Nisan 06, 2018 18:52 Europe/Istanbul

Bu bölümde Barcelona olaylarını ve ardından İspanya’da yaşananları ele alacağız.

Namaz zamanı yaklaşıyor fakat Barcelona’nın kalbinde bulunan küçük caminin imamı Raca Miah, namaz için fazla kişinin gelmesini beklemiyor. Miah caminin küçük odasında oturmuşken yandaki odada da çocuklardan küçük bir grup ise Kur’an okuyor. Miah, “Müslümanlar çok korkmuşlar; Perşembe günü yapılan terör olaylarından sonra kimse korkudan evden çıkmıyor. Namaz için çok az insan geliyor” diyor.

Barcelona’yı gölgesi altına alan bu korku, Perşembe günü yaşanan terör saldırısı ardından oluştu. Avrupa’da yaşanan diğer terör olayları gibi yine Müslümanlar birinci dereceden zanlı olarak ilan edildiler. Radikal sağlar da İslam karşıtı bu atmosferden yararlanarak Müslümanlar ve onlara ait mekanları saldırı hedefleri olarak seçiyorlar. Sevilla kentinde bir cami 19 Ağustos 2017 tarihinde ırkçıların saldırısına uğradı. Olayda kimliği belirsiz kişiler caminin duvarlarına Müslümanlara ve kuzey Afrika kökenlilere hitaben İslam karşıtı sloganlar yazdılar. Sloganlardan biri, Müslümanların kafasını kesme tehdidi idi.

Granada kentinde bir camide yine aşırı sağcı ırkçılar tarafından saldırıya uğrayarak kundaklandı. Olay sırasında camide bulunan kadın ve çocuklar, camiden kaçmak zorunda kaldılar. Irkçılar üzerinde “ Bu camiye mali yardım eden herkes, terörizmi destekliyor” yazılı pankartla camiye saldırdılar. Granada cami sözcüsü Halid Nito, polise verdiği raporda saldırının nefretten kaynaklandığına işaretle, ırkçıların Barcelona’daki saldırı ardından Müslümanlara karşı oluşan rahatsızlık duygularını suiistimal ederek kendi ırkçı düşüncelerini ilerletmek istediklerini söyledi. Nito halka hitaben Müslümanların da herkes gibi terörist grupların adaletsizliklerinin kurbanı olduğunu da sözlerine ekledi. Amerikan NBC News internet sitesi de bir çok uzmandan naklen bu kentte yaşayan Müslümanları zor günlerin beklemesinden endişeli olduğunu duyurdu.

Barcelona kentinden gazeteci yazar Cavid Mogal, IŞİD teröristlerinin İspanya’daki saldırıları nedeni ile Müslümanların yaşamlarını olumsuz etkilemesinden endişeli olduğuna işaretle, “ Katalonya bölgesinde bir kişinin katil olması bahanesi ile tüm bölge halkı ve Müslümanların suçlu ve katil olmasının düşünülmemesi gerektiğini” belirtti.

Fakat batıda bir çokları, İslamofobi ve Müslümanlara karşı nefret duyguları Avrupa’da yaymak için her fırsatı kolluyorlar. Bunlardan biri, Barcelona’nın Yahudilerin baş hahamı Mair Bar-Hen’dir. Bar-Hen Barcelona’daki Yahudilerin ölüme mahkum olduklarını, zira İspanya yetkililerinin radikal İslam ile mücadele etmek istemediklerini iddia etti. Barcelona baş hahamı bu olayı suiistimal ederek ülkede yaşayan Yahudileri, işgal edilen Filistin topraklarına göçe teşvik etti.

Mair Bar-Han Yahudi JTA haber ajansına demecinde, “Cemaatimdekilere şunu söylemek istiyorum: Burada sonsuza kadar kalacağımızı düşünmeyin. Onlara İsrail’den kendilerine mülk almalarını söylüyorum” dedi. “Burası artık yitik bir yer” diye devam eden Bar-Hen: “Cezayirli ve Venezüellalı Yahudilerin hatalarını tekrarlamayın. Geç kalmaktansa erken gitmek daha iyidir.” dedi.

Mair Bar-Hen yaşanan saldırıların “aşırıcılık eğilimleri” olan büyük bir azınlık Müslümandan kaynaklandığına işaretle, bu gruptan kurtulmanın çok zor olduğunu zira onların çok güçleneceklerini, bunun tüm Avrupa için geçerli olduğunu iddia ederek, artık Avrupa’nın elden gittiğini belirtiyor.

