Macron’un açıklamalarına karşı Aliyev’in itirazı ve çift taraflı açıklamaları
Azerbaycan Cum. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Kazakistan toplantısında yaptığı açıklamaları eleştirerek memnuniyetsizliğini dile getirerek “kabul edilemez olduğunu” belirtti.
Macron bir süre önce Bakü’yü 2020 yılında 44 günlük savaşı başlatmakla suçlarken, Rusya’yı da Ermenistan’a karşı Bakü’yü desteklediğini belirtti.
Hiç şüphesiz İlham Aliyev’in Fransa yetkililerinin Bakü ve Moskova’ya karşı açıklamalarını abartması, Rusya’nın daha fazla ilgisini çekmek hedefi ile yapılıyor. Azerbaycan Cum. Cumhurbaşkanı'nın bu davranışları, Ermenistan'ın Batı hükümetlerine, özellikle Fransa'ya bağımlılığını göstermek içindir ve Erivan yetkililerinin Batı ile bütünleşme eğiliminde olduğunu iddia etme niyetindedir. Hal bu ki Azerbaycan Cum. Rusya siyasetlerine ilgi duyarken onları izliyor ve bu ülkeye eğilimlidir. Fakat Moskova Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin batı veya doğuya eğilimli olduğunun çok iyi farkındadır.
Bu bağlamda bir diğer önemli konu, Amerikalı yetkililerin son açıklamaları ve ayrıca Erivan yetkililerinin Rusya’yı sorgulamasıdır. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı uygun adımları atarak Güney Kafkasya'daki barış sürecini desteklemeye devam etmeye çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanı, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, son zamanlarda dışişleri bakanları ile Bakü ve Erivan liderleri arasında yapılan doğrudan görüşmeler de dahil olmak üzere olumlu adımları takdir etti. Blinken’in sözlerinden, Bakü ve Erivan liderlerinin direkt görüşmelerini desteklediği ve Karabağ barış sürecinden Rusya’yı silmek hedefinde olduğu anlaşılıyor.
Bu arada Ermenistan dışişleri bakanı Ararat Mirzoyan da Rus mevkidaşı Sergey lavruf ile CICA oturumunda yaptığı görüşmede, “Azerbaycan cumhuriyetinin doyumsuz iştahının artmasına şahit olduklarını” söylemekle, Rusya’nın Karabağ münakaşasındaki siyasetlerini sorgulamaya çalıştı.
Moskova makamlarının son haftalarda Bakü ve Ankara makamlarının Güney Kafkasya bölgesi sorunlarıyla ilgili eylemlerine sessiz kaldığı gerçeği görmezden gelinemez. Tabi ki Moskova yetkililerinin sessizliği, siyasi çevrelerde şüpheler uyandırmıştır. Fakat görünüşe göre başta Amerika ve Fransa olmak üzere batı hükümetlerinin Ermenistan’a destekleri ve Azerbaycan Cum. cumhurbaşkanının Rusya’ya yaranmaya çalışması, Moskova’nın güney Kafkasya konularındaki tutumunu değiştireceği için yeni bir dönem başlatabilir.
Bu arada Aliyev, batılı ülkelere kıyasla Rusya’nın Kafkasya bölgesinde barış veya kargaşanın oluşması için daha önemli ve ciddi bir güce sahip olduğunun farkındadır. Bu yüzden Aliyev’in yeni tutumu ve açıklamaları, onun kişiliğini daha da gün yüzüne çıkarıyor.
Bu bağlamda üzerinde durulması gereken konu, bizzat İlham Aliyev’in, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Prag'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arabuluculuğunda yaptığı dörtlü görüşmedir. Dörtlü toplantı, Avrupa Siyasi Topluluk Kulübü zirvesi çerçevesinde 6 Ekim'inde Prag'da yapıldı.
Dörtlü görüşmenin ardından Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan, birbirlerinin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tanınmasına ilişkin bir bildiri yayınlayarak, barış anlaşmasının bu yılın sonuna kadar imzalanmasına karar verdiler. İlham Aliyev'in Prag'da Fransa, Türkiye ve Ermenistan ile dörtlü görüşmeye katılması, bizzat kendisinin daha önce Minsk Grubu'nun dağılmasından bahsettiği bir ortamda gerçekleşti. Fakat Aliyev’in bu katılımı, onun hala batı veya doğuya eğilim konusunda çelişkili tutum izlediğini gösteriyor.
Bu bağlamda daha da ilginç bir nokta, Prag'daki dörtlü görüşmenin ardından Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın birbirlerinin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tanınmasına ilişkin bir bildiri yayınlamış olmalarıdır. Böylece Bakü ve Erivan, Moskova'yı görmezden gelerek, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGIT Minsk Grubu eşbaşkanlarından Fransa'nın katılımıyla Karabağ sorununa ilişkin bir belge imzalayarak anlaşmaya vardılar. Bu da, Prag toplantısında Dağlık Karabağ barış anlaşmasına ilişkin bir belge imzalayan dört ülkenin, Rusya'yı görmezden gelmesi anlamına geliyor./