacağının da altını çizmiştir.