Aslında bu radikal haham, Avrupa halkını Müslümanlarla karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Söylediği sözlerin en göze çarpan yanı, radikalizm, aşırıcılık ve şiddeti, islami öğretilere nispet vermesidir. Fakat bizzat Siyonist rejim bölgede ve dünyada aşırıcılık ve şiddetin başlıca kaynağıdır. Aslında Filistin topraklarının işgal edilmesi ve çakma İsrail rejiminin kurulması, aşırı sağcılar ve ırkçı yahudiler tarafından yapıldı. Siyonist rejim ırkçı bir rejim olarak, temeli apartaid ve ırkçılık üzerine kurulmuştur.

Hali hazırda tekfirci ve terörist gruplar, özellikle de IŞİD, çakma ve sahte Siyonist rejim ile sıkı ilişkileri ve bağlantıları vardır. Müslümanlar için Siyonist rejim başlıca düşman ve Müslümanların ilk kıblesini işgal eden çakma bir rejimdir. Fakat IŞİD gibi tekfirci ve terörist gruplar için Siyonist rejim İsrail bir düşman olmazken hatta destekçisi ve yakın ilişkileri olan bir kaynaktır. Bu konu yayınlanan belgelerle kanıtlanmıştır. Yaklaşık 2 yıl önce siyonsit rejim başbakanı kalem müdürünün bilgisayarına hackerler tarafından yapılan saldırıda, Siyonist rejimin Suriye’de teröristleri silahlandırmaya yönelik sıkı çalışmaların yapıldığı, bu bağlamda Suudi Arabistan ve Katar tarafından da geniş çapta destek yapıldığı ifşa edildi.

Hackerler Siyonist rejim güvenlik güçleri çalışanlarından bazılarının da kişisel bilgisayarlarına da ulaşmayı başardılar. Bu çalışanlardan biri Mendi el-Sefdi olarak tanınan Menzer el-Sefdi’dir. Sefdi Siyonist rejim başbakanı Benyamin Netanyahu bürosu çalışanlarından biri olarak Suriye dosyasında sıkı çalışmaları ile bilinen biridir. Sefdi’nin bilgisayarından hackerler tarafından ele geçirilen belgelere göre kendisi Suriye, Lübnan, Arabistan, Katar, Ürdün ve işgal edilen Filistin topraklarında paralı çeteler ve arabulucularca başta IŞİD ve Nusra cephesi gibi tekfirci ve terörist gruplara askeri, mali ve istihbarat desteği sağlıyordu.

Yayınlanan bir çok fotoğraf ve görüntüler Suriye’de yaralanan tekfirci teröristlerin işgal edilen Filistin topraklarında ve Siyonistlerin hastanelerinde tedavi edildiklerini gösteriyor. Hatta fotoğrafların birinde Siyonist rejim başbakanı Benyamin Netanyahu söz konusu tekfirci yaralıları hastanede ziyaret ediyor.

Siyonist rejimin Müslümanlarla düşmanlığı, her kes tarafından bilinen ve inkar edilemeyen bir gerçektir; fakat acaba İslam adı ile insanlığa karşı tüyler ürperten cinayetler işleyen bu tekfirci teröristler, neden Siyonist rejim İsrail düşmanı sayılmıyorlar?!!

Avrupa’da adalet ve barış yanlısı İslam adına bilinçsiz gençlerce işlenen terör saldırıları sadece bir tek hedef amaçlıyor, o da gerçek İslam’ın çehresini zedelemektir. Bu olayları, kendi siyasi amaçları için propaganda ve suiistimal eden, kendi cinayetlerini örtbas etmeye çalışan akımlardan biri, Siyonist rejimdir. Irkçı Siyonist rejim Suriye ve Irak’ı viran edip halkını katliam eden tekfirci teröristlerin saldırılarından azami derecede yararlanıyor. Bu grupların hedefi Siyonist rejimin saldırıları karşısında direnen direniş gruplarını zayıflatmaktır. Şimdiye kadar bir tek kurşun bile tekfirci teröristlerden Siyonist rejime sıkılmamıştır. Şimdiye kadar bir tek Yahudi, tekfirciler ve IŞİD terör grubunca hedef alınmamıştır. Bu da tekfirci teröristlerin Siyonistlere bağlı olduklarını gösteriyor

Barcelona kentindeki Müslümanlar kentte yaşanan terör saldırının ardından düzenledikleri etkinlik ve törenlerle olayda hayatlarını kaybedenlerin yakınları ile acılarını paylaşırken, bu olaylardan beraat ettiklerini, bizzat kendilerinin de bu olayların kurbanı olduğunu zira tekfircilerin işledikleri cinayetler nedeni ile Müslümanlara suçlu gözü ile bakıldığını belirttiler.