ABD'nin Afganistan'daki yeni siyasetleri
(last modified Fri, 07 Oct 2022 16:24:39 GMT )
Ekim 07, 2022 19:24 Europe/Istanbul
  • ABD'nin Afganistan'daki yeni siyasetleri

Amerika'nın Afganistan Maslahatgüzarı Karen Decker, ülkesinin Afganistan'a tekrar askeri müdahalede bulunmasının pek olası olmadığını, ancak uluslararası tanınma gerekliliklerini karşılamak için Taliban ile etkileşime girmeye ve bu grup üzerinde insan hakları baskısı uygulamaya vurgu yaptı.

ABD'nın yirmi yıllık işgalin ardından bir yıl önce Afganistan'dan zavallı durumda ayrılması ve  bu ülkeye askeri olarak geri dönmeyecek olması doğaldır. ABD, bölgedeki askeri üsleri aracılığıyla Afganistan'la ilgili olup bitenleri denetlediğini ve bu ülkenin  iç işlerine askeri müdahalede bulunmayacağını iddia ediyor. Oysa Taliban, Afganistan hava sahasının Amerikan savaşçıları ve insansız hava araçları tarafından ihlal edilmesi konusunda Washington hükümetini defalarca uyardı. Dolayısıyla, merkezi Katar'da bulunan Amerikan Maslahatgüzarı'nın Afganistan için bu iddiası yalandan ibarettir ve Afganistan kamuoyunu aldatmaktan başka bir şey değildir.

Afgan uzman Ekram Arefi bu konuda şöyle diyor: "Amerika Afganistan'dan ayrıldığını iddia etse de, hala bu ülkenin güvenlik işlerine müdahale ediyor. Washington'un Afganistan'a bakışı, uluslararası ilkeler açısından ülkelerin egemenlik yasalarını ihlal eden bir vasi görüşüdür."

Bu arada Amerika'nın Taliban için planı, tüm ülkeler için kullandığı insan hakları meselesidir. Amerika bu taktiği, ülkelere gayri meşru taleplerine uymaları amacıyla baskı yapmak için kullanıyor.

Şu anda sadece Afganistan'da değil, diğer ülkelerde de kadın meselesi, Amerika'nın sözde insan hakları savunması kapsamında yaptığı müdahalelere bahane oldu. Oysa özellikle kadınlar konusunda en büyük insan hakları ihlali Amerika'da yaşanıyor ve Washington hükümeti bunlara gözlerini kapamış durumda.

Şimdi ise özellikle eğitim alanında kadın ve kız çocukların haklarına saygı göstermek gibi bir isteği olmayan Taliban, Amerika'nın Afganistan'daki kadın ve kızların haklarını sözde insan hakları kapsamında savunduğunu iddia etmesi için uygun bir bahane oluşturdu.

Afgan uzman Muhammed Hasan Caferi bu konuda şunları söylüyor: "Amerika, sadece Afganistan'da değil, diğer ülkelerde de IŞİD dahil terörist grupları destekleyerek savaş suçları işledi ve yetkili bir mahkemede yargılanması gerektiği halde Afganistan'daki insan hakları meselesini küstahça konuşmaya devam ediyor."

Her halükarda, ABD'nin Afganistan Maslahatgüzarı, Afganistan'da ABD askeri müdahaleleri konusunda demagojik bir tavır benimsedi ki bu ülkenin insanları için Amerika'nın Afganistan'daki cinayetleri kimseden saklanan bir konu değil. Ayrıca ABD SİHA saldırılarıyla Afgan halkını öldürmeye devam ediyor. Terörist grupları vekil güçler olarak desteklemek ise hala Washington'un Afganistan'daki politikalarından biri olmaya devam ediyor.

Ayrıca terörün Afganistan'dan bölge ülkelerine geçişi, ABD'nin Afganistan ve bölge meselelerinde diğer stratejik siyasetlerinden biridir.
Güvenlik ve insan hakları konularının yanı sıra, Afgan varlıklarına el konulması, Amerika'nın Afganistan'daki suçlarından bir diğeridir ki Afganistan'da bu ülke halkının mal varlığını rehin alarak sinsi politikalarını uygulamaya çalışıyor. Afganistan halkının ekonomik olarak en kötü durumda olduğu bir sırada, Afganistan halkının yaklaşık 10 milyar dolarlık mal varlığına el konulması, bu ülkenin iş ve piyasalarına en büyük darbe olarak kabul ediliyor. Bu konu ayrıca Afganistan'da çocukların yetersiz beslenmesine bile neden olmuştur. Çünkü bu ülkenin Amerika'nın el koyduğu herhangi bir malı ithal etmek veya yatırım yapmak için finansal kaynaklara ihtiyacı var. Amerika Afganistan'ı yirmi yıl işgal ettikten sonra  bu ülkenin insanlarına bir virane bırakmıştır